İnne-lleżîne-rteddû ‘alâ edbârihim min ba’di mâ tebeyyene lehumu-lhudâ(ﻻ)-şşeytânu sevvele lehum ve emlâ lehum
Gerisin geriye, hem de doğru yol, kendilerince apaçık anlaşıldıktan sonra, eski dinlerine dönenlere gelince: Şeytan, yanlış hareketlerini, kendilerine bezemektedir ve onları, uzun uzun dileklere düşürmektedir.
Şüphesiz, kendilerine hidayet (ve İslami mesuliyet) açıkça belli olduktan sonra, (Milli ve manevi istikametten ve insani düşünceden ayrılıp) gerisin geri (küfre ve nankörlüğe) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve onları uzun emellere (dünyalık gaye ve gailelere) kaptırmıştır.
Hidayet ve doğru yol kendilerine açıklandıktan sonra, gerisin geriye dönüp hak dinden dönenlere ise, şeytan yaptıklarını güzel göstermiş ve onları boş umutlara boğmuştur.
Doğru, hak yol, Allahın kitap ve peygamberle gösterdiği yol, kendilerine açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri, İslâm dışı hayatlarına küfre dönenlere, şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler kötülüklerini güzel göstermiş, onları tûl ü emele, olmayacak isteklere sevketmiştir.
Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına dönenlere şeytan teşvikte bulunmuş ve onları uzun emellere kaptırmıştır.
Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır.
Muhakkak ki, kendilerine hak belli olduktan sonra arkalarına (eski küfürlerine ve bâtıl dinlerine) dönenlere şeytan teşvikte bulunmuş ve kendilerini uzun boylu emellere düşürmüştür.
Hidayet ve doğru yol kendilerine açıklandıktan sonra gerisin geriye irtidat edenler ise, şeytan, onların yaptıklarını kendilerine güzel göstermiştir ve onları boş umutlara boğmuştur.
Kendilerine doğru yol apaçık belli olduktan sonra eski hallerine dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
Kendileriyçin, doğru yol belli olduktan sonra, geri dönenleri şeytan aldattı, umutlara düşürdü
Şüphesiz ki kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, ona arka dönenleri, şeytan süsleyip bezemiş ve onları sahte ve düzmece ümitlerle doldurmuştur.
Tarîk-i hidâyet kendilerine gösterildikden sonra eski dalâletlerine ’avdet idenleri şeytân tahrîk ve sevk ider.
Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, bu işi yapmaya şeytan sürüklemiş, onlara ümit vermiştir.
Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisingeri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş, ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür.
Doğru yol kendileri için apaçık hale geldikten sonra sırt çevirip dönenlere şeytan bunu güzel göstermiş ve kendilerine yanlış yolda ilerleme cesareti vermiştir.
Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra geriye dönenleri şeytan ayartmıştır ve onlara ümit vermiştir.
Gerçekten doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.
Haberiniz olsun ki o kendilerine hak tebeyyün ettikten sonra gerisin geri irtidâda doğru gidenlere Şeytan fit vermiş ve kendilerini uzun uzun emellere düşürmüştür
Şüphesiz, kendilerine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönen (yahûdî) leri şeytan, (aldatıp peşinden) sürüklemiş ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür.
Hakıykat, kendilerine hidâyet besbelli oldukdan sonra arkalarına dönenler (yok mu?) şeytan onları fitlemiş, onlara uzun zaman göstermişdir.
Şübhesiz ki kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, gerisin geri dönen (o münâfık)lar yok mu, şeytan onlara (kötü amellerini) süslemiş ve onları (uzun) emellere düşürmüştür.
Şüphesiz kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra gerisin geri (inkâra) dönenlere şeytan, (kötülüklerini) güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür. *
Doğru yol onlara açık bir şekilde belirtildikten sonra, arkalarına bakarak dönüp gidenlere, şeytan yaptıklarını doğru göstermiş ve onların kalplerini (yanlışlarla) doldurmuştur.
Kendilerine doğru yol açıkça gösterildikten sonra gerisin geriye dönenleri kandıran, umutlara düşüren Şeytan’dır.
Şüphesiz kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra gerisin geri (inkâra) dönenlere şeytan, (kötülüklerini) güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.
Doğrusunu isterseniz, kendilerine İslâm’ın apaydınlık yolu açıkça gösterildikten sonra yeniden inkâr ve cehâlet karanlıklarına özlem duyup gerisin geriye dönenler, şeytanın ayartmasına kapılmış ve onun süslü vaatleriyle aldanmış kimselerdir.
Kendileri için Hidayet / Doğru Yol açıkça belli olduktan sonra arkalarına dönmüş olanlara gelince; onları Şeytan ayarttı, onları emellere sürükledi.
Bazıları da, doğru yol kendilerine ayan beyan belli olduktan sonra, gerisin geri çark edip döndüler. Belli ki şeytan, bunların gözünü boyayıp, büyük hayallerle kandırmıştır.
Hidayet yolu belli olduktan sonra gerisin geriye dönenleri şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş, onları boş ümitlere düşürmüştür.
Şüphesiz ki kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına dönenleri şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
Şüphesiz, kendilerine dosdoğru yol açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenlere şeytan büyük günâhları önemsiz göstermiş ve onları boş hayallere kaptırmıştır.
GERÇEK ŞU Kİ, kendilerine doğru yol apaçık gösterildikten sonra sırtlarını [bu mesaja] dönenler [böyle yaparlar, çünkü] Şeytan onların hayallerini süsleyip bezemiş ve onları sahte ve düzmece ümitlerle doldurmuştur:
Kuran’ın gösterdiği yolun doğruluğu kendilerine açık seçik belli olmasına rağmen ona sırt çevirenler şeytanların kendilerini aldattığı ve boş ümitlerle avuttuğu kimselerdir. 3/103...106, 4/115
Şüphe yok ki, (İslam kisvesi altına sığınıp) kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, imandan küfre dönen o iki yüzlüleri, şeytan aldatarak boş umudlar vermiştir.
Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına (yine eski küfürlerine) dönenlere, şeytân (günâh işlemelerini) kolaylaştırmış ve onları uzun emellere, umutlara düşürmüştür.
Şüphe yok, o kimseler ki kendilerine hidâyet besbelli olduktan sonra arkaları üzerine dönüverdiler, onlar için şeytan süslemiş ve onları uzunca emellere düşürmüştür.
Kendilerine doğru yol iyice belli olduktan sonra, gerisin geri dinden çıkanlara muhakkak ki şeytan önce fit vermiş; onları uzun emellere, düşürmüştür.
Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına (yine eski küfürlerine) dönenlere, şeytan hatalarını süslemiş ve (günah işlemelerini) kolaylaştırmış ve onları uzun emellere, umutlara düşürmüştür.
Şunlar ki kendilerine hidâyet tebeyyün iyledikden sonra arkalarına dönüb irtidâd itdiler. Şeytân onları vesveseye düşürmüş ve onlara beyhûde emeller virmişdir.
Doğruları bütün açıklığı ile gördükten sonra sırtlarını dönenleri Şeytan aldatmış ve onlara umut vermiştir.
Kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra, arkalarına dönenlere, şeytan işlerini kolaylaştırmış, onlara ümit vermiştir.
Doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri dönenleri şeytan kışkırtmış ve uzun emellerle oyalamıştır.
Hidayet kendilerine açıkça belli olduktan sonra arkalarına dönenlere şeytan fit vermiş, sonu gelmez arzuların/ümitlerin ardına takmıştır onları.
bayıķ anlar kim döndiler ardları üzere andan śoñra kim bellü oldı anlara ŧoġru yol ya'nį tevrįt şeyŧān bezedi anlara daħı mühlet virdi anlara ya'nį Tañrı uzadı virdi şeyŧāna.
Taḥḳīḳ ol kişiler ki mürted olup ardlarına döndiler, özlerine bellü olduḳdanṣoñra doġru yol. İblīs anları azdurdı vesvese ile ve anlara Tañrı mühlet virdi,‘aẕābı tizletmedi.
Doğru yol özlərinə bəlli olduqdan sonra (dindən) dönənlərə Şeytan (bu dönüklüyü) xoş göstərdi və onları tovlayıb yoldan azdırdı (və ya: bu dönüklüyün müqabilində Allah onları zəlalətə saldı).
Lo! those who turn back after the guidance hath been manifested unto them, Satan hath seduced them, and He giveth them the rein.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |