11 Aralık 2023 - 28 Cemaziye'l-Evvel 1445 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Muhammed Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Meśelu-lcenneti-lletî vu’ide-lmuttekûn(e)(s) fîhâ enhârun min mâ-in ġayri âsinin ve enhârun min lebenin lem yeteġayyer ta’muhu ve enhârun min ḣamrin leżżetin lişşâribîne ve enhârun min ‘aselin musaffâ(en)(s) velehum fîhâ min kulli-śśemerâti ve maġfiratun min rabbihim(s) kemen huve ḣâlidun fî-nnâri ve sukû mâen hamîmen fekatta’a em’âehum

Çekinenlere vaadedilen cennet, şöyledir adeta: Orada su ırmakları var, bozulup kokmaz ve süt ırmakları var, lezzetleri bozulmaz ve şarap ırmakları var, içenlere safi lezzet ve bal ırmakları var, süzme ve onlara, orada bütün meyvelerden sunulur ve Rablerinden yarlıganma var; buna nail olan, o kişiye benzer mi ki ateşte ebedidir ve kaynar sularla sulanır da onların bağırsakları parçalanmaktadır.

 Takva sahiplerine va’ad edilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar (akmaktadır) ve orada onlar için meyvelerin her türlüsünden (hazırdır) ve Rablerinden (özel) bir mağfiret (ve fazilet) vardır. Hiç (böyle ödüllendirilen bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ’parça parça koparan’ kaynar sudan içirilip (alçaltıcı acılar içinde kıvranan) kimseler gibi (sayılır) mı?

Yolunu Allah ve kitabıyla bulanlara vaadedilen cennetin durumu şöyledir: Orada su ırmakları var; bozulup kokmaz, süt ırmakları var; lezzetleri bozulmaz, şarap ırmakları var; içenlere lezzet verir sarhoşluk ve baş ağrısı yapmaz, orada onlar için saf süzme baldan ırmaklar var, her çeşit meyvalar var ve Rablerinden bir bağışlanma da var. Bu nimetlere erişenlerle, ateşte devamlı kalacak olup, kaynar sudan içirilerek bağırsakları parça parça olan kimseler bir olurlar mı hiç?

Allah'a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlere va'dedilen cennetin benzeri, içinde tadı, rengi, kokusu bozulmayan temiz su ırmaklarının, tadı değişmeyen süt ırmaklarının, içenler için lezzetine doyum olmayan üzüm suyu ırmaklarının ve süzme bal ırmaklarının bulunduğu cennet misâlidir. Orada, onlar için bütün meyvalardan meyva suyu ırmakları ve Rablerinden bağışlanma da vardır. Bunlar, ateşte ebedî kalan, kaynar su içen, bağırsaklarını paramparça eden kimseler gibi mi olur?

bk. Kur’an-ı Kerim, 2/25; 12/36, 41; 55/52; 56/20; Lisânü’l-Arab, Kamus, “hamr” maddesi.

Takva sahiplerine vaadedilen cennetin durumu şudur: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her çeşit meyva ve Rablerinden bağışlama vardır. (Bu nimetler içinde olan) ateşin içinde sonsuza kadar kalacak olan ve kendilerine barsaklarını parça parça eden kaynar sudan içirilenler gibi olur mu?

Takva sahiplerine va'dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır; orada onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle ödüllendirilen bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını 'parça parça koparan' kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

(Küfürden) sakınanlara vaad edilen cennetin hali (şu): Orada tadı ve kokusu bozulmıyan bir sudan ırmaklar var; tadı değişmiyen bir sütten ırmaklar var; içenlere lezzet veren şarabdan, (sarhoşluk vermiyen tatlı içkiden) ırmaklar var; saf süzme baldan ırmaklar var... Hem orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Bir de onlara, Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç bunlar, o ateşte ebedî kalan ve kaynar bir sudan su içirilib de bağırsaklarını parçalayan kimselere benzer mi?

Muttakilere vaadedilen Cennetin örneği şudur: İçinde kokuşmayan sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzülmüş baldan ırmaklar vardır. Ayrıca onlar için her çeşidinden ürünler ve Rablerinden bağışlanma vardır. Bunlar ile ateşte ebedî olarak kalacak olup da bağırsaklarını parça parça eden sıcak su içirilenler bir olur mu?

Takvâ sahiplerine vaad edilen cennetin özelikleri şöyledir: Orada bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şerbetten ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlara orada her çeşit meyvelerden de vardır. Rableri tarafından bağışlanacaklardır. Bu durumda olanlar, süreli olarak ateşte kalıp, bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilenlerle bir midir?[559]

[559] Cennetteki ırmaklar ve cennet nimetleri hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVIII, 38-43.

Sakınçlara söz verilen, cennetin örneği bu, orda sasımamış sudan, tadı bozulmamış sütten, içenlere tatlı gelen şaraptan, süzülmüş baldan ırmaklar akar, orda onlara her çeşit yemişlerle, Tanrıları katından bağışlanmak var, işte bunlar ateşte sonsuz kalıp, sıcak sudan içerek bağırsakları kopan bir kimse gibi midir?

Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayan ve O'na karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren (ama sarhoşluk vermeyen şarap) meyve suyu ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlanma vardır. Bu cennetliklerin durumu ile sürekli ateşte olup da içirildiği kaynar su ile bağırsakları parçalanan kimse bir olur mu?

“İçenlere zevk veren şarap ırmakları” ifadesindeki “şarab” kelimesinden, bugün şarap diye adlandırdığımız sarhoş edici içeceklerin anlaşılmaması lazım... Devamı..

Allâh’dan korkanlara va’d olunan cennetde hiç suyı ta’affün itmeyen nehirler, ta’âmı hiç bozulmayan süt ve tatlı meşrû’bat ve saf bal nehirleri ve her dürlü meyveleri vardır. Muttakîlerin günâhları rableri tarafından ’afv olunacakdır. Halbuki ebedî ateş ’azâbına mahkûm olanın meşrû’batı bağırsağını yakacak bir kaynar su olacakdır.

Allah'a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rablerinden mağfiret vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Rabbine itaatsizlikten sakınanlara vaad edilen cennetin temsili şudur: İçinde doğal nitelikleri bozulmamış su ırmakları, tadı bozulmamış süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları bulunan bir bahçedir. Onlar için ayrıca orada her meyveden mevcuttur, üstelik rablerinden bir de bağışlama lütfu. Şimdi bunlar, ateşte devamlı kalan, bağırsaklarını parçalayan kaynar su içirilen kimseler gibi olur mu hiç?

Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Erdemlilere söz verilen cennetin örneği şudur: İçinde arı sudan ırmaklar, tadı bozulmayan sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren sarhoş edici maddelerden oluşan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada her türlü ürün ve Rab'lerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte sürekli kalan ve bağırsaklarını yırtan kaynar bir sudan içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

Cennetteki sarhoşluğun dünyadakinden farklı olduğu bildiriliyor. Bak 52:23; 76:21.

Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?

Korunanlara va'dolunan Cennetin temsili: onda ırmaklar var bir sudan ki bozulması yok, ırmaklar var bir südden ki tadı değişmez, ırmaklar var bir şarabdanki içenlere lezzet, ırmaklar var bir baldan ki safi süzme, hem onlara semerelerini (hasılâtın) her türlüsünden var, hem de Rablarından bir mağfiret var, hiç bunlar o ateşte muhalled olan ve kaynar bir mayı'den sulanıp da bağırsaklarını parçalamakta bulunan kimselere benzer mi?

Takva sahiplerine vadedilen cennetin özellikleri şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de bir mağfiret vardır. Bu nimetlere erişenlerle, ateşte ebedî kalacak olan ve kendilerine bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu bir olur mu?

Takva sahiplerine söz verilen Cennet, şöyledir: İçinde; kokusu ve tadı değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere zevk veren hamrdan¹ nehirler ve saf baldan nehirler bulunur. Orada, onlar için her türlü meyve bulunur. Onlara, Rabb'lerinden bağışlanma vardır. Bu kimseler, ateşte devamlı kalacak olan ve sıcak kaynar su içirilen, bundan dolayı da bağırsakları parça parça olan kimselerle bir olur mu hiç?

1- İçki.

(Şirkden) sakınanlara va'd olunan cennetin sıfatı (şudur:) İçinde rengi, kokusu, hiçbir vasfı bozulmayan sudan ırmaklar, tadına halel gelmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şarabdan ırmaklar, süzme baldan ırmaklar vardır, Orada meyvelerin her (çeşidi) onlarındır. (üstelik) Rablerinden de mağfiret vardır. Hiç bu (nlar), o ateşde ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça eden kaynar sudan içirilen kimseler gibi midir?

Takvâ sâhiblerine va'd edilen Cennetin misâli şöyledir: Orada (zamanla hiçbir vasfı)bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şarabdan ırmaklar ve sâfî baldan ırmaklar vardır. Onlar için orada meyvelerin her çeşidi ve Rablerinden bir mağfiret vardır. (Bu ni'metler içinde bulunanların hâli,) o ateşte ebedî olarak kalan ve(pek) kaynar bir su içirilen kimseler gibi midir ki (o su) bağırsaklarını parça parça etmiştir.

Allah’dan sakınıp korunanlar için vaat edilmiş cennetin misali şöyledir. İçinde tadının bozulmadığı su ırmakları, içen için tadı bozulmayan süt ırmakları ile içenler için lezzetli içkilerden oluşan ırmaklar var. Ayrıca saf katkısız bal ırmakları ve her türlü meyvelerin olduğu cennetler var. Rablerinden bağışlanmış olan nimet cennetlerindeki kimseler ile ateşin içerisinde sürekli kalan ve orada bağırsakları paramparça eden pis kaynar içecekleri içen kimseler eşit midir?

Sakınanlara adanan Cennet öyle bir Cennet’tir ki orada sasımamış su ırmakları, tadı bozulmamış süt ırmakları, içenlere tad veren şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları vardır. Yine onlar için orada her türlü ürünler, çalaplarından yarlıganma vardır. Bu kimseler hep ateşte kalacak, bağırsaklarını paralıyacak kaynar suları içecek olan kimseler gibi olabilirler mi?

Sakınanlara vaadolunan uçmağın sıfatı şudur ki orada tadı, kokusu bozulmamış su ırmakları, tadı değişmemiş süt ırmakları, içenlere lezzet verir şarap ırmakları, süzülmüş bal ırmakları; orada kendileri için her çeşit meyveler; Rableri tarafından yarlıganma [⁴] vardır. İşte bunlar, ateşte devamlı kalan, kaynar su içirilip de bağırsakları parça parça olan kimseler gibi olabilirler mi?

[4] Yâni Allah onlardan hoşnut olur veya orada teklif yoktur, sorgusuz yerler, içerler.

Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olanlara vaat edilen cennet misali⁵ şöyledir: Orada hiç bozulmayan/her an taze suların aktığı ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren içkiden [hamr] ırmaklar, saf süzme baldan ırmaklar vardır. Orada onlar için her çeşit meyve ve ayrıca Rablerinden bir bağışlanma da vardır⁶. (Bu kimseler) ateşte sürekli kalacak olan ve bağırsaklarını paramparça edecek kaynar su içirilen kimseler gibi olur mu?

5 Ayet “meselu’l-cenneti” ifadesiyle başlıyor. Bu ise, cennetin misali, örneği demektir. “Cennet” ile ilgili tasvirler tıpkı cehennemle ilgili olanlar... Devamı..

Takva sahiplerine vaat edilen cennetin (özgün) örneği; içinde bozulmayan sudan ırmakların, tadı değişmeyen sütten ırmakların, içenler için lezzet veren şaraptan ırmakların ve süzme baldan ırmakların varlığıdır. Orada onlar için meyvelerin her türlüsünden ve de rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükâfatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve derken bağırsaklarını parça parça koparan kaynar sudan içirilen kimse gibi olur mu?

Dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizliklesakınan kimselere söz verilen cennetin misali şöyledir: Öyle hârika bir bahçe ki, içinde hiç bayatlamayan tertemiz su ırmakları, tadı bozulmayan taptaze süt ırmakları, içenlere lezzet veren ve dünyadakiler gibi sarhoş etmeyen şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları var. Bahçenin sâkinleri, bütün bu nîmetlerden diledikleri gibi yararlanacaklar. Ayrıca onlara, canlarının çektiği her çeşit meyveler sunulacak ve en önemlisi, Rab’lerinden bir bağışlama ile taltif edilecekler. Şimdi düşünün; böyle bir ortamda yaşayan insanlar ile; sonsuza dek ateşte kalan ve bağırsaklarını paramparça edecek kaynar sudan içmeye mahkûm edilen kimseler hiç aynı olur mu?Elbette olmaz! Fakat kibir ve inatlarının kölesi olan münâfıklar, bunu anlamaya yanaşmazlar.

Sakınıp Korunan / Müttakîler’e vaad edilen Cennet’in misâli;
-ki orada, bulanık olmayan (arı-duru) su ırmakları, tadı değişmeyen (taze) süt ırmakları, İçenler’e lezzet veren içecek ırmakları ve saf süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için her türlü meyve de, rabb’lerinden bağışlanma da vardır- (böyle bir cennetin misâli), Ateş’te sürekli kalacak kimse gibi midir ki, -orada kaynar sıcak su verilip bağırsakları parça parça olmuştur?

Sağlamcılara söz verilen cennet içinde neler var neler: kireçsiz su pınarları doğal tadında süt pınarları içimine doyum olmaz içki pınarları, süzme bal pınarları çeşit çeşit meyveler ve Rablerinin hoşgörüsü. Şimdi bu nimetler içinde yüzen biri, sonsuza kadar yanmaya ve bağırsak delen kaynar su içmeye mahkum edilmiş biriyle bir olur mu?

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, söz verilen cennetin durumu şöyledir. Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere zevk veren ama sarhoş etmeyen şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlar için cennette meyvelerin her çeşidi vardır. Cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumuna benzer mi? Cennete layık olanlar yaptıkları hatalardan dolayı pişmanlıkla Rabbine tövbe ile yaklaşanlardır. Rabbin onları tövbelerinden dolayı bağışlamıştır.

[Muttakî]lere (duyarlı olanlara) vadedilen cennetin örneği şöyledir: Orada (zamanla) bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren içkiden [*] ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. [*] Rablerinden de bağışlanma vardır. Bu (durum), ateşte [ebedî] kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su [*]içirilen kimsenin durumu gibi olur mu hiç!

Cennetteki içkilerle ilgili bkz. Sâffât 37:47, dipnot 6.,Benzer mesajlar: Ra‘d 13:35; Nahl 16:31; Yâsîn 36:57; Zümer 39:34; Fussilet 41:32; Şûrâ 42:22... Devamı..

Allah’a karşı hata etmekten sakınanlara vâdedilen, içerisinde bayatlamayan sudan ırmaklar, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren içeceklerden dereler ve süzme baldan kanallar, kendilerine her türlü meyveler¹ ve Rablerinden bir de bağışlanma² bulunan cennettekilerin durumu, hiç ateşi mesken tutan ve bağırsaklarını parçalayan kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

1 Veya “dünyada yaptıkları güzel işlerin karşılıkları…”2 Müslümanlar için ilk bağışlanma, “cennete girmeden önce günâhları ile hesaba çekilmeme” şekli... Devamı..

Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlara vaad edilmiş olan cennet örneği ¹³ -[bir cennet ki] içinde zamanın bozamadığı sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene lezzet veren şaraptan ırmaklar ¹⁴ ve saf süzme baldan ırmaklar var ve içinde [yaptıkları güzel işlerin] bütün meyvelerini ve Rablerinin mağfiretini tadabilme ¹⁵ (imkanı) var: işte bu [cennet], ateşi mesken edinenlerin ve bağırsaklarını parçalaması için yakıcı ümitsizlik sularını ¹⁶ içmeye mahkum edilenlerin [hak ettikleri karşılık ¹⁷ ] ile bir olur mu?

13 Bu ayeti çevirirken, Zemahşerî’nin ona yüklediği ve Râzî’nin de desteklediği gramatik yapının bütünlüğünü esas aldım. Bu yapı içinde cennetin temsî... Devamı..

Günahlardan korunan muttakilere vaat edilen cennet şöyledir: Orada tadı hiçbir şekilde bozulmayan su ırmakları, tadı hiç değişmeyen süt ırmakları, içenleri lezzete boğan meyve suyu ırmakları, süzme bal ırmakları akmaktadır. Ayrıca orada onlar için türlü meyve ve yiyecek vardır. Bir de onlar, Rabbleri tarafından bağışlanmış olmanın mutluluğunu tadacaklar. Şimdi bu kimseler ile ateşte kalacak ve kendisine içirilen kaynar su ile bağırsakları parçalanacak kimse bir olur mu? 43/68...73, 52/21...27, 25/12...16

Sorumluluk bilinciyle davrananlara vaad edilen, içerisinde zamanla bozulmayan sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene doyumsuz bir lezzet veren tarifsiz bir meşrubatın çağladığı ırmaklar, saf süzme baldan ırmaklar akan,[⁴⁵⁵³] yine içerisinde tadacakları güzel (davranışlarının) tüm meyveleri ve Rablerinden sınırsız bir bağış bulunan cennetin örneği gibi (bir has bahçeye kavuşan kimse),[⁴⁵⁵⁴] ateşi mesken tutan ve yakıcı bir (umutsuzluk) içirilip de bağırsakları paramparça olan kimse gibi olur mu?[⁴⁵⁵⁵]

[4553] Krş: “ne onda bir zahmet var ne de ondan dolayı sarhoş olurlar” (37:47). “Irmaklar” kelimesinin dört kez tekrarı, her birinin hakikatinin ve ma... Devamı..

Takva ehline va'd olunan cennette, tertemiz sudan ırmaklar, ekşimeyen sütten ırmaklar, lezzetli şuruplardan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır, orada her türlü meyve onlarındır, üstelik Rablerinden bağışlanma da vardır. Hiç bu cennetliklerin durumu, o sonsuza dek cehennemde kalan, bağırsaklarını parça parça eden kaynar sudan içirilen kâfirlerin durumuna benzer mi? (Müşrikler bu uyarılardan hiç ibret almazlar mı?)

Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin misali şöyledir: Orada tadı bozulmayan su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren içki ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Ve rabbi taarafindan bağışlan ile ateşte sürekli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu bir midir?

Muttakîler için vaadolunan cennetin sıfatı, onun içinde bozulmamış sütten ırmaklar ve tadı değişmemiş sütten ırmaklar ve içenler için leziz şaraptan ırmaklar ve süzülmüş baldan ırmaklar vardır ve onlar için orada her türlü meyvelerden vardır ve Rablerinden yarlığanma da vardır. (Artık böyle zâtlar) Ateşte ebedîyyen kalan ve pek kaynar sudan içirilip de barsakları parçalanan kimseler gibi midir?

Allah'a karşı gelmekten sakınanlara vâd edilen cennetin durumu ise şudur: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içerken lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ile bir de Rableri tarafından mağfiret vardır. Bu nimetlere erişenler hiç, ateşte devamlı kalıp, kaynar sulardan içirilip bununla bağırsakları lime lime olan kimseler gibi olur mu? [55, 52; 2, 25; 56, 20] {KM, Tekvin 2, 11-14; Tesniye 8, 7-10}

(Şirkten, günahlardan) korunanlara söz verilen cennetin durumu şudur: İçinde bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır ve onlar için orada her çeşit meyva, Rablerinden de bağışlama vardır. (Şimdi bu ni'metler içinde yaşayanlar) ateşte ebedi kalan ve barsaklarını parça parça kesen sıcak suyun içirildiği kimseler gibi olur mu?

Muttakîlere va'ad olunan cennet öyle bir cennetdir ki orada kokusı ve lezzeti bozulmamış su nehirleri ve ekşilik ve sâir sûretle tegayyür itmemiş süd nehirleri, içenleri mütelezziz ider şarâb nehirleri ve süzülmüş bal nehirleri vardır. O cennetlerde muttakîler içün her nev'i meyveler ve rableri tarafından mağfiret vardır. Bunlar, cehennemde muhalled olub orada kaynar sular içirilerek bağırsakları parçalananlar gibi midirler?

Kendilerini koruyanlara söz verilen cennet şöyle anlatılabilir: İçinde bozulmayan su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları akar. Her türlü meyve önlerindedir ve yüce Rableri tarafından da bağışlanmışlardır. Böyle bir yerde olan kişi, ateşin içinde ölümsüzleşen ve bağırsaklarını parçalayan kaynar su içirilen kişi ile bir olur mu?

Muttakilere vaat edilen cennetin niteliği (şudur): İçinde tadı ve kokusu bozulmayan su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları ve içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları... Onlara, orada her türlü meyve ve Rab'lerinden bağışlanma vardır. O, ebedi ateşte kalacak, kaynar su içirilip, bağırsakları parça parça olacak kimseler gibi olur mu?

Takvâ sahiplerine vaad edilen Cennetin hali şöyledir: Orada her dem taze sudan ırmaklar vardır. Tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır. İçenlere lezzet veren bir şaraptan ırmaklar vardır. Süzme baldan ırmaklar vardır. Orada onlar için her türlü meyveden vardır; Rablerinden de bir bağışlanma vardır. Bu nimetlere erişenler, ateşte sürekli kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimse gibi olur mu?

Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar; tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvenin yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindekiyle, uzun süre ateşte kalıp da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu?

meŝeli uçmaġuñ ol kim va'de olındı ķorķıcılar anuñ içinde ırmaķlardur śudan śaśimāmış daħı ırmaķlardur südden azmadı ŧadı [271a] daħı ırmaķlardur sücidin cennetlü içiciler daħı ırmaķları baldan śāfį olınmış. daħı anlaruñdur anuñ içinde her yimişlerden daħı yarlıġamaķ çalabı’larından. taman anuñ gibidür ol ebed ķalıcıdur odda daħı śuvarınıldılar issi śu pes pāre pāre eyledi baġar śuklarını anlaruñ?

Meẟeli ol cennetüñ ki va‘de olundı müttaḳīlere, anuñ içinde ır‐maḳlar vardur ṣaṣımamış ṣudan, daḫı ırmaḳlar vardur dadı azmayan südden, daḫı ırmaḳlar ḫamrdan içenlere leẕẕet ḥāṣıl olur, daḫı ırmaḳlar ṣāfī baldan. Daḫı anda vardur anlara her yemişlerden. Daḫı anlara maġfiret vardurTañrılarından. Ol kimse gibi midür ki ebedī ḳalur cehennemde, daḫı ḳay‐namış ṣular içerler, pes anlaruñ baġırsaḳları[n] paralaya?

Müttəqilərə və’d olunan Cənnətin vəsfi belədir: orada dadı dəyişməyən (qoxumayan) sudan irmaqlar, təmi çönməyən süddən çaylar, içənlərə ləzzət verən şərabdan nəhrlər və təmiz baldan irmaqlar vardır. Orada onları hər cür meyvə və Rəbbi tərəfindən (günahlardan) bağışlanma gözləyir. (Məgər bu cənnətdə olanlar) cəhənnəm odunda əbədi qalıb bağırsaqları parça-parça edən qaynar su içirdiləcək kəslər kimi ola bilərlərmi?!

A similitude of the Garden which those who keep their duty (to Allah) are promised: Therein are rivers of water unpolluted, and rivers of milk whereof the flavour changeth not, and rivers of wine delicious to the drinkers, and rivers of clear run honey; therein for them is every kind of fruit, with pardon from their Lord. (Are those who enjoy all this) like those who are immortal in the Fire and are given boiling water to drink so that it teareth their bowels?

(Here is) a Parable of the Garden which the righteous are promised: in it are rivers of water incorruptible;(4833) rivers of milk of which the taste never changes; rivers of wine, a joy to those who drink; and rivers of honey pure and clear. In it there are for them all kinds of fruits;(4834) and Grace from their Lord.(4835) (Can those in such Bliss) be compared to such as shall dwell for ever in the Fire, and be given, to drink, boiling water, so that it cuts up(4836) their bowels (to pieces)?

4833 In this symbolism there are four kinds of drinks and all kinds of fruits; and the summing up of all spiritual delights in the "Grace from their L... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.