18 Şubat 2025 - 20 Şaban 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 55. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnemâ veliyyukumu(A)llâhu verasûluhu velleżîne âmenû-lleżîne yukîmûne-ssalâte veyu/tûne-zzekâte vehum râki’ûn(e)

Sizin dostunuz, sahibiniz, ancak Allah'tır ve Peygamberidir ve inananlar, namaz kılanlar ve rüku ederken zekat verenlerdir.

Bir gün, mescide bir yoksul gelmiş, Allah için bir şey istemişti. Namazda bulunduklarından hiç kimse bir şey verememiş, yoksul da yâ Rabbi tanık ol; P... Devamı..

(Ey mü’minler!) Sizin (gerçek) veliniz (sahibiniz ve destekçiniz) ancak Allah’tır, O’nun elçisidir, (ve yine) rükû ediciler (İslam nizamına boyun eğiciler) olarak namazı dosdoğru yerine getiren ve zekâtı veren mü’minlerdir.

Unutmayın ki, sizin dost ve yardımcınız sadece Allah, elçisi ve iman edenlerdir. O iman edenler ki, namazlarında devamlı ve dikkatlidirler, arındırıcı mali yükümlülükleri olan zekâtı da verirler ve Allah'ın karşısında da boyun eğerler.

Sizin veliniz, dostunuz, koruyucunuz, emrinde olduğunuz otorite yalnız Allah'tır, Rasulüdür, iman edenlerdir. Onlar namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanlar, Hakka ve tevhide yönelenler cemaatle namaza muntazam devam edenler, saygıyla Allah'ın emirlerine itaat edenler, İslâmî faaliyetlere-kamu hizmetine katılıp, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenlerdir.

Sizin dostunuz ancak Allah, Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rüku eden mü'minlerdir.

Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku' ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir.

Sizin veliniz ve yardımcınız ancak Allah'la onun peygamberidir; bir de iman edenlerdir ki, onlar, Allah'ın emirlerine boyun eğerek namaza devam ederler ve zekât verirler.

Dost ve sahibiniz, ancak ve ancak, Allah ve Allah elçisi ile; isteyerek, itaat ederek iman edip namaz kılan ve zekât verenlerdir.

Sizin dostunuz, ancak Allah'tır, peygamberdir ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılıp zekâtı veren, iman edenlerdir.

Ancak, sizin dostunuz, Allahla peygamberi, inanlı olanlarla namaz kılanlar, zekât verenler, rükû edenlerdir

(Ey inananlar!) Sizin gerçek dostunuz ve yardımcınız ancak Allah'tır ve O'nun Resulüdür, bir de Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı ikame eden ve zekâtı veren mü'minlerdir.

Sizin velîniz Allâh ve rasûldür. Îmân idenler, namâz kılanlar, zekât virenler ve Allâh’a rükû’ idenlerdir.[1]

[1] Rüku mütevekkilâne ’ibâdet itmekdir.

Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir.

Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir.

Sizin velîniz ancak Allah’tır, peygamberidir, bir de Allah’ın emrine boyun eğerek namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren müminlerdir.

Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler.

Gerçek dostlarınız, ALLAH, elçisi ve namazı gözetip alçak gönüllü olarak zekatı veren müminlerdir.

Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.

Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iyman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû' halinde zekât verirler

(Ey mü’minler!) Sizin gerçek dost ve yardımcınız ancak Allah ve O’nun Resûlü’dür; bir de (Allah’ın emirlerine) boyun eğerek namazı dosdoğru kılan ve zekât veren mü’minlerdir.

Sizin veliniz¹; ancak Allah, O'nun Resûlü ve “salatı ikame edip rukû halinde zekât veren”² mü'minlerdir.

1- Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Çevirilerde “Veli” ve velinin çoğulu olan “evliya” sözcüğüne “dost” olarak anlam verilmektedir. ... Devamı..

Sizin yâriniz ancak Allahdır, Onun peygamberidir, Allahın emîrlerine boyun eğici olarak namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren o mü minlerdir.

Sizin dostunuz ancak Allah'dır, O'nun Resûlüdür ve (Allah'ın emrine) boyun eğen kimseler olarak namazı hakkıyla edâ eden ve zekâtı veren mü'minlerdir.

Sizin veliniz (işlerinizi kendisine havale edeceğiniz vekil ve yardımcınız) ancak Allah’tır. Ve O’nun (mesajlarını tebliğ eden) elçisidir ve (Allah’a ve elçisine) iman etmiş olanlardır. Onlar (o iman etmiş olanlar) ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek (maddi ve manevi bir arınma ibadeti olan) namazı kılar, (yoksul, fakir, yetim, işsiz ve toplumun muhtaç kesimine) zekâtı verirler.*

(*) ‘’Veli’’ Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş: Çevirilerde “Veli” ve velinin çoğulu olan “evliya” sözcüğüne “dost” olarak anlam veril... Devamı..

Sizin, yardımına sığınacağınız (veli) Allah, onun elçisi ve namazı kılan, zekâtı veren ve saygıyla Allah’ın önünde eğilip iman edenlerdir.

Gerçekten sizin yardımcınız yalnız Allah’tır, Onun elçileridir, bir de inanan kimselerdir ki namaz kılarlar, zekat verirler.

Sizin yârınız, işinizi gören ancak Allah/tır, peygamberidir, namazı dosdoğru kılan, zekât veren, rükûda bulunan [⁵] mü/minlerdir.

[5] Huşu'da bulunan, nafile namaz kılan, yahut rükûda olsa da zekât veren, zekâta müsaraat eden.

Sizin dostunuz [veliyyukum] ancak Allah, elçisi, namazlarını dosdoğru kılanlar, zekâtlarını tam verenler ve rükû edenlerdir.

Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılıp rükû halinde zekât (sadaka) veren müminlerdir.

(Ebu Zer şöyle diyor: “Bir gün Hz. Resulullah ile birlikte öğle namazı kıldığımız bir sırada, bir dilenci mescittekilerden sadaka istedi, fakat ona ki... Devamı..

Sizin yardımcınız, koruyucunuz ve gerçek dostunuz kâfirler ve münâfıklar değil;ancak Allah’tır, O’nun Elçisidir ve tam bir teslimiyetleO’na boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir!

Doğrusu sizin veliyyniz Allah’tır, O’nun rasûlüdür; Namaz’ı kılan, Zekât’ı veren ve rukü’ etmekte olan inanmış kimselerdir.

Sizin biricik dostunuz Allah’tır, sonra onun resulü, sonra namazı huşu ile kılıp zekatını veren müminlerdir.

Ey Müminler! Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Allah’ın Resulüdür ve Allah’ın yasalarına boyun eğerek Salât-ı ikame eden, Zekât-ı dosdoğru verip varlıklarını ihtiyaç sahipleriyle paylaşan Müminlerdir.

Sizin dostunuz yalnızca Allah, Elçisi ve boyun eğerek namazı kılan ve zekâtı veren müminlerdir. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:257; Âl-i İmrân 3:68; Mâide 5:56; En‘âm 6:127; Câsiye 45:19.

Sizin dostunuz; Allah’tır, Onun Elçisidir ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazlarını dosdoğru ve devamlı kılan, zekâtlarını veren mü’minlerdir.¹

1 Bu bölüm, “…namazlarını kılan, rükû halindeyken bile zekâtlarını veren mü’minlerdir.” diye de anlaşılabilir.

Unutmayın ki sizin yardımcılarınız sadece Allah ve Elçi’si ve imana erenler olacaktır; (yani) namazlarında devamlı ve dikkatli olanlar, arındırıcı [malî] yükümlülüklerini yerine getirenler ve [Allah’ın karşısında] boyun eğenler:

Sizin gerçek veliniz/dostunuz Allah, O’nun elçisi, namaz kılan, zekât veren ve O’nun emirlerine boyun eğen müminlerdir. 8/72, 9/71

Yalnızca Allah, O’nun Elçi’si ve inananlardır sizin müttefikiniz. O inananlar ki, namazı hakkını vererek kılarlar, zekâtı gönülden gelerek verirler;[⁹⁵⁰] çünkü onlar Allah’a boyun eğerler.

[950] Îtânın “gönülden gelerek verme” anlamı için bkz: 92:18, not 14.

Sizin dostunuz yalnız Allah, O'nun Peygamberi ve Allah'ın emirlerine boyun eğen, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren müminlerdir.

Sizin veliniz, ancak Allah, Elçisi ve namazlarını kılan, zekâtların veren, rükû’a varan mü’minlerdir.

Sizin velîniz ancak Allah Teâlâ'dır. Ve O'nun peygamberidir ve imân etmiş olanlardır. O imân edenler ki, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar rükua varanlardır.

Sizin dostunuz ancak Allah'tır, O'nun Resulüdür ve Allah'a tam boyun eğerek namazlarını hakkıyla ifa eden, zekâtlarını veren müminlerdir.

Sizin veliniz, ancak Allah, Elçisi ve namazlarını kılan, zekatlarını veren, rüku'a varan mü'minlerdir.

Sizin dostunuz ve velîniz Allâh ve rasûli ve mü'minlerdir ki onlar namâzlarını edâ ve rükû'da oldukları halde zekâtlarını (sadakalarını) i'tâ iderler. [²]

[2] Yehûd rüesâsından İslâm olan Abdullah ibni Selâm bir gün nezd-i risâletpenâha gelüb akrabâsı ve kavmi olan Kureyza ve Nadîr yahûdîlerinin kendiler... Devamı..

Sizin yakın dostunuz (veliniz) sadece Allah ve Elçisidir; bir de namazını tam kılan ve saygıyla zekatını veren müminlerdir.

Sizin veliniz ancak Allah, O'nun Peygamberi, namaz kılan, boyun eğerek zekat veren müminlerdir.

Sizin veliniz ancak Allah'tır, Resulüdür, bir de namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, Allah huzurunda eğilen mü'minlerdir.

Sizin gönül dostunuz Allah'tır, O'nun resulüdür, bir de rükû eder bir halde namazı/duayı yerine getirip, zekâtı vererek iman edenlerdir.

degül dostuñuz yā arķa viriciñüz illā Tañrı daħı yalavacı daħı anlar kim įmān getürdiler anlar kim durudurlar namāzı daħı virürler zekātı daħı anlar ruķū' eylerler.

Sizüñ dostuñuz Tañrıdur, daḫı peyġamberi, daḫı mü’minlerdür. Namāzıdurġururlar ve zekātı virürler rükū‘da‐y‐iken.

Sizin haminiz ancaq Allah, Onun Peyğəmbəri və iman gətirənlərdir. O kəslər ki, (Allaha) namaz qılır və rükuda olduqları halda zəkat verirlər.

Your friend can be only Allah; and His messenger and those who believe, who establish worship and pay the poor due, and bow down (in prayer).

Your (real) friends are (no less than) Allah, His Messenger, and the (fellowship of) believers,- those who establish regular prayers and regular charity, and they bow down humbly (in worship).


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.