14 Kasım 2024 - 12 Cemaziye'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 110. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

kâla(A)llâhu yâ ‘îsâ-bne meryeme-żkur ni’metî ‘aleyke ve’alâ vâlidetike iż eyyedtuke birûhi-lkudusi tukellimu-nnâse fî-lmehdi vekehlâ(en)(s) ve-iż ‘allemtuke-lkitâbe velhikmete ve-ttevrâte vel-incîl(e)(s) ve-iż taḣluku mine-ttîni kehey-eti-ttayri bi-iżnî fetenfuḣu fîhâ fetekûnu tayran bi-iżnî(s) vetubri-u-l-ekmehe vel-ebrasa bi-iżnî(s) ve-iż tuḣricu-lmevtâ bi-iżnî(s) ve-iż kefeftu benî isrâ-île ‘anke iż ci/tehum bilbeyyinâti fekâle-lleżîne keferû minhum in hâżâ illâ sihrun mubîn(un)

An o zamanı ki Allah ey Meryemoğlu İsa, hatırla sana ve annene verdiğim nimetimi demişti, hatırla ki seni RuhülKudüs'le kuvvetlendirdim de beşikteyken de insanlarla konuştun, olgunluk çağında da. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncil'i öğretmiştim. Hani topraktan kuş şeklinde bir şey yapardın iznimle de ona üfürürdün, o da iznimle kuş olurdu ve anadan doğma körün gözünü açar, abraş illetine uğrayanı o illetten kurtarırdın iznimle ve hani ölüyü, iznimle mezardan çıkarmış, diriltmiştin. Hani, İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğin zaman onlardan kafir olanlar, bu ancak açık bir büyü demişlerdi de ben seni kurtarmıştım onların elinden.

Allah ise şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ki o vakit Ben seni Ruhu’l-Kudüs (Hz. Cebrail) ile destekledim, (Benim sayemde ve inayetimle) beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla (hikmetle ve düzgünce) konuşabildin. Sana Kitabı, hikmeti (dünyaya tekrar gönderildiğinde Kur’an’ı ve Sünneti), Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. Hani o vakit Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş olup (uçuverirdi). Doğuştan kör olanı ve (deri hastalığı olan) alacalıyı iznimle iyileştirdin, (yine o süreçte) Benim iznimle (mucize olarak) ölüleri (geçici olarak diriltip, tekrar hayata) çıkarıverdin. Sen onlara (İsrailoğullarına) apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkâra sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüş, zararlarını defetmiştim."

İşte o zaman Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Hatırla sana ve annene bağışladığım nimetleri. Seni nasıl kutsal ruh ile güçlendirerek, insanlarla beşikte ve yetişkin iken de konuşmanı sağladığımı, sana hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i ve kitabı öğrettiğimi. Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde birşey yapıyor ve içine üflüyordun da kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, alaca tenliyi benim iznimle iyileştirdiğini, yine benim iznimle, ölüleri kabirden diri olarak çıkardığını. İsrailoğullarına açık belgeler getirdiğinde, onların saldırılarını senden savdığımı, onlardan inkâra sapanların, “Bu açık bir sihirden başkası değildir” dediklerini.

Allah o zaman:
“Ey Meryem'in oğlu Îsâ, senin ve annenin üzerindeki nimetlerimi hatırlayarak şükret. Hani seni, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni içeren, ihyâ eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile desteklemiştim. Beşikte iken de, insanlarla olgunluk çağındaki peygamber vasfınla konuşuyordun. Sonra okuma yazmayı, kutsal kitaplara vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, hekimliği, yazılı ve şifahî bilgileri, sünneti içeren Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim bilgim planım dahilinde, benim irademle emsalsiz güzellikte çamurdan bir kuş planlayıp şekillendirebiliyor, ona üflüyordun. Benim bilgim dahilinde, benim irademle o bir kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alaca hastalığına yakalananı iyileştirebiliyordun. Ölülere benim bilgim dahilinde, benim irademle hayat verebiliyordun. Hani İsrâiloğulları'nın seni öldürmelerine engel olmuş, seni korumuştum. Kendilerine apaçık âyetler, mûcizeler getirdiğin zaman, içlerinden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler,
“Bu açıkça, aklı etki altına alan bir sihir, bir aldatmacadır" demişlerdi.

bk. Kur’an-ı Kerim, 2/87; 3/46, 49; 9/30.

Allah şöyle der: "Ey Meryem oğlu İsa! Benim sana ve annene olan nimetimi an! Hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikteyken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey oluşturuyor, sonra içine üflüyordun ve o benim iznimle kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körleri ve alacalıları iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri diriltiyordun. Hani sen İsrailoğularına kuvvetli belgeler getirdiğinde onlardan inkar edenler "bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi de ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.

Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkâra sapanlar, 'Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir' demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüştüm.'

Allah o gün şöyle buyuracak: -Ey Meryem oğlu Îsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla. Hani, seni Cebrâil ile desteklemiştim de hem beşikte, hem de yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; hani sana yazı yazmayı, hikmeti (sağlam olan doğru sözü), Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim: hani benim iznimle çamurdan kuş biçimi yapıyordun, sonra içine üflüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu; ve anadan doğma âmâ ile abraşı da benim iznimle hayata çıkarıyordun; hani senden İsrailoğullarını defetmiştim (seni öldürememişlerdi). Kendilerine açık mûcizeler getirdiğin zaman da, içlerinden küfre varanlar şöyle demişti: “- Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.”

İşte o gün Allah, Meryemoğlu İsa’ya şöyle der: “Sana ve validene yaptığım nimeti hatırla! Hani seni Ruh-ul Kudüs ile teyid edip insanlarla beşikte ve olgun iken de konuşuyordun. Sana kitap ve hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğrettim. Sen bir miktar toprak alıp iznimle kuş gibi yapardın. Ona üflediğinde Ben’im iznimle kuş olurdu. Yine Ben’im iznimle doğuştan kör olanı ve alacalıyı iyileştirirdin. Yine Ben’im iznimle ölüleri kabirden çıkarıp diriltirdin. Ve sen İsrailoğullarına mucizelerle geldiğinde, onların saldırılarını senden alıkoydum. Onlardan kâfir olanlar (o mucizeler için:) “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir” dediler.

Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh/Cebrâil ile desteklemiştim; bu sayede sen beşikte iken yetişkin çağdaki insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı okuyup yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle hayata getiriyordun. Hani İsrâiloğulları'nı seni öldürmekten engellemiştim; kendilerine apaçık deliller, mucizeler getirdiğin zaman, içlerinden inkâr edenler, ‘Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir' demişlerdi.”

Allah, o gün diyecek ki: «Ey Meryem oğlu İsa! Ananla, sana olan nimetimi anasın, hani, seni kutsal bir ruh ile pekitmiş idik, beşikteyken de, yaşlıyken de insanlarla konuşurdun, hani sana kitap ile hikmeti, Tevrat ile, İncil'i de öğretmiş idik, hani benim iznimle, sen çamurdan bir kuş yapıp üflemiştin, benim iznimle kuş olmuştu, hani, benim iznimle, bir gözsüzü, bir de ala tenliyi sağaltmış idin, hani benim iznimle, sen ölüleri diriltmiş idin, hani İsrailoğullarının ellerini senden çekmiştik, hani sen onlara belgeler getirdiğinde kâfir olanları: «Bu açık bir büyüdür» demiştiler

Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti (eşyanın hakikatini anlamayı), Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuşa dönüşüyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalının şifa bulmasına vesile oluyordun. Manen ölmüş olanlara benim iznimle hayat veriyordun. Hani kendilerine (İsrailoğullarına) apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler: “Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir” demişlerdi de o vakit İsrailoğulları'nın (haince tuzaklarına, seni öldürmelerine) engel olmuştum.

Hz. İsa üzerinden ortaya konan bu mucizeler tamamen Allah’ın fiilidir. Bilindiği üzere mucizeler doğrudan Allah’ın fiilleridir. Peygamberler sadece ar... Devamı..

Meryem’in oğlı ’Îsâ’ya Allâh didi ki: " Yâ ’Îsâ sana ve senin vâlidene virdiğim ni’metleri zikr it seni rûhu’l kudüs ile takviye iyledim ki beşikde ve büyük oldığın vakit insânlara hitâb idesin sana kitâbı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i öğretdim benim iznim ile sen çamurdan bir kuş yapdın yine iznim ile ânı nefes ile uçurdun, yine benim iznim ile anadan doğma bir a’mâyı ve cüzzam ’illetine mübtelâ bir âdemi iyi itdin, yine benim iznim ile ölüleri mezardan çıkardın, Benî İsrâîl’in ellerini senin üzerinden çevirdim[1] Bu kadar mu’cizelere karşu ânlar meyânında kürf idenler "Bu âşikâr bir sihirdir" diyorlar idi.

[1] Ya’ni seni salb idemediler.

Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti, "Seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkar edenler, 'Bu apaçık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim."

O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun.[164] Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim.[165] Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu.[166] Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler, “Bu, ancak açık bir büyüdür” demişlerdi.

164. Hz. İsa’nın beşikte iken konuşması ile ilgili olarak ayrıca bakınız: Âl-i İmrân sûresi, âyet, 46; Meryem sûresi, âyet, 29-33.165. “Kitap” yazı ve... Devamı..

İşte o zaman Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve annene lütfettiğim nimetleri hatırla! Seni Rûhulkudüs’le (Cebrâil) desteklemiştim de hem beşikte iken hem de yetişkin halinde insanlarla konuşuyordun. Sana yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde bir şey yapıp ona üflüyordun ve benim iznimle derhal kuş oluyordu. Benim iznimle körü ve cüzzamlıyı iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. Onlara açık kanıtlar getirdiğin zaman buna karşı içlerinden inkâr edenler ‘Bu düpedüz bir büyü!’ dediklerinde İsrâiloğulları’nın sana zarar vermelerini önlemiştim.

Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, «Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir» demişlerdi.  

 Bu âyette ve bundan sonraki âyetlerde zikredilen olağanüstü hadiseler mucizedir. Mucizeler, insanların gücünü aşan, onların yapmaları -tabiat kanunla... Devamı..

ALLAH diyecek ki: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene bağışladığım nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; böylece beşikteyken de yetişkin iken de halkla konuşuyordun. Sana kitabı, bilgeliği, Tevratı ve İncili öğretmiştim. İznimle balçıktan kuş heykeli yaratıyordun ve ona üfleyince de iznimle kuş oluveriyordu. Körü ve cüzzamlıyı iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrail oğullarına apaçık kanıtlar götürmene rağmen, içlerindeki inkarcılar, "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil," demişlerdi de seni onlardan kurtarmıştım.

Allah şöyle diyecektir: "Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'lKudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim. Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış ve ona üflemiştin, o da iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrailoğulları'na âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçık bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumuştum.

Allah buyurduğu vakıt: ya Isâ ibni Meryem sana ne validene olan ni'metimi düşün, hani seni ruhulkudüs ile müeyyed kıldım, nâsa kelâm söyleyordun hem beşikte hem yetişkin iken, ve hani sana kitabet, hikmet, Tevrat ve İncil öğrettim, ve hani benim iznimle çamurdan kuş biçimi gibi taslayordun, içine üfleyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu, hem anadan doğma a'mayı ve abraşi benim iznimle iyi ediyordun, ve hani ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun, ve hani senden Benî İsraîli def' etmiştim, o vakıt ki onlara o açık mu'cizeleri getirmiştin de içlerinden kâfirlik edenler şöyle demişti: bu ap açık bir sihırden başka bir şey değil

Allah (hesap gününde Îsâ’ya hitaben) şöyle buyuracak: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla. Hani, seni Rûhu’l-Kudüs (Cebrâîl) ile desteklemiştim. (Bu sayede Allah’tan bir mu‘cize ile) beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Hani, sonra (da sana) kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrât ve İncîl’i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun, içine üflüyordun, o da benim iznimle (canlanıp) kuş oluyordu, anadan doğma körü ve (derisi) alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Hani, benim iznimle ölüleri (diriltip, kabirlerinden diri olarak) çıkarıyordun. Hani sen kendilerine (İsrâiloğullarına) açık deliller (mu‘cizeler) getirdiğinde onlardan küfre sapanlar, ‘Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir!’ demişlerdi de (seni öldürmek üzere, tuzak kurmuşlardı. Takdir ettiğim bir zamanda, seni dünyaya yollamak üzere, rûh ve bedeninle, canlı bir şekilde semâya yükselterek kurmuş oldukları tuzaklarını boşa çıkararak) seni, onlardan korumuştum.

Allah, “Ey Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla.” Hani seni Kudus'un Rûhu¹ ile desteklemiştim, insanlarla beşikte² ve yetişkinlikte konuşuyordun. Ve hani sana Kitap'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Ve hani Ben'im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyordun ve ona üflüyordun, Ben'im iznimle hemen kuş oluyordu; kör olarak doğanı ve abrası³ Ben'im iznimle iyileştiriyordun. Hani Ben'im iznimle ölüleri⁴ çıkarıyordun. Hani İsrailoğulları'nı senden uzaklaştırdım. Hani onlara apaçık beyyinelerle5 geldiğinde, onlardan kâfir olanlar, “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” dediler.

1- Allah\ın Ruhu ile. Ruhu\l Kudus, “Ruh” ve “Kudus” sözcüklerinden bir araya gelmiş belirtili isim tamlamasıdır; “Kudusun Ruhu” demektir. Sıfat tamla... Devamı..

Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsâ, hem senin üzerindeki, hem ananın üzerindeki (bunca) ni'metimi hatırla. Hani ben seni Cebrail ile desteklemişdim. Beşikde iken de, yetişgin iken de sen insanlara söz söylüyordun. Hani sana kitabı (yazı yazmayı), hikmeti, Tevrâtı, İncili öğretmişdim. Hani benim iznimle çamurdan bir kuş suretinin benzerini tasarlıyordun, içine üfürüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, abraşı da yine benim iznimle iyi ediyordun. Hani ölüleri benim iznimle (hayaata) çıkarıyordun, hani İsrail oğulları (nın elini) senden çekmişdim (de seni öldürememişlerdi). Kendilerine apaçık mu'cizeler getirdiğin zaman da içlerinden o küfredenler: «Bu, aşikâr bir büyüden başkası değildir» demişdi.

O zaman Allah şöyle buyuracak: “Ey Meryemoğlu Îsâ! Sana ve annene olan ni'metimi hatırla!
Hani sana Rûhü'l-Kudüs (Cebrâîl) ile kuvvet vermiştim; beşikte iken de, yetişkin hâlde de insanlarla konuşuyordun. Ve hani sana yazı yazmayı, hikmeti, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. Hem o zaman ki iznimle çamurdan kuş şekli gibi (bir şey) yapıyor, sonra içine üflüyordun da iznimle bir kuş oluyordu (ve) yine iznimle (anadan doğma) a'mâyı ve (teni)alacalı olanı iyileştiriyordun. Yine o vakit iznimle ölüleri (kabirlerinden dirilmiş olarak)çıkarıyordun.(1)
Bir zaman da (seni öldürmek isteyen) İsrâil-oğullarını senden def' etmiştim; hani kendilerine apaçık delillerle gelmiştin de içlerinden inkâr edenler: 'Bu, apaçık sihirden başka bir şey değildir' demiş(ler)di.”

(1)“Kur’ân, Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm’ın nasıl ahlâk-ı ulviyesine ittibâa (yüksek ahlâkına tâbi‘ olmaya) beşeri sarîhan (açıkça) teşvîk eder. Öyle de,... Devamı..

Allah o zaman şöyle der: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi düşün. Hani “Seni Rûhu’l Kudüs (vahiy getiren melek) ile desteklemiştim; (bu sayede) beşikte de (yani küçüklüğünde de) yetişkin iken de (peygamber vasfınla) insanlarla konuşuyordun; sana, kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti (teorik ve pratik blimleri, problem çözme ve doğru hüküm verme yetisi, eşyanın hakikatini anlamayı, mesaj ve hükümlerimizi içeren) Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen, çamurdan kuş gibi bir şey (maket) yapmış (kuş şekline koymuş) ve ona (rüzgâr enerjisini) üflemiştin de iznimle (irademle) uçan bir şey olmuştu ve benim iznimle (irademle) körü (görme sorunu olanı) ve alacalıyı (tedavi edip) iyileştiriyor, benim iznimle mevtâyı (kalp krizi vb. sorunlar geçirip ölmek üzere olanlara kalp masajı tekniğini uygulayarak onları hayata) çıkarıyordun. Ve sen İsrailoğullarına açık belgelerle geldiğinde, onlardan inkâr etmiş olanlar, ’Bu ancak açık bir büyüdür’ demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim. *

(*) Bunun açıklaması şöyle olabilir! 1- Ayette geçen (مهد) ‘’mehd’’ ifadesi kinaye olup Hz. İsa’nın bir bebek değil, çocuk yaşta olduğunu gösterir. Ya... Devamı..

Allah “Ey Meryem’in oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetlerimi hatırla, seni Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklediğimde, beşikte ve yetişkin döneminde insanlarla konuştun, sana kitabı ve kitabın içinden nasıl hüküm çıkarılacağını, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. Havarilere “Bana ve elçime inanın diye vahy etmiştim” de onlar “İman ettik ve bizim Müslüman olduğumuza şahitlik et” demişlerdi. Sen (çamurdan) bir kuş heykeli yapmış sonra sen ona üfürünce, iznimle kuş olmuştu. Yine benim iznimle kör ve alaca hastalığı olanı iyi etmiştin ve yine iznimle ölüyü çıkarmıştın, yine sen İsrail oğullarına açıklayıcı kanıtlar getirmiştin ve seni ret edenler “Bu ancak apaçık bir sihirdir” demişlerdi de, seni onların kötülüklerinden korumuştum.

Allah o gün buyuracak: "Ey Meryemoğlu İsa! Sana senin anana ettiğim bunca iyiliği bir düşün. O gün seni Cebrail ile pekitmiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O gün sana Kitap’ı, doğrunun bilgisini, Tevrat’ı, İncil’i öğretmiştim. O gün benim uygunumla çamuru kuş biçimine sokmuştun. Ona üfürünce de yine benim uygunumla o, kuş oluvermişti. Anadan doğma körü, alacayı Benim uygunumla diriltip mezardan çıkarmıştın. O gün İsrailoğullarının elini senin üzerinden çektirmiştim. O gün kendilerine apaçık belgeler getirmiştin. Bunun üzerine içlerinden Allah’ı tanımıyanlar: "Bunlar olsa olsa büyüdür" demişlerdi.

Hani Allah o gün diyecek: «Meryem oğlu İsa! Sana, validene olan nimetimi şükr ile an. O vakit seni Ruhülkudüs ile teyit etmiştim. Sen beşikte de, yetişkin iken de halk ile konuşurdun. Sana Kitabı, hikmeti, Tevrat/ı, İncil/i öğretmiştim. Sen benim iznimle çamurdan kuş şekli gibi birşey yapmıştın, ona üfürdüğünde iznimle o, kuş oluvermişti. Anadan doğma körü, abraşı da iznimle iyileştirmiştin, yine iznimle ölüleri diri olarak mezardan çıkarmıştın. Sen İsrail oğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman onların kötülüklerinden seni kurtarmıştım. Onlardan kâfir olanlar «bu, açık bir büyücülükten başka birşey değildir.» dedilerdi.

İşte o zaman³⁵ Allah diyecektir: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla!³⁶ Hani seni Ruhu’l-Kudüs’le desteklemiştim; sen beşikte ve yetişkin iken insanlara konuşuyordun. Hani sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Hani sen Ben’im iznimle çamurdan kuş maketi [hey’et] yapıyordun [tahluku] da içine üflüyordun, o da Ben’im iznimle bir kuş oluyordu. Doğuştan körleri ve cüzamlıları iyileştiriyordun. Hani, Ben’im iznimle ölüyü (kabrinden) çıkartıyordun/ ayağa kaldırıyordun. Hani İsrailoğullarını Ben senden uzak tutmuştum/savmıştım. Hani sen apaçık delillerle gelmiştin de onların içinden inkâr edenler de, “Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir” demişlerdi.

35 “İz” edatı genelde geçmişi ifade eden bir edat olarak kullanıldığında; “hani”, “bir zamanlar” şeklinde Türkçeye tercüme edilir. Kontekste geniş zam... Devamı..

Hani Allah şöyle demişti: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an. Hani seni Ruh'ul Kudüs ile desteklemiştim de beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşmuştun. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yaratmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma körü ve alacalıyı iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle diriltmiştin. Hani İsrail oğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan küfre sapanlar, “Bu apaçık bir büyüdür” demişlerdi de ben onları senden savmıştım.”

İşte o zaman Allah,şöyle buyuracak:
“Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene bağışlamış olduğum nîmetlerimi hatırla: Hani seni vahiy ve ilham meleği Kutsal Ruh Cebrail ile desteklemiştim; bu sayede, tıpkı yetişkinlik çağında olduğu gibi, beşikte minicik bir bebek iken de insanlarla konuşmuştun.”
“Hani sana bütün vahiylerin özü ve esası olan Kitabı, kitap bilgisini pratik hayata uygulama yeteneği olan hikmeti ve Tevrat ile İncil’i öğretmiştim.”
“Hani Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da, ona üfler üflemez, yine Benim iznimle o çamur canlanıyor ve bir kuş olup uçuyordu.”
“Hani benim iznimle körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyor,yine Benim iznimle ölüleri diriltip kabirlerinden çıkarıyordun.”
İşte böylecesen, İsrail Oğulları’na apaçık mûcizeler göstermiştin de, içlerinden inkâr edenler, “Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir!” dediklerinde, seni onların hâince tuzaklarından kurtarmıştım.”

Hani, Allah dedi ki:
“Ey Meryem’in oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi an / hatırla! Hani, seni rûh ül-Kudüs ile destekledim. Beşik’teyken de, yetişkinken de İnsanlar’la konuşuyordun. Hani, sana Kitab’ı, Hikmet’i, Tevrat’ı ve İncil’i öğrettim. Hani, benim iznimle Uçar (Kuş) biçimi gibi Çamur’dan yaratıyordun; sonra ona üfleyip, benim iznimle bir uçar (kuş) oluyordu. Yine benim iznimle Kör’ü ve Alacalı’yı iyileştiriyordun. Hani, benim iznimle Ölüler’i çıkarıyordun. Hani, İsrailoğulları’nı senden el çektirdim. Sen onlara Beyyineler / Açık Belgeler ile geldiğinde onlardan inkâr etmiş olanlar dedi ki:
“Bu ancak açıkça bir sihir!”.

Mesela Allah Meryemoğlu İsa’ya şöyle diyecek: “sana ve annene yaptığım iyilikleri hatırla ” Sana Ruhulkudüs / Cebrail ile yardım etmiş idim. Hani İnsanlara ileri yaşlarda söylediğini beşikte iken de konuşabiliyordun. Sana yazı yazmayı, egemen olmayı, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Hani benden aldığın ruhsat ile çamurdan kuş yapıyor, sonra ona üflüyordun, benim iznimle capcanlı kuş oluyordu. Benim iznimle anadan doğma körleri ve alacalıları iyi ediyordun, Benim iznimle ölüleri diriltiyordun, bir gün seni, İsrailoğullarının hışmından kurtarmıştım, hani sen, tam onlara mucizelerini gösterirken, bir inkarcı: “ tam bir sihir oyunu ” demişti.

O gün Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün! Hani seni Ruhu’l-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikte iken annenin üzerine hışımla yürüyenlere karşı varlığınla konuşarak onları geri döndürmüştün! Sonra yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan bir kuş yaparak onun nasıl uçacağını anlatmak için yaptığın kuş heykeline üflüyordun! Allah’ın izniyle canlanıp uçacağını anlatıyor, bununla insanın çamurdan yaratılışına delil getiriyordun! Allah’ın izniyle her şeyin olabileceğini açıklıyordun! Sana verdiğim görevle; insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak ayetlerimi okuyor, gözleri gerçeklere karşı kör olanların ön yargılarını kırarak onların gerçekleri görmesini sağlıyordun! Böylece yalanlarla gözlerini tamamen veya bir kısmını körleştirenlerin gözlerini açarak gerçekleri görmelerini sağlıyordun. Hani yine iznimle akıllarını durdurmuş, kalplerini cehaletin karanlığı doldurmuş, yaşamları ölüler haline gelmiş topluluklara hidayeti anlatıyor, onların ayetlerle buluşmasını sağlıyor, iman edenleri ölüler gibi yaşamaktan kurtarıyordun! Hani sen İsrailoğullarına açık net deliller getirdiğin zaman onlar seni inkâr etmişler, seni cezalandırmak için harekete geçmişlerken ben seni onlardan kurtarmıştım da inkâr edenler; "Bu ancak açık bir büyüdür" demişlerdi.

Allah o zaman şöyle diyecektir: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimet(ler)imi hatırla! Hani seni Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; sen beşikteyken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. [*] Sana Kitab’ı (okuyup yazmayı), [hikmet]i (doğru hüküm verme yeteneğini), Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan bir kuşun benzeri gibi (sûret) yapıyordun da ona üflüyordun; o da benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Benim iznimle körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. [*] Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim. Kendilerine apaçık deliller getirdiğin zaman içlerinden kâfir olanlar “Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir!” demişlerdi. [*]

Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:46; Meryem 19:29.,Bu mesaj Âl-i İmrân 3:49. ayetle birlikte okunmalıdır.,İsrailoğullarından olan inkarcılar Hz. İsa ile ... Devamı..

Allah o gün (İsa’ya): “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nîmetimi hatırla! Seni Rûh’ül-Kudüs¹ (olan Cebrâil) ile desteklemiştim. Hem beşikte hem de yetişkinken insanlarla konuşuyordun.² Sana kitabı,³ hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i⁴ öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üfleyince iznimle canlı bir kuş oluveriyordu. Benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı da iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüyü (dirilterek mezardan) çıkarıyordun.⁵ İsrâil Oğulları’na mucizeler getirdiğinde onlardan inkâr edenlerin: ‘Bu ancak düpedüz bir büyüdür’ dedikleri zaman seni, onların ellerinden de Ben kurtarmıştım.” buyuracak.⁶

1 Rûh’ül Kudüs: Hiç bir şaibesi olmayan, pâk, mukaddes, tertemiz rûh, bereket rûhu yahut kutsal rûh demektir ki, bu da Cebrâil’dir. Ruh’ul-Kudüs: Teri... Devamı..

İşte o zaman ¹³¹ Allah şöyle diyecek: “Ey İsa, ey Meryem oğlu! Hatırla sana ve annene bağışladığım nimetleri, seni nasıl Kutsal Ruh ¹³² ile güçlendirerek insanlarla beşikte iken ve yetişkin bir adam olarak konuşmanı sağladığımı; ve nasıl sana Tevrat’ı ve İncil’i ihtiva eden vahiy ¹³³ ve hikmeti öğrettiğimi; nasıl Benim iznimle çamurdan, [sana uyanların] kaderini şekillendirdiğini ve sonra bunun Benim iznimle [onların] kaderi olabilmesi için ona üflediğini; ve nasıl iznimle körleri ve cüzamlıları ¹³⁴ iyileştirdiğini ve ölüyü ayağa kaldırdığını; ¹³⁵ sen İsrailoğulları’na hakikatin bütün kanıtları ile geldiğinde ve onlardan hakikati inkara şartlanmış olanların, “Bu aldatmacadan başka bir şey değildir!” dedikleri zaman onların sana zarar vermelerine nasıl mani olduğumu.

131 Cümlenin başında kullanıldığında iz’i bazan “İşte o zaman” diye çevirmem konusunda bkz. sure 2, not 21. Bu ünlem, yukarıdaki bağlamda, dolaylı ola... Devamı..

İşte o gün Allah diyecek ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi bir düşün! Seni, Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana, kitabı ve hikmeti, (Onu kavrama ve hayata taşımayı) özellikle Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznim ile çamurdan kuş heykeli yapmış, sonra da ona üflemiştin de o da benim iznim ile kuş olup uçuvermişti. Yine benim iznim ile körleri ve cüzzamlıları iyileştirmiş, iznimle ölüleri diriltmiştin. Hani sen İsrailoğullarına hakikatin bütün delilleri ile geldiğinde, onlardan kâfir olanlar “Bu düpedüz sihirden başka bir şey değildir!” demişlerdi de onların sana zarar vermelerini engellemiştim. 2/87, 3/48, 5/11

İşte o zaman Allah diyecek ki: “Ey Meryem oğlu İsa: sana ve annene bahşettiğim nimetimi hatırla! Hani, seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; insanlarla beşikte iken de erişkin iken de konuşuyordun! Hani, Ben sana vahyi ve hikmeti; yani Tevrat ve İncil’i talim ettirmiştim! Hani sen Benim iznimle çamurdan kuş maketi yapıp, ona üflüyor ve o da Benim iznimle kuş oluveriyordu. Ve iznimle (yasalarım çerçevesinde) körleri ve cüzamlıları iyileştiriyor ve yine iznimle ölüleri ayağa kaldırıyordun![¹⁰⁰⁵] Hani sen İsrâiloğullarına hakikatin bütün delilleriyle geldiğinde; yani onlardan nankörlükte ısrar edenler “Bu sihirden başka bir şey değildir” dedikleri zaman, sana zarar vermelerine mâni olmuştum!

[1005] Krş: 3:49, not 41.

Allah o zaman şöyle buyuracaktır. "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve anana olan nimetimi hatırla ki, seni Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. (Bu sayede) Sen hem beşikteyken, hem de yetişkin çağında insanlarla konuşuyordun. ("Ben Allah’ın kuluyum, bana kitap verdi"- Meryem/30- diyerek onları sana uluhiyet atfetmemeleri hususunda uyarıyordun) Sana, kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamura kuş şekli verip, içine üflüyordun, o da benim iznimle derhal kuş oluyordu. (Kanat çırpıp uçuyordu) Anadan doğma körü ve abraşı (vitiligo hastalığı olanı) benim iznimle iyi ediyordun, ölüleri de benim iznimle diriltiyordun ve İsrailoğullarını senden defetmiştim. (Seni öldürmeğe yeltenmişlerdi de, nezdime yükseltip onlardan kurtarmıştım, Ey İsa) kendilerine böyle apaçık deliller -mucizeler- getirdiğin halde, İsrailoğullarından küfürde direnenler. "Bu (gösterilen mucizeler) apaçık bir büyüden (göz boyamacadan) başka birşey değildir" dediler, (onların içinde sana inananlar da vardı ki)

O gün Allah, şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’lKudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata diriltip ) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık beyanlar getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler, "Bu, ancak açık bir büyüdür" demişlerdi.

O zamanı ki Allah Teâlâ buyurdu: «Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin üzerine ve validenin üzerine olan nîmetimi zikret, o zamanı ki, seni Rûhu'lKuds ile teyid etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, ve İncil'i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş heyeti gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudunda beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de Benim iznimle iyi ediyor idin. Ve o zamanı ki, ölüleri Benim iznim ile (hayat sahasına) çıkarıyordun. Ve o zamanı ki İsrailoğullarını senden defetmiştim, onlara açık mûcizeler ile geldiğin vakitte ki, onlardan kâfir olanlar, 'Bu apaçık bir büyüden başka değildir' demiş idi.»

Allah o gün buyuracak ki: “İsa! Hem senin, hem annenin üzerinizdeki nimetimi iyi düşün! Düşün ki: Ben Seni Ruhu'l-kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun. Ben sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Sen, Ben'im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da Ben'im iznimle kuş oluveriyordu. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle anadan doğma âmanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle ölüleri kabirden diri olarak çıkarıyordun. Hani Ben İsrailoğullarının şerlerini (öldürme kasıtlarını) senden defetmiştim. Kendilerine apaçık deliller, mûcizeler getirdiğin zaman da onların kâfirleri: “Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil! ” demişlerdi. [2, 87; 3, 46. 49; 9, 30] {KM, Matta 12, 24; Markos 3, 22; Luka 11, 15}

Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu Îsa, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrail oğullarını da senden savmıştım; hani sen onlara açık deliller getirdiğin zaman, içlerinden inkar edenler: "Bu açık bir büyüden başka bir şey değil!" demişti.

Cenâb-ı Hak "Yâ 'Îsâ ibni Meryem! Benim sana ve vâlidene olan ni'metimi zikr it. Seni Rûh'l Kudüs ile te'yîd itdim [¹] beşikde çocuk iken ve senin kemâlinde nâsa tekellüm itdin, Sana kitâbı hikmeti, Tevrât ve İncîl'i öğretdim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapub ona üfledin o da iznim ile kuş oldı. Yine iznim ile anadan doğma köri ve alaca 'illetini iyi itdin. Mevtâyı iznimle dirildüb mezardan çıkardın, mu'cizât ile geldiğin zamân seni öldürmek kasd iden Benî İsrâîl'in ellerinden kurtardım. Onlardan kâfir olanlar bütün bunlara (bu mu'cizelere) sihirdir dimişlerdi" buyuruyor.

[1] Rûhu'l Kudüs hakkında ma'lûmât içün Bakara sûresinin 87nci âyetine bak.

O gün Allah, şöyle diyecektir: “Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üstünde olan iyiliklerimi hatırla. Hani seni Kutsal Ruh’la desteklemiştim; hem beşikte hem de yetişkin iken insanlara konuşma yapıyordun. Bir de sana yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. İznimle topraktan kuş şeklinde bir şey yaratır, sonra ona üflerdin de yine iznimle kuş oluverirdi. Anadan doğma körü ve abraşı iznimle tamamen iyileştirirdin. Yine iznimle mezardan ölüyü (diri olarak) çıkartırdın. Seni İsrail oğullarından da kurtarmıştım; çünkü onlara açık mucizelerle geldiğin halde onların görmezlikten gelenleri: “Bu açık bir büyüdür” demişlerdi.”

Allah der ki:-Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu'l Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikteyken de yetişkinken de insanlarla konuşuyordun. Sana, Kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimile çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış, sonra da ona üflemiştin de, o da benim iznim ile kuş oluvermişti. Yine benim iznim ile körü ve alacalıyı iyileştiriyor, iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrailoğullarının elini senin üzerinden çekmiştim. Onlara belgeleri getirdiğinde, Onlardan inkarcı olanlar:-Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir, demişlerdi.

O zaman Allah, Meryem oğlu İsa'ya “Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla,” buyurur. “Hani seni Ruhu'l-Kudüs(31) ile desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşurdun. Hani Ben sana okuma yazmayı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerdin de, Benim iznimle o bir kuş oluverirdi. Yine Benim iznimle anadan doğma körlerin gözlerini açar, abraşı iyileştirirdin. Yine Benim iznimle ölüleri diriltirdin. Hani, sen İsrailoğullarına deliller getirdiğin ve onların kâfir olanları “Bu düpedüz büyü” dedikleri zaman onların elinden seni kurtarmıştım.

(31) Cebrail.

Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhul-kudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu."

ol vaķt kim eyitti Tañrı “iy 'įsā! meryem oġlı! anı ni'metüni üzerüñe daħı añan üzerine ol vaķt kim ķuvvetlendürdüm seni cebreyil-ile söyleridüñ ādemįlere bişik içinde daħı otuz yaşından geçüp. daħı ol vaķt kim ögrettüm saña yazmaġı daħı ḥikmeti daħı tevrįt’i daħı incįl’i. daħı ol vaķt kim endāzelerdüñ balçıķdan ķuş sūretı gibi dilegüm-ile pes ürer idüñ anuñ içine pes olurıdı ķuş dilegüm-ile. daħı śaġ eylerdüñ añadan gözsüz doġmışı daħı alā tenlüyi dilegüm-ile. daħı ol vaķt kim çıķarurduñ ölüleri dilegüm-ile. daħı ol vaķt kim yıġdum benį isrāyil’i senden ol vaķt kim getürdüñ anlara ḥüccetleri pes eyitti anlar kim kāfir oldılar anlardan “degül uşbu [62b] illā cādūlıķ bellü.”

Ẕikr eyle yā Muḥammed ol vaḳtı ki Tañrı Ta‘ālā eyitdi Meryem oġlı ‘Īsāya:Añġıl benüm ni‘metümi senüñ üstüñe, daḫı anuñ üstine ki ḳuvvetlendür‐düm seni Cebrā’īl bile, söylersin ḫalḳa beşikde‐y‐iken pīr olġanda. Daḫıẕikr eyle ol vaḳtı ki ögretdüm saña kitābı ve ḥikmeti Tevrātı, İncīli daḫı. Daḫıañ ol vaḳtı ki düzedürdi seni balçıḳdan ḳuş ṣūretinde benüm buy‐ruġum bile. Üfüresin aña, ḳuş olurdı benüm iẕnüm‐ile. Daḫı ḫoş eylerdi‐sen gözsüzleri, abraṣı daḫı benüm buyruġumla. Daḫı çıḳarurduñ ölüleriturābdan benüm buyruġum bile. Daḫı men‘ eyledüm Benī İsrā’īl ḳavminisenden ki sen anlara geldi‐sen mu‘cizātlar bile. Pes eyitdi kāfir olanlar an‐lardan, bu degüldür illā ulu siḥr.

(Ya Rəsulum!) Xatırla ki, o gün (qiyamət günü) Allah (İsaya) belə buyuracaq: “Ya Məryəm oğlu İsa! Sənə və anana ne’mətimi yadına sal. O zaman səni müqəddəs ruhla qüvvətləndirmişdim. Sən beşikdə olanda da, yetkin çağında da adamlarla danışırdın. Sənə kitabı (yazıb-oxumağı), hikməti, Tövratı və İncili öyrətmişdim. O zaman sən Mənim iznimlə palçıqdan quşa bənzər bir şey düzəldib ona üfürürdün, o da Mənim iznimlə quş olurdu. Sən Mənim iznimlə anadangəlmə kora cə cüzamlı xəstəyə şəfa verir və Mənim iznimlə ölüləri (qəbirdən çıxardıb) dirildirdin. Sən İsrail oğullarına açıq-aşkar mö’cüzələr gətirdiyin zaman Mən (onların bəlasını) səndən dəf etmişdim (səni öldürmək istədikdə onlara mane olmuşdum). Onlardan küfrə batanlar isə belə demişdilər: “Bu, açıq-aydın sehrdən başqa bir şey deyildir!”

When Allah saith: O Jesus, son of Mary! Remember My favour unto thee and unto thy mother; how I strengthened thee with the holy Spirit, so that thou spakest unto mankind in the cradle as in maturity; and how I taught thee the Scripture and Wisdom and the Torah and the Gospel; and how thou didst shape of clay as it were the likeness of a bird by My permission, and didst blow upon it and it was a bird by My permission, and thou didst heal him who was born blind and the leper by My permission; and how thou didst raise the dead, by My permission and how I restrained the Children of Israel from (harming) thee when thou camest unto them with clear proofs, and those of them who disbelieved exclaimed: This is naught else than mere magic;

Then will Allah say: "O Jesus the son of Mary! Recount My favour(815) to thee and to thy mother. Behold! I strengthened thee(816) with the holy spirit, so that thou didst speak to the people in childhood and in maturity.(817) Behold! I taught thee the Book and Wisdom,(818) the Law and the Gospel and behold! thou didst make(819) out of clay, the figure of a bird, by My leave, and thou didst breathe into it and it becometh a bird by My leave, and thou didst heal those born blind, and the lepers, by My leave. And behold! thou didst bring forth the dead by My leave.(820) And behold! I did restrain the Children of Israel from (violence to) thee(821) when thou didst show them the clear Signs, and the unbelievers among them said: ´This is nothing but evident magic.(822)´

815 In a solemn scene before the Court of Judgement, Jesus is asked to recount all the mercies and favours shown to him, so that his followers should ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.