8 Aralık 2024 - 7 Cemaziye'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 116. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iż kâla(A)llâhu yâ ‘îsâ-bne meryeme eente kulte linnâsi-tteḣiżûnî veummiye ilâheyni min dûni(A)llâh(i)(s) kâle subhâneke mâ yekûnu lî en ekûle mâ leyse lî bihakk(in)(c) in kuntu kultuhu fekad ‘alimteh(u)(c) ta’lemu mâ fî nefsî velâ a’lemu mâ fî nefsik(e)(c) inneke ente ‘allâmu-lġuyûb(i)

Ve hani Allah, ey Meryemoğlu İsa diyecek, sen misin insanlara, Allah'ı bırakın da beni ve annemi iki tanrı tanıyın diyen? İsa da seni noksan sıfatlardan arı bilirim diyecek, hakkım olmayan bir sözü söyleyemem ki ben. Böyle bir söz söylediysem elbette bilirsin bunu. Benim içimde ne varsa hepsini mutlaka bilirsin sen. Fakat ben, senin bildiğini bilemem; şüphe yok ki sen gizli olan her şeyi, hakkıyla bilirsin.

Vakti (gelince) Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve annemi iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde (ise O şöyle yanıt verecektir:) "Seni tenzih ederim, hakkım (ve haddim) olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse zaten Sen onu mutlaka bilirdin. Sen bende (nefsimde ve içimde) olanı bilirsin, ama ben Sende olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) çok iyi bilen Sensin Sen (Ey Rabbim)."

Ve işte gün gelecek Allah, “Ey Meryem oğlu İsa!” diyecek; “Sen misin insanlara Allah'ı bırakın da beni ve annemi iki İlah tanıyın diyen?” İsa cevap verdi: “Seni ortaklardan ve noksanlıklardan, tenzîh ederim. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım, sen muhakkak bilirdin. Sen benim içimdeki herşeyi bilirsin. Halbuki, ben senin zatında olanı bilemem. Şüphe yok ki, akılla bilinemeyen tüm gerçekleri bilen sensin, yalnızca sen.

Hani Allah Îsâ'ya:
“Ey Meryem'in oğlu Îsâ, insanlara, Allah'ı bırakıp, kulları durumundaki beni ve anamı iki tanrı haline getirin, diye sen mi söyledin?" dediği zaman, Îsâ:
“Hâşâ, seni tenzih ederim. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Ben söylemiş olsaydım, sen onu bilirdin. Sen benim gönlümdekini, sırlarımı bilirsin, ben ise senin zâtında olanı, sırlarını bilemem. Sen, sadece Sen, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilirsin." dedi.

Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara: 'Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin' dedin?" deyince o şöyle dedi: "Seni tenzih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yaraşmaz. Eğer söylemişsem sen onu mutlaka bilirsin. Sen bende olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki gizlilikleri bilen ancak sensin.

Allah: 'Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah'ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?' dediğinde: 'Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen.'

Hatırla ki, kıyamet gününde Allah şöyle buyuracak: “- Ey Meryem oğlu Îsa! Allah'ı bırakıp da beni ve annemi iki ilâh edinin, diye insanlara sen mi söyledin?” İsa: “- Seni tenzih ederim, hak olmayan sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer söyledimse muhakkak onu bilirsin. İçimde olan her şeyi sen bilirsin; fakat ben, senin zatında olanı bilmem, Şüphesiz ki sen, gayıbları kemâl üzre bilensin.

Ve hatırla ki, Allah: “Ey Meryemoğlu İsa! Sen mi insanlara dedin, “Allah’ın yanında beni ve anamı iki ilah edinin!” der. İsa: “Allah’ım! Seni tenzih ederim. Benim hakkım olmayan bir şeyi söylemek, bana yakışmaz. Eğer söylemişsem, muhakkak Sen bilirsin. Sen beni bilirsin, fakat ben Sen’i bilmem. Şüphesiz Sen bütün gaybleri bilensin.”

İşte o zaman Allah; “Ey Meryem oğlu Îsâ! Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı edinin dedin mi?” diye sorduğu zaman Îsa şöyle cevap verecek: “Hâşâ! Seni tenzih ederim, hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin!”

Allah, Meryem oğlu İsa'ya: «Ananla beni, Allahtan ayrı, iki Tanrı tutasınız dedin mi?» diye sorduğunda, o da: «Sen kutsalsın, hakkın olmayan şeyi, ben söylemiş değilim, söyleseydim, sen bilirdin, içimi sen bilirsin, ben bilemem sendekini, gözle görünmiyeni iyi bilen sensin» diye cevap verir

Allah (kıyamet günü) şöyle buyuracak: Ey Meryem oğlu İsa! “Sen mi insanlara, Allah'la beraber beni ve annemi iki ilah edinin, dedin?” İsa da şöyle diyecek: “Seni tenzih ederim. (Söylemeye) hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer ben, onu söylemişsem sen, onu elbette bilirsin. Zira Sen, benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Şüphe yok ki yaratılmış varlıkların idrakini aşan her şeyi yalnızca bilen sensin.”

Allâh ’Îsâ’ya didi ki: "Yâ Meryem’in oğlı ’Îsâ sen hiç insânlara beni ve vâlidemi Allâh’ın yerine Allâh ittihâz idiniz didin mi? ’Îsâ: "Yâ rabbî nasıl hakkım olmıyan bir şeyi ben söyleyebilürüm, eğer söyliye idim sen bilmez mi idin sen benim ruhumun içini bilürsin ben senin ihzâr itdiğini bilmem, gâibi yalnız sen bilirsin."

116,117. Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı olarak benimseyin dedin?" demişti de, "Haşa, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz Sen onu bilirsin; Sen, benim içimde olanı bilirsin; ben Senin içinde olanı bilmem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin" demişti, "Ben onlara sadece 'Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin' diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum müddetce onlar hakkında şahiddim, beni aralarından aldığında onları Sen gözlüyordun. Sen her şeye şahidsin."

Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?” İsa da şöyle diyecek: “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin.”

Allah, “Ey Meryem oğlu Îsâ! İnsanlara sen mi ‘Allah’ın dışında beni ve annemi birer tanrı kabul edin’ dedin?” buyurduğu zaman o şu cevabı verir: “Hâşâ! Seni tenzih ederim. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim şüphesiz sen onu bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, ama ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlileri tam olarak bilen yalnız sensin.”

Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, «Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin» diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, «Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.

ALLAH şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sen mi halka, ' ALLAH tan başka beni ve annemi de tanrı edinin' dedin?" (İsa) şöyle cevap verecek: "Sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Zaten böyle bir şey söylemiş olsaydım sen bilirdin. Sen benim düşüncemi bilirsin; ancak ben senin düşünceni bilmem. Sen tüm gizemleri biliyorsun."

Ve Allah demişti ki: "Ey Meryemoğlu İsa, sen mi insanlara: 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". "Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!".

Hem Allah buyurduğu vakit: Ey Meryemin oğlu Isâ! Sen mi dedin o insanlara; «beni ve anamı Allahın yanında iki ilâh edinin» diye? hâşâ, der: münezzeh sübhansın yarab! Benim için hakk olmıyan bir sözü söylemekliğim bana yakışmaz, eğer söyledimse elbette ma'lûmundur, sen benim nefsimdekini bilirsin: ben ise senin zatindekini bilmem, şüphesiz ki sen «allâmülguyub» sun

Allah (hesap gününde) şöyle buyuracak: *“Ey Meryem oğlu Îsâ! İnsanlara, Allah’ı ilâh edinmekle birlikte, beni ve annemi iki ilâh edinin diye sen mi söyledin?” Îsâ da şöyle diyecek: “(Yâ Rabbi! Bütün noksan sıfatlardan ve zatına herhangi bir varlığın ortak koşulmasından) seni tenzih ederim. Hak olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer ben, onu söylemişsem sen, onu elbette bilirsin. Zira sen, benim nefsimde olanı (gizli/açık yaptığım her şeyi) bilirsin ama ben senin bildiklerini bilmem. Şüphesiz ki bütün gaybları hakkıyla bilen yalnızca sensin.

* “Ey Meryem oğlu Îsâ! İnsanlara, Allah’ı ilâh edinmekle birlikte, beni ve annemi iki ilâh edinin diye sen mi söyledin?”; Ezelî ve ebedî ilmi ile her ... Devamı..

Allah: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin diye sen mi söyledin?” buyurduğunda, “Sen yücesin.” dedi. “Gerçek olmayan bir şeyi söylemek haddim değil. Ben onu söyleseydim, Sen onu bilirdin. Nefsimde olanı bilirsin, ben ise Sen'in zatında olanı bilmem. Sen, gaipleri eksiksiz bilensin.”

Allah: «Ey Meryem oğlu İsâ, insanlara Allahı bırakıb da beni ve anamı iki tanrı edininiz diyen sen misin?» dediği zaman o, (şöyle) söyledi: «Seni tenzih ederim (ya Rab), hakkım olmadık bir sözü söylemekliğim bana yakışmaz. Eğer onu söyledimse elbette bunu bilmişsindir. Benim içimde olan (her) şey'i Sen bilirsin. Ben ise Senin zâtinde olanı bilmem. Şübhesiz ki ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen».

Yine (o gün) Allah: “Ey Meryemoğlu Îsâ! İnsanlara: 'Allah'ı bırakıp da beni ve annemi iki ilâh edinin!' diye sen mi söyledin?” buyurduğu zaman, (Îsâ) der ki: “(Yâ Rabbî!)Sen, (noksan sıfatlardan) münezzehsin! Benim için hak olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz! Eğer onu söylemiş olsaydım, o takdirde (sen) onu muhakkak bilirdin! (Sen)benim nefsimde olanı bilirsin; fakat (ben) senin zâtında olanı bilmem! Muhakkak ki görünmeyenleri hakkıyla bilen ancak sensin!”

Ve Allah: (İsa’nın bir ilah değil, bir kul olduğunu kendi diliyle itiraf edip hakkında tanrılık iddiasında bulunanları reddetmek üzere kıyamet günü) Ey Meryemoğlu İsa, "Beni ve annemi Allah’ın yanı sıra iki ilah edinin." diye insanlara sen mi söyledin? diyeceği zaman, İsa şöyle cevap verir: - Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer deseydim, elbette sen bunu bilirdin. Sen, benim içimde olanı bilirsin, ben ise senin zatında olanı bilmem. Şüphesiz gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin. *

(*) Birçok batılı yazarın iddialarının hilafına, Kur’ân-ı Kerim, Meryem’i teslisin bir unsuru saymaz. Yalnız bu âyette onun tanrılaştırıldığını bildir... Devamı..

Allah dedi ki “Ey Meryem’in oğlu İsa! Sen mi? İnsanlara “Annemi ve beni iki ilah edinin” dedin.” O da “Sen her türlü eksik sıfatlardan yücesin, Benim (ilah olmak gibi) hakkım olmayan bir şeyi söylemem mümkün değil. Ben bunu söylemiş olsam mutlaka sen bilirsin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin, ama ben sana ait olan şeylerin hiç birisini bilemem. Bilinmeyenleri (gayb’ı) en iyi bilen sensin” dedi.

O gün Allah buyurmuştu: "Ey Meryemoğlu İsa! İnsanlara: "Allah’ı bırakın da benimle anamı iki tanrı edinin diyen sen misin?" İsa demişti: "Seni ulularım. Hakkım olmıyan bir sözü söylemek benim için doğru olamaz. eğer ben o sözü söyledimse doğrusu onu Sen bilirsin. Gerçekten bende olanı Sen bilirsin. Ancak sende olanı ben bilmem. Çünkü görünmiyenleri en iyi bilen Sensin.

Hani Allah «Ey Meryem oğlu İsa! halka Tanrı/yı bırakarak beni ve anamı iki tapacak edinin dedik mi idi» demişti. İsa da demişti: «tamamıyle seni tenzih ederim. Bana lâyık olmayan sözü demekliğim bana yaraşmaz. Şayet onu söylemiş olsaydım mutlaka onu bilirdin. Nefsimde olanı sen bilirsin. Ben ise nefsinde [¹] olanı bilmem. Çünkü gaipleri lâyıkıyle bilen yalnız sensin».

[1] Gizlediğin zatını, sıfatını.

Keza Allah (huzuruna toplayacağı gün) diyecektir, “Ey Meryem oğlu İsa! Sen insanlara, ‘Beni ve annemi, Allah’ın dışında iki ayrı tanrı³⁹ edinin!’ dedin mi?” İsa da “(Ya Rab!) Sen’i tenzih ederim! Gerçek olmayanı söylemek bana yakışmaz/benim haddim değil. Eğer onu demiş olsaydım, andolsun Sen onu bilirdin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin. Ben ise Sen’in Zat’ında [nefsike] olanı bilmem; çünkü Sen algılanamayan gerçekleri [ğuyûb] en iyi bilensin” der.

39 Bazı Hıristiyanlar her ne kadar açıkça kabul etmese de Hz. Meryem’i zımnen tanrı kabul ediyorlar. Çünkü, tanrı olmayandan tanrı doğmaz. Oğlu tanrı ... Devamı..

Allah, “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, “Beni ve annemi Allah'ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?” dediğinde, “Münezzehsin sen, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söylediysem, mutlaka sen onu bilirsin. Sen bende olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilmem. Gerçekten gaipleri bilen sadece sensin” dedi.

Allah, İsa Mesih’i ilâhlaştıranları azarlamak üzere, ona soracak: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi şu insanlara, ‘Allah’ın yanı sıra, beni ve annemi de tanrılar edinin’ dedin? Çünkü sen onların arasından ayrıldıktan sonra, bir kısmı senin “Tanrı” veya “Tanrının oğlu” olduğunu, bir kısmı da annen Meryem’in Tanrının annesi olduğunu iddia ederek ikinizi de tanrılaştırdılar. Bunu onlara sen mi söyledin? Bunun üzerine İsa, “Hâşâ, seni tenzih ederim yâ Rab!” diyecek, “Hakkım olmayan şeyi söylemek benim ne haddime! Şâyet ben böyle bir şey söylemiş olsaydım, Sen onu zaten bilirdin. Zira Sen benim içimden geçenleri dahî bilirsin, oysa ben Senin zatında olanı, senin bildiklerini, söylediğin ve yarattığın, varettiğin ve yok ettiğin, verdiğin ve aldığın her şeydeki hikmeti bilemem. Kuşkusuz, hiç kimsenin bilemeyeceği gizlilikleri olarak eksiksiz bilen, yalnızca Sensin.”

Hani, Allah dedi: -“Ey Meryem’in oğlu İsa! ‘Allah’tan başka beni ve annemi iki ilah edinin!’ diye İnsanlar’a sen mi söyledin?”. Dedi ki: -“Seni tenzih ederim, gerçek olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Onu söylemiş olsaydım, sen mutlaka bilirdin. Benim nefsimde olanı sen biliyorsun; senin nefsinde olanı ben bilmem! Sen, Gayblar’ın / Görülmeyenler’in mutlak bilenisin”.

Allah: " Meryemoğlu! Sen mi söyledin insanlara, Allah'tan sonra beni ve anamı da tanrı kabul edin diye?" İsa:” Fesüphanellah! Hakkım 0lmayan bir şeyi nasıl demiş olabilirim !? Eğer ben bunu söylemişsem, sen zaten bunu biliyor olmalısın. Sen benim içimi bilirsin ama, ben senin içini bilemem. Çünkü gaybı sadece sen bilirsin.

Allah kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi dedin insanlara Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin diye?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem benim için söz konusu değildir. Eğer ben onu söylemiş olsaydım elbette sen bunu bilirdin! Sen benim içimde olanı bilirsin! Ama ben sende olanı bilemem! Şüphesiz ki, yalnızca sen bilinmeyenleri hakkıyla bilensin!"

Hani Allah “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara ‘Beni ve annemi, Allah’ın peşi sıra iki ilah edinin!’ diye sen mi dedin?” dediği zaman, (İsa) “(Haşa)! Sen yücesin. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Ben onu söyleseydim sen onu elbette bilirdin. Sen bendekini bilirsin, (oysa) ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki gizlilikleri bilen ancak sensin sen.” demiş (olacak)tır. [*]

Benzer mesajlar: Mâide 5:109; Tevbe 9:78; Sebe’ 34:48.

(O mahşer günü) Allah, (İsa’ya): “Ey Meryem’in oğlu İsa! Sen mi insanlara: ‘Beni ve annemi, Allah’tan başka iki ilâh edinin’ dedin?” diyecek. O da: “(Hâşâ!) Seni, bütün eksikliklerden uzak tutarım. (Söylemeye) hakkım olmayan bir sözü söylemem bana yakışmaz. Eğer söylemiş olsaydım Sen bunu elbette bilirdin. Çünkü Sen benim gönlümden geçirdiğim şeyleri bilirsin, ben ise Senin gönlünde olanı asla bilemem. Çünkü kimsenin kavrayamadığı şeyleri en iyi bilen yalnız Sensin.” diyecek.

VE İŞTE O ZAMAN Allah, “Ey İsa, ey Meryem oğlu!” dedi, ¹³⁹ “Sen insanlara, ‘Allah’tan başka tanrılar olarak bana ve anneme kulluk edin’ dedin mi?” [İsa] cevap verdi: “Sen yücelikte sonsuzsun! [Söylemeye] hakkım olmayan bir şeyi hiç söyleyebilir miyim? Bunu söylemiş olsaydım Sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben Senin Zâtın’da olanı bilemem. Şüphe yok ki, yaratılmış varlıkların idrakini aşan her şeyi tam bilen yalnız Sensin.

139 Zımnen, “İsa’nın ölümünden sonra”: bu, Hz. İsa’nın 117. ayette kendi ölümüne geçmiş zaman kipi ile işaret etmesinden (“Sen bana ölümü verdikten so... Devamı..

Allah: “Ey Meryem oğlu İsa, ‘Allah ile aranıza koyup beni ve annemi de ilah edinin.’ diye insanlara sen mi söyledin?” dediği zaman, İsa şöyle cevap verir: “Hâşâ Rabbim, seni tenzih ederim. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım, sen mutlaka bilirdin. Zira sen, benim içimi dışımı bilirsin ama ben senin zatının sırrını bilemem. Şüphesiz ki tüm bilinmeyenleri bilen sensin, yalnız sen.” 5/109, 7/6

Ve işte o zaman Allah “Ey Meryem oğlu İsa!” dedi, “İnsanlara ‘Allah’ın dışında, O’nun astı olarak beni ve annemi ilâh edinin’[¹⁰¹⁰] diye sen mi söyledin?!” Cevap verdi: “Zâtını tenzih ederim! Kendim için hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım elbette Sen bilirdin. Sen benim sırrıma erersin, fakat ben Senin sırrına eremem. Şüphesiz yaratılmışların idrakini aşan her şeyi bilen yalnızca Sensin.

[1010] Dûn hem “dışında” hem de makam olarak “altında, aşağısında” mânasına gelir. “Ast” karşılığını bunun için tercih ettik. Bu tercih Hıristiyanları... Devamı..

Allah (kıyamet günü İsa'ya -ümmetinin suçunu- ona ulûhiyyet atfetmesini yüzlerine vurmak için) "Ey Meryem oğlu İsa; insanlara sen mi "Beni ve anamı Allah'tan başka iki ilah edinin” dedin, buyuracak: İsa da "Seni tenzih ederim ya Rabbi! Hak olmayan bir sözü söylemek bana yaraşmaz, eğer ben öyle bir şey söylemişsem, elbette sen onu bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben, Senin zatında olanı bilmem. Şüphe yok ki, bütün gizlilikleri bilen ancak Sensin.

Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah’ı bırakarak beni ve anamı iki ilâh edinin, dedin?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen bende olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin. "

Ve o vakti ki, Allah Teâlâ «Ey Meryem'in oğlu İsâ! Sen mi insanlara beni ve anamı Allah'tan başka iki ilâh ittihaz ediniz dedin?» diye sual buyurdu. Dedi ki: «Seni tenzih ederim, benim için hak olmayan bir şeyi söylemek layık olamaz, eğer ben onu söylemiş isem, Sen onu elbette bilmişsindir, Sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise Senin zâtındakini bilemem. Şüphe yok ki, gaybleri bilen ancak Sensin, Sen»

116, 117, 118. Hem Allah Teâlâ: “Ey Meryem oğlu İsa! ” Sen mi insanlara “Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin” dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: “Hâşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbî! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz. ” “Hem söylediysem malûmundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin. ”“Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: “Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. ”“Ya Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakîm (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin. ” [4, 172]

Birçok batılı yazarın iddialarının hilafına, Kur’ân-ı Kerim, Meryem’i teslisin bir unsuru saymaz. Yalnız bu âyette onun tanrılaştırıldığını bildirir. ... Devamı..

Ve yine Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsa sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". Haşa, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"

Allâh Te'âlâ: "Ey 'Îsâ ibni Meryem! Sen insânlara, ben ve vâlidemi Allâh'dan başka olarak iki ilâh ittihâz idiniz didin mi?" buyurdukda İsa: "Yâ Rabbî seni tenzîh ve takdîs iderim. Benim hakkım olmayan şeyi nasıl söylerim? Eğer onı ben söylemiş isem sen bilirsin, sen benim nefsimde olana vâkıfsın ve ben senin nefsinde olana âgâh değilim. Sen gaybları tamamıyla bilicisin"

Bir gün Allah, şöyle diyecektir: “Meryem oğlu İsa! İnsanlara'Beni ve anamı Allah ile aranıza iki tanrı olarak koyun?' diyen sen misin?” İsa diyecek ki “Ben sana içten boyun eğerim. Benim doğru olmayanı söylemem olacak şey değildir. Eğer söylediysem, zaten bilirsin. Sen, benim içimdekini bilirsin ama ben senin içindekini bilmem. Bütün gaybı (her şeyin içyüzünü) bilen sadece sensin.

Allah:-Ey Meryemoğlu İsa, “Beni ve annemi Allah'tan başka iki ilah olarak benimseyin.” diye insanlara sen mi söyledin? dediği zaman, İsa şöyle cevap verir:- Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer deseydim, elbette sen bunu bilirdin. Sen, benim içimde olanı bilirsin, ben ise senin içinde olanı bilmem. Elbette sen, gaybları en iyi bilensin.

Peygamberleri huzurunda topladığı gün, Allah buyurur: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara 'Beni ve annemi Allah'ın yanı sıra tanrı edinin' diyen sen misin?” İsa der ki: “Sen her türlü noksandan ve ortaktan yücesin. Hakkım olmayan birşeyi söylemek bana yakışmaz. Ben böyle birşey demişsem, Sen zaten onu bilirsin. Sen benim gönlümde olanı bilirsin; ben ise Senin zâtında olanı bilemem. Görünmeyenleri ve gizlilikleri bilen Sensin.

Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Hâşâ! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"

daħı ol vaķt kim eyitti Tañrı “iy 'įsā! meryem oġlı! sen mi eyittüñ ādemįlere dutuñ beni daħı añamı iki Tañrı Tañrı’dan ayruķ?” eyitti “arulıġuñ olmadı benüm kim, eyidem anı kim olmadı baña ŝābit. eger oldum-ise eyitdüm anı bayıķ bildüñ anı. bilürseñ anı kim benüm nefsümdedür daħı bilmezim anı kim sendedür. bayıķ sensen gey bilici ġayıbları.”

Ẕikr eyle yā Muḥammed ol vaḳtı ki eyide Tañrı Ta‘ālā Meryem oġlı ‘Īsāya:Sen mi eyitdüñ ḫalḳa ki idinüñüz ben ve benüm anamı iki ma‘būd Allāh‐dan özge? ‘Īsā eyitdi: Yā Allāh, sen münezzehsin şirkden, yoḳdur baña eyit‐mek ḥaḳ olmaġanı. Eger ben eyitmiş olsam taḥḳīḳ sen bilürsin benümnefsümde olanı, sen bilürsin senüñ nefsüñde olanı, ben bilmez‐men.

(Ya Rəsulum!) Xatırla ki, o zaman (qiyamət günü) Allah belə buyuracaq: “Ya Məryəm oğlu İsa! Sənmi insanlara: “Allahla yanaşı, məni və anamı da özünüzə tanrı bilin!” – demişdin? “(İsa cavabında) deyəcək:” Sən pak və müqəddəssən! Haqqım çatmayan bir şeyi demək mənə yaraşmaz. Əgər bunu mən demiş olsaydım, Sən onu mütləq bilərdin. Sən mənim ürəyimdə olan hər şeyi bilirsən, mən isə Sənin zatından ola bilmərəm. Şübhəsiz ki, qeybləri bilən ancaq Sənsən!

And when Allah saith: O Jesus, son of Mary! Didst thou say unto mankind: Take me and my mother for two gods beside Allah? he saith: Be glorified It was not mine to utter that to which I had no right. If I used to say it, then Thou knewest it. Thou knowest what is in my mind, and I know not what is in Thy mind. Lo! Thou, only Thou art the Knower of Things Hidden.

And behold! Allah will say: "O Jesus the son of Mary! Didst thou say unto men, worship me and my mother as gods in derogation of Allah.?" He will say: "Glory to Thee! never could I say what I had no right (to say). Had I said such a thing, thou wouldst indeed have known it. Thou knowest what is in my heart, Thou I know not what is in Thine. For Thou knowest in full all that is hidden.(829)

829 Jesus disclaims here any knowledge of the sort of things that are attributed to him by those who take his name. The worship of Mary, though repudi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.