Febe’aśa(A)llâhu ġurâben yebhaśu fî-l-ardi liyuriyehu keyfe yuvârî sev-ete eḣîh(i)(c) kâle yâ veyletâ e’aceztu en ekûne miśle hâżâ-lġurâbi feuvâriye sev-ete eḣî(s) feasbeha mine-nnâdimîn(e)
Sonra, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için Allah, bir karga gönderdi. Bu karga, yeri eşmedeydi. Yazıklar olsun bana dedi, kardeşimin cesedini gömmede şu karga kadar bile olamadım ha? Ve o, artık nedamet edenlere katılmıştı zaten.
Derken, (ne yapacağını şaşırmış vaziyette bocalarken) Allah ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. (Bu ayetle insanların nebatat ve hayvanların hareket tarzından teknik ve pratik örnekler çıkarabilmesi öğütlenmektedir. Kardeş katili Kâbil;) "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık (o), pişmanlık duyanlardan olmuştu (ama iş işten geçmişti).
Derken Allah, o'na kardeşinin cesedini, nasıl gizleyeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Bunu gören Kâbil: “Eyvah!” diye haykırdı. “Yazıklar olsun bana! Ben bu karganın yaptığını yapamayacak ve kardeşimin cesedini gizleyemeyecek kadar aciz miyim?” Ve bunun üzerine vicdan azabı duyanlardan oldu.
Derken Allah, gözünün önünde durdukça kendisine acı çektiren kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Katil kardeş:
“Yazıklar olsun bana, şu karga kadar bile olamadım. Gözümün önünde durdukça bana acı çektirmeye devam eden kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?" dedi. Ve yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu.
Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Bunun üzerine: "Yazık bana! Kardeşimin cesedini gömmek için şu karga kadar olmaktan bile aciz mi kaldım!" dedi ve yaptığına pişman olanlardan oldu.
Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. 'Bana yazıklar olsun' dedi. 'Şu karga gibi kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?' Artık o, pişman olmuştu.
Sonra Allah bir karga gönderdi. Kâbil'e kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstermek için o karga, yeri eşeliyordu. Kâbil: “- Bana yazıklar olsun! Ben şu karga gibi olup da kardeşimin cesedini örtemedim.” dedi. Artık o pişmanlığa düşenlerden olmuştu.
Bunun üzerine Allah, yeri deşen bir karga gönderdi ki; ona kardeşinin ceset ve avretini örtmeyi göstersin. O ise: “Yazıklar olsun bana, ben bu karga gibi olup da kardeşimi gömmekten aciz miyim?” dedi. Ve pişman olanlardan oldu.(*)
Derken Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi; karganın yaptığını görünce, “Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?” dedi ve pişman olanlardan oldu!
Kardeşinin ölüsünü, ne yolda örtmesini göstermekçin Allah ona bir karga yolladı, «Yazık bana, ben bu karga gibi olup da, kardeşimin ölüsünü gömemedim!» dedi, hemen pişman olanlardan oldu
Sonra Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl gömeceğini göstermek için (Kabil'e) toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemiyor muyum?” dedi ve böylece o artış pişman olmuştu (ama iş işten geçmişti).
Allâh âna cinâyetini nasıl saklayacağını öğretmek üzere lâşe saklayan bir karga gönderdi bunı görince "Eyvâh ne kadar bedbahtım bu karga gibi katl itdiğim birâderimi saklayamıyacak kadar ’âciz mi oldum" didi.
Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım" dedi de ettiğine yananlardan oldu.
Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Ardından Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim?” dedi, ettiğine de pişman oldu.
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Katil kardeş) «Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim» dedi ve ettiğine yananlardan oldu.
Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. "Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pişman olanlardan oldu.
Derken Allah bir karga gönderdi, yeri deşiyordu ki ona kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin, eyvah, dedi: şu karga kadar olub da kardeşimin cesedini örtemedim ha! Artık peşiymanlığa düşenlerden olmuştu
Nihâyet Allah, ona, (öldürdüğü) kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (O,) “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini (toprağa) gömmekten âciz miyim!” dedi ve pişman olanlardan oldu.
Allah, bir karga gönderdi. Kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için yeri eşeliyordu.¹ “Eyvah! Bana yazıklar olsun, kardeşimin cesedini örtmekte karga kadar bile olamayacak kadar aciz miyim!” dedi. Pişman olanlardan oldu.
Sonra Allah bir karga gönderdi. O, yeri eşiyordu ki Ona kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstersin. «Yazıklar olsun bana, dedi, ben şu karga gibi bile olub da kardeşimin cesedini örtmekden âciz mi oldum?» Artık o, (etdiğine) peşimanlığa düşenlerden olmuşdu.
Sonra Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunun üzerine Kabil:) “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz mi kaldım?” dedi. Böylece (bunu bilmediğine) pişman olan kimselerden oldu.
Derken Allah, (kardeşini öldüren kişinin korku ve endişeye kapılıp ne yapması gerektiğini bilemez hâle geldiğinden) ona kardeşinin avretini (cesedini), nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gizlemekten âciz miyim ben (buna gücüm yetmiyor mu)?” dedi. Böylece, ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu. *
Bundan sonra, kardeşinin ortada kalan cesedini nasıl kaldıracağını göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdik. Bunun üzerine “Yazıklar olsun bana, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı düşünemeyerek, şu kargadan daha aciz kaldım.” dedi. Sonra kardeşinin cesedini toprağa gömdü ve kardeşini öldürdüğüne pişman oldu.
Bunun üzerine Allah bir karga gönderdi. Karga, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşiyordu. Dedi: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da mı olamadım? Kardeşimin ölüsünü gömmek de mi elimden gelmedi?" Artık o ettiğine yanıyordu.
Allah, yeri eşerek ona kardeşinin cesedini [⁵] nasıl örteceğini gösterecek [⁶] bir karga gönderdi. «Bana yazıklar olsun! Bu karga gibi olamadım mı? Olaydım da kardeşimin cesedini örteydim» dedi, pişman oldu gitti.
Bunun üzerine Allah ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Bunu görünce, “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz kaldım” dedi ve (yaptığına) pişman olanlardan oldu.
Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım” dedi de pişmanlığa düşenlerden oldu.
İlkönce, cesedi ne yapacağını bilemedi. Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek üzere, toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. Kâbil, hayvancağızın ölü bir kargayı toprağa gömdüğünü görünce, “Vah, yazıklar olsun bana!” dedi, “Ben şu karga kadar olup kardeşimin cesedini gömemeyecek kadar âciz miyim?” O anda ne kadar âciz, ne kadar zavallı bir durumda olduğunu anladı. Derken, kalbinde bir burukluk hissetti ve büyük bir pişmanlık duydu. Ama artık iş işten geçmişti.
Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermesi için Yer’i eşeleyen bir karga gönderdi.
“Yazıklar olsun bana! Şu karga gibi olmaktan aciz kaldım ha! Artık kardeşimin cesedini gömerim” dedi. Pişmanlık Duyanlar’dan oldu.
Bereket Allah bir karga gönderdi de yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini toprağa nasıl gömeceğini ona öğretti. Kâbil: " Eyvahlar olsun! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini bile gömemedim " derken, bilseniz ne kadar pişmandı.
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Kardeşimin cesedini gömmekten şu kargadan daha aciz miyim?" diyerek pişman oldu.
(Ardından) Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga göndermişti. (Katil kardeş) “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar ol(amay)ıp kardeşimi gömmekten âciz mi oldum!” [*] demiş ve pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Bunun üzerine Allah kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için toprağı eşeleyen bir karga gönderdi.¹ O da: “Yazıklar olsun bana, ben şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemedim ha?” dedi ve pişman olanlardan oldu.²
Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedinin çıplaklığını nasıl gizleyebileceğini ona göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. [Bunu gören Kâbil,] “Eyvah” diye haykırdı, “Yazıklar olsun bana! Ben, bu karganın yaptığını yapamayacak kadar ³⁸ ve kardeşimin cesedinin çıplaklığını gizleyemeyecek kadar aciz miyim?” Ve bunun üzerine vicdan azabı ile çarpıldı. ³⁹
Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, ona toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. “Bana yazıklar olsun. Kardeşimin ölüsünü gömmek için bu karga kadar bile olamadım.” dedi ve pişman olanlardan oldu. 6/31, 39/56
Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi.[⁹¹⁶] “Eyvah, yazıklar olsun bana!” dedi, “ben bu karganın yaptığını yapamayacak, kardeşimin cesedini örtemeyecek kadar âciz biri miymişim?!” En sonunda pişman olmuştu.
Derken Allah, -kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için- bir karga gönderdi ki o, yeri eşeliyordu! (Karganın, Rabbinden gönderilen, yaptığı işin vehâmetini ona açıkça gösteren bir uyarı olduğunu anladı ve) "Yazıklar olsun bana, ben şu karga kadar bile olamadım da, kardeşimin cesedini gömmekten aciz kaldım" diye yandı yakındı, yaptığından çok pişman olanlardan oldu.
Derken Allâh, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Karganın yaptığını görünce); "Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyin (ben?)" dedi ve pişman olanlardan oldu!
Sonra Allah Teâlâ ona kardeşinin cesedini nasıl defnedeceğini göstermek için bir karga gönderdi ki, yeri eşiyordu. «Yazıklar olsun bana! Ben karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz mi oldum,» dedi. Artık nedâmete düşenlerden olmuştu.
Derken Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Karganın yaptığını görünce); "Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyin (ben?)" dedi ve pişman olanlardan oldu!
Allâh Te'âlâ ona, kardaşının cesedini nasıl gömeceğini göstermek içün bir karga gönderdi. Bu kuş yeri kazdı (Kâbil bunı görince) "Yazık Bana! Bu karga gibi olmakdan 'âciz kalarak kardaşımın cesedini gömemedim" didi ve nâdimlerden oldı. [¹]
Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazık bana, ne kadar aciz kaldım! Şu karga kadar olup kardeşimin cesedini gömemedim!" dedi. Sonra ettiğine pişman oldu.
Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi.- Bana yazıklar olsun. Kardeşimin ölüsünü gömmek için bu karga kadar bile olmaktan acizim, dedi ve pişman olanlardan oldu.
Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdiğinde, o “Yazıklar olsun bana!” dedi. “Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtemedim!” Böylece, ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.(9)
Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
pes viribidi Tañrı bir ķarga ķazar yiri tā göstere aña nite örte ķarındaşınuñ ut yirini ya'nį gövdesini “iy vāveyli! āciz mı oldum kim olam uşbu ķargalayın ya'nį anı görmeyince bilmez idi kim ol depelenmişi n'ide pes örtem ķarındaşumuñ ut yirini?” pes oldı peşimen olıcılardan.
Pes Tañrı Ta‘ālā gönderdi bir ḳarġa aġzında bir ulu ḳarġa. Daḫı ḳazdı yiri,ḳarġayı gömdi göstermeg‐içün nice gömmek gerek ḳardaşı tenini. Eyitdi: Ay vay benüm ‘aḳluma, ‘āciz mi oldum bir ḳarġa gibi olmaḳda ki ḳardaşumtenini yire göme‐y‐düm. Pes peşīmānlardan oldı götür[dü]gi‐çün.
Sonra Allah qardaşının cəsədini necə basdırmağı ona göstərmək üçün yer eşən bir qarğa göndərdi. (Qabil) dedi: “Vay halıma! (Gör nə günə qalmışam!) Bu qarğa qədər olub qardaşımın cəsədini də basdıra bilmərəm?” O, artıq peşman olmuşdu.
Then Allah sent a raven scratching up the ground, to show him how to hide his brother's naked corpse. He said: Woe unto me! Am I not able to be as this raven and so hide my brother's naked corpse? And he became repentant.
Then Allah sent a raven, who scratched the ground, to show him how to hide the shame of his brother.(735) "Woe is me!" said he; "Was I not even able to be as this raven, and to hide the shame of my brother?" then he became full of regrets-(736)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |