14 Şubat 2025 - 16 Şaban 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 54. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû men yertedde minkum ‘an dînihi fesevfe ye/ti(A)llâhu bikavmin yuhibbuhum veyuhibbûnehu eżilletin ‘alâ-lmu/minîne e’izzetin ‘alâ-lkâfirîne yucâhidûne fî sebîli(A)llâhi velâ yeḣâfûne levmete lâ-im(in)(c) żâlike fadlu(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ(u)(c) va(A)llâhu vâsi’un ‘alîm(un)

Ey inananlar, içinizden kim çıkar da dininden dönerse Allah onlara bedel öyle bir kavim getirecektir yakında ki o onları sevecek, onlar da, onu sevecek, inananlara karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı yüce olacak o kavim. Allah yolunda savaşacaklar ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayacaklar. Bu, Allah'ın lütfü ve inayetidir ki dilediğine verir ve Allah'ın lütfü boldur, o her şeyi bilir.

Tanrı'nın, dininden dönenlere bedel, meydana getirmeyi vaadettiği kavim hakkında birçok rivâyetler vardır. Hasan, Katâde ve Dahhâk'e göre bu kavim, di... Devamı..

Ey iman edenler! İçinizden kim (ve hangi kesim) dininden (haklı ve hayırlı çizgisinden) geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerlerine) Kendisinin onları sevdiği, onların da Kendisini sevdiği; mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise ’güçlü ve onurlu’ olan, Allah yolunda cihad edip (çaba harcayan) ve (gerçekleri savunmak hususunda hiçbir) kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk (ve ekip) getirir. İşte bu Allah’ın bir (ikramı ve) fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle Vâsi) geniş ve kuşatıcıdır, Alîm’dir. (Her şeyi ayrıntılarıyla Bilendir.)

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki, Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, O onları sever, onlar da O'nu severler. O toplum mü'minlere karşı alçak gönüllü, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere karşı, onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah lütfunda sınırsız olup, herşeyi bilendir.

Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden kimler dininden döner, şerîatından vazgeçer, medeniyetini terkeder, yaratılışına uygun değerlerin yaşandığı hayatî yoldan saparsa Allah onların yerine, sevdiği ve kendisini seven, mü'minlere karşı alçak gönüllü, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı onurlu ve İslâm'ın izzetine sahip, başları dik, kudretli, hükümran bir kavim getirecektir. Onlar, Allah yolunda, İslâm uğrunda, hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad ederler. Hiçbir kimsenin kınamasından, dedikodusundan da korkmazlar. Bu azim ve irade, bu kararlılık Allah'ın bir lütfudur. Böyle bir sorumluluğu sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumluluğunun idrakinde olan kimselere verir. Allah'ın rahmeti geniştir. İlmi herşeyi kucaklar.

bk. Kur’an-ı Kerim, 4/133; 14/19-20; 47/38; 48/29; 58/21-22.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, kendisinin onları sevdiği onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve güçlü, Allah yolunda cihad eden ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan bir topluluk getirecektir. Bu Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu ve nimeti geniştir, O bilendir.

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, şunu bilsin: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever; onlar da Allah'ı severler, müminlere karşı yumuşak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve başları yukardadır; Allah yolunda mücadele ederler, dil uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir. Allah'ın ihsânı geniştir, her şeyi bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilsin ki) Allah, kâfirlere karşı sert, müminlere karşı yumuşak, Allah’ı seven Allah’ın da onları sevdiği bir toplumu getirecektir. Onlar Allah yolunda cihad ederler. Ve kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bunlar, Allah’ın lütuf ve ihsanıdır, istediğine verir. Şüphesiz Allah’ın kudret ve ilmi sonsuzdur.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirecek ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı sever. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler; hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah lütfunda sınırsızdır ve her şeyi bilendir.

Ey inanmış olanlar! içinizden kim dininden dönerse Allah başka bir ulus getirecektir, o, onları sever, onlar da, onu sever, inanmış olanlara yumuşak bulunurlar, kâfirlere serttirler, Allah için çabalarla, ayıplıyan kimsenin, ayıbından çekinmezler, bu Allahın erdemidir, verir dilediğine, Allah geniş, Allah bilici

Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse, Allah (onların yerine) kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı sert ve onurlu bir toplum getirir ki onlar, Allah yolunda gayret gösterirler, (bu uğurda) hiç kimsenin yermesinden ve kınamasından çekinmezler. Bu Allah'ın bağışıdır/lütfudur, onu dileyene verir. Allah lütfu geniş olandır, O (her şeyi) hakkıyla bilendir. 

Bkz. 4/133, 6/89, 14/19-20, 47/38, 48/29, 58/21-22

Ey mü’minler! Eğer dîninizi terk ider iseniz Allâh sizin yerinize başka kavim çağırır ânları sever ânlar da Allâh’ı severler, mü’minlere karşu müşfik ve kâfirlere karşu cabbardırlar. Fîsebîli(A)llah mücâhede iderler. Ve ta’n idenlerin takbîhlerinden korkmazlar. Allâh fazlı kime ister ise âna virir. Allâh vâsi’ ve ’alîmdir.

Ey İnananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsin ki, Allah, sevdiği ve onların O'nu sevdiği, inananlara karşı alçak gönüllü, inkarcılara karşı güçlü, Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah her şeyi kaplar ve bilir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfudur. Allah’ın lütfu geniştir; O, her şeyi bilir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir.  

 İslâm’a hiç girmemiş kâfirler ile müslümanların içinde bulunan münafıklardan başka bir de mürtedler vardır; bunlar, evvelce müslüman oldukları halde ... Devamı..

İnananlar, kim dininden dönerse şunu bilsin: ALLAH sevdiği bir toplumu getirir; onlar da O'nu sever. İnananlara karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı güçlü ve pektirler. ALLAH yolunda cihad ederler, kınayanın kınamasından çekinmezler. Bu, ALLAH'ın lütfudur; onu dilediğine verir. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbirkınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.

Ey o bütün iyman edenler! İçinizden kim dininden dönerse duysun: Allah onun yerine öyle bir kavm getirecek ki Allah onları sever, onlar Allahı severler, mü'minlere karşı boyunları aşağıda, kâfirlere karşı başları yukarıda, Allah yolunda mücahede ederler, dil uzatanın levminden korkmazlar, işte o Allahın fazlıdır, onu dilediğine verir, ve Allah vasi'dir, alîmdir

Ey îmân edenler! Sizden her kim (İslâm) dininden dönerse (bilsin ki), Allah (o irtidat edenlerin yerine) öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü (sert, vakarlı) ve onurludurlar. Allah yolunda cihat ederler. (Hak yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın lütfudur ki, onu hidâyet üzere gayret sarf eden, rızasına yönelen kimselere verir. Allah, lütfu ve rahmeti bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse¹ bilsin ki Allah, Kendisinin onları sevdiği ve onların da O'nu sevdiği; müminlere karşı alçak gönüllü, gerçeği yalanlayan nankörlere karşı izzetli,² Allah yolunda cihad eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir halk getirir. İşte bu Allah'ın fazlıdır³ ki o fazlı dilediğine verir. Ve Allah, Yardımı Çok Kapsamlı Olan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.

1- Mürted olursa. İslam inancında yer alan, “mürted olanın öldürülmesi” görüşü kesinlikle Kur\an\a aykırı bir düşüncedir. Dinde zorlama yoktur. Rabb\i... Devamı..

Ey îman edenler, içinizden kim dininden dönerse Allah — mü' minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onların da kendisini seveceği — bir kavm getirir ki onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiç bîr kınayanın kınamasından (dedi kodusundan) çekinmezler. Bu, Allahın lutf-ü inayetidir ki onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan, en çok bilendir.

Ey îmân edenler! Sizden kim dî ninden dönerse (bilsin ki), Allah ileride (on ların yerine)öyle bir kavim getirir ki, (O) onları sever; ve (onlar da) O'nu se ver ler; (o bahtiyâr insanlar)mü' min lere karşı alçak gönüllü, kâfir le re kar şı şiddetlidirler! Allah yolunda ci hâd ederler ve hiçbir dil uza tanın kınamasından korkmazlar!(2)
İşte bu, Allah'ın bir ihsânıdır ki, onu (kendi lüt fundan rızâsına yönelen kul la rın dan)dilediğine verir. Çünki Allah, Vâsi' (ihsânı bol olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir.

(2)“İşte ey ehl-i Kur’ân olan şu vatanın evlâdları! Altı yüz sene değil, belki Abbâsîler zamânından beri bin senedir Kur’ân-ı Hakîm’in bayrakdârı olar... Devamı..

Ey iman etmiş olanlar! Sizden kim dininden dönerse Allah (onların yerine) kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, mü’minlere karşı alçak gönüllü, inkârcılara karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirir ki onlar, Allah yolunda gayret gösterirler, (bu uğurda) hiç kimsenin yermesinden ve kınamasından çekinmezler. Bu Allah’ın bağışıdır, onu dileyene (kendisine samimiyetle yönelip hak edene) verir. Allah lütfu geniş olandır, O (her şeyi hakkıyla) bilendir.*

(*) “Mürted olanın öldürülmesi” görüşü kesinlikle Kur’an’a aykırıdır. Dinde zorlama yoktur. Rabbimiz, kullarına dilediğini seçme hakkı vermiştir. Dile... Devamı..

Ey İman edenler? Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah başka bir topluluğu getirir. Allah onları sever, onlarda Allah’ı severler, inananlara karşı alçak gönüllü, inkâr edenlere karşı çok güçlü bir şekilde dururlar, Allah yolunda mücadele ederler ve kendilerini kınayanların kınamasından da korkmazlar. Bu davranışları sergileyenlere Allah lütfu ile onları kuşatacak olup, o lütfu dilediğine verir. Allah her şeyi lütfu ile saran ve her şeyi bilendir.

Ey inananlar! İçinizden herkim dininden dönecek olursa Allah bu gibilerin yerine sevdiği, kendisini de seven bir ulusu getirecektir. Bunlar inananlara karşı çok alçak gönüllü, Allah’ı tanımıyanlara karşı da çok sert olacaklardır. Allah uğrunda savaşırlar, kınayıcıların kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle büyük bir vergisidir ki kime dilerse ona verir. Allah her nesneyi kaplayıcıdır, bilicidir.

Ey iman edenler! İçinizden kendi dinlerinden dönen olursa Allah ona bedel bir cemaat getirecek ki onları sever, onlar da onu severler; onlar mü/minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı zorlu olurlar; Allah yolunda cihat ederler; ayıplayan kimselerin hiç birinin ayıplamasından korkmazlar. Bu Allah/ın bir inayetidir ki onu dilediğine verir. Allah vâsi/dir, hakkıyle âlimdir.

Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse, Allah öyle bir topluluk [kavm] getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı da onurludurlar [izzet]. Allah yolunda cihat ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur onu dilediğine verir. Çünkü Allah Vâsidir, Alîm’dir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki), Allah, (onların yerine) sevdiği ve onların da O'nu sevdiği, iman edenlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu, Allah yolunda cihat eden ve yerenin yermesinden korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah her şeyi kuşatandır, her şeyi bilendir.

Ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönecek olursa, Allah onları yok eder ve yerlerine öyle bir toplum getirir ki; hem Allah onları sever, hem de onlar Allah’ı severler; inananlara karşı çok merhametli ve alçakgönüllü, kâfirlere karşı da son derece şahsiyetli ve onurludurlar; Kur’an’ın ortaya koyduğu hayat sistemini yeryüzünde hâkim kılmak için Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihâd ederler. Bu yolda karşılarına çıkabilecek hiçbir engel onları durduramaz. Çünkü onlar, hiç kimsenin kınamasından, tehdit ve işkencesinden korkmazlar. Yalnızca Rabb’lerinin rızasını kazanmak amacıyla, emîn ve kararlı adımlarla hedefe doğru yürürler.
İşte bu, Allah’ın lütfudur, onu dilediğine bahşeder. Ayrıca, ilâhî lütfa nâil olmak isteyen ve bu yolda gereken çabayı harcayan her kuluna rahmet kapılarını sonuna kadar açar. Öyleyse, güzel davranışlar göstererek O’nun lütfuna lâyık kullar olmaya çalışın. Unutmayın ki, Allah’ın lütuf ve merhameti sınırsızdır, O her şeyibilendir.
Peki kendinize kimi dost edineceksiniz?

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah, Müminler’e karşı alçak gönüllü, Kâfirler’e karşı izzetli olmak üzere bir kavim getirecektir ki; onları sever, onlar da O’nu sever. Allah yolunda (çalışıp) cihad ederler. Kınayan’ın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın, dileyeceği kimseye vereceği lütfudur. Allah alîm vâsi’dir.

Sevgili müminler! Dininden dönenler şunu iyi bilsinler ki Pek yakında Allah, sevdiği ve kendisine gönülden bağlı bir millet getirecektir. Hem de müminlere karşı son derece nazik, inkarcılara karşı sert mi sert, dahası söylentilere aldırmadan, Allah yolunda cihat edebilecek bir millet. Allah böyle bir saygınlığı sadece sevdiği kullarına verir. Allah, engin bir bilgi hazinesine sahiptir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilin ki, Allah onların yerine yeni bir topluluk getirir. Allah onları sever onlar da Allah’ı severler. Onlar Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludur. Müminler Allah yolunda mücadele eder. Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, gerçekleri hakkıyla bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, [*] (bilsin ki) Allah kendilerini sevdiği, onların da O’nu (Allah’ı) sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü, [*] (ayrıca) Allah yolunda [cihad] eden (fedakârlık yapan) ve kınayanın kınamasından korkmayan bir topluluk getirecektir. [*] Bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine (layık olana) verir. Allah (imkânları) geniş olandır, bilendir.

Bu mesaj Bakara 2:217 ve Muhammed 47:38. ayetlerle birlikte okunmalıdır. Söz konusu ayetlerden de anlaşıldığı üzere, fiili bir savaşa girişmedikleri s... Devamı..

Ey îman edenler! Sizden kim dininden dönerse,¹ şunu bilsin ki Allah, onların yerine derhal; Kendisinin onları sevdiği, onların da Kendisini sevdiği, mü’minlere karşı son derece alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihad eden, (bu uğurda) kimsenin kınamasından korkmayan bir toplum getirir.² Bu, Allah’ın dilediğine nasip ettiği bir lütfudur. Çünkü Allah, geniş (nîmet sahibi)dir, (her şeyi) hakkıyla bilendir.³

1 Müfessirler bu âyetin haberine uyan muhtelif zamanlarda meydana gelen on bir irtidad vakasından bahis etmişlerdir ki üçü Rasulullah’ın vefatından ev... Devamı..

Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer imanınızı kaybederseniz, ⁷⁶ Allah, zaman içinde [sizin yerinize] O’nun sevdiği ve O’nu seven insanlar geçirecektir; müminlere karşı alçak gönüllü, hakikati inkar edenlere karşı onurlu; Allah yolunda üstün çaba gösteren ve kendilerini kınayabilecek kimselerin kınamasından korkmayan [insanlar]: Bu, Allah’ın dilediğine bağışladığı lütfudur. Allah (lütfunda) sınırsızdır ve her şeyi bilendir.

76 Lafzen, “sizden her kim imanını kaybederse” -yani, İslam’a düşman olan gayrimüslimlere güvenmelerinin ve onları “dostları” ve manevî önderleri olar... Devamı..

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse1 bilsin ki Allah, onların yerine öyle bir toplum getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu davranırlar, Allah yolunda tüm gayretlerini sarf ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın hak edene verdiği lütfudur. Allah ikramı geniş olandır ve her şeyi bilendir.2, 13/86-106, 63/3, 2 4/133, 14/19

SİZ ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönerse, iyi bilsin ki Allah zaman içerisinde onun yerine başka bir topluluk getirir; O onları sever, onlar da O’nu; mü’minlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu davranırlar; Allah yolunda tüm çabalarını sergiler, kınayacak olanın da kınamasından korkmazlar: İşte bütün bu özellikler Allah’ın lutfudur; onu isteyene (hak edene)/istediğine bahşeder. Zira Allah engin (lütuf) sahibidir, her şeyi ayrıntısıyla bilendir.[⁹⁴⁹]

[949] Kur’an, dinden dönenin cezasının Allah’ın, meleklerinin ve insanların lânetine uğramak olduğunu beyan eder (Bkz: 3:86-89). Dinden dönenin öldürü... Devamı..

Ey iman edenler, içinizden her kim dininden dönerse, (o yüzden İslamiyet bir zaafa uğramaz) Allah, (o topluluğu helak eder, yerine) sevdiği ve onların da O'nu sevdiği -müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise zorlu- bir topluluk getirir ki, onlar Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kimsenin kınamasından korkmazlar. (Rablerinin emirlerine itaat, O'nun cezalarını uygulama hususunda hiç kimse onları alıkoymaz) İşte bu (haslet) Allah'ın bir lutfudur, onu dilediğine ihsan eder, Allah, lutfu keremi sonsuz olandır, herşeyi hakkıyle bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda gayret içinde olurlar. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

Ey imân edenler! Sizden her kim dininden dönerse, muhakkak Allah Teâlâ bir kavmi getirir ki, onları sever, onlar da O'nu severler. Mü'minlere karşı mütevazi olurlar, kâfirlere karşı da izzet sahip- leri bulunurlar. Allah yolunda savaşa atılırlar ve kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte o, Allah Teâlâ'nın fazlıdır, onu dilediğine verir ve Allah Teâlâ vâsidir, alîmdir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki, Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allahı severler. Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorludurlar. Allah yolunda mücahede eder ve bu hususta dil uzatan hiçbir kimsenin ayıplamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın öyle bir lütfudur ki dilediğine verir. Allah vâsi ve alîmdir (ihsanı boldur, her şeyi hakkıyla bilir). [47, 38; 4, 133; 14, 19-20; 48, 29; 58, 21-22]

İslâm tarihinin başlangıcında üçü Hz. Peygamber (a.s.)’ın vefatından önce olmak üzere on bir toplu irtidad vak’ası olmuştur. Geriye kalanı Hz. Ebû Bek... Devamı..

Ey inananlar, sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki (O) onları sever, onlar da O'nu severler. Mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lutfudur, onu dilediğine verir. Allah'(ın lutfu) geniştir, (O), bilendir.

Bu âyette iki topluluktan söz edilir: Biri İslâmdan dönen ve bu yüzden silinip gidecek olan mürted toplum, diğeri onların yerine gelip İslâm uğrunda c... Devamı..

Ey Mü'minler! Sizden dîninden dönüb irtidâd idenler (Allâh'a bir zarar viremezler) Cenâb-ı Hak onların yerine bir kavim getirir ki onları sever ve onlar da Allâh'ı severler, mü'minlere karşı mütevâzı' ve küffâra karşı da şiddetli ve kuvvetlidirler. Allâh yolunda cihâd iderler. Ve levm idenlerin levminden korkmazlar. Bu, Allâh Te'âlâ'nın bir fazl ve keremidir ki dilediğine virir. Fazl ve ihsânı geniş olan mevlâ her şeyi bilir. [¹]

[1] İslâm oldukdan sonra irtidâd iden Yemen'den Benû Müdlic, Müseylemetü'l Kezzâb'ın ashâbı olan Benû Hanîfe ve Tuleyha bin el-Velid'in adamları bulun... Devamı..

Ey inanıp güvenenler! Sizden kim dininden dönerse Allah, çok geçmeden onların yerine sevdiği bir topluluk getirir; onlar da O’nu severler. İnanıp güvenenlere karşı saygılı, âyetleri görmezden gelenlere karşı başları dik olur. Allah yolunda mücadele eder ve kınayanın kınamasından korkmazlar. İşte Allah’ın lütfu budur; onu, tercihini doğru yapana verir. Allah’ın imkanları geniştir, her şeyi bilir.

-Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki ), Allah (onların yerine) sevdiği bir toplum getirir. Onlar da Allah'ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu, Allah yolunda cihat eder ve kınayıcıların kınamasından korkmazlar, işte bu, Allah'ın dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah kuşatandır, bilendir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar Allah'ı sever. Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetlidirler; Allah yolunda cihad ederler; dil uzatanın kınamasından da korkmazlar. Bu Allah'ın lütfudur ki, dilediğine verir. Allah ise lütuf ve keremi pek geniş olan ve herşeyi hakkıyla bilendir.

Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda tüm gayretleriyle didinirler, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir.

iy anlar kim įmān getürdiler! her kim döne [58a] sizden dįninden śoñra getüre Tañrı bir ķavm kim sever anları daħı severler anı ħorlar ya'nį adaķlıķ eyleyiciler mü’minler üzere ķavılar kāfirler üzere. çalışurlar Tañrı yolında daħı ķorķmazlar serzeniş eyleyicilerüñ serzeniş eylemeginden. şol Tañrı fażlıdur virür anı aña kim diler. daħı Tañrı gin raḥmetlüdür bilicıdür.

Īmān getüren kişiler dil bile kim mürted olsa, sizden dīninden dönse, kāfirolsa, getürse gerek Tañrı Ta‘ālā bir ḳavm ki Tañrı Ta‘ālā anları sever. Miskin‐lik iderler mü’minler ortasında, ḳuvvetlüdürler kāfirler üstine. Ġazālıḳiderler [Tañrı] Ta‘ālā yolında, daḫı ḳorḳmazlar melāmetinden melāmet idi‐cilerüñ. Ol Tañrı Ta‘ālānuñ fażlı keremidür virür anı kime dilese. DaḫıTañrı Ta‘ālā raḥmeti geñişlikdür, her nesneyi bilicidür.

Ey iman gətirənlər! Sizdən hər kəs dinindən dönsə, (bilsin ki) Allah (onun yerinə) elə bir tayfa gətirər ki, (Allah) onları, onlar da (Allahı) sevərlər. Onlar mö’minlərə qarşı mülayim, kafirlərə qarşı isə sərt olar, Allah yolunda vuruşar və heç kəsin tə’nəsindən qorxmazlar. Bu, Allahın lütfüdür, onu istədiyinə verər. Allah (öz lütfü ilə) genişdir, (O, hər şeyi) biləndir!

O ye who believe! Whoso of you becometh a renegade from his religion, (know that in his stead) Allah will bring a people whom He loveth and who love Him, humble toward believers, stern toward disbelievers, striving in the way of Allah and fearing not the blame of any blamer. Such is the grace of Allah which He giveth unto whom He will. Allah is All Embracing, All Knowing.

O ye who believe! if any from among you turn back from his Faith, soon will Allah produce a people whom He will love as they will love Him,- lowly with the believers, mighty against the rejecters, fighting in the way of Allah, and never afraid of the reproaches of such as find fault.(767) That is the grace of Allah, which He will bestow on whom He pleaseth. And Allah encompasseth all, and He knoweth all things.

767 As "most men are rebellious" ( 5:49 ), it is inevitable that there should be apostates even from such a religion of reason and common-sense as Isl... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.