8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ahkâf Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Mâ ḣaleknâ-ssemâvâti vel-arda vemâ beynehumâ illâ bilhakki ve ecelin musemmâ(en)(c) velleżîne keferû ‘ammâ unżirû mu’ridûn(e)

Gökleri ve yeryüzünü ancak gerçek olarak ve muayyen bir zaman için yarattık ve kafir olanlarsa korkutuldukları şeylerden yüz çevirirler.

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan her şeyi, ancak Hakk ile (imtihan gayesiyle ve ölçüyle) ve belli bir ecel-süre (geçici olmak üzere ve imtihan kastı) ile yarattık. İnkâr edenler (anladıkları halde) uyarıldıkları şeylerden yüz çevirip (uzak kaçmaktadırlar.) [Yani küfür, yapılan tebliğ ve uyarıyı bile bile inkâr ettikten sonra oluşmaktadır.]

Gökleri, yeryüzünü ve arasındakileri şaşmaz bir düzen ve uygunluk içerisinde tarafımızdan konulmuş belli bir süre için yarattık, ama Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, kendilerine tebliğ edilen bu uyarıdan yüz çevirirler.

Gökleri, yeri ve ikisinin arasındaki varlıkları ve imkânları, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı olarak, hesaplı bir düzen içinde belirlenmiş bir vakte kadar işlevini korumak üzere yarattık.
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, uyarıldıkları konulara aldırmıyorlar, İslâm'ı tebliğe, İslâmî faaliyetlere engel tedbirler alarak yüz çeviriyorlar.

Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak üzere ve belli bir süreye göre yarattık. İnkar edenler ise uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konulmuş bir ecel (belli bir süre) olarak yarattık. İnkâr edenler, uyarıldıkları şeyden yüz çeviren(kimseler)dir.

Biz göklerle yeri ve aralarındakileri, ancak adaletle ve (sona erecekleri) muayyen bir müddet ile yarattık. Kâfir olanlar ise, korkutuldukları şeylerden yüz çevirmektedirler.

Biz gökleri, yeri ve aralarındakileri, ancak hak ile(*) ve belli bir süre ile yarattık. O kâfirler ise, uyarıldıkları gerçeklerden yüz çeviriyorlar.

(*) Boşuna değil.

Biz, gökleri, yeri ve arasındakileri bir amaç için ve belli bir süreye göre yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

Biz göklerle, yeri hak olarak, belli bir zaman için yarattık ancak, küfredenler kocundurulan şeyden yüz çevirirler

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. İnkârcılar ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedir.

Biz semâvâtı ve arzı ve beynlerinde bulunanı hak içün ve mu’ayyen bir müddetle halk iyledik lâkin küfür idenler ihtârâtı işitmemek içün uzaklaşıyorlar.

Biz, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, ancak gerçek üzere ve belirli bir süre için yarattık; inkar edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri şüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattık. Ama inkâr edenler kendilerine karşı yapılan uyarıdan yüz çevirmektedirler.

Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları biz, şüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattık. İnkâr edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

 Âyet yaratılanların, Allah’ın kudret ve birliğine delâlet ettiklerini, bunların kıyamete kadar varlıklarını devam ettireceklerini, ama inkârcıların k... Devamı..

Biz gökleri, yeri ve aralarındakileri ancak belli bir amaca göre ve belli bir süre için yarattık. İnkar edenler uyarıya aldırış etmemektedirler.

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık. İnkâr edenler uyarıldıkları şeyden yüz çeviriyorlar.

Biz o Gökleri ve Yeri ancak hakk ile ve müsemmâ bir ecel ile yarattık, küfredenler ise inzar edildikleri şeylerden alındırmıyorlar

Biz gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları, ancak hak ile ve belirli bir ecel ile yarattık. (Âyetlerimizi ısrarla) inkâr eden (müşrik) ler, uyarıldıkları şeylerden (öldükten sonra diriltilme ve hesap gününü inkâr etmek sûretiyle îmân etmekten inatla) yüz çevirmektedirler.

Gökleri, yeryüzünü ve ikisi arasındakileri gerçek olarak, belirlenmiş bir süre için yarattık. Gerçeği yalanlayan nankörler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunan şeyleri (başka değil) ancak hakkın ikaamesine sebeb olarak ve muayyen bir va'de için yaratdık. Küfredenler, korkutuldukları şeyden yüz çeviricilerdir.

(Biz) gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları, ancak hak ile (yerli yerinde) ve belirli bir ecel ile yarattık. İnkâr edenler ise, korkutuldukları şeyden (kıyâmetten) yüz çeviricidirler.

Gökleri, yerküreyi ve ikisinin (gök cisimleri ile yerküre) arasında (uzayda) bulunan her şeyi ancak gerçeğe dayalı (sabit bir sistem üzerinde, hak bir gaye) ve belirli bir süre için yarattık. Oysa inkâr etmiş olanlar (inkâra şartlanmış olanlar), kendisine karşı ikaz edildikleri (kıyamet gerçeği)nden ısrarla yüz çevirmektedirler. *

(*) Burada bütün varlıklar için Allah tarafından konulan “süre”ye yapılan atıf ile Allah’ın sonsuzluğu ve zaman üstü oluşuna karşılık öteki varlıkları... Devamı..

Gökleri ve yeryüzünü yalnızca, gerçek doğru bir amaç ve belirlenmiş bir vakit için yarattık. Doğruları inkâr edenler, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirenlerdir.

Biz yerlerle gökleri, aralarındakileri ancak gerektiği gibi, belli bir süre için yarattık. Tanımıyanlar ne ile uyarıldılarsa ondan yüz çevirdiler.

Biz, gökleri, yeri ve aralarındakini ancak hak ve hikmet ve muayyen bir müddetle yarattık; kâfirler, peygamberler kendilerini neden korkuttularsa hepsinden yüz çevirirler.

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri ancak bir plana göre/hakla¹ ve belirli bir süre için yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

1 Krş. Âl-i İmrân, 3/191; En’âm, 6/22, 73; Yûnus, 10/28; Meryem, 19/82

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konulmuş bir ecel (belli bir süre) üzere yarattık. Küfre sapanlar ise, uyarılıp korkutuldukları şeyden yüz çevirmekte olanlardır.

Çünkü Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri, ancak hak, hukuk ve adâlet esaslarına göre belli bir hikmet ve amaç doğrultusunda ve tarafımızdan belirlenmiş bir süre için Allah’ın tek rab ve ilâh oluş gerçeği anlaşılsın ve insanlar O’na kul köle olsunlar diye yarattık.
Ama gel gör ki, hakîkati inkâr edenler, kendilerine yapılan uyarılara aldırış etmiyorlar.

Yer’i, Gökler’i, ikisi arasındakileri ancak belirli bir süreliğine ve Hakk ile yarattık. İnkâr etmiş olanlar uyarıldıkları şeyden yüz çevirmişlerdir.

Biz, gökleri yeri ve bu ikisi arasında olan her şeyi hem dengeli hem de vadeli olarak yarattık. İnkarcılar, kendilerine yapılan uyarılara aldırmıyorlar.

Gökleri, yeri, ikisi arasında bulunanları gerçekler üzerine yaratmıştır. Her yaratılışın bir amacı bir süresi vardır. Süresi gelince hepsi yok olur. Gerçeklerimizi inkâr edenler, uyardığımız şeyleri duymazlıktan geliyor.

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak ve ancak bir amaç ile [*] ve belirli bir süre için yarattık. Kâfir olanlar, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedir.

Yaratılışın amacıyla ilgili ayetler için bkz. Duhân 44:39, dipnot 9.

Biz gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri ancak şaşmaz (kural)larla ve belirli bir süre ile¹ yarattık. Kâfirler ise, uyarıldıkları şeyden hâlâ yüz çeviriyorlar.

1 Gökler ve yer yani madde, ezeli olmadığı gibi ebedi de değildir. Hele hele yaratanıyla asla ve asla aynı şey hiç değildir ve günü gelince sona erece... Devamı..

Biz, gökleri, yeri ve onlar arasındaki her şeyi ancak [derunî bir] anlam ve amaç üzere ve [Bizim tarafımızdan] konulmuş bir süre için yarattık: ² ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, kendilerine tebliğ edilen uyarıdan ³ yüz çevirirler.

2 “[Derunî bir] anlam ve amaç üzere” ifadesi konusunda bkz. 10:5, not 11. Bütün varlıklar için Allah tarafından konulan “süre”ye yapılan atıf ile, All... Devamı..

Biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak/gerçek bir amaç ve belirli bir süreliğine yarattık. Ne var ki gerçekleri örtbas eden kâfirler kendilerine yapılan uyarılara kulak asmıyorlar. 21/16, 30/8

Biz gökleri, yeri ve o ikisi arasındakileri, ancak gerçek bir anlam ve amaç[⁴⁵⁰⁰] uğruna -ama sınırlı bir ömürle- yarattık;[⁴⁵⁰¹] ne ki inkâr eden kimseler uyarıldıkları hakikatten yüz çeviriyorlar.[⁴⁵⁰²]

[4500] Bi’l-hakk ibaresinin bu anlamı için bkz: 21:18, not 19. Bir önceki sûreye atıf: “Ölürüz zira (bir kez) hayata gelmiş bulunuruz; ve bizi sadece ... Devamı..

Biz; gökleri, yeri ve -insanlar dahil- arasında bulunanları hak (ve bir hikmet) gereği belli bir süre için yarattık. (*) (İşte) Kâfirler tehdit edildikleri şeylerden -bu gerçeklerden- yüz çevirmektedirler. (İnanmak istememektedirler ve Allah'ı bırakıp da O’na ortak koştukları hayali ilahlardan boş yere, yardım ve şefaat ummaktadırlar)

(*) Ki o süre dolduğunda -Sûr'un birinci üfürülüşünde- hepsi mahv olacak sadece Celâl sahibi Allah Teâlâ'nın zât'ı bâki kalacaktır!.. Sonra da -aynı z... Devamı..

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanlar] hak olarak ve belirli bir sürenin dışında yaratmadık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.

O gökleri ve yeri ve o ikisinin arasındakileri yaratmadık, ancak hak ile ve bir tayin edilmiş müddetle (yarattık). Kâfir olanlar ise korkutulmuş oldukları şeyden yüz çeviricilerdir.

Biz gökleri, yeri ve bunların arasındaki varlıkları ancak gerçek bir maksatla, adalet ve hikmetle, bir de belli bir süre için yarattık. Ama kâfirler uyarıldıkları kı

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları (boş yere değil), ancak gerçek ile ve belli bir süreye göre yarattık. İnkar edenler, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

Biz gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ile ve bir vakt-i mu'ayyene değin kalmak üzere halk itdik. kâfirler inzâr olıundukları şeyden i'râz idicidirler.

Gökleri, yeri ve bu ikisinin arasında olanları başka değil; belli bir ömrü olan gerçek varlıklar olarak yarattık. Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler)[*], yapılan uyarılardan yüz çevirenlerdir.

[*] Birinci ayette Allah'ın indirdiği kitaptan, bu ayette de yarattığı kitap olan varlıklar aleminden bahsettikten sonraki bu ifade, öncelikle yaratıl... Devamı..

Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konmuş bir süre ile yarattık. Nankörler ise uyarıldıkları şeyden yüz çeviriyorlar.

Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri hak ile ve belirlenmiş bir süre için yarattık. İnkâr edenler ise, uyarıldıkları şeye sırtlarını dönüyorlar.

Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak olarak ve belirlenmiş bir süre için yarattık biz. Küfre batanlarsa uyarılmış oldukları şeyden yüz çevirmektedirler.

yaratmaduķ gökleri daħı yiri daħı anı kim ol ikisi arasındadur illā ḥaķk-ıla daħı adanılmış zamān-ıla. daħı anlar kim kāfir oldılar andan kim ķorķıdınıldılar yüz döndüricilerdür.

Biz yaratmaduḳ gökleri ve yirleri, daḫı ikisi arasında olanları, illā ḥaḳḳ‐ıla.Daḫı mu‘ayyen müddet‐ile ve kāfirler özlerine olan ögütden, ya‘nīḳıyāmetden yüz ḳaytarurlar.

Biz göyləri, yeri və onların arasında olanları ancaq haqq olaraq və (qiyamət günü sona çatacaq) müəyyən bir müddət üçün yaratdıq. Kafirlərin qorxudulduqları şeylərdən (qiyamətdən, imana də’vət edən öyüd-nəsihətdən) üz döndərdilər.

We created not the heavens and the earth and all that is between them save with truth, and for a term appointed. But those who disbelieve turn away from that whereof they are warned.

We created not(4776) the heavens and the earth and all between them but for just ends, and for a Term Appointed: But those who reject Faith turn away from that whereof they are warned.

4776 Cf. 45:22- Many things may appear to us in the present world as strange and inexplicable. But everything made by Allah has a just purpose which m... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.