İnnâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve neżîrâ(n)
Şüphe yok ki biz seni tanık ve müjdeci ve korkutucu olarak göndermişizdir.
(Ey Resulüm!) Kesinlikle Biz Seni, (bir) şahit, müjdeleyici ve uyarıp (ikaz ve irşad edici) olarak göndermişizdir...
Gerçek şu ki, ey Muhammed! Biz seni Allah'ın birliğinin bir şahidi, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
Biz seni peygamberlik göreviyle, Kurân'ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik.
Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Gerçekten biz, seni, (ümmetine) şahid, (cennetle) müjdeleyici, (cehennemle) korkutucu bir peygamber olarak gönderdik;
(Onların bir mazereti de olamaz. Çünkü) Biz seni (insanlar için) şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Biz seni şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Bizler seni, hem tanık, hem müjdeci, hem de kocunduran olmak üzere göndermişizdir
8,9. Seni ümmetine şâhid ve mü’minlere tebşîrâtda ve kâfirlere tehdîdâtda bulunmak içün rasûl olarak gönderdik, tâ ki ey insânlar! Allâh’a ve rasûlüne îmân ve dînine hürmet ve müzâheret ve Allâh’a sabah akşam ’ibâdet idesiniz.
Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve O'nu sabah akşam tesbih edesiniz.
(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
8-9. Kuşkusuz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki, (ey insanlar) Allah’a ve peygamberine iman edesiniz, O’nu destekleyip büyüklüğü karşısında eğilesiniz ve akşam sabah O’nu tenzih ederek anasınız.
Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Biz seni bir tanık, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Şüphesiz biz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Elhak biz seni hem bir şâhid gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezîr
(Habibim!) Şüphesiz, biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Biz, seni bir tanık, haber verici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Hakîkat biz, seni bir şâhid, bir müjdeleyici, bir korkutucu olarak gönderdik,
Şübhesiz ki biz seni, bir şâhid, bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik.
(Ey Resulüm!) Şüphesiz biz seni (bütün insanlara) bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Biz seni yalnızca bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik ki.
İşte Biz seni tanık, müjdeci, uyarıcı olarak gönderdik.
Biz, seni ümmetine şehadet edici; itaata karşı müjde verici, masiyete karşı azap ile korkutucu gönderdik,
(Ey Peygamber!) Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik ki,
Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Ey şanlı Elçi! Doğrusu Biz seni, hakîkate tanıklık eden bir şâhit, erdemlilere sonsuz mutluluğu muştulayan bir müjdeci ve zâlimleri bekleyen azâbı haber veren bir uyarıcı olarak gönderdik.
Biz, seni bir uyarıcı, müjdeleyici ve şahid olarak gönderdik.
Resulüm biz seni, gözlemci, müjdeci ve uyarıcı olarak görevlendirdik.
Şüphesiz biz seni bütün olaylara bir şahit, gönderdiğimiz ayetler doğrultusunda bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
8,9. Allah’a ve Elçisine iman edesiniz, O’na (Allah’a) saygı gösteresiniz, O’nu yüceltesiniz ve sabah akşam O’nu [tesbih] edesiniz (yüceltesiniz) diye şüphesiz ki biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. [*]
GERÇEK ŞU Kİ [ey Muhammed,] Biz seni [hakikatin] bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik
– Hiç şüphe yok ki biz seni bir şahit, müjdeci ve uyarıcı bir elçi olarak gönderdik. 33/45.48, 34/28
(EY RASUL!) Elbet Biz seni bir şahit,[⁴⁵⁹⁵] bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
(Ey Muhammed) Biz seni şâhid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
Biz seni, şâhid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.
Muhakkak ki: Biz, seni bir şahit, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki
Biz seni, şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
Biz seni ümmetinin ahvâline şâhid ve mü'minleri sevâb ve cennet ile müjdeleyici ve kâfirleri 'azâb ile korkudıcı olarak gönderdik.
Biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı bir elçi olarak gönderdik.
-Biz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik
Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
bayıķ biz viribidük seni ŧanuġ iken daħı muştılayıcı iken daħı ķorķıdıcı iken.
Biz seni gönderdük yā Muḥammed ṭanuḳ olmaġ‐ıçun ümmetler üstine, daḫı muştılamaġ‐ıçun, ḳorḳutmaġ‐ıçun.
(Ya Rəsulum!) Həqiqətən, Biz səni (bəşər övladına) bir şahid, bir müjdəçi və (Allahın əzablı ilə) qorxudan bir peyğəmbər olaraq göndərdik.
Lo! We have sent thee (O Muhammad) as a witness and a bearer of good tidings and a warner,
We have truly sent thee(4876) as a witness, as a bringer of Glad Tidings, and as a Warner:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |