Kul lilmuḣallefîne mine-l-a’râbi setud’avne ilâ kavmin ulî be/sin şedîdin tukâtilûnehum ev yuslimûn(e)(s) fe-in tutî’û yu/tikumu(A)llâhu ecran hasenâ(en)(s) ve-in tetevellev kemâ tevelleytum min kablu yu’ażżibkum ‘ażâben elîmâ(n)
Bedevilerden, geride kalanlara de ki: Yakında çok savaşkan ve kuvvetli bir toplulukla savaşa çağrılacaksınız; onlarla sonuna dek savaşacaksınız, yahut da Müslüman olacak onlar; artık itaat ederseniz Allah, size güzelim bir mükafat verir ve fakat evvelce döndüğünüz gibi gene dönerseniz sizi elemli bir azapla azaplandırır.
O Arabîlerden (Hudeybiye) seferinden geri kalıp (ama ganimetten pay almak için ucuz kahramanlık rolü yaparak Hayber gazasına katılmak ve her asırda nihai zaferden pay kapmak isteyenlere) de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı çarpışmaya çağırılacaksınız. (Eğer iddianızda sadıksanız) Onlarla, Hakka teslim oluncaya kadar savaşacaksınız... (İşte samimiyet ve cesaretinizi ispat için bu bir fırsat ve imtihandır.) Eğer emre itaat eder (verilen görevleri yerine getirir)seniz, Allah’tan size güzel bir ecir-mükâfat vardır. Yok, eğer önceden döndüğünüz gibi yine yan çizecek olursanız, sizi çok acıklı (ve alçaltıcı) bir azapla (eziyet ve zillete) uğratacaktır."
Savaşa katılmayıp, geride kalan bu bedevilere de ki: “Yakında çok güçlü bir topluma karşı, savaş yapmak üzere çağrılacaksınız. Onlarla savaşacaksınız veya onlar teslim olacaklar. Eğer çağrıya evet deyip, peygambere itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat ihsan edecektir. Ama şimdi olduğu gibi yine vazgeçer, yüz çevirirseniz sizi şiddetli bir cezaya çarptıracaktır.
Savaşa giden orduya katılmayıp cephe gerisinde kalan Bedevî Araplardan bazılarına:
“Siz, yakında çok kuvvetli savaşçı bir milletin karşısına çıkacak orduya katılmaya davet edileceksiniz. Epeyce bir zayiat vererek onlarla savaşabilirsiniz. Onlar barış isteyerek savaşsız İslâm'ı da kabul etmiş olabilirler. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama, daha önce, orduya iştirak etmediğiniz, halkı yönlendirdiğiniz gibi, yine iştirak etmez, halkı istediğiniz istikamette yönlendirirseniz, Allah sizi can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırır.” de.
Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: "Siz yakında çetin savaşçı bir kavme karşı çağrılacaksınız. Onlarla (ya) çarpışırsınız yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir ecir verir. Ama eğer daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz sizi acıklı bir azapla azaplandırır.
Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: 'Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız ya da (onlar) müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah, size güzel bir ecir verir; eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azab ile azablandırır.'
(Ey Rasûlüm, Hudeybiye seferinden) geri kalan o Bedevî'lere de ki: “- siz yakında çok kuvvetli olan cengâver bir kavimle harb için çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız, yahud müslüman olurlar (da kurtulurlar). Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Şayed bundan önce yaptığınız gibi, cihaddan dönerseniz, sizi acıklı bir azab ile azablandırır.
Savaştan geri kalan o bedevilere söyle: “Siz çok güçlü çetin bir kavim ile savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla ya dövüşeceksiniz veya o kavim teslim olacaktır. Eğer bu çağrıya uyarsanız, Allah size güzel bir ücret verir. Eğer daha önce geri döndüğünüz gibi bu sefer de geri dönerseniz, Allah size elim bir azap tattırır.”
Bedevîlerden savaştan geri kalanlara de ki: “Yakında çok güçlü bir topluma karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Ya onlarla savaşacaksınız ya da onlar teslim olacaklar. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız, sizi acıklı bir azaba uğratır.”
Göçebe Araplardan arda kalmış olanlara söyle ki: «Çok kuvvetli, sert bir ulusla çarpışmaya çağrılacaksınız, onlar İslâm olana dek vuruşacaksınız, eğer sizler başeğersiniz, Allah güzel sevap verir sizlere, bundan önce yaptığınız gibi, yüzünüzü dönerseniz size acı azapla azap edecek!»
(Hudeybiye seferinden) geri kalan o göçebe Araplara de ki: “Yakında çok güçlü bir topluma karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız, onlarla (siz ölünceye) yahut onlar teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Ve sonra, (bu çağrıya) uyarsanız Allah size güzel bir mükâfat ihsan edecek ama şimdi olduğu gibi (yine) vazgeçerseniz sizi şiddetli bir cezaya çarptıracaktır.”
Yemîninde halef idüb hânesinde kalanlara di ki: "Kuvvetli kavimlere karşu gitmek içün sizi çağıracağız, ânlar müslüman oluncaya kadar ânlar ile muhârebe ideceksiniz, eğer itâ’at ider iseniz Allâh size büyük bir mükâfât virecekdir. Fakat bir def’a yapmış oldığınız gibi te’allül ider iseniz Allâh sizi elîm bir ’azâba dûçâr idecekdir."
Bedevilerden geri kalmış olanlara de ki: "güçlü kuvvetli bir millete karşı, onlar müslüman olana kadar savaşmaya çağrılacaksanız; eğer itaat ederseniz Allah size güzel ecir verir, ama daha önce döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi can yakan bir azaba uğratır."
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: “Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
Arkada kalan bu Arap kabilelerine de ki: “Yakında çetin güç sahibi bir topluluğa karşı çağrılacaksınız; ya kendileriyle savaşacaksınız yahut müslüman olacaklar. Bu çağrıya uyarsanız Allah size güzel bir karşılık verecek, daha önce olduğu gibi geri durursanız sizi acı bir şekilde cezalandıracak.”
Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.
Araplardan geri kalanlara de ki, "Siz çok güçlü bir topluluğa karşı çağrılacaksınız. Onlar teslim olana kadar onlarla savaşacaksınız. İtaat ederseniz ALLAH size güzel bir ödül verir. Daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz sizi acı bir azap ile cezalandırır.
A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.
De ki o geri bırakılan a'râbîlere: siz ileride şiddetli harb ehli bir kavme çağırılacaksınız, onlara muharebe edersiniz yâhud müsliman olurlar. Eğer itaat ederseniz o vakıt Allah size güzel bir ecir verir ve eğer bundan evvel yaptığınız gibi aksine giderseniz sizi elîm bir azâb ile ta'zib eyler
(Resûlüm! Kendi tercihleri ile Hudeybiye seferine katılmayarak) geride (Medine’de) kalan bedevilere de ki: “Siz yakında, çok güçlü bir topluluğa karşı cihada çağrılacaksınız, ya onlarla savaşacaksınız ya da onlar (sizinle çarpışmadan) teslim olacaklar. (Bu cihat emrine) itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine (sözünüzden) dönerseniz, (Allah) sizi elem dolu bir azaba uğratır.”
Araplardan¹, geride kalmayı tercih edenlere de ki: “Yakında çok güçlü bir halkla savaşmaya çağrılacaksınız, ya onlarla savaşırsınız ya da onlar teslim olurlar. Bundan sonra, eğer bu çağrıya uyarsanız Allah size en iyi karşılığı verir. Ama daha önce yan çizdiğiniz gibi yine yan çizecek olursanız, size acıklı bir azapla, azap eder.”
Bedevilerden o geri bırakılanlara de ki: «Siz yakında çetin bir harb ehli olan bir kavme, siz kendileriyle muhaarebe etmek, yahut (muhaarebesiz) onlar (ın) müslüman ol (malarını sağla) mak üzere da'vet olunacaksınız. Binâen'aleyh (onlarla döğüşmek hususunda) îtâat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir, eğer evvelce döndüğünüz gibi dönerseniz sizi elem verici bir azâb ile azâblandırır.»
O bedevîlerden geri bırakılanlara de ki: “(Siz) yakında çok şiddetli savaş ehli olan bir kavme(1) çağrılacaksınız; ya onlarla savaşırsınız, ya da (onlar) Müslüman olurlar! Artık itâat ederseniz, Allah size (pek) güzel bir mükâfât verir. Eğer bundan önce (Hudeybiye'den sefere iştirâk etmeden) döndüğünüz gibi yine dönerseniz, sizi (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırır.”
(Resulüm, Umre seferine çıkmamış olan) Bedevilerden geri bırakılanlara de ki: “Siz, mutlaka ilerde güçlü kuvvetli saldırgan bir topluluğa karşı (savunma amaçlı savaşmaya) çağrılacaksınız. Onlarla (o saldırgan toplulukla) karşılıklı savaşacaksınız veya onlar (size saldırmaktan vazgeçip barış yapmak üzere) teslimiyet gösterirler (barış yaparlar). Eğer (bu konuda) itaat ederseniz, Allah size güzel bir karşılık verecektir. Ve eğer evvelce (Hudeybiye seferine katılmaktan) yüz çevirmiş olduğunuz gibi yine de yüz çevirirseniz sizi acı bir azapla (sıkıntı vermekle) cezalandırır.” *
Araplardan geride kalanlara deki ” Çok güçlü ordusu olan bir toplulukla savaşmak üzere çağrılacaksınız. Onlarla karşılıklı savaşacaksınız veya onlar teslim olacaklar. Eğer (sizi çağıran elçiye) itaat ederseniz, Allah size güzel bir karşılık verecektir. Ama önceki kaçtığınız gibi tekrar sırtınızı dönüp kaçarsanız, o zaman Allah, acıklı bir azapla size azap eder.
Çöl araplarından geride bırakılanlara de ki: "Siz çok savaşkan bir ulusla savaşmıya çağrılacaksınız. Onlar Allah’a bağınıcaya kadar savaşacaksınız. Eğer bu buyruğa boyun eğerseniz Allah da size güzel bir karşılıkta bulunacaktır. Bundan önce yüz çevirdiğiniz gibi yine yüz çevirecek olursanız, Allah da sizi acıklı bir azaba uğratacaktır.
Çöl Araplarından bu geri kalanlara de ki siz bundan sonra şiddetli, cengâver bir kavimle cenge dâvet olunacaksınız, onlarla İslâm oluncaya kadar vuruşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verecek, şayet daha evvel yüz çevirdiğiniz gibi yine yüz çevirecek olursanız sizi acıklı bir azaba duçar edecek.
O, (seferden) geri kalan bedevilere de ki: “Siz yakında çok güçlü bir kavme karşı savaşmaya davet edileceksiniz. Onlarla ya savaşırsınız yahut da onlar teslim olurlar.⁶ Eğer (emre) itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Eğer daha önce döndüğünüz gibi yine dönerseniz, O sizi can yakıcı bir azaba uğratır.”
Bedevilerden geride bırakılanlara de ki: “Siz yakında zorlu savaşçı olan bir kavme çağrılacaksınız; onlarla (ya) savaşırsınız, ya da (onlar) Müslüman olurlar. Bu durumda eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ecir verir. Eğer bundan önce sırt çevirdiğiniz gibi (yine) sırt çevirirseniz, sizi acı bir azap ile azaplandırır.”
Ey Muhammed! Hudeybiye seferinden geri kalan göçebe kabîlelere de ki: “Bakın, Allah size tövbe etmeniz için bir fırsat veriyor: Yakın bir gelecekte, Bizanslılar veya İranlılar gibi güçlü bir topluluğa karşı yapılacak seferlere çağrılacaksınız. Onlarla, Allah yolunda şehit oluncaya veyaonlar İslâmî otoriteye teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer bundan böyle emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Fakat daha önce yaptığınız gibi bu kez de yüz çevirecek olursanız, sizi can yakıcı bir azapla cezalandıracaktır! Gerçi içinizde savaşa gelemeyecek durumda olanlar da var:
Bedevî Arablar’dan Geri Kalanlar’a de ki:
“Kendileriyle savaşacağınız çok güçlü bir kavime çağrılacaksınız veya (kendiliğinden) teslim olacaklar / barış yapacaklar. İtaat ederseniz, Allah size güzel bir ecir / ücret / ödül verir. Önceden yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz, sizi acıveren bir azapla cezalandırır”.
Resulüm! Sefer konusunu ağırdan alanlara de ki: " Yakında çok güçlü bir toplum ile savaşmak ya da teslim olmak üzere savaşa davet edileceksiniz. Eğer kabul ederseniz, Allah sizi bir güzel ödüllendirecektir. Eğer daha önce yaptığınız gibi yine kaçacak olursanız, sizi çok fena cezalandıracaktır... "
Savaştan geri bırakılanlara de ki; "Siz güçlü kuvvetli bir topluma karşı; onlar teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır."
Göçebelerden (Hudeybiye’den) geride kalmış olanlara de ki: “Siz ileride çok güçlü bir kavme karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız. Onlarla ya savaşacaksınız ya da teslim olacaklar. İtaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız size elem verici bir şekilde azap eder. [*]
O bedevîlerden geride bırakılanlara: “Siz yakında çok güçlü bir toplumla, onlar Müslüman oluncaya¹ kadar (savaşmaya) çağrılacaksınız.² Bu durumda eğer (emre) itaat ederseniz Allah, size güzel bir mükâfat verir, ama önceki döndüğünüz gibi dönerseniz, (o zaman da) sizi acı bir azapla cezâlandırır.” de.
Arkada kalan bu bedevîlere de ki: “Yakında çok güçlü bir topluma karşı [savaşmaya] çağrılacaksınız: ¹⁷ onlarla [siz ölünceye], yahut onlar teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Ve sonra, [bu çağrıya] uyarsanız Allah size güzel bir mükafat ihsan edecek: ama şimdi ¹⁸ olduğu gibi (yine) vazgeçerseniz sizi şiddetli bir cezaya çarptıracaktır”.
Sefere katılmayan o Arap bedevilere de ki: – Çok yakında güçlü bir topluluğa karşı savaşmaya çağrılacaksınız, ya onlarla sonuna kadar savaşacaksınız ya da onlar teslim olacaklar. Eğer bu çağrıya uyarsanız Allah size güzel bir mükâfat verecektir. Eğer daha önce yaptığınız gibi yine yüz çevirecek olursanız bilin ki Allah sizi acıklı bir azapla cezalandıracak. 2/193, 3/167
Geride kalan şu bedevilere de ki: “Gelecekte ezici gücü olan toplum(lar)la mücadeleye çağrılacaksınız;[⁴⁶⁰⁶] onlarla (sonuna dek) savaşacaksınız ya da onlar teslim olacaklar. İşte siz eğer bu çağrıya uyarsanız, Allah size güzel bir karşılık verecek; yok eğer şimdi[⁴⁶⁰⁷] yaptığınız gibi geri durursanız, O sizi umduğunuzdan mahrum bırakarak elem verici bir azabı tattıracaktır.”[⁴⁶⁰⁸]
Bedevilerden geride kalanlara de ki: "siz yakında zorlu bir kavimle savaşmaya çağırılacaksınız ve onlarla (İslamiyet’i kabul edinceye kadar) savaşacaksınız veya (o kavim) İslamiyet’i baştan kabul ederler. (De savaşmaya da gerek kalmayabilir) Eğer (Rabbinizin davetini kabul edip, emre) itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama evvelce döneklik yaptığınız gibi yine itaatten yüz çevirirseniz (biliniz ki) sizi çok şiddetli bir azaba uğratır.
O (savaştan) geri kalan Bedevi Araplara de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya davet edileceksiniz, onlarla ya savaşırsınız ya da onlar teslim olurlar. Eğer (Resule itâat ederseniz, Allâh size güzel bir mükâfât verir; Şayet önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, (Allah) size acı bir şekilde azâb edecektir.
O bedevilerden geri bırakılmış olanlara de ki: «Siz ileride şiddetli savaş ehli bir kavme davet olunacaksınızdır. Onlar ile savaşta bulunursunuz veya onlar İslâmiyet'i kabul ederler. Artık itaat ederseniz Allah Teâlâ size güzel bir mükâfaat verir ve eğer evvelce yüz çevirmiş olduğunuz gibi yine yüz çevirirseniz sizi bir acıklı azab ile muazzeb kılar.»
O gazaya katılmayıp geri kalan bedevilere de ki: “Siz yakında çok kuvvetli ve savaşçı bir milletle savaşmaya dâvet edileceksiniz. Onlar teslim olup boyun eğinceye kadar onlarla savaşacaksınız. Eğer bu sefer itaat ederseniz Allah sizi pek güzel bir şekilde ödüllendirir. Ama daha önce yaptığınız gibi arkanızı döner, cihaddan kaçarsanız, O, size gayet acı bir azap verir. ”
O geride kalan göçebe Araplara de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmağa da'vet edileceksiniz, onlarla (ya) dövüşürsünüz, yahut (onlar) müslüman olurlar. Eğer ita'at ederseniz, Allah size güzel bir mükafat verir; (yok) eğer önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acı bir şeklide azabeder.
A'râbdan (Hudeybiye gazâsına gitmeyüb) geri kalanlara di ki: "Siz şiddetli cenkci bir kavim ile, onlar İslâm'a gelinceye kadar mukâtele itmek içün da'vet olunursunuz. Eğer bu emre itâ'at ider iseniz Allâh Te'âlâ size eyi mükâfât virir. Eğer evvelce geri döndiğiniz gibi döner iseniz sizi elemli 'azâb ile 'azâb ideriz.[¹]
Çöl araplarından[*] o geride bırakılanlara de ki “Savaşma gücü üstün bir topluluğa karşı çağrılacaksınız. Onlarla savaşacaksınız veya (savaşmanıza gerek kalmadan)teslim de olabilirler. Bu emre(sefer çağrısına) uyarsanız Allah size güzel bir ödül verir. Daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yine yüz çevirirseniz, sizi acıklı bir azaba uğratır.
Bedevilerden (seferden) geri kalanlara de ki:-Çok güçlü bir kavme karşı savaşmak için çağrılacaksınız, ya da onlar teslim olacaklar. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir ödül verir. Eğer daha önce yüz çevirdiğiniz gibi yüz çevirirseniz, sizi acı bir azapla cezalandırır.
Geride kalanlara de ki: Yakında güçlü ve savaşçı bir kavme karşı çağırılacaksınız. O zaman ya onlar kendiliğinden teslim olacak veya onlarla savaşacaksınız. İtaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verir. Daha önce yaptığınız gibi yine yüz çevirirseniz, bu defa acı bir azapla sizi azaplandırır.
Bedevilerden, geri bırakılmış olanlara de ki: "Siz yakında çok zorlu savaş veren bir kavimle çarpışmaya çağrılacaksınız. Ya onlarla çarpışırsınız, yahut onlar Müslüman olurlar. Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir ödül verecektir. Yok eğer önceden döndüğünüz gibi yüz çevirirseniz, Allah sizi acıklı bir azapla cezalandırır."
eyit: girü ķalınmışlara 'arablardan “tįz oķınasız bir ķavumdın yaña ķuvvet işleri ķatı ya'nį ħanįfe ķabilesi müseyleme kezzāb'a uyanlar çalışasız anlaruñ-ıla yā müsülmān olalar. pes eger muŧį' olursañuz vire size Tañrı görklü müzd. daħı eger yüz döndürürseñüz nite kim yüz döndürdüñüz ilerü 'aźāb eyleye size aġrıdıcı 'aźāb .
Di ki ġazālıḳdan girü ḳalanlara: ‘Arablardan da‘vet olunaçaḳsız. Birḳavm ki ḳatı ṣavaşcılardur, anlarla ṣavaşasız, yā münḳād olasız. Eger muṭī‘olsañuz, Tañrı Ta‘ālā size yaḫşı müzd virür ve eger i‘rāż itseñüz bendenöñdin i‘rāż itgen gibi, size ulu ‘aẕāb ider Allāh.
(Hüdeybiyyə səfərindən) geri qalan bədəvi ərəblərə de: “Siz (bir müddətdən sonra) çox güclü bir qövmlə vuruşmağa çağırılacaqsınız. Siz onlarla vuruşacaqsınız, ya da onlar dönüb müsəlman olacaqlar (döyüşə ehtiyac qalmayacaqdır). Əgər itaət etsəniz, Allah sizə gözəl bir mükafat verər. Yox, əgər əvvəldə olduğu kimi (döyüşdən) üz çevirsəniz, (Allah) sizə ağrılı-acılı bir əzab verər”.
Say unto those of the wandering Arabs who were left behind: Ye will be called against a folk of mighty prowess, to fight them until they surrender; and if ye obey, Allah will give you a fair reward; but if ye turn away as ye did turn away before, He will punish you with a painful doom.
Say to the desert Arabs(4887) who lagged behind: "Ye shall be summoned (to fight) against a people given to(4888) vehement war: then shall ye fight, or they shall submit.(4889) Then if ye show obedience, Allah will grant you a goodly reward, but if ye turn back as ye did before, He will punish you with a grievous Penalty."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |