19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 42. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Semmâ’ûne lilkeżibi ekkâlûne lissuht(i)(c) fe-in câûke fahkum beynehum ev a’rid ‘anhum(s) ve-in tu’rid ‘anhum felen yadurrûke şey-(en)(s) ve-in hakemte fahkum beynehum bilkist(i)(c) inna(A)llâhe yuhibbu-lmuksitîn(e)

Onlar, yalan söylemek için boyuna dinlerler, haramı ve rüşveti de boyuna yerler. Sana gelirlerse aralarında hüküm ver, yahut da yüz çevir onlardan. Yüz çevirirsen, kesin olarak sana hiçbir zarar veremez onlar ve eğer hüküm verirsen, aralarında, adaletle hüküm ver, şüphe yok ki Allah, adalet sahiplerini sever.

O (Yahudi inkârcılar ve Müslüman geçinen münafıklar ki;) yalana (ve din adına uydurma safsatalara) çokça ve sıkça kulak verenler ve (nasıl kazanıldığına bakmayıp) haramı ve haksız kazancı doyumsuzca yiyenlerdir. Şayet (bunlar hakemlik yapman için) Sana gelirlerse (ister) aralarında (adaletle ve kendi kitaplarına göre) hükmet veya onlardan yüz çevir (Sen bilirsin). Eğer onlardan yüz çevirip (ilgilenmezsen) kesinlikle ve hiçbir şekilde Sana zarar veremeyeceklerdir. Aralarında hükmedecek olursan da adaletle karar vermelisin. Şüphesiz Allah adil (dengeli ve gerekli şekilde) hüküm verenleri sever (hayra ve huzura eriştirir).

Onlar her türlü yalanı, can kulağıyla dinleyenler ve kötü olan herşeyi de, aç gözlülükle yutanlardır. Öyleyse bir karar vermen için sana gelirlerse, ister onlar arasında karar verirsin, ister kendilerinden yüz çevirirsin. Eğer onları kendi hallerine bırakırsan, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama onlar hakkında bir karar vereceksen, adaletle karar ver. Allah adil davrananları sever.

Yahudiliğin takipçilerinden hâkimler ve idareciler de hep yalana kulak verip benimserler. Durmadan köklerini kurutan, insânî değer bırakmayan haramı, rüşveti yerler.
Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onların faaliyetlerine karşı tedbir alarak ilgilenme. Eğer onların faaliyetlerine karşı tedbir alırsan hiçbir şekilde sana zarar veremezler.
Eğer onlar senin idaren altında bulunur, aralarında hüküm verme, yargı ve icra yetkisi kullanma durumunda kalırsan, sosyal adâleti, sosyal güvenliği, refah payının dengeli dağıtımını esas alarak, adâleti uygulayarak hüküm ver. Allah adâleti yerine getirerek düzen sağlayanları sever.

Sürekli yalana kulak verir, haram yerler. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer kendilerinden yüz çevirirsen sana hiç bir zarar dokunduramazlar. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Allah adaletli davrananları sever.

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiç bir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedecek olursan adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.

Onlar boyuna yalancılık için dinlerler, boyuna haram yerler. Eğer aralarında hüküm vermek için sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister kendilerinden yüz çevir; eğer yüz çevirirsen, sana hiç bir zarar veremezler. Eğer hükmedersen, aralarında adâletle hüküm ver. Çünkü Allah, adâlet sahiblerini sever.

Yalan propaganda için casusluk yaparlar. Bereketsiz mal (olan rüşvet ve faiz) yerler. Eğer (yargılanmak için) sana gelirlerse, onlara hakem ol veya vazgeç. Onlardan vazgeçersen, onlar sana zarar verecek değiller. Eğer hakemlik yaparsan, adaletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adaletle hüküm verenleri sever.

Onlar yalanı can kulağı ile dinlerler; haramı tıka basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adâletle hükmet! Allah, âdil davrananları sever.

Yalan söze kulak veren, haram yiyen onlardır, onlar sana gelirlerse, hükmet aralarında, ya da onlardan yüz çeviresin, yüz dönerlerse, sana zararları dokunmaz, hükmedersen adaletle hükmeyle, Allah sever âdil olanları

Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler. Ama eğer hükmedecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.

“Onlar yalanı çok dinleyenlerdir” ifadesi, onların yalanı bir hayat tarzı olarak gördüğünü ve bu olgunun onların ahlakının bir parçası olduğunu anlatı... Devamı..

Yalanları istimâ’ idiyorlar. Ve memnû’ olan yemekleri arayorlar sana mürâca’at iderler ise beynlerini fasl it yâhud ictinâb it eğer ictinâb ider isen sana hiç bir şeyde zararları dokunmaz eğer muhâkemelerinin ru’yetini der’uhde ider isen ’adâletle hükm it zîrâ Allâh ’âdilâne hükm idenleri sever.

Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet, yahut onlardan yüz çevir; yüz çevirirsen sana bir zarar veremezler. Eğer hükmedersen aralarında adaletle hüküm ver. Allah adil olanları sever.

Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.

Onlar, hep yalana kulak veren ve durmadan haram yiyen kimselerdir. Sana gelirlerse aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Şüphesiz Allah âdil olanları sever.

Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Allah âdil olanları sever.  

 Hz. Peygamber’in (s.a.) hakimlik ve hakemliğini kabul edip etmemekte ehl-i kitap muhayyer oldukları gibi (adlî muhtariyet) Resûlullah da bunu kabul e... Devamı..

Yalana kulak veriyor, yasadışı yoldan yiyorlar. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, istersen yüz çevir. Onlardan yüz çevirdiğin taktirde sana hiç bir zarar veremezler. Hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. ALLAH adaletli olanları sever.

Onlar, yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever.

Boyuna yalancılık için dinlerler, boyuna haram yerler, artık sana gelirlerse ister aralarında hukmet, ister kendilerinden yüz çevir, eğer yüz çevirirsen sana hiç bir zarar edemezler, şayed hukmedersen aralarında adaletle hukmet, çünkü Allah adalet edenleri sever

Onlar (o munâfıklar ve yahûdîler) hep yalana kulak verirler, durmadan harâm yerler. Sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet. Hiç şüphesiz ki Allah adaletli olanları sever.

Yalan uydurmak için can kulağı ile dinlerler ve sürekli suhtla¹ geçinirler. Eğer hüküm vermen için sana gelirlerse, aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında hakkaniyetle hüküm ver. Kuşkusuz, Allah, hakkaniyetli olanları sever.

1- Suht: haram kazanç, meşru olmayan kazançların tamamı, her türlü yolsuzluk.

Alabildiğine yalanı dinleyenler, haram yiyenlerdir onlar. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Şayet kendilerinden yüz çevirirsen sana hiç bir şeyle zarar yapamazlar, Eğer hükmedersen aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah adalet saahiblerini sever.

Onlar (o münâfıklar ve yahudiler) yalancılık etmek için can kulağıyla dinleyenler,(ve rüşvet alıp) dâimâ haram yiyenlerdir. Fakat sana gelirlerse, artık aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir! Şâyet onlardan yüz çevirirsen, o takdirde sana aslâ hiçbir zarar veremezler. Ama hüküm verirsen, artık aralarında adâletle hükmet! Çünki Allah, adâletli olanları sever.(1)

(1)Rivâyetlere göre Resûlullah (asm) önceleri, hakemlik için kendisine gelen ehl-i kitab hakkında hüküm verip vermeme husûsunda serbest bırakılmıştı. ... Devamı..

Onlar yalanı çok dinleyen, haramı (başkasına ait olan malları haksızca) çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında (mutlaka) adaletle hükmet. Şüphesiz Allah adil davrananları sever. *

(*) “Onlar yalanı çok dinleyenlerdir” ifadesi, onların yalanı bir hayat tarzı olarak gördüğünü ve bu olgunun onların ahlakının bir parçası olduğunu an... Devamı..

Onlar yalan olan her sözü dinliyorlar ve (helal haram demeden) ne bulurlarsa aç gözlülükle yiyorlar. Eğer sana hüküm vermen için gelirlerse, istersen hüküm ver veya hüküm verme geri çevir. Eğer onlara hakemlik yapmaktan vazgeçersen, onlar sana hiçbir zarar veremezler. Onlar arasında hüküm verirken de adalet ile dengeyi gözeterek hüküm ver. Allah adil, dengeli davrananları sever.

Onlar yalana kulak asıcı, haram yiyici kimselerdir. Eğer onlar sana gelecek olularsa onların aralarını yargılarsın, ya da onlardan yüz çevirirsin. Eğer yüz çevirecek olursan, sana hiçbir zararları dokunamaz. Eğer aralarını yargılarsan doğrulukla yargıla. Gerçekten Allah doğruları sever.

Onlar yalana kulak asanlar, haram mal yiyenlerdir [¹]. Eğer sana gelirlerse [²] aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir [³]. Eğer onlardan yüz çevirirsen onlar sana hiçbir zarar veremezler. Şayet aralarında hükmedersen insaf ile hükmet, Allah insaf edenleri sever.

[1] Öyle haram mal ki onda bereket bulunmaz, o mal ân mucip olur. Ele geçmesini gizlemeğe mecbur olur.[2] Hükmüne müracaat ederlerse.[3] Yani onlar ha... Devamı..

Onlar yalana kulak verirler ve haramı da sömürürler [suht]. Eğer sana gelirlerse; ister aralarında hüküm ver, istersen onlardan yüz çevir/kendi hâllerine bırak. Eğer onlardan yüz çevirirsen/kendi hâllerine bırakırsan, sana hiçbir zarar veremezler; eğer hüküm verecek olursan, o zaman da aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah adil davrananları sever.

Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. O halde eğer sana gelirlerse aralarında hükmet yahut onlardan yüz çevir. Yüz çevirirsen sana bir zarar veremezler. Eğer hükmedersen aralarında adaletle hüküm ver. Allah adil olanları sever.

Onlar, doğru sözden hoşlanmaz, her türlü yalana kulak verirler, haram yemeye de pek düşkündürler. Eğer bu tür insanlar, aralarında hakemlik etmen için sana gelirlerse serbestsin; ister aralarında hüküm ver, ister onları kendi başlarına bırak, ne hâlleri varsa görsünler. Eğer haklarında hükmetmekten kaçınarak onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Yani bu yüzden günaha girmiş olmazsın. Fakat aralarında hükmedeceğin zaman, adâletle hüküm ver! Kuşkusuz Allah, âdil davrananları sever.
Gerçi bu Yahudiler, hiçbir zaman Allah’ın hükmüne boyun eğmeye yanaşmazlar:

Suht’ü (Haram’ı, Soygun’u, Haksız Kazanç’ı) sürekli yiyen, Yalan’a sürekli kulak verip dinleyenler, artık sana geldiklerinde aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir! Onlardan yüz çevirirsen, hiçbir şekilde sana zarar veremeyeceklerdir. Hüküm verdiğinde aralarında “Tam Adalet” ile hüküm ver! Allah, Tam Adaletliler’i sever.

Yalanla yatıp yalanla kalkanlar, habire kirli para yiyenler sana başvururlarsa, ya aralarında hakemlik yapar, ya da yapmazsın. Hakemliği kabul etmezsen, sana herhangi bir zarar veremeyeceklerdir. Eğer hakemlik yaparsan, o zaman aralarında hakça karar ver. Çünkü Allah, hak gözetenleri sever.

Azap edilecekler yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet! Çünkü Allah âdil davrananları sever.

Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver; ister onlardan yüz çevir! Onlardan yüz çevirirsen sana asla zarar veremezler. Hüküm verirsen, aralarında adaletle hükmet! Şüphesiz ki Allah adil olanları sever. [*]

Benzer mesajlar: Nisâ 4:135; Mâide 5:8; En‘âm 6:152; Nahl 16:90; Hucurât 49:9; Mümtehine 60:8.

Onlar sadece yalana kulak verirler ve hep haram¹ yerler. (Ey Muhammed!) Eğer onlar sana (fetva sormak için) gelirlerse ister aralarında hüküm ver, istersen onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Yok, eğer aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Şüphesiz Allah, adaletli davrananları sever.

1 Suht: Bir şeyin kökünü kazımak demektir. Bereketi olmaması ve sahibini perişan etmesinden dolayı mecâzen haram/gayr-ı meşru kazanç için kullanılır. ... Devamı..

onlar, her türlü yalanı can kulağıyla dinleyenler, kötü olan her şeyi aç gözlülükle yutanlardır! ⁵⁴ Öyleyse [bir karar vermen için] sana gelirlerse ⁵⁵ ister onlar arasında karar verirsin, ister kendi hallerine bırakırsın: Çünkü eğer onları kendi hallerine bırakırsan sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama eğer bir karar verirsen, onlar arasında adaletle karar ver: ⁵⁶ Allah adil davrananları bilir.

54 Suht ismi, sehate, “[bir şeyi] tamamen yok etti” fiilinden türetilmiştir ve öncelikle “yıkıma götüren herhangi bir fiilde bulunma”yı gösterir, çünk... Devamı..

Onlar, yalana bolca kulak verenler, haram yemeye de pek düşkün olanlardır. Eğer onlar, sana bir dava için başvururlarsa; ister aralarında hüküm ver, istersen hüküm verme! Onların davasına bakmazsan, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Eğer hüküm verecek olursan aralarında adaletle hükmet! Zira Allah, adaleti gerçekleştirenleri sever. 3/21, 4/58, 5/8, 6/152, 7/29, 16/90, 70/33

Onlar yalana kulak kesilir, haram[⁹²⁷] adına ne varsa ona yumulurlar.[⁹²⁸] İmdi eğer sana başvururlarsa; ister aralarında hüküm ver, ister onları kendi hâllerine bırak.[⁹²⁹] Zira eğer onları kendi hâllerine bırakacak olursan, sana hiçbir zarar veremezler. Ama eğer hüküm verecek olursan aralarında adâletle hükmet: çünkü Allah’ın âdil olanları sever.

[927] es-Suht, yiyenin iflah olmadığı haram mal. [928] Bu âyet, kişinin yedikleriyle söylemleri arasındaki doğrudan ilişkiyi dile getirir. Yalan sö... Devamı..

Onlar alabildiğine yalana kulak veren ve haram yiyen kimselerdir (Ey Muhammed) Eğer sana (fetva için) baş vuracak olurlarsa ister aralarında hükmet, istersen onlardan yüz çevir, (hakem olmayı kabul etme) Şayet yüz çevirirsen, onlar sana hiçbir zarar veremezler. (Rabbin seni korur) Eğer hakem olursan, aralarında adaletle hükmet, çünkü Allah adil olanları sever.

Yalana kulak verirler, sahtekârlıkla harâm yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir; eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir şeyle zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adâletle hüküm ver. Çünkü Allâh, adâlet yapanları sever.

Onlar yalanı ziyâdesiyle dinleyicilerdir. Haram olanı da pek çok yiyicilerdir. Artık sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Ve eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiç bir şey ile zarar veremezler ve eğer hükmedersen aralarında adâletle hükmet. Şüphe yok ki Allah Teâlâ adâlette bulunanları sever.

Yalan dinlemeye çok meraklı, haram yemeye pek düşkündürler. Sana gelirlerse ister aralarında hükmet, istersen hükmetmekten geri dur! Geri durursan onlar sana asla bir zarar veremezler. Şayet hükmedersen, aralarında adaletle hükmet! Çünkü Allah âdilleri sever. {KM, Çıkış 23, 8; Tesniye 16, 19; 27, 25}

Haram, yani rüşvet yiyenler, rüşvete göre hüküm veren Yahudi hakim ve fakîhleridir. Hayber Yahudilerinden soylu bir kadınla erkek zina etmişlerdi. Tev... Devamı..

Yalana kulak verirler, haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir; eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah, adalet yapanları sever.

Onlar yalan uydırmak ve iftirâ itmek içün kelâmını dinlerler. Rüşvet ve harâm yerler. Eğer hüküm istemek içün sana gelirlerse aralarında hüküm it ve yâhud i'râz idüb yüz çevir. İ'râz iylediğin takdîrde sana bir zarar idemezler. Eğer hüküm ider isen aralarında 'adl ile hükm it. Allâh 'âdil olanları sever.

Yalan için kulak kesilir, boyuna haram yerler. Sana başvururlarsa ister aralarında hakem ol, ister ilgilenme. Onlarla ilgilenmezsen sana bir zarar veremezler. Eğer hakem olursan aralarında hakça hüküm ver. Allah, hakka uygun (adil) davrananları sever.

Onlar, yalana kulak verenler, haram yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse aralarında hüküm ver veya onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen, sana hiç bir zarar veremezler, eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Allah adil olanları sever.

Onlar yalan dinleyici, haram yiyicidirler. Sana gelecek olurlarsa, ister aralarında hükmünü ver, istersen onlardan yüz çevir. Yüz çevirdiğin takdirde sana hiçbir zarar veremezler. Ama hüküm verecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah âdil olanları sever.

Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.

işidicilerdür yalanı ya'nį yalan yiyicilerdür ḥarāmı ya'nį rişvet. pes eger geleler saña pes hükm eyle aralarında yā yüzdöndür anlardan daħı eger yüz döndürürseñ anlardan hergiz ziyān değürmeyeler saña nesene daħı eger hükm eyleyeseñ hükm eyle aralarında 'adl-ıla bayıķ Tañrı sever 'adl eyleyicileri.

Ġāyetde işidicilerdür yalanı, yiyicilerdür ḥarāmı. Eger gelse saña ḥükmeyle aralarında ḥaḳḳ‐ıla, yā yüz ḳaytar anlardan. Eger yüz ḳaytarsañ anlar‐dan saña hīç ziyān idemezler bir nesne‐y‐ile daḫı. Eger ḥükm eyleseñ ḥükmeyle ortalarında ‘adl‐ile. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā sever ‘adl eyleyicileri.

Onlar yalana qulaq asanlar və haram yeyənlərdir. Əgər yanına gəlsələr, aralarında hökm et və ya onlardan üz çevir. Əgər onlardan üz döndərsən, sənə heç bir zərər verə bilməzlər. Əgər aralarında hökm etsən, ədalətlə hökm et. Allah ədalət sahiblərini sevər!

Listeners for the sake of falsehood! Greedy for illicit gain! If then they have recourse unto thee (Muhammad) judge between them or disclaim jurisdiction. If thou disclaimest jurisdiction, then they cannot harm thee at all. But if thou judgest, judge between them with equity. Lo! Allah loveth the equitable.

(They are fond of) listening to falsehood, of devouring(747) anything forbidden. If they do come to thee, either judge between them, or decline to interfere.(748) If thou decline, they cannot hurt thee in the least. If thou judge, judge in equity between them. For Allah loveth those who judge in equity.

747 Devouring anything forbidden: both in a literal and in a figurative sense. In the figurative sense, it would be: the taking of usury or bribes, or... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.