Velev kâtelekumu-lleżîne keferû levellevû-l-edbâra śümme lâ yecidûne veliyyen velâ nasîrâ(n)
Kafirler, sizinle savaşa girişirlerse mutlaka arkalarını dönerler de sonra bir dost da bulamazlar, bir yardımcı da.
Şayet kâfirler (Hudeybiye Anlaşmasına yanaşmayıp da) sizinle savaşsalardı, yine kesinlikle arkalarına dönüp kaçacaklardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardı.
Kâfirler Hudeybiye'de sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra da Allah'ın azabına karşı, kendilerine ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamazlardı.
Eğer kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler sizinle savaşsalardı, elbette arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir hâmi, bir dost, bir koruyucu ve bir yardım eden de bulamazlardı.
İnkar edenler sizinle savaşsalardı arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra ne bir dost, ne de bir yardımcı bulurlardı.
Kafir olanlar, sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardımcı bulurlardı.
Eğer (Mekke halkından olan) o kâfirler, (Hudeybi'yede andlaşma yapmayıb) sizinle çarpışsaydılar, mutlaka arkalarını döneceklerdi (perişan olacaklardı). Sonra da ne onları koruyacak bir dost, ne de bir yaradımcı bulamıyacaklardı.
Eğer o kâfirler (Mekke müşrikleri,) sizinle savaşsalardı, onlar geri püskürtüleceklerdi. Sonra da ne bir sahip ne de yardımcı bulurlardı.
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
Kâfirler sizinle çarpışsalardı, arkaların dönerlerdi, ne dost bulurlardı, ne de yardımcı
(Mekke halkından olan) o inkârcılar, (Hudeybiye' de antlaşma yapmayıp) sizinle savaşsalardı, mutlaka arkalarına dönüp kaçacaklardı. Sonra onları koruyacak bir dost, bir yardımcı bulamayacaklardı.
Eğer kâfirler size hücûm iderler ise pek çabuk yüz çevirüb firâr iderler ve hiç bir himâye veyâ müzâheret bulamazlar.
İnkar edenler sizinle savaşsalardı yüzgeri döneceklerdi. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardı.
İnkâr edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Eğer kâfirler size karşı savaşsalardı arkalarını dönüp kaçacaklar, bu durumda bir koruyucu, bir yardımcı da bulamayacaklardı.
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
İnkarcılar sizinle savaşsalardı dönüp kaçarlardı. Sonra ne bir sahip, ne de bir yardımcı bulamazlardı.
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı.
Eğer o küfredenler sizinle çarpışa idiler mutlak arkalarını döneceklerdi, sonra da ne bir veliy bulabileceklerdi ne de bir nasîr
Kâfirler sizinle (Hudeybiye’de) savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra da (Allah’ın azabına karşı) kendilerine ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulurlardı.
Eğer o küfredenler sizinle çarpışsalardı mutlak arkalarına döneceklerdi. Sonra da ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardı.
Hâlbuki o inkâr edenler (bîatınızdan sonra Hudeybiye'de) sizinle savaşsalardı, elbette arkalarına dönecek (ve kaçacak)lardı; sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Ve eğer o inkâr etmiş olanlar (Hudeybiye’de anlaşmaya yanaşmayıp) sizinle savaşacak (size saldıracak) olsalardı, hiç şüphesiz arkalarını dönüp kaçarlardı ve sonra da kendilerine kucak açan ne bir veli (sahip, koruyucu) ne de yardım edecek bir kuvvet bulabilirlerdi. *
Doğruları inkâr edenler sizinle savaşırlarsa, arkalarına dönüp kaçarlar sonra onlar ne kendilerini koruyacak, nede yardım edecek birilerini bulabilirler.
Eğer tanımıyan kimseler sizinle vuruşacak olsalardı ne de olsa arkalarını dönüp kaçacaklardı. Sonra onlar ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamıyacaklardı.
Şayet inkâr edenler sizinle savaşsalardı arkalarını dönüp kaçarlar(dı), sonra da ne bir dost ne de bir yardım edici bulabilirlerdi.
Küfre sapanlar sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı; sonra, bir veli ve yardımcı da bulamazlardı.
Şâyet Mekkeli kâfirler Hudeybiye’de sizinle göğüs göğse çarpışacak olsalardı, kesinlikle arkalarını dönüp kaçarlardı ve kendilerine ne bir kurtarıcı bulabilirlerdi, ne de bir yardımcı! Çünkü müminler üzerlerine düşeni yaptıkları takdirde, kâfirler karşısında asla yenilgiye uğramayacaklardır.
İnkâr etmiş olanlar sizinle karşı karşıya savaşsaydı, Arkalar’ı dönerlerdi. Sonra ne bir veliyy bulurlardı, ne bir yardım edici!
Eğer Mekkeli müşrikler Hudeybiye'de sizinle savaşsalardı, kesinlikle kaçarlardı. Daha sonra tamamen kolsuz kanatsız kalırlar,
İnkâr edenler sizinle savaşsalardı arkalarını dönüp kaçarlardı. Üstelik kaçtıkları için de kendilerine dost ve yardımcılar bulamazlardı.
Kâfir olanlar sizinle savaşsalardı, elbette arkalarına dönüp (kaçar)lardı. Sonra hiçbir dost ve hiçbir yardımcı da bulamazlardı.
Eğer kâfirler (o gün) sizinle savaşsalardı, kesinlikle arkalarını dönüp kaçarlar sonra kendilerini koruyacak bir dost da yardımcı da bulamazlardı.
Ve [şimdi,] eğer hakikati inkara şartlanmış olanlar, size karşı savaşa girerlerse muhakkak arkalarını döner[ek kaçar]lar ve ne kendilerini koruyacak ne de yardım edecek kimse bulamazlar: ²⁶
Eğer kâfirler sizinle savaşacak olsalardı kesinlikle arkalarını dönüp kaçarlardı üstelik kendilerine sahip çıkıp yardım edecek kimse de bulamazlardı. 33/60...62
Eğer inkârda direnenler size karşı savaşırlarsa, arkalarını dönüp kaçacaklar, ardından da ne samimi bir dost ne de sağlam bir destekçi bulacaklardır.
(Evet onların ellerini sizden çekmiştik) Eğer o küfredenler, sizinle savaşmaya kalkışsalardı, mutlaka arkalarını dönüp kaçarlardı, sonra da ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilirlerdi!
Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı, arkalarına döner kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Ve eğer o kâfir olanlar, sizinle mukatelede bulunacak olsalar idi elbette arkalarına döneceklerdi, sonra ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamazlardı.
Eğer (o Mekkeli) kâfirler sizlerle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçar, sonra da ne kendilerini koruyan, ne de destek olan hiç kimse bulamazlardı.
Eğer kafirler sizinle savaşsalardı, arkalarına dön(üp kaç)arlardı, sonra ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Kâfirler (Hudeybiye'de musâlaha itmeyüb) sizinle harb itselerdi arkalarını dönüb kaçarlardı ve sonra da kendilerine dost ve yardımcı bulmazlardı.
Doğrulara kendini kapatanlar sizinle savaşsalar dönüp kaçarlar. Sonra kendileri için ne bir dost ne de yardımcı bulabilirler.
İnkar edenler sizinle savaşmış olsalardı, arkalarını dönüp kaçarlardı da bir veli ve yardımcı bulamazlardı.
O kâfirler sizinle savaşacak olsalar bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamazlardı.
Eğer küfredenler sizinle savaşsalardı, sırtlarını dönüp kaçacaklardı. Sonra, bir dost da bir yardımcı da bulamazlardı.
daħı eger çalışsadı sizüñ-ile anlar kim kāfir oldılar döndüreleridi ardlarını ya'nį śınalar-ıdı andan bulmayalardı dost ne daħı arķa virici.
Daḫı eger sizüñle ṣavaşsa kāfirler, arḳa ḳaytarup ḳaçarlar. Andan ṣoñra )özlerine mu‘īn ve nāṣır ṭapmayalar.
Əgər (Məkkə əhlindən sonra) o kafirlər sizinlə döyüşə girişsəydilər, mütləq arxa çevirib qaçacaq, özlərinə nə dost, nə də havadar tapacaqdılar.
And if those who disbelieve join battle with you they will take to flight, and afterward they will find no protecting friend nor helper.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |