Yâ eyyuhâ-nnâsu innâ ḣalaknâkum min żekerin ve unśâ ve ce’alnâkum şu’ûben ve kabâ-ile lite’ârafû(c) inne ekramekum ‘inda(A)llâhi etkâkum(c) inna(A)llâhe ‘alîmun ḣabîr(un)
Ey insanlar, şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve sizi, aşiretler ve kabileler haline getirdik tanışın diye; şüphe yok ki Allah katında sevabı en çok ve derecesi en yüce olanınız, en fazla çekineninizdir; şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
Ey insanlar, gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık (Hz. Adem’le Hz. Havva’dan türetip çoğalttık). Ve birbirinizle (kolaylıkla) tanışmanız (ve farklı yetenek ve faziletlerinizden yararlanmanız) için sizi (değişik) kavimler ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız (kerim ve değerli sayılanınız, ırk ya da soyca değil) takvaca (kötülükten sakınma, iyilikte yarışma konusunda) en ileride bulunanlarınızdır. Şüphesiz Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Habir’dir.
Ey insanlar! Bakın biz sizi, bir erkekten ve bir kadından yarattık. Sizi birbirinizi tanıyasınız diye, milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında şerefli ve itibarlı olanınız, yaşantısını, yolunu, yordamını Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışanlarınızdır. Çünkü Allah, herşeyi bilendir, herşeyden haberdar olandır.
Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idâre etmeniz, karşılıklı olarak, İslâmî kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, takva esaslarını-Kur'ân esaslarını iyice benimseyerek tavizsiz hayata geçireniniz, en çok günahlardan arınıp azaptan korunanınız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık her şeyden haberdar olan Allah sizi bilgilendiriyor.
Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve 'birbirinizi tanımanız ve tanışmanız' için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk, renk, soy ve servetçe değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, haber alandır.
Ey insanlar! Sizi, bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havva'dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız, (kim olduğunuz sorulunca, bağlı bulunduğunuz soy veya milletinizin adını söyleyesiniz). Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır. (Şeref, soy ve neseble değildir). Şüphe yok ki Allah Alîm'dir= her şeyi bilendir, Habîr'dir = her şeyden haberdardır.
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Sizi milletlere ve kabilelere ayırdık ki tanışasınız. Ve (bilin ki) Allah katında en iyiniz, en takvalı olanınızdır. Şüphesiz Allah, (sizi) çok daha iyi bilen ve (sizden) haberdar olandır.
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız, Allah'a en çok saygı duyanınızdır. Allah her şeyi bilendir; her şeyden haberdar olandır.[575]
Ey insanlar! Biz sizleri, bir erkekle, bir dişiden yarattık, tanışabilmenizçin, sizi uluslara, oymaklara ayırdık, Allahın katında, en kerim olanınız, en sakınçlı olanınızdır; Allah bilir, Allah haberlidir
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
Ey insânlar! Biz sizi bir erkek ile bir kadından husûle getürdik sonra ’âilelere ve kabîlelere taksîm iyledik ki biri birinizi biliniz, Allâh’ın ’indinde en muhterem olan en ziyâde Allâh’dan korkandır. Allâh ’âlim ve her şeyden haberdârdır.
Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır.
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır.
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.
Ey o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, hem de sizi şaab şaab, kabîle kabîle yaptık ki tanışasınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alîmdir, habîrdir
Ey insanlar! Şüphesiz, biz sizi, bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havvâ’dan) yarattık ve (sırf) birbirinizi tanımanız için, sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. (Dolayısıyla, nesep ve ırk hususunda övünmenin ve üstünlük taslamanın hiçbir manası yoktur.) Allah nezdinde en üstün olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, her şeyden hakkıyla haberdar olandır.
Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız¹ için sizi kabilelere ve sülalelere ayırdık. Allah'ın yanında en kerim² olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cem'iyyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdâr olandır.
Ey insanlar! Şübhesiz ki biz, sizi bir erkek ve bir dişiden (Âdem ile Havvâ'dan)yarattık. Birbirinizi tanımanız için de sizi, milletler ve kabîleler kıldık.(2) Doğrusu Allah katında sizin en üstün olanınız, en takvâlı olanınızdır. Muhakkak ki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır.
Ey insanlar! Sizi (her birinizi) bir erkek (üreme hücresi) ile bir dişi (üreme hücresin)den yarattık ve (birbirinize karşı soy ve renginizle üstünlük iddiasında bulunup övünesiniz diye değil, bilakis) birbirinizi (karşılıklı insanı hak ve hukuk açısından) tanıyıp kaynaşasınız (ve dostane sosyal ilişkiler içinde yardımlaşıp kültür ve medeniyet alışverişinde bulunasınız) diye ayrı milletler ve kabileler hâline getirdik. Şüphesiz Allah katında en değerliniz, (ırk ve soyca değil) takvaca (ona saygıda, iman ve itaatte, kötü işleri yapmamakta ve evrensel insani değer ve haklarına riayet etme hususunda) en ileri olanınızdır. Şüphesiz Allah, (açıktan yapılanları da) bilendir, (gizli yapılanlarından da hakkıyla) haberdar olandır. *
Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve sizi kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Sizin içinizden Allah katında en değerli olanınız, Allah’dan en çok korunanınızdır. Elbette ki Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.
Ey insanlar! İşte Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi kollara ayırdık, biribirinizle tanışasınız diye. İşte sizin Allah katında en değerli olanlarınız, Allah’tan en çok sakınanlarınızdır. Çünkü Allah bilicidir, bilgilidir.
Ey nâs! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık, birbirinizi tanıyasınız diye sizi büyük cemaat ve kabileye ayırdık, soy ve sop ile övünmeyin, çünkü Allah/ın yanında en muazzez ve muteber olan sizin en ziyade mütteki olanınızdır, Allah soyunuzu, sopunuzu hakkıyle bilir, her halinizden haberdardır.
Ey insanlar! Muhakkak ki Biz sizi bir erkekle [zeker] bir dişiden [unsâ]⁵ yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara [şu’ûben] ve kabilelere ayırdık. Sizin en yüceniz Allah katında en fazla sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Muhakkak ki Allah Alîm’dir, Habîr’dir.
Ey insanlar! Gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi boylar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz Allah katında sizin en yüce olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah her şeyi bilendir, haberdar olandır.
Ey insanlar! Gerçekten Biz sizibir erkekle bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışıp rahat, huzur ve kardeşlik içinde bir hayatı yaşamak için iyilikte, güzellikte yarışasınız diye sizi ırklara, boylara ayırdık. Hepiniz Âdem ve Havvâ adındaki bir anne-babanın çocuklarısınız. Dolayısıyla, herhangi bir ırkın veya sınıfın diğerine üstünlüğü söz konusu olamaz. Gerçek şu ki, Allah katında en üstün, en değerli olanınız, takva bakımından en ileride olanınızdır. Irk, renk, zenginlik, güzellik, makâm, şöhret, güç gibi özellikler, İslâm’a göre asla üstünlük ölçüsü değildir. İlâhî değer ölçülerine göre en kıymetli, en saygıdeğer insan; ahlâkî erdemler bakımından en önde olan insandır. Ey insanlar! İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, üstün-aşağı gibi bütün değer ölçülerinizi Allah’ın kitabından almalısınız! Çünkü Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdâr olandır.
Ey İnsanlar! Biz, sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi, tanışmanız için kollar ve kabileler yaptık. Allah katında sizin en değerliniz / şerefliniz, O’ndan en çok sakınıp korunan’ınızdır. Allah, habîr alîmdir / bildiren bilendir.
Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sonra sizi boylara soylara ayırıp karşılıklı ilişki kurmanızı sağladık Allah'a göre en iyiniz, en sağlamcınızdır. Allah, engin bilgi ağı ile her şeyden haberlidir.
Ey insanlar! Şüphe yok ki biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık! Birbirinizi tanımanız için sizi boylara veya kabilelere ayırdık! Allah katında en değerli olanınız Allah’a karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Eğer Allah’ın sizi birbirinizle tanışmanız veya birbirinizle değerlerinizi paylaşmanız için farklılıklara ayırmasının delili olan ırkınızı, renginizi, boylarınızı, kabilelerinizi bir mücadele, bir kavga, bir üstünlük nedeni sayarsanız, Rabbinize karşı gelmiş olursunuz. Rabbiniz birbirinizle savaşmanızı değil, barış içinde yaşamanızı ister. Allah her şeyi hakkıyla bilen ve haberi olandır.
Ey insanlar! Şüphesiz ki biz sizi bir erkekle bir dişi (hücre türün)den yarattık. [*]Birbirinizle tanışmanız için sizi toplumlara ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki Allah katında en değerli olanınız, en çok [takvâ]lı (duyarlı) olanınızdır. [*] Şüphesiz ki Allah bilendir, haberdardır.
Ey insanlar! Gerçekten Biz, sizi bir erkek ve bir kadından¹ yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye de sizi, milletlere² ve kabîlelere ayırdık. Allah katında sizin en üstününüz, kesinlikle Ondan en çok sakınanızdır.³ Şüphesiz Allah, hakkıyla bilendir, eksiksiz haber alandır.⁴
Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık, ¹⁵ ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. ¹⁶ Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Tanışıp kaynaşasınız/ortak iyide buluşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz/en asil olanınız, ona karşı en duyarlı olanınızdır. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır. 4/1, 30/22
Ey insanlık! Elbet sizi bir erkekle bir dişiden yaratan Biziz; derken sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki tanışabilesiniz.[⁴⁶⁴⁹] Elbet Allah katında en üstününüz, O’na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır;[⁴⁶⁵⁰] şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
Ey insanlar unutmayın ki biz sizi, bir erkekle bir dişiden -Âdem ile Havva'dan- yarattık. (Bu yönden hepiniz eşit sayılırsınız, o halde birbirinize karşı övünmeye hakkınız yoktur) Ve birbirinizle tanışmanız için sizi, kavimlere ve kabilelere ayırdık. Kuşkusuz Allah katında en değerli olanınız takvaca en ileride olanınızdır. Şüphe yok ki Allah, her şeyi hakkıyle bilendir, her şeyden haberdar olandır.
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.
Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile dişiden yarattık ve sizleri şubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. Şüphe yok ki, sizin ind-i ilâhide en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir, habîrdir.
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda (Allah'ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.
Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız, (günahlardan) en çok korunanınızdır. Allah bilendir, haber alandır.
Ey insânlar! Biz sizi bir erkek bir dişiden halk itdik. Birbirinizi bilüb tanıyasınız içün sizi tâifeler ve kabîleler kıldık. Tahkîk Allâh 'indinde ekreminiz, (makbûl ve i'tibârlı olanınız) en ziyâde sâhib-i takvâ olanınızdır. Allâh Te'âlâ sizin asl ve neslinizi, kadr ve derecenizi bilir. Bütün bunlardan haberdârdır.
-Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi tanışasınız diye kollara ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, haberdardır.
Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.
iy ādemįler! bayıķ biz yarat(t)uķ sizi irkekden daħı dişiden daħı eyledük sizi ulu ķabileler daħı ķabileler tā biribirüñüzi bilesiz. bayıķ 'azįziregüñüz Tañrı ķatında śaķınıcıraġuñuzdur. bayıķ Tañrı bilicidür ħaberlüdür.
Ey nās, biz sizi bir ḳadın bir irkekden ḫalḳ itdik. Biz sizi yapdıḳ veḳabīleler bir ṭaḳım şu‘be biri biriñizi bilüp farḳ olunasıñız. Allāhu Ta‘ālā ‘indinde si‐ziñ kibār ve ekremiñiz eñ ziyāde taḳvā ṣāḥibi olanıñızdır. Allāhu ‘azīmü’ş‐şān siziñaḥvāliñize ‘alīm ve ḫabīrdür.
Ey insanlar! Biz sizi bir kişi və bir qadından (Adəm və Həvvadan) yaratdıq. Sonra bir-birinizi tanıyasınız (kimliyinizi biləsiniz) deyə, sizi xalqlara və qəbilələrə ayırdıq. Allah yanında ən hörmətli olanınız Allahdan ən çox qorxanınızdır (pis əməllərdən ən çox çəkinəninizdir). Həqiqətən, Allah (hər şeyi) biləndir, (hər şeydən) xəbərdardır.
O mankind! Lo! We have created you male and female, and have made `you nations and tribes that ye may know one another. Lo! the noblest of you, in the sight of Allah, is the best in conduct. Lo! Allah is Knower, Aware.
O mankind! We created(4933) you from a single (pair) of a male and a female, and made you into nations and tribes, that ye may know each other (not that ye may despise (each other). Verily the most honoured of you in the sight of Allah is (he who is) the most righteous of you. And Allah has full knowledge and is well acquainted (with all things).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |