10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fetih Suresi 17. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Leyse ‘alâ-l-a’mâ haracun velâ ‘alâ-l-a’raci haracun velâ ‘alâ-lmerîdi harac(un)(k) vemen yuti’i(A)llâhe ve rasûlehu yudḣilhu cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâr(u)(s) vemen yetevelle yu’ażżibhu ‘ażâben elîmâ(n)

Köre vebal yok ve topala vebal yok ve hastaya vebal yok ve kim, Allah'a ve Peygamberine itaat ederse onu, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokar ve kim, yüz çevirirse onu elemli bir azapla azaplandırır.

(Haksızlığın ve ahlâksızlığın hâkim olduğu bir dönemde ve ülkede, yeniden adaleti hâkim kılmak, ilmi ve insani bir düzene kavuşmak üzere gayret etmek herkese farz-ı ayındır. Ancak hizmet yapamayacak ve işe yaramayacak kadar) Kör, topal ve hasta olanlara vebal yoktur. (Böyle ciddi mazeret ve mecburiyetleri olanların dışında) Her kim Allah’a ve Resulüne itaat eder de (gayret gösterirse), Allah onu altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetlere sokacaktır. Kim de (cihadla ve Milli savunmayla ilgili hizmet ve hazırlıklardan) geri kalır (ve kaytarırsa) onu da çok acı bir azapla cezalandıracaktır.

Gözleri kör, topal ve hasta olanın Allah yolunda savaşa çıkmaktan uzak kalmalarında, bir sorumlulukları yoktur. Ama her kim, Allah ve elçisinin çağrısına uyarsa, Allah onu içinden ırmakların aktığı cennetlere sokacaktır. Kim de itaatten yüz çevirirse, acıklı bir azapla azaplandırılacaktır.

Savaşa katılmayan köre vebal yoktur, topala vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Allah'a ve Rasulüne itaat edeni, Kur'ân'ı ve sünneti uygulayanı Allah, altından ırmaklar akan Cennet konaklarına koyacaktır. Kim de savaştan geri kalır, halkı istediği istikamette yönlendirirse, onu can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırır.

Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Kim Allah'a ve Peygamber'ine itaat ederse (Allah) onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse onu acıklı bir azapla azaplandırır.

Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim sırt çevirirse, onu acı bir azab ile azablandırır.

(Savaşa çıkmamak hususunda) amaya günah yok, aksağa günah yok, hastaya günah yok. Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse, Allah, onu (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyar. Kim de (Allah'a ve Peygambere itaat etmekten) yüz çevirirse, onu acıklı bir azab ile azablandırır.

Gözlerinden sakat olanın (savaşa gelmemesinde) sakınca yoktur. Topal ve hastanın da, (savaşa katılmamalarında) sakınca yoktur. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse, onu altlarında nehirler akan Cennetlere sokacaktır. Kim de savaştan geri dönerse, ona elim bir azap tattırır.

Gözleri görmeyene, sakat olana veya hasta olana, savaşa katılmamakta bir vebal yoktur. Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, Allah onu içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Kim de yüz çevirirse, onu da acıklı bir ceza ile cezalandıracaktır.

Köre, topala, hastaya zorluk yoktur, hem Allaha, hem de peygamberine başeğen kimseyi, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, yüzünüzü dönerseniz, size acı bir azapla, azap edecek!

(Ancak savaşa katılmak konusunda) köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur (bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir). Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, (Allah) onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.

A’mâ, topal ve ’alîl olanlar muhârebeye gitmezler ise günâh olmaz. Allâh’a ve rasûlüne itâ’at idenler nehirler ile sulanmış cennet bağçelerine idhâl olunacakdır lâkin emirlerine karşu yüz çevirenleri Allâh elîm bir ’azâba dûçâr iyleyecekdir.

Ama, gözleri görmeyen kimse savaşa gelmezse ona bir sorumluluk yoktur; topala ve hastaya da sorumluluk yoktur. Kim Allah'a ve peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim yüz çevirirse, onu can yakıcı azaba uğratır.*

Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.

Gözü görmeyene zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya zorlama yoktur. Kim Allah ve resulünün sözlerini dinlerse onları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar; kim de yüz çevirirse onu acı bir şekilde cezalandırır.

Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

Köre bir güçlük yoktur, felçliye bir güçlük yoktur, hastaya da bir güçlük yoktur. Kim ALLAH'a ve elçisine uyarsa, O onu içinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim yüz çevirirse onu da acı bir biçimde cezalandırır.

Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Bununla beraber kim Allah'a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.

A'maya harec yok, aksağa da harec yok, hastaya da harec yok bununla beraber her kim Allaha ve Resulüne itaat eylerse onu altından ırmaklar akan Cennetlere kor, ve her kim aksine giderse onu da elîm bir azâb ile ta'zib eyler

(Mazeretlerinden dolayı, cihada katılamayan) köre günah yoktur, topala günah yoktur, hastaya günah yoktur. (Bunlar cihada katılmak zorunda değillerdir). Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, (Allah) onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Kim de (itaatten) yüz çevirirse, (Allah) onu elem dolu bir azaba uğratır.

Kör, topal ve hasta olanların savaşa katılma sorumlulukları yoktur. Kim Allah'a ve Resûl'üne itaat ederse¹, Allah, onları içinden ırmaklar akan Cennetlere koyar. Kim de yan çizerse, ona acıklı bir azapla azap eder.

1- Allah ve Resûl\ünün çağrısına uyarsa.

A'maaya (muhaarebeden geri kalmak hususunda) vebal yok. Topala vebal yok. Hastaya vebal yok. Kim Allaha ve resulüne itaat ederse (Allah) onu altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim geri kalırsa onu da elem verici bir azâb ile azâblandırır.

(Savaşa gitmemekte) köre bir günah yoktur; topala bir günah yoktur; hastaya da bir günah yoktur. Ve kim Allah'a ve Resûlüne itâat ederse, (Allah) onu altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırır.

Gözleri görmeyene, sakat olana veya hasta olana, (hiçbir zaman savunma amaçlı) savaşa katılmamakta bir vebal yoktur. Ve her kim Allah’a ve (vahiy yoluyla Allah’tan alıp, tebliğ ettiği Allah’ın mesajları hususunda) elçisine itaat ederse (tebliğ ettiği vahye uyarsa), Allah onu altlarından (zeminlerinden) ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Her kim de yüz çevirirse, onu da acıklı bir ceza ile cezalandıracaktır.

Gözleri görmeyen, ayakları sakat olan ve hasta olan için savaşa gitmemelerinde bir sorumluluk yoktur. Kim Allah’a ve O nun elçisine itaat ederse, Allah o’nu altlarından ırmakların aktığı cennetlere koyacaktır. Kimde savaşmaktan kaçarsa, ona da acıklı bir azapla azap edecektir.

Savaştan geri kalan körler, topallar, hastalar için söz yoktur. Herkim Allah’a, elçisine boyun eğerse içinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaktır. Herkim de yüz çevirecek olursa acıklı bir azaba çarpılacaktır.

Köre, topala, hastaya harbten geri kalmak hususunda bir vebal yoktur. Her kim Allah/a ve peygamberine itaat ederse Allah onları ağaçları altından ırmaklar akar uçmaklara sokacak; her kim ona itaattan yüz çevirirse onlara acıklı bir azapla azap edecek.

(Savaşa katılamaması hâlinde) köre bir sorumluluk yoktur, topala bir sorumluluk yoktur, hastaya da bir sorumluluk yoktur. Kim Allah ve elçisine itaat ederse, Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim yüz çevirirse onu da can yakıcı bir azaba uğratır.

Kör olana güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur ve hasta olana da güçlük yoktur. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de sırt çevirirse, (Allah) onu acıklı bir azap ile azaplandırır.

Gözleri görmeyen, eli ayağı tutmayan veya ağır bir hastalığa yakalanmış olan kimselere, Allah yolunda savaşa katılmamalarından dolayı herhangi bir sorumluluk yoktur. Bu konuda genel kaide şudur: Kim gücü ve imkânları ölçüsünde Allah’a ve Elçisine itaat ederse, Allah onu, içerisinde ırmaklar çağıldayan cennet bahçelerine koyacaktır; kim de bilerek ve isteyerek itaatten yüz çevirirse, onu da can yakıcı bir cezaya çarptıracaktır!

Körler’e harec / sıkıntı yoktur. Topallar’a da sıkıntı yoktur. Hastalar’a da sıkıntı yoktur. Kim Allah’a ve O’nun rasûlüne itaat ederse, onu, altından Irmaklar akan cennetlere girdirir. Kim yüz çevirirse, ona da acıveren bir azap ile azap eder.

Görme engelliler, yürüme engelliler seferden muaftır. Hastalar da aynı şekilde muaftır. Allah ve resulüne itaat edenler, çağlayanlı bahçelerde ağırlanacaktır. Emre uymayanlar ise fena cezalandırılacaktır.

Savaşa hazırlanıldığı veya savaşmak üzere ordu kurulduğunda; gözleri görmeyenler, ayakları sakat olanlar, hastalar orduya çağrılmazlar. Onlara herhangi bir güçlük yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, Allah’ın yasalarına uyarak yaşarsa; Allah onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere kor. Kim de yolundan yüz çevirirse, Allah O’nu elem dolu bir azaba uğratır.

Görme engelliye zorluk yoktur; topala zorluk yoktur; hastaya da zorluk yoktur. [*] Kim Allah’a ve Elçisine gönülden itaat ederse (Allah) onu, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Kim de yüz çevirirse ona elem verici bir şekilde azap eder.

Benzer mesaj: Nûr 24:61.

Körlerin, topalların ve hastaların¹ (savaşa katılmamalarından dolayı) bir günâh yoktur.² (Şunu iyi bilin ki) kim, Allah’a ve Elçisine itaat ederse (Allah) onu, zemîninden ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim (itaatten) yüz çevirirse, onu da acı bir azapla cezâlandırır.

1 Kör, topal ve hasta kelimeleri cins isim olduğu için, çoğul olarak tercüme edilmiştir.2 Yani bu kimseler savaşa gitmeleri için zorlanamaz. Savaşmak ... Devamı..

Körün, topalın ve hastanın [Allah yolunda savaşmaktan uzak kalmalarından dolayı] bir sorumlulukları yoktur; ¹⁹ ama her kim [fiilen veya kalben ²⁰ ] Allah’ın ve Elçisi[nin çağrısı]na uyarsa Allah onu içinden ırmakların geçtiği cennetlere sokacaktır; kim de yüz çevirirse onu büyük bir azaba çarptıracaktır.

19 Bu üç kategori, kişiyi Allah yolunda savaşa aktif olarak katılmaktan alıkoyan her tür eksiklik veya sakatlığı mecazen ifade eder.20 Allah’ın çağrıs... Devamı..

Buna karşı kör, topal ve hasta olanlara savaşa katılmamalarından dolayı herhangi bir sorumluluk yoktur. Ama her kim de Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine itaat ederse onu da tabanından ırmakların çağladığı cennetlere yerleştirecek, buna karşılık yüz çevirenleri ise acıklı bir azapla cezalandıracaktır. 4/98

Gözleri görmeyene, ayağı sakat olana ve hastaya (Allah yolunda savaşamadığı için) bir sorumluluk yoktur; ama kim Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederse, onu zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacak, kim de yüz çevirirse elem verici bir azap ile cezalandıracaktır.[⁴⁶⁰⁹]

[4609] Zımnen: Meşru mazeret sadece yükümlülüğü kaldırmaz, o şeyin sevabından mahrumiyeti de kaldırır. Mazeretliyi niyet ettiği fiili yapmış gibi ecre... Devamı..

(Bedevilerin sandığı gibi mal ve çoluk çocuk savaşa katılmamak için mazeret sayılamaz) A’mâ'ya, topala ve hasta olanlara vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildir) Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu, ağaçlarının altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de (savaştan) geri kalırsa onu, çok şiddetli bir azaba uğratır.

Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Savaşa zorlanamazlar). Kim Allah’a ve Elçisine itâ’at ederse (Allâh) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse onu da acı bir azâba uğratır. ?

Âmâ'ya güçlük yoktur ve topala güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur. Ve her kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse onu altından ırmaklar akar cennetlere girdirir, ve her kim de yüz çevirirse onu da bir elîm azab ile azablandırır.

Gazaya katılmama konusunda âmaya sorumluluk yok, topala sorumluluk yok, hastaya sorumluluk yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Kim de itaatten yüz çevirirse onu gayet acı şekilde cezalandırır.

Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah'a ve Elçisine ita'at ederse (Allah) onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse onu da acı bir azaba uğratır.

Gazâ ve cihâddan geri kalmakda a'mâ, topal ve hasta içün günâh yokdur. Allâh ve rasûlüne itâ'at iden kimseyi Cenâb-ı Hak ağaçları altından nehirler akan cennetlere idhâl ider ve emrinden i'râz idüb yüz çevireni de şiddetli 'azâb ile 'azâb iyler.

Köre sıkıntı yok, topala sıkıntı yok, hastaya da sıkıntı yoktur. Kim Allah’a ve elçisine boyun eğerse onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de yüz çevirirse onu da acıklı bir azaba sokar.

Köre bir günah yoktur. Topala da bir günah yoktur. Hastaya da bir günah yoktur. Kim, Allah'a ve Resûlüne itaat ederse onu alt taraflarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse onu da acı bir azapla cezalandırır.

Savaşa katılmamakta köre vebal yoktur, sakata vebal yoktur, hastaya vebal yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir. Kim yüz çevirirse, onu da acı bir azapla cezalandırır.

Köre zorlama yoktur, topala zorlama yoktur, hastaya da zorlama yoktur. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, Allah onu acıklı bir azapla cezalandırır.

yoķdur gözsüz üzere [273b] ŧarlıķ ya'nį ġażaya varmaz-ise daħı yoķdur aķsaķ üzere ŧarlıķ yā yazuķ daħı yoķdur śayru üzere ŧarlıķ yā yazuķ. daħı her kim muŧį' olursa Tañrı’ya daħı yalavacına givüre anı uçmaķlara aķar altından anlaruñ ırmaķlar. daħı her kim yüz döndürürse 'aźāb eyleye aña aġrıdıcı 'aźāb .

Kör üstine yazuḳ yoḳdur, aḳsaḳ üstine daḫı yazuḳ yoḳdur, ḫasta üstine daḫıyazuḳ yoḳdur müteḫallif olmaḳda. Daḫı kim ki Tañrıya muṭī‘ olsa, peyġambe‐rine daḫı muṭī‘ olsa, givürür anı Tañrı Ta‘ālā cennetler[e] ki ) aḳar altındanırmaḳlar. Daḫı kim i‘rāż itse Tañrı Ta‘ālā aña ulu ‘aẕāb ider.

(Cihada getməməyə görə) kora günah gəlməz, topala-şilə günah gəlməz, bir də xəstəyə günah gəlməz. Kim Allaha və Peyğəmbərinə itaət etsə, (Allah) onu (ağacları) altından çaylar axan cənnətlərə daxil edər. Kim (onlardan) üz döndərsə, (Allah) onu şiddətli bir əzaba düçar edər!

There is no blame for the blind, nor is there blame for the lame, nor is there blame for the sick (that they go not forth to war). And whoso obeyeth Allah and His messenger, He will make him enter Gardens underneath which rivers flow; and whoso turneth back, him will He punish with a painful doom.

No blame is there on the blind, nor is there blame on the lame, nor on one ill (if he joins not the war): But he that obeys Allah(4890) and his Messenger,- (Allah) will admit him to Gardens beneath which rivers flow; and he who turns back, ((Allah)) will punish him with a grievous Penalty.

4890 There may be neither fighting nor booty. But all who obey the righteous Imam's call to Jihad with perfect discipline will get the Rewards of the ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.