19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 24. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû yâ mûsâ innâ len nedḣulehâ ebeden mâ dâmû fîhâ(s) fe-żheb ente verabbuke fekâtilâ innâ hâhunâ kâ’idûn(e)

Ya Musa demişlerdi, onlar orada bulundukça biz, oraya ebediyen giremeyiz. Sen, Rabbinle git, ikiniz çarpışın onlarla, biz burada oturup duracağız.

(Yahudiler bütün bu uyarılara rağmen) Dediler ki: "Ey Musa, o (zorbalar) orada durduğu sürece, biz hiçbir zaman asla oraya girmeyeceğiz (böyle bir tehlikeye göğüs germeyeceğiz). Bu nedenle, sen ve Rabbin gidiniz, ikiniz savaşıp (düşmanları bertaraf ediniz), biz burada (her türlü tehlike ve tecavüzden uzak durup) oturanlar olarak (bekleyeceğiz)."

Ama onlar yine “Ey Musa!” dediler. “Ötekiler orada oldukça, biz o topraklara asla girmeyeceğiz. Şu halde sen ve Rabbin gidin, birlikte savaşın, biz burada oturup kalacağız.”

Onlar ise:
“Ya Mûsâ, onlar o topraklarda bulunduğu müddetçe, ebediyyen, asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlara karşı birlikte savaşın, işte biz burada oturuyoruz." dediler.

(İsrailoğulları) bu kez: "Ey Musa! Onlar orada bulundukları sürece biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip çarpışın, biz şurada oturuyoruz" dediler.

Dediler ki: 'Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiç bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız.'

İsrâiloğulları şöyle dediler: “- Ey Mûsa, o zâlimler orada iken biz hiç bir zaman oraya giremeyiz. Artık sen ve Rabb'in beraber gidin de ikiniz harp edin; biz mutlaka burada oturucularız.”

Onlar “Ey Musa! Onlar orada oldukları müddetçe, biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaşın; biz burada oturacağız” dedir.

“Ey Mûsâ! Onlar orada bulunduğu müddetçe biz oraya asla girmeyeceğiz; şu halde sen ve Rabbin gidiniz savaşınız; biz burada oturacağız” dediler.

Dediler ki: «Ey Musa! Onlar orduda oldukça, bizler hiç giremeyiz, sen Tanrınla bile gidip, onlarla çarpışasın, biz burda otururuz»

İsrailoğulları şöyle dediler: “Ey Musa, o zalimler orada bulundukça hiçbir zaman oraya girmeyeceğiz. Artık sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada oturup bekleyeceğiz.”

Yine kavmi: "Yâ Mûsâ oradaki halk çıkmadıkca kat’iyyen oraya girmeyiz sen rabbin ile git muhârebe it biz burada kalacağız" didiler.

"Ey Musa! Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz burada oturacağız" demişlerdi.

Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.”

İsrâiloğulları, “Ey Mûsâ! Onlar orada bulundukları sürece biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız!” dediler.

«Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız» dediler.

"Musa, onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabbin gidip savaşın; biz burda oturuyoruz," dediler.

Kavmi Musa'ya: "Ey Musa! Onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabb'in gidin savaşın. Biz burada oturacağız" dediler.

Ya Musâ, dediler: Onlar orada bulundukça biz oraya ebedâ giremeyiz, haydi sen rabbınla git ikiniz harb edin biz işte burada otururuz

(İsrâiloğulları da,) “Ey Mûsâ, onlar orada oldukları müddetçe biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip (o zorbalarla) savaşın, biz burada oturacağız, demişlerdi.

Ey Musa! “Onlar, orada oldukları sürece biz oraya asla girmeyiz; haydi sen git, sen ve Rabb'in birlikte savaşın. Kuşkusuz, işte biz buradan öteye gitmeyiz.” dediler.

Onlar da (şöyle) söylediler: «Yâ Musa, onlar orada bulundukça biz oraya ilel'ebed giremeyiz. Artık sen Rabbinle beraber git! Bu suretle ikiniz harb edin! Biz mutlakaa oturucularız».

(İsrâiloğulları:) “Ey Mûsâ! Doğrusu biz, (onlar) orada bulundukları müddetçe, oraya ebedî olarak aslâ girmeyiz; onun için sen, Rabbinle git, artık (onlarla) ikiniz savaşın, doğrusu biz (onlarla harb etmektense) burada (bu Tih Sahrâsında) oturacak olan kimseleriz” dediler.

Yine (alaylı bir şekilde) dediler ki:" Ya Musa! Onlar (o zorbalar) orada olduğu sürece biz asla giremeyiz. Haydi sen ve Rabbin gidin savaşın (onları oradan çıkarın), biz işte burada oturucularız.*

(*) Bunu alaylı bir şekilde söylediklerine dair bazı tefsir metinleri aşağıya alınmıştırفاذهب أنت وربك فقاتلا أي فقاتلاهم وأخرجاهم حتى ندخل الأرض، وقا... Devamı..

Onlar “Ey Musa! O güçlü topluluk orada olduğu müddetçe, oraya ebediyyen girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin ikiniz savaşın, biz burada oturacağız” dediler.

Dediler: "Ey Musa! Doğrusu onlar orada bulundukça sonuna kadar biz oraya girmeyiz. Haydi sen, çalabınla birlikte git de vuruş. Biz ne olursa olsun burada kalacağız."

Onlar: «Musa! O zorbalar orada bulundukça biz oraya ebediyen giremeyiz. Artık istersen sen Rabbin ile [¹] birlikte git de kıtalda bulun. Bizler burada oturacağız» dediler.

[1] Veya sen git, Rabbin de sana yardımcı olsun. Veya kardeşin Harun ile beraber git.

Dediler ki: “Ey Musa! Onlar orada olduğu sürece biz oraya ebediyen girmeyeceğiz. Haydi, sen ve Rabbin gidin ve ikiniz savaşın. İşte biz burada oturacağız.”

“Ey Musa! Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın; doğrusu biz burada oturucularız” demişlerdi.

Ama onlar, hâlâ direterek, “Ey Mûsâ, onlar orada bulundukları sürece, biz o şehre asla girmeyeceğiz fakat ille de istiyorsan, sen ve Rabb’in gidin veonlarla kendiniz savaşın, biz burada oturup bekleyeceğiz!” dediler.

-“Ey Musa! Onlar orada bulundukça biz, oraya ebedî olarak girmeyeceğiz. Sen ve rabbin gidin, savaşın! Biz, burada oturacağız” dediler.

Halk: " Musa! Onlar orada oldukları sürece asla bu ülkeye girmeyiz. Sen ve Rabb’in gidin savaşın. Aha biz burada bekliyoruz. "

Dediler ki: "Ey Musa! Onlar orada bulundukça biz oraya asla girmeyeceğiz. O güçlü toplulukla sen ve Rabbin birlikte savaşın! Biz burada oturacağız."

(İsrailoğulları) “Ey Musa! Onlar orada bulundukları sürece biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, savaşın! Biz burada oturacağız!” demişlerdi.

Toplumu Mûsa’ya: “Ey Mûsa! Onlar, orada bulundukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin ve onlarla savaşın. Biz, burada oturacağız.” dediler.

[Ama] onlar: “Ey Musa!” dediler, “Ötekiler orada oldukça biz o [topraklar]a asla girmeyeceğiz. O halde sen ve Rabbin gidin ve birlikte savaşın! Biz burada kalacağız!”

Onlar da: “Ey Musa, onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin, gidip onlarla savaşın. İşte biz burada oturacağız.” demişlerdi. 2/190, 47/4

Berikiler (ise) “Ey Musa!” dediler, “onlar orada bulundukça, biz asla oraya girmeyeceğiz. O hâlde sen ve Rabbin gidip savaşın, biz işte şuracıkta oturuyoruz!”

"Ey Musa, zorbalar orda oldukça, asla biz o şehre girmeyiz, sen ve Rabbin gidiniz de savaşın, biz burada oturacağız" dediler, (isyanda direndiler)

Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya ebediyen girmeyeceğiz. Sen ve rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız. "

Dediler ki: «Ya Mûsa! Biz elbette ebedîyen girmeyeceğiz, onlar orada devam ettikçe artık sen Rabbinle git, mukatelede bulun, bizler ise burada oturucularız.»

Yine dediler ki: “Ya Mûsâ! O zorbalar orada oldukları müddetçe biz asla giremeyiz. Haydi sen Rabbinle git, ikiniz onlarla savaşın, biz işte burada oturuyoruz. ”

Dediler ki: "Ey Musa, onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabbin, gidin, savaşın, biz burada oturuyoruz!"

Benî İsrâîl: "Yâ Mûsâ! O cabbâr kavim orada oldukca biz ebediyyen oraya girmeyiz. Sen ve rabbin gidüb onlarla cenk it. Biz burada otururuz" didiler.

(Musa’nın halkı) Dediler ki “Bak Musa! Onlar orada olduğu müddetçe biz asla oraya giremeyiz. Sen ve Rabbin gidin, savaşın. Biz burada oturuyoruz.”

-Ey Musa, onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada oturacağız, demişlerdi.

Onlar yine “Ey Musa,” dediler. “Onlar orada olduğu müddetçe biz asla oraya girmeyiz. Sen ve Rabbin gidip onlarla savaşın; biz burada oturacağız.”

Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz! Hadi sen git, Rabbinle birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız."

eyittiler “iy mūsā! bayıķ biz hergiz girmeyevüz aña hemįşe niçe kim hemįşe oldılar anda. pes, var sen daħı çalabuñ çalışuñ bayıķ biz uşbundan oturıcılaruz.”

Eyitdiler: İy Mūsā didiler, biz hergiz girmezüz niçe kim anlar anda dururlar. Pes varsañ Çalabuñ birle ṣavaş eyleñüz, biz bunda oturmış‐biz.

(İsrail oğulları) dedilər: “Ey Musa, nə qədər ki, onlar oradadırlar, biz ora girməyəcəyik. Sən və Rəbbin gedib onlarla vuruşun. Biz isə burada oturacağıq”.

They said: O Moses! We will never enter (the land) while they are in it. So go thou and thy Lord and fight! We will sit here.

They said: "O Moses! while they remain there, never shall we be able to enter, to the end of time. Go thou, and thy Lord, and fight ye two, while we sit here (and(727) watch)."

727 The advice of Joshua and Caleb, and the proposals of Moses under divine instructions were unpalatable to the crowd, whose prejudices were further ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.