Yemunnûne ‘aleyke en eslemû(s) kul lâ temunnû ‘aleyye islâmekum(s) beli(A)llâhu yemunnu ‘aleykum en hedâkum lil-îmâni in kuntum sâdikîn(e)
Müslüman olduk diye seni minnet altında mı bırakırlar? De ki: Müslümanlığınızdan dolayı beni minnet altında bırakmaya kalkışmayın, hayır, Allah'a karşı siz minnet altındasınız, sizi doğru yola sevkedip imanda başarı verdiğinden, eğer doğru söylüyorsanız.
(Ey Resulüm, bazıları da) Müslüman oldular (ve birtakım hizmet ve fedakârlıkta bulundular) diye (gelip başına kakmak niyetiyle) Sana minnet etmektedirler. (Uğradıkları sıkıntıların sorumluluğunu Sana yüklemektedirler.) De ki: "Müslümanlığınızı Bana karşı minnet (konusu) etmeyin. (Hizmet ve ibadetlerinize karşılık dünyalık makam ve menfaat beklemeyin, kendinizi ayrıcalıklı zannetmeyin!) Tam tersine, sizi imana yönelttiği (küfür ve kötülükten çekip çevirdiği) için Allah size minnet edip (verdiği nimet ve faziletlerin şükrünü isteyebilir). Eğer doğru sözlüler (ve temiz özlüler) iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"
Ey Muhammed! onlar islâm'a girip, müslüman olmak suretiyle, sana bir lütufta bulunduklarını zannederek, müslüman olmalarını senin başına kakarlar. De ki: “Müslüman olmanızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi imana ilettiği için, Allah size lütufta bulunmuştur. Eğer sözünüzde samimi iseniz.”
Onlar, İslâm'a girdikleri için seni minnet altında bırakıyorlar.
“Yaşamaya devam ettiğiniz müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Asıl sizin, aydınlatıcı bilgiler verdiği, imana kavuşturduğu için, sizin Allah'a minnet borcunuz var. Eğer imanınızda samimi iseniz siz borcunuzu ödeyin.” de.
Müslüman oldular diye sana minnet ediyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı bana minnet etmeyin. Aksine, sizi imana yöneltmesi dolayısıyla size minnet eder; eğer doğrular iseniz.
Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: 'Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru söylüyor iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)'
(Bedevî'ler= Benî esed kabilesi, biz müslüman olduk; bize ikram et; bize yiyecek ver diye) İslâm'a girdiklerini senin başına kakıyorlar. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-İslâm oluşunuzu benim başıma kakmayın. Doğrusu sizi imana hidayet buyurduğundan, Allah sizin başınıza kakar; eğer (imanınızda) sadık kimselerseniz.
Müslüman oldular diye, sana minnet ediyorlar. De ki: “Müslümanlığınızı minnet olarak başıma vurmayın. Belki Allah sizi imana iletti diye, size minnet eder. O da, eğer (imanınızda) doğru iseniz…
İslama girdiklerin, senin başına kakıyorlar; diyesin ki: «İslâmlığınızı başa kakmayın, sizi doğru yola ilettiğinden, eğer gerçekseniz, Allah size büyük iyilik etmiştir»
(Ey Muhammed!) Onlar Müslüman oldular diye, bunu senin başına kakıyorlar. (Sen onlara) de ki: “Müslüman olmanızı başıma kakmayın (benden minnet beklemeyin!) Tam tersine eğer doğru kimselerseniz, imana erdirmesinden dolayı sizin Allah'a minnet borcunuz vardır.”
İslâmı kabûl iylediklerinden dolayı sana minnet koyuyorlar. Ânlara di ki: "Siz müslim oldığınızdan nâşî minnet itmeyin, belki size îmân nasîb itdiği içün sâdık iseniz siz Allâh’a minnetdarsınzı."
Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak isterler; de ki: "Müslüman olmanızla beni minnet altında tutmayın, hayır; eğer doğru kimselerseniz, sizi imana eriştirmekle Allah sizi minnet altında bırakır."
Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: “Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.”
Boyun eğmelerini sana bir iyilik yapmış gibi gösteriyorlar. Onlara şöyle de: “Boyun eğmenizi bana yapılmış bir iyilik saymayın. Eğer samimi iseniz (bilmelisiniz ki) sizi imana yöneltmekle asıl Allah size lütufta bulunmaktadır.
Onlar İslâm'a girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur.
Müslüman (teslim) oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki, "Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Aslında, sizi inanca ulaştırdığı için ALLAH sizi kendisine borçlu görür, eğer doğru kimselerseniz."
Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah sizin başınıza kakar. Eğer doğrulardan iseniz (Allah'a minnettar olmanız gerekir.)
İslâma girdiklerini senin başına kakıyorlar, de ki islâmınızı benim başıma kakmayın, belki sizi iymana hidâyet buyurduğundan dolayı Allah sizin başınıza kakar, eğer sadıksanız
(Habibim! O bedeviler, “Biz bazılarının aksine, Müslümanlarla hiç savaşmadan İslâm dinini kabul ettik!” diyerek, sözde,) müslüman olmalarını, (sanki sana) bir lütufta bulunmuşlar gibi dile getirerek, seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki: “(Sözde) müslümanlığınızdan dolayı, beni minnet altında bırakmaya kalkışmayın. Bilakis sizi îmâna ilettiği için, Allah size lütufta bulunmuştur, eğer (îmân ettik sözünüzde) sadık kimselerseniz (durum böyledir).”
Onlar, teslim olmalarını başına kakıyorlar. De ki: “İslam'a boyun eğdiniz diye, benden minnet beklemeyin. Bilakis, eğer özü-sözü bir kimselerseniz, sizi imana erdirdiği için, siz Allah'a minnet duyun.”
Onlar İslama girdiklerini senin başına kakıyorlar. (Onlara) de ki: «Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bil'akis sizi îmâna muvaffak etdiği için size Allah minnet eder, eğer size («İnandık» demenizde) sadık (insan) larsanız.
(Onlar) İslâm'a girmelerini senin başına kakıyorlar. De ki: “İslâm'a girmenizle beni minnet altında bırakmayın! Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bil'akis sizi îmâna erdirdiği için Allah sizi minnet altında bırakır.”
(Bazıları da) Müslüman oldular (teslim olup boyun eğdiler) diye sana minnet ediyorlar. De ki: “Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine eğer (iman ve müslümanlık iddianızda) doğru iseniz, size iman yolunu gösterdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuş oluyor”
Onlar müslüman olmalarından dolayı, seni minnet altında bırakıyorlar. Böylelerine deki “Müslüman olmanızdan dolayı beni minnet altında bırakmayın. Tam aksine, eğer doğru düşünenlerdenseniz, bilin ki! Allah size iman etmenin doğru yollarını göstermesinden dolayı, sizi minnet altında O bırakıyor.
Onlar: "Allah’a bağındık" diye seni kendilerine borçlandırmak istiyorlar. De ki: "Allah’a bağındık diye siz beni borçlandıramazsınız. Belki, siz sizi inanma yoluna ileten Allah’a karşı borçlanmış oluyorsunuz, eğer doğru kimselerseniz."
Onlar cenksiz Müslüman olmakla sana minnet yükletiyorlar. Onlara de ki Müslüman olmanız ile bana minnet yükletmeyin. Belki imanınızda gerçekseniz Allah size imana yol göstermekle size minnet yükletir.
(Bedeviler) Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki: “Müslümanlığınızı başıma kakmayınız. Bilakis, eğer doğru söyleyenlerden iseniz, imana eriştirdiği için Allah sizi minnet altında bırakır.”
Müslümanlar oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: “Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine sizi imana yöneltip ilettiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer (iman iddianızda) doğru sözlüler iseniz (Allah'a minnettar olmanız gerekir).”
İman henüz yüreklerine sinmemiş olan bazı câhiller, “Biz Müslümanlarla savaşmadan, kendi irâdemizle İslâm’a girdik!” diyerek, Müslüman oldukları için güya seni minnet altında bırakmak istiyorlar. Böyle kimselere de ki: “Müslümanlığınızı başıma kakmayın! Tam tersine, eğer gerçekten iman iddianızda samîmî iseniz, sizi imana eriştirdiği için asıl Allah sizi minnetborcu altında bırakmıştır. Eğer yüreğinizde bu şükür duygusunu taşımıyorsanız, zaten iman etmiş değilsiniz demektir.”
Teslim oldular diye sana minnet ediyorlar / iyilik ettiklerini düşünüyorlar. De ki: -“Sizin islam / teslim oluşunuzu bana minnet etmeyin! Eğer sadık / doğru söyleyen iseniz, İman için size yol gösterdi diye Allah size karşılıksız iyilik ediyor”.
Müslüman olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: " İslâma girmenizi başıma kakmayın. Bilakis, size iman nasip ettiği için , Allah bu iyiliğini, sizin başınıza kakabilir. İman işinde samimî iseniz tabiki. "
Onlardan bazıları şöyle düşünüyor. Sanki Müslüman olmaları senin için bir lütuftur. Onların Müslüman olmasıyla sen güç ve kuvvet kazandın! Onlar Müslüman olmasaymış gücün kuvvetin olmazmış. Böyle düşünüp sana bu şekilde Müslüman oluşlarını anlatanlara de ki: "Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın! Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana ulaştırmasından dolayı Allah size lütufta bulunmuştur. Müslüman olarak sizler bana bir lütufta bulunmadınız. Müslüman olarak sadece kendinize iyilik ettiniz. Yaptığınız iyiliği de lütuf gibi göstererek çöpe atmayın!"
Onlar, müslüman olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: “Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın! Doğruysanız bilin ki size imanı gösterdiği için aslında Allah size iyilikte bulunmaktadır.”
Müslümanlıklarını senin başına kalkıyorlar.¹ (Sen de onlara): “Müslümanlığınızla beni minnet altına almayın, eğer (îmanınızda) doğruysanız; sizi îmana yönelttiği için (esasen) Allah’ın, sizi minnet altına alması gerekir.” de.
Birçok insan, ²¹ [sana] teslim olmak suretiyle ²² [ey Muhammed], sana bir lütufta bulunduklarını zannederler. De ki: “Teslimiyetinizi bana bir lütuf olarak görmeyin: hayır, tersine size iman yolunu göstermek suretiyle Allah size lütufta bulunmuştur; eğer sözünüzde samimi iseniz!”
Onlar Müslüman olduk diye senin başına kakıp seni minnet altına almaya kalkıyorlar. De ki: – Müslüman olduk diye benim başıma kakmayın. Bilakis eğer imanınız konusunda samimi iseniz Allah sizi doğru yola ilettiği için asıl siz ona minnet ve şükran borçlusunuz. 2/112, 27/81
Onlar teslim oldular diye seni minnet altına almaya kalkıyorlar. De ki: “İslâmınızdan dolayı beni minnet altına alıp bana lutfettiğinizi sanmayın; eğer (hakikate) sadıksanız, sizi doğru yola yönelttiği için asıl Allah size lutufta bulunmuştur.[⁴⁶⁵⁶]
(Ey Muhammed, yoksa) Onlar İslam'a girdikleri için seni minnet altına sokmak mı istiyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer sadık kimselerseniz -sizi imana erdirdiği için- Allah’ın hakk'ını ödersiniz! (O'na hamd ve şükürde bulunursunuz)
Teslimiyetlerini/boyun eğmelerini bir lütufta bulunmuş gibi senin başına kakıyorlar. De ki: "Teslimiyetinizi bir lütuf gibi başıma kakmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz; sizi imana doğrulmasından dolayı Allah size bir lütfuduu bu..
İslâm olduklarından dolayı sana karşı minnette bulunurlar. De ki: «Benim üzerime İslâmiyetinizle minnette bulunmayın. Belki Allah Teâlâ sizi imâna hidayet ettiğinden dolayı size minnet buyurur, eğer siz sâdıklar oldunuz iseniz.»
İslâm'a girmelerini sana minnet ediyorlar. Onlara de ki: “Müslümanlığınızı bana minnet etmeyin. Asıl size iman yolunu gösteren Allah size minnet eder, eğer iman iddianızda samimi iseniz! ”
İslam olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı benim başıma kakmayın. Tersine, eğer gerçekten inanmışsanız, sizi imana ilettiği için Allah, sizin başınıza kaksa yeridir."
İslâm olduklarından dolayı sana minnet iderler. Di ki: "İslâmınız üzerine bana minnet itmeyin. Belki Allâh Te'âlâ, eğer îmânınızda sâdık iseniz sizi îmâna hidâyet iylediğinden dolayı süze minnet ider.
Allah’a teslim[1] oldular diye seni borçlu çıkarıyorlar. De ki “Sizin müslüman(teslim) olmanız beni size borçlu kılmaz ama imanın[2] yolunu gösterdiği için siz Allah’a borçlu olursunuz; eğer doğru kimselerseniz.”
Müslüman oldular diye seni minnet altında tutmak istiyorlar. De ki: Müslüman olmanız sebebiyle beni minnet altında bırakmayın, bilakis size doğru yolu gösterdiği için Allah sizi minnet altında tutar, eğer samimi iseniz.
Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki: Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Eğer iman iddianızda doğru iseniz, sizi imana kavuşturmakla Allah size iyilik ediyor demektir.
İslam'a girmelerini senin başına kakıyorlar. De ki: "İslamınızı benim başıma kakmayın! Aksine, eğer özü-sözü doğru insanlarsanız, sizi imana kılavuzladığı için Allah hepinizi minnet borcu altına sokar."
minnet eylerler saña kim müsülmān oldılar. eyit “minnet eylemeñ baña müsülmān olduġuñuzı belki Tañrı minnet eyler size kim ŧoġru yol gösterdi size įmāna eger olursañuz girçekler.”
Onlar saña İslāmiyetleri‐y‐le imtinān iderler. Di ki baña İslāmiyetiñizle imtinānitmeyiñiz. Bel ki Allāhu Ta‘ālā size imtinān ider ki za‘muñuzca size īmān içün yolgösterdi. Eger ṣādıḳ iseñüz īmānda iḫlāṣ idiñiz.
Onlar islamı qəbul etdiklərinə görə sənə minnət qoyurlar. De: “Müsəlman olduğunuzla mənə minnət qoymayın! Xeyr, əgər (iman gətirdiyinizi) doğru deyirsinizsə, (bilin ki) sizi imana müvəffəq etməklə, əslində Allah sizin boynunuza minnət qoymuş olur!”
They make it favour unto thee (Muhammad) that they have surrendered (unto Him). Say: Deem not your Surrender a favour unto me; nay, but Allah doth confer a favour on you, inasmuch as He hath led you to the Faith, if ye are earnest.
They impress on thee(4937) as a favour that they have embraced Islam. Say, "Count not your Islam as a favour upon me: Nay, Allah has conferred a favour upon you that He has guided you to the faith, if ye be true and sincere.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |