İnnemâ cezâu-lleżîne yuhâribûna(A)llâhe verasûlehu veyes’avne fî-l-ardi fesâden en yukattelû ev yusallebû ev tukatta’a eydîhim veerculuhum min ḣilâfin ev yunfev mine-l-ard(i)(c) żâlike lehum ḣizyun fî-ddunyâ(s) velehum fî-l-âḣirati ‘ażâbun ‘azîm(un)
Allah'a ve Resulüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, ahiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.
Allah’a ve Resulüne (bunlara bağlı adil bir devlete ve hükümete karşı) savaş açanların ve yeryüzünde (ülkesinde ve bölgesinde) bozgunculuk çıkaranların (anarşiye ve isyana kalkışanların) cezası; (vuruşma anında) öldürülmeleri, (çarpışma sonucu yakalananlardan tedhişçi ve tehlikeli olanların) asılarak idam edilmeleri (ve ibreti âlem olsun ve caydırıcılığı bulunsun diye herkese gösterilmeleri), veya (terörde çok ileri gitmiş, nice asker ve sivil masum insanı katletmiş, isyan ve bölücülüğe önderlik etmiş ise) elleriyle ayaklarının çaprazlama kesilmesidir. Yok eğer (istemeden ve bazı mazeret ve mecburiyetlerle anarşiye katılmış, sonra pişmanlık duymuşsa ve kendi bölgesinde kalması fitne ve fesada yol açacaksa, bunların ve yakınlarının da bulundukları) yerden (başka yörelere) sürgün edilmeleri (ve böylece uyumlu ve yararlı vatandaş haline gelmelerine fırsat verilmesidir). Bunlar (onların) dünyadaki eziyetleri ve rezillikleridir, ahirette ise onlar için daha büyük bir azap (var edilmiştir).
Allah'a ve elçisine karşı savaş açanların ve yeryüzünde hak düzeni bozmaya çalışanların, döneklik ve sapıklıkları yüzünden cezası; ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. İşte bu onların bu dünyada uğradıkları zillettir. Öteki dünyada da, daha korkunç bir azap bekler onları.
Allah ve Rasulüne, Kur'ân'a ve sünnete, müslümanlığa, müslüman nesillere karşı savaşan, güç ve iktidar sahiplerinin ve yeryüzünde yol keserek, anarşi çıkararak, cana mala tecavüz ederek, kamu güvenliğini ihlâl ederek fesat çıkarmaya çalışanların cezaları, suçlarının derecelerine göre ya öldürülmeleri, ya idam edilmeleri, yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da müebbet hapse mahkum edilmeleridir. Bu, onların dünyadaki rezillik ve rüsvaylığıdır. Âhirette, ebedî yurtta da onlara büyük bir ceza vardır.
Allah'a ve Peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya uğraşanların cezaları ya öldürülmeleri, ya asılmaları, ya ellerinin ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir aşağılıktır; ahirette ise onlara büyük bir azap vardır.
Allah'a ve Resûlü'ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar için büyük bir azab vardır.
Allah'a ve Peygamberine karşı (müslümanlara karşı) savaşa kalkışanlarla yer yüzünde fesada çalışanların cezâsı, ancak öldürülmeleri, asılmaları yahut sağ elleriyle sol ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. İşte, bu ceza, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Ahirette ise kendilerine büyük bir azâb vardır.
Allah ve Resulü ile savaşıp yeryüzünde bozgunculuk yapanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya el ve ayaklarının çapraz kesilmesi (engellenmeleri) veya yeryüzünde (bulundukları yerden) sürülmeleridir. Bu, onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette de onlar için büyük bir azap vardır.
Allah'a ve Peygamberi'ne savaş açanların ve yeryüzünde fesadı yaymak için gayret gösterenlerin cezası, ancak ya öldürülmeleri ya asılmaları veya dönekliklerinden dolayı el ve ayaklarının kesilmesi, ya da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için âhirette de büyük azap vardır.
Allah ile peygambere karşı savaş yapanlar azapları, öldürülmek, asılmak, elleri ayakları verevine kesilmek, ülkeden çıkarılmak gibi şeylerdir, bu horluktur onlar için dünyada, ahretteyse, onlara ulu azap var
Allah'a ve Resulüne (dolaysıyla inananlara) savaş açanların ve (terör, gasp, adam kaçırma, ırza tecavüz gibi fiillerle) yeryüzünde bozgunculuk/anarşi çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya dönekliklerinden (ve karşı çıkmalarından) dolayı yetkilerinin, işlerinin ve gezip dolaşma özgürlüklerinin ellerinden alınması (hapsedilmesi) yahut bulundukları yerden (yurtlarından) sürülmeleridir. Bu (cezalar) dünyada onlar için bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
Allâh ve rasûlüne karşı muhârebe idenlerin ve olanca kuvvetleri ile ortalıkda fesâd çıkarmağa çalışanların cezâları şu olacakdır: Bunları "Yâ katl yâ salb idersiniz mütehâlif sûretde el ve ayağını kesersiniz[1] memleketden koğarsınız dünyâda makhûr olurlar âhiretde de ’azîm ’azâba dûçâr olurlar.
Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azab vardır.
Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.[149]
Allah’a ve peygamberine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri veya asılmaları yahut el ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları aşağılayıcı cezadır. Âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır.
Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.
ALLAH ve elçisi ile savaşan ve yeryüzünde bozgunculuk için uğraşanların cezası: Öldürülmeleri veya asılmaları, veya el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, veya yerlerinden sürülmeleridir. Bu, dünyada görecekleri bir aşağılanma. Ahirette ise büyük bir ceza var.
Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.
Fakat Allaha ve Resulüne harbetmeğe kalkışan ve Yer yüzünde fesada çalışanların cezası, taktil olunmalarından veya asılmalarından veya ellerinin ayaklarının çapraz kesilmesinden veya bulundukları yerden nefyedilmelerinden başka bir şey olmaz. Bu onlara Dünyada çekecekleri bir zillettir, Âhırette ise kendilerine azîm bir azâb vardır
(Emir ve yasaklarına karşı gelmek sûretiyle) Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapanların cezası; (birini öldürmüşlerse, kendilerinin de) öldürülmeleri veya (malını da alarak öldürmüşlerse, başkalarına ibret olsun diye öldürüldükten sonra) asılmaları veya (sadece mallarını zorla almışlarsa) elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya (tehditle insanları korkutmuşlarsa,) bulundukları yerden sürgün edilmeleridir! Bu onlar için dünyada bir rezilliktir, âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.
Allah ve Resul'üyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk¹ yapmaya çalışanların cezası öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya yerlerinden sürgün edilmeleridir.² İşte bu durum, onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır.
Allaha ve Resulüne (müminlere) harb açanların, yer yüzünde (yol kesmek suretiyle) fesâdcılığa koşanların cezası, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları, yahud (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyâdaki rüsvaylığıdır. Âhıretde ise onlara (başkaca) pek büyük bir azâb da vardır.
Allah'a ve peygamberine karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezâsı, ancak (birini öldürmüşlerse, kendilerinin de) öldürülmeleri veya (malını da alarak öldürmüşlerse) asılmaları veya (sâdece mallarını zorla almışlarsa) elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya (tehdidle insanları korkutmuşlarsa, bulundukları)yerden sürgün edilmeleridir! Bu, onlara dünyada bir rezilliktir, âhirette ise onlar için (pek)büyük bir azab vardır!
Allah’a ve elçisine (Allah’ın kullarına, halka ve onun meşru hak düzenine) karşı savaşanların (haksız yere halka saldırıp terör estirenlerin, adam öldürüp halkın can ve mal güvenliğini yok edenlerin) ve (terör, gasp, adam kaçırma, ırza tecavüz gibi fiillerle) yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların cezası, (teslim olmazlarsa çatışma anında) ancak öldürülmeleri ya da (bir insanı öldürmüşlerse yakalanmaları hâlinde kısas hükmü gereğince) asılmaları (asılarak idam edilmeleri) veya (silahlı) muhalefet ettiklerinden dolayı (yol kesip yalnız mal veya paralarını zorla almışlarsa, sabıka kaydının da yerine geçecek şekilde kalıcı bir iz bıramak üzere) ellerinin ve (bunu tekrar etmeleri hâlinde) ayaklarının (bazı parmak uçlarından veya parmak uçlarının derisinden) kesilmesi ya da (yalnız silahla korkutup başka hiçbir suç işlememişlerse o zaman) bulundukları yerden sürülmeleri (memleketlerinden ve ailelelerinden uzaklaştırılmaları)dır. Bu onların dünyada uğradıkları zillettir, (tövbe etmeyip bu suçlara devam etmeleri takdirde) ahirette de onlara büyük bir azap vardır.*
Allah’a ve elçisine savaş açanların ve yeryüzünde fesat çıkarmak için koşanların cezaları, onların öldürülmeleri veya onları asılmaları veya çaprazlama ellerinin ve ayaklarının kesilmeleri veya onları yeryüzünde sürgüne gönderilmeleridir. Bu karşılıklar yalnızca onlar için, yeryüzündeki alçaltıcı cezalarıdır. Hesap gününde ise onları daha büyük azaplar beklemektedir.
Gerçekten, Allah’a, elçilerine karşı savaşanların, ülkeyi karıştırmaya çabalıyanların cezası ya öldürülmek, ya asılmak, ya elleriyle ayakları çaprazvari kesilmek, ya da ülkeden sürülmektir. İşte bu onlar için dünyada bir alçalmadır. Öbür dünyada da onlar için pek büyük bir azap vardır.
Allah ile, peygamberi ile muharebe edip [¹] yer yüzünde fesat için uğraşanların [²] cezası ancak öldürmeleri veya asılmaları, yahut her biri bir yandan olmak üzere bir el ile bir ayaklarının kesilmesi, veya yerlerinden sürülmeleridir [³]. Bu ceza onlar hakkında dünyada rüsvaylıktır, âhirette de onlara büyük bir azap vardır.
Allah’a ve elçisine karşı savaş açanların ve bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası; ya öldürülmeleri veya çarmıha gerilmeleri/asılmaları veyahut ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi¹⁵ yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir.¹⁶ Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Ahirette ise onlara büyük bir azap vardır.
Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çaba harcayanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da bulundukları yerden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.
Allah’a ve dolayısıyla, Elçisine ve Müslümanlara karşı topyekun savaş açanların ve terör, soygunculuk, yol kesme, adam kaçırma, ırza tecavüz... gibi suçlar işleyerek yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası,işledikleri suça göre; bunlar eğer sadece adam öldürmüş veya ırza tecavüz etmişlerse, en az acı çekecekleri şekilde öldürülmek, eğer hem adam öldürmüş, hem de mala veya ırza tecavüz etmişlerse, ibret için halka teşhir edilmek üzere asılarak idam edilmek, eğer adam öldürmemişler, sadece yol kesip mal almışlarsa el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, eğer bunlardan hiçbirini yapmayıp, sadece terör havası estirerek insanları tehdit edip korkutmuşlarsa, hapse atılmak veya sürgüne gönderilmekten başka bir şey olamaz.
Bu, onlara bu dünyada peşinen verilen bir rezilliktir; öteki dünyada ise, onları çok daha büyük bir azap beklemektedir.
Doğrusu, Allah’a ve O’nun rasûlüne karşı savaşanların ve Yeryüzü’nde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmeleri veya asılmaları veya el ve ayaklarının çaprazına (hılaf’tan, ardı ardına) kesilmeleri veya Arz’dan / Ülke’den sürgün edilmeleridir. Bu, onlar için Dünya’da bir rezilliktir / utançtır; Âhiret’te de çok büyük bir azap vardır.
Allah ve Resulü'ne karşı savaşanların, yer yüzünde fesat üretmek için koşuşturanların cezası: ya öldürülmek, ya asılmak, ya elleri ve ayakları çaprazlama kesilmek, ya da yerlerinden sürgün edilmektir. Bu cezalar, sahiplerini sadece bu dünyada aşağılamak içindir. Daha ağırları ise öbür dünyada verilecektir.
Allah’a ve Resulüne savaş açarak yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları yahut ellerinin ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut ülke dışına sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette onlara daha büyük bir ceza vardır.
Allah’a ve Elçisine karşı savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk için çalışanların cezası ancak ve ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya döneklikleri nedeniyle ellerinin ve ayaklarının kesilmesi [*] ya da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, onlar için dünyadaki rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
Allah ve Rasûlüne karşı savaşan¹ ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezâsı, öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yaşadıkları yerlerden başka bir yere sürgün edilmelerinden başka bir şey değildir.² Bu, onlar için dünyada bir zillettir. Âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır.³
Allah’a ve Elçisi’ne ⁴³ karşı savaş açanların ve yeryüzünde fesadı yaymaya çalışanların büyük kısmının öldürülmeleri veya asılmaları veya döneklikleri yüzünden büyük kısmının ellerinin ve ayaklarının kesilmesi ⁴⁴ yahut yeryüzünden [tamamiyle] sürülmeleri, yalnızca bir karşılıktan ibarettir: İşte bu, onların bu dünyada uğradıkları zillettir. ⁴⁵ Öteki dünyada ise [daha] korkunç bir azap bekler onları,
Allah’a ve Allah’ın mesajını tebliğ eden elçisine karşı savaş açanların ve ülkede terör ve anarşi yoluyla fesat çıkaranların cezası; öldürülmek veya bütün haklarından mahrum etmek ve yerlerinden sürgün edilmektir. Bu, onların sadece dünyadaki zilletidir. Ahirette ise onları daha büyük bir azap beklemektedir. 7/85, 47/22
Allah’a ve Rasulü’ne karşı savaş açanların[⁹¹⁸] ve yeryüzünde bozgunculuğu yaymaya çalışanların öldürülmeleri ya da asılmaları veya muhalefetlerinden dolayı ellerinin ve ayaklarının kesilmesi, yahut bulundukları yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karşılıktan ibarettir.[⁹¹⁹] Bu, onların dünyada uğradıkları zillettir; âhirette ise onların hakkı korkunç bir azaba duçar olmaktır;
(Ey iman edenler) Allah'a ve Resulüne savaş açan (Emirlerine ve hükümlerine fiilen karşı çıkan, harp vaziyeti alan) yeryüzünde bozgunculuk için koşanların (yol kesen halkın asayişini bozanların) cezası, ya öldürülmeleri ya asılmaları, ya el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu ceza onların dünyada aşağılanmasıdır, ahirette ise onlara çok büyük bir azap vardır.
Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyadaki bir cezadır. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
Allah Teâlâ ile ve peygamberleriyle savaşta bulunanların ve yerde fesada çalışanların cezaları ancak öldürülmeleri veya asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazca kesilmeleri veya o yerden sürülmeleridir. Bu onlar için dünyada bir zillettir, ve onlar için ahirette pek büyük bir azap vardır.
33, 34. Allah ve Resulüne savaş açanların, (yol keserek terör eylemi yaparak) yeryüzünü ifsad etmek için koşuşanların cezası; öldürülmeleri veya asılmaları yahut sağ elleri ile sol ayaklarının kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Âhirette ise onlara başkaca müthiş bir ceza vardır. Ancak kendilerini ele geçirmenizden önce tövbe edenler, bu hükmün dışındadır. Biliniz ki Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur). [7, 124; 20, 71; 26, 49]
Allah ve elçisiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmağa çalışanların cezası: (ya) öldürülmeleri, ya asılmaları, ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada çekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük bir azab vardır.
Allâh ve Rasûlüyle muhârebe idenlerin (onlara 'isyân iyleyenlerin) ve yeryüzünde fesâd çıkarmağa sa'y iyleyenlerin cezâsı: katl veyâ salb idilmek ve yâhud muhâlif taraflardan el ve ayakları kesilmek (sağ kolı ve sol ayağı yâhud sol kolı ve sağ ayağı) veyâ arzdan nefy olunmakdır. Bu onlara dünyâda zillet ve hakâreti bâdî bir cezâ olub âhiretde onlar içün büyük 'azâb vardır.
Allah’a ve elçisine karşı savaşan ve ortalığı birbirine katmaya çalışanların cezası öldürülmeleri veya asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çapraz olarak kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleridir[*]. Bu, dünyada uğrayacakları rezilliktir. Ahirette ise onları büyük bir azap beklemektedir.
Allah ve Peygamberleriyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa gayret edenlerin cezası; öldürülmek, asılmak, çaprazlama el ve ayaklarının kesilmesi ya da yerlerinden sürgün edilmektir. Bu, onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette daha büyükbir azap vardır.
Allah ve Resulüne savaş açan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya uğraşanların cezası, öldürülmek veya asılmak, yahut el ve ayaklarının çaprazlamasına kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmektir.(11) Dünyada onların cezası böyle bir rezilliktir; âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır.
Allah ve resulüyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların cezası şudur: Öldürülürler yahut asılırlar yahut elleriyle ayakları çaprazlamasına kesilir yahut bulundukları yerden sürülürler. Bu onlar için dünyada bir rezilliktir. Âhirette de onlara büyük bir azap vardır.
bayıķ cezāsı anlaruñ kim çalışurlar Tañrı-y-ıla daħı yalavacı-y-ıla daħı islerler yirde azġunlıķ kim depeleneler yā aślınalar yā kesiline elleri daħı ayaķları śaġ el śol ayaķ yā yol eylenileler yirden şol anlaruñdur ħorlıķ [56a] dünyede daħı anlaruñdur aħiretde 'aźāb ulu.
Taḥḳīḳ cezāları ol kişilerüñ kim buyruġından çıḳarlar Tañrı Ta‘ālānuñ vepeyġamberinüñ daḫı ve yürürler yir yüzinde fesād eyleyüp öldürmekdürcezāları, yā boġazlarından aṣmaḳdur, yā kesmekdür ellerini ve ayaḳlarını muḫālif ṣaġ el bile ṣol ayaḳ, yā yirden sürmekdür. ol anuñ gibi olmaḳ rüs‐vāylıḳdur dünyāda. Anlara ve anlar‐ıçun vardur āḫiretde ulu ‘aẕāb.
Allaha və Peyğəmbərinə qarşı vuruşanların, yer üzündə fitnə-fəsad salmağa çalışanların cəzası ancaq öldürülmək, çarmıxa çəkilmək, ya da əl-ayaqlarının çarpazvari (sağ əllərilə sol ayaqlarını) kəsilməsi, yaxud da yaşadıqları yerdən sürgün olunmalıdırlar. Bu (cəza) onlar üçün dünyada bir rüsvayçılıqdır. Axirətdə isə onları böyük bir əzab gözləyir.
The only reward of those who make war upon Allah and His messenger and strive after corruption in the land will be that they will be killed or crucified, or have their hands and feet on alternate sides cut off, or will be expelled out of the land. Such will be their degradation in the world, and in the Hereafter theirs will be an awful doom;
The punishment of those who wage war against Allah and His Messenger, and strive with might and main for mischief through the land(738) is: execution, or crucifixion, or the cutting off of hands and feet from opposite sides,(739) or exile from the land: that is their disgrace in this world, and a heavy punishment is theirs in the Hereafter;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |