Velleżî kâle livâlideyhi uffin lekumâ eta’idâninî en uḣrace ve kad ḣaleti-lkurûnu min kablî vehumâ yesteġîśâni(A)llâhe veyleke âmin inne va’da(A)llâhi hakkun feyekûlu mâ hâżâ illâ esâtîru-l-evvelîn(e)
Ve öbürü de, anasınababasına, uf sizden, tekrar kabirden çıkacağımı mı söylüyor, buna inanmaya mı çağırıyorsunuz beni? Ve benden önce nice nesiller gelipgeçti demiştir ve onlar da Allah'a yalvarırlar da yazık sana derler, inan, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir, derken o, bu der, eskilerin masallarından başka bir şey değil.
O (nasipsiz) kimse ki, (mü’min) anne ve babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken (ve hiçbiri geri gelmemişken), beni (diriltilip mahşere) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?" diyerek (inkâra ve isyana kalkışmaktadır). O ikisi (anne ve babası) ise Allah’a sığınarak: "Yazıklar olsun sana, iman et, şüphesiz Allah’ın va’adi Hakk’tır" (diye uyarsalar da) o: "Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir" deyip (azgınlaşmaktadır).
Müslüman olan ana babasına isyan eden bir inkârcı şöyle der: “Öf! Bıktım sizden, benden önce nice asırlarda insanlar gelip geçmiş iken ve hiçbirinin de dirildiğini görmemişken, benim öldükten sonra diriltilip çıkarılacağımı mı bana söylüyorsunuz?” O ana baba ise, Allah'ın yardımı için dua ederek; “Yazık sana” derler. “Etme, eyleme, iman et. Çünkü Allah'ın sözü mutlaka doğru çıkar.” O inkârcı da: “Bu eskilerin masallarından başka birşey değildir” diyerek cevap verir.
Ana ve babasına:
“Canımı sıktığınız yeter! Benden önce sayısız nesiller geçip gittiği halde, hiç birisinde diriliş belirtileri görülmezken, siz, bana öldükten sonra tekrar diriltilip kabrimden çıkarılacağımı mı va'dediyorsunuz?” diyen kimseye, anne, babası Allah'a sığınarak:
“Aman, nasıl düşünüyorsun evladım! Gel iman et. Allah'ın va'di haktır, doğrudur” dediklerinde, oğulları:
“Bu Kur'ân kesinlikle öncekilerin masallarıdır.” der.
Fakat o kimse ki, anne babasına: "Öff size! Benden önce nice nesiller geçtiği halde benim (yeniden diriltilip) çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz!" der. Onlarsa Allah'a sığınarak: "Yazık sana iman et. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi gerçektir" derler. O da: "Bu (Kur'an), öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" der.
O kimse ki, anne ve babasına: 'Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni (diriltilip) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?' dedi. O ikisi (anne ve babası) ise Allah'a yakararak: 'Yazıklar sana, iman et, şüphesiz Allah'ın va'di haktır.' (derler; fakat) O: 'Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir' der.
(Kendisini Allah'a ve ahiret gününe iman etmiye davet ettikleri zaman), ana ve babasına: “- Öf size, (usandım sizden)! Benden evvel ne kadar nesiller gelib geçtiği (ve hiç biri dirilmediği) halde, beni (kabirden dirilib) çıkarılmakla mı korkutuyorsunuz?” diyen kimse var ya; ana ve babası kendisinden Allah'a elamân çekerek: “- Yazık sana; imana gel. Muhakkak ki Allah'ın vaadi bir gerçektir, (vukubulacaktır).” diyorlar da, o yine diyor ki: “- Bu dediğiniz, (beni imana davet ettiğiniz şeyler) evvelkilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir.”
Fakat ana-babasına: “Bıktım sizden. Benden önce nice çağlar gelip geçmiş iken bir daha dirileceğimi mi bana vaadediyorsunuz?” diyen kimseye, ana-babası Allah’a sığınarak; “Yazıklar olsun sana! İman et, şüphesiz Allah’ın va’di haktır” derken, o: “Bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir” diye cevap verenin…
Diğer bir kimse de anne babasına, “Öf be! Bana kabirden çıkartılıp diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller de gelip geçti” der. Anne babası da Allah'tan yardım dileyerek, “Sana yazıklar olsun, Allah'ın vaadine inan, çünkü Allah'ın vaadi gerçektir” dediler. O da, “Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diye cevap vermişti.
Anasına, atasına: «Of, sizin elinizden, beni haşirle mi korkutuyorsunuz? Benden önce, nice nice bir hayli nesil geçti» diyenler için, anası, babası Allaha sığınırlar: «Vaydır senin haline, gel inan Allahın va'di doğrudur!» demektedirler, hemen o da der ki: «Bu ancak eskilerin masalları!»
Fakat (öyle insan da vardır ki) kendisine (âhirete) inanmayı her tavsiye ettiklerinde anne babasına: “Öf, bıktım sizden! Benden önce (bu kadar çok) insan gelip geçmişken (öldükten sonra) tekrar diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz?” diye çıkışır. Onlar ise Allah'ın yardımı için dua eder ve: “Yazık ediyorsun kendine! Gel iman et, şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir” derler. O ise yine de: “Bu ahiret inancı eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diye diretirler.
Vâlideynine "Of! Bana mezarımdan çıkacağımı mı haber viriyorsunuz bu kadar ensâl bizden evvel geçmişler ânlar dirilmiş mi?" diyenlere vâlideyni "Size yazık olur va’du(A)llâh hakdır" dirler. Fakat ânlar "Bunlar eski masallardır" cevâbını virirler.
17,18. Annesine babasına: "Of ikinizden; benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye, anne babası Allah'a sığınarak: "Sana yazıklar olsun! İnan; doğrusu Allah'ın sözü gerçektir" dedikleri halde: "Bu, Kuran öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diye cevap verenler işte onlar kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, Allah'ın azap vadinin aleyhlerinde gerçekleştiği kimselerdir. Doğrusu onlar hüsranda olanlardır.
Anne ve babasına, “Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?” diyen kimseye, onlar Allah’a sığınarak, “Yazıklar olsun sana! İman et, Allah’ın va’di gerçektir” diyorlar, o da, “Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diyordu.
Anne babasına, “Yeter be! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken beni yeniden dirilip çıkmakla mı tehdit ediyorsunuz?” diyen kimseye anne babası, Allah’tan yardım dileyerek, “Yazıklar olsun sana! İnadı bırak da imana gel. Kuşkusuz Allah’ın vaadi gerçektir” demekteler. O ise, “Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil” cevabını vermektedir.
Ana ve babasına: Öf be size! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, ana ve babası Allah'ın yardımına sığınarak: Yazıklar olsun sana! İman et. Allah'ın vâdi gerçektir, dedikleri halde o: Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir, der.
Öte yanda bir başkası var ki anne babasına, "Öf size, benden önce nice kuşaklar geçmiş olmasına rağmen benim diriltileceğimi mi iddia ediyorsunuz?" O ikisi ise ALLAH'a sığınarak: "Yazık sana; lütfen inan. ALLAH'ın sözü gerçektir." Bunun üzerine o, "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil," der.
Ana ve babasına: "Öf size! siz bana öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller gelip geçmiştir." diyen kimseye ana ve babası Allah'a sığınarak "Yazıklar olsun sana! Gel iman et, şüphesiz ki, Allah'ın vaadi gerçektir." dediklerinde o: "Bu Kur'ân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu.
Şöylesi ise ki: «anasına babasına of size, dedi: bana çıkarılacağımı mı va'dediyorsunuz? Halbuki benden evvel nice karnlar geçmiş; ikisi de Allaha el'eman çekerek yazık sana, iymana gel, her halde Allahın va'di haktır diyorlar da o yine diyor ki: bu, eskilerin esatîrinden başka bir şey değildir
(Müslüman) anne ve babasına, “Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?” diyen kimseye, anne ve babası, Allah’ın yardımına sığınarak, “Yazıklar olsun sana! Îmân et. Allah’ın vaadi haktır!” dedikleri hâlde o (kâfir), “Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir” der.
Anne ve babasına: “Öf be, ikinizden de bıktım! Bunca insan gelip geçtiği halde, hala, beni öldükten sonra diriltileceğimle mi tehdit ediyorsunuz?” dedi. Onlar, onun için Allah'a dua ederek: “Yazık sana! Gel iman et. Kuşkusuz Allah'ın sözü haktır.” dediler. Bunun üzerine o: “Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.” dedi.
Ana ve babasına: «Of size, benden evvel nice nice nesiller gelib geçtiği halde beni (tekrar dirilib kabrimden) çıkarılacağımla mı tehdîd ediyorsunuz?» diyen (adam yok mu?) anası, babası Allaha yalvarırlar, (ona) «Yazık sana. İman et. Allahın va'di şübhesiz hakdır» (derler). O ise «Bu (dediğiniz) evvelkilerin masallarından başkası değildir» der.
Fakat o kimse ki, ana-babasına: “Öf ikinize! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, (siz) beni (kabirden) çıkarılmakla mı tehdîd ediyorsunuz?” dedi. Onlar (ana-babası) ise, Allah'dan yardım isteyerek: “Yazıklar olsun sana! Îmân et! Elbette Allah'ın va'di haktır!”(dedikleri hâlde, o) diyordu ki: “Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir!”
Bir de (öyle insan da vardır ki) kendisine Allah’a inanmayı her telkin ettiklerinde anne babasına: “Öf size! Benden önce (bu kadar çok) insan gelip geçmişken (öldükten sonra) tekrar diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz?” diye çıkışır. Onlar ise Allah’a sığınır, yardımı için dua eder ve: “Yazık ediyorsun kendine! Gel iman et, şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir” derler. O ise yine de: “Bu (inanç), eskilerin masallarından başka bir şey değildir” der.
Birde ana babasına “İkinize de öf be, kalkmış benim ve benden önce ki zamanlarda gelip geçmiş nesillerin tekrar diriltilip çıkarılacağını mı vaat ediyorsunuz?” diyen kimse var. Ana babası Allah’a sığınarak “Ey oğul sana yazıklar olsun, buna inan. Allah’ın vaat ettiği mutlaka gerçekleşecektir” dediler. Oğulları da “Sizin bu söyledikleriniz, yalnızca eski nesillerden gelen masallar” der.
O kimse ki anasına, babasına şöyle der: "Of! Benden önce nice nesiller gelmiş geçmiş. Siz beni öldükten sonra diriltmekle mi korkutacaksınız?" Anası babası ise Allah’a yalvarırlar, ona derler: "Yazıklar olsun sana! Artık inan. Çünkü Allah’ın verdiği söz doğrudur." O ise şöyle der: "Bütün bunlar olsa olsa eskilerin masallarıdır."
O kimse ki ana ve babasına «— Of size! Öldükten sonra mezardan çıkacağıma beni mi inandıracaksınız? Halbuki benden evvel gelip geçenlerden mezardan çıkmış kim vardır?» der. Ana ve babaları ise onun imana gelmesi için Allah/a yalvarıp yakarırlar. Oğullarına «— Vay senin hâline! İmana gel, çünkü Allah/ın vaadi doğrudur» derler. O ise bu dedikleriniz eskilerin masallarıdır, der.
Anne babasına, “Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş (kimse geri gelmemiş) iken, siz benim diriltilip çıkartılacağımı mı vaat ediyorsunuz?” dedi.⁹ Anası babası da Allah’ın yardımına sığınarak, “Yazıklar olsun sana, imana gel! Muhakkak ki Allah’ın sözü yerli yerindedir/ haktır” (dediler). O da “Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir” dedi.¹⁰
Anne ve babasına, “Of ikinizden! Siz bana, öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaat ediyorsunuz?” diyen kimseye anne babası Allah'a sığınarak, “Sana yazıklar olsun! İman et; doğrusu Allah'ın sözü gerçektir” dedikleri halde, “Bu Kur'an, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir” diye cevap verene gelince.
Bir de öyle bir kimse vardır ki, anne. babası, kendisini ne zaman ilâhî adâletle uyarsalar, “Öf be! Yetti artık!” diye çıkışır, “Benden önce nice nesiller ölüp gitmişken ve hiçbirinin mezarından kalkıp canlandığı görülmemişken, siz kalkmış bana yeniden diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?” Onlar ise, bu hayırsız evlada karşı Allah’ın yardımına sığınarak, “Kendine yazık etme evladım!” derler, “Ne olur, âhiret gününe inan, çünkü Allah’ın sözü gerçektir!” Bunakarşılık o, “Hayır; bu söylediğiniz, eskilerin masallarından başka bir şey değildir!” diye cevap verir.
O kimse ana-babasına dedi ki: -“Öf be size! Bana, yeniden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? Hâlbuki benden önce de Kuşaklar gelip geçti”. Her ikisi de Allah’tan yardım isterler: “Yazıklar olsun sana! İmana gel! Allah’ın vaadi, gerçektir” derler. Bunun üzerine der ki: -“Bu, İlk Öncekiler’in hikâyelerinden başkası değil!”.
Bir evlat ailesine karşı: " Öf be! sıktınız artık! asırlar geçmiş olmamış, siz hâlâ bana tekrar diriltilmekten söz ediyorsunuz " dese bile, ailesi, Allah'tan ümidini kesmez: " Gel etme oğlum! İnançlı ol! Allah'ın dediği olur " derler. Buna rağmen evlat: " hepsi eskilerin uyduruk masalları " diyerek bildiğini okursa,
Annesine ve babasına: "Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni tekrar diriltilmekle mi tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye; annesi babası Allah’a sığınarak: "Sana yazıklar olsun! İman et! Allah’ın sözü gerçektir!" diyorlar, inkâr eden de: "Söylediğiniz eskilerin masallarından başka bir şey değildir!" diyordu.
Ana babasına “Öf! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken, bana (tekrar) diriltilmemi mi vadediyorsunuz?” diyen kişiye, onlar (ana babası) Allah’ın yardımına sığınarak “Yazıklar olsun sana! Allah’ın vaadinin gerçek olduğuna inan!” dediklerinde o, “Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir!” der.
(İnsanlardan bir kısmı da) anne ve babasına: “Yuh olsun size benden önce nice toplumlar gelip geçmiş (ve hiçbiri geri gelmemiş) iken siz, bana (öldükten sonra) tekrar diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?” der.¹ O ikisi ise Allah’a sığınarak: “Yazıklar olsun sana, (gel) îman et, şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir.” (deyince) O: “Bu kesinlikle eskilerin masallarından başka bir şey değildir.” der.
Fakat [öyle insan da var ki] kendisine Allah’a inanmayı her tavsiye ettiklerinde anne-babasına, “Yuh olsun size!” diye çıkışır, “Benden önce [bu kadar çok] insan gelip geçmişken [öldükten sonra] tekrar diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz?” ²¹ Onlar ise Allah’ın yardımı için dua eder ve “Yazık sana!” derler, “Çünkü Allah’ın vaadi her zaman doğru çıkar!” O da: “Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!” diye cevap verir.
Bunun yanında, kendisine nasihat eden anne ve babasına; – Yuh olsun size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken benim yeniden diriltileceğimi mi söylüyorsunuz? Diyerek çıkışan evladına Allah’a sığınarak; “Bak yavrucuğum ne olur kendine yazık etme imana gel zira Allah’ın yeniden diriliş vaadi mutlaka gerçekleşecektir” diyen anne ve babasına; “Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diye cevap veren evlat da vardır. 6/29, 13/5
Ne ki, (kendisine imanı telkin eden) ana babasına “İkinize de yuh olsun! Ne yani, benden önce bunca nesil gelip geçtiği halde (hiçbiri dirilmemişken) bana diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?” diye çıkışan da var.[⁴⁵²²] Ana-baba da Allah’ın yardımına sığınarak (şöyle der): “Yazıklar olsun sana! Şuna kesinlikle inan ki, Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir.” Bunun üzerine şöyle der: “Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”[⁴⁵²³]
Fakat o kimse ki ana-babası (onu imana çağırdıklarında) "Öf be, bıktım sizden!.. Benden önce nice nesiller gelip geçmiş (hiç dirilen yok) beni tekrar dirilmekle tehdit mi ediyorsunuz?" diyerek küfründe direnince ana-babası (çok üzülür ve) Allah'a sığınırlar (da bir kez daha onu) "Yazıklar olsun sana ey oğul gel de iman et! Hiç şüphe yok ki, Allah'ın va'di gerçektir" diye uyarmaya çalışırlar. O ise, (küfründen vazgeçmez de) onlara "Bu (Kur’an) eskilerin masallarından başka bir şey değildir" der.
Ve o anasına, babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken beni (onlarla beraber topraktan tekrar) çıkarılacağımı mı vaâd ediyorsunuz?" dedi. Onlarsa Allah’a sığınarak: "Yazıklar olsun sana, iman et, Allâh’ın vaâdi haktır" dediler O da : "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir. " dedi.
Ve o kimse ki, anasına babasına dedi ki: «Üf ikinize! Beni korkutuyor musunuz ki, ben çıkarılacağım? Halbuki, benden evvel nice nesiller gelip geçmiştir.» Anası ile babası ise Allah'tan medet istiyor: «Yazık sana! İmân et, şüphe yok ki, Allah'ın vaadi haktır (diyorlardı).» Oğulları ise hemen diyordu ki, «Bu (dediğiniz), evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.»
Fakat bir de öyleleri var ki, kendisini imana dâvet eden anne ve babasına: “Öf be! (Yetti artık! ) Benden önce nice nesiller ölüp de geri dönmediği halde, siz beni mezarımdan dirilip çıkarılmakla mı korkutuyorsunuz! ” derken, onlar: Allah'a sığınıp yalvararak oğullarına: “Yazık ediyorsun kendine! derler, imana gel, Allah'ın vâdi elbette gerçektir. ”O ise yine de: “Bu âhiret inancı eskilerin masallarından başka bir şey değildir” diye diretir.
Fakat o kimse ki anasına, babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmiş, (kimse geri gelmemiş) iken siz benim (diriltilip) çıkarılacağımı mı bana va'dediyor(beni bununla mı tehdidediyor)sunuz?" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak: "Yazık sana, (etme, gel) inan; Allah'ın sözü gerçektir" derken o: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." der.
Ve şu kimse ki (kendini dîne da'vet iden baba ve anasına) "Of sizden! Bana öldükden sonra kabirden çıkacağımı mı va'd idersiniz. Benden evvel bu kadar karnlar geçdi. (Onlardan kimse dirilmedi)" dir ve vâlideyni îmâna gelmesini niyâz ve ricâ ile: "Sana yazık olur. Gel îmân it. Allâh'ın va'di hakdır. (Dûçâr-ı 'azâb ve helâk olursun)" dirler. Ve o da: "Bu sizin söyledikleriniz ancak geçmiş zamânın efsâneleridir" cevâbını virir.
Anasına, babasına şöyle diyen de vardır: “Yazık size! Tekrar diriltilmekle mi korkutuyorsunuz? Benden önce nice nesiller öldü de ne oldu?” Onlar ise, yardım ve destek için Allah’a yalvararak evladına: “Sana yazık oluyor; artık inan. Allah’ın verdiği söz doğrudur!” derler. Ama o, şöyle der: “Bu olsa olsa eskilerin masalları olur.”
Anne ve babasına:-Öf be siz de, benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken beni yeniden diriltilip, çıkartılmakla mı tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, anne ve babası Allah'a sığınarak:-Yazıklar olsun sana, iman et, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. (derler. O ise:)-Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir, diye cevap verir.
Anne-babasına “Öf size! Benden önce nice nesiller geçip gitmişken, siz hâlâ beni tekrar diriltilmekle mi korkutuyorsunuz?” diyen kimseye gelince: Anne-babası Allah'tan yardım isteyerek, “Yazık sana! Allah'ın vaadi gerçektir” demekte, o ise “Bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değil” diye cevap vermektedir.
Birisi de ana-babasına: "Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak, "Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır" diye vahlanınca o şöyle dedi: "Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!"
daħı ol kim eyitti atasına anasına “öf siz ikiye! iy va'de mı eylersiz baña kim çıķarıları daħı bayıķ geçdi bölükler benden ilerü?” daħı ol iki meded irmek dilerler Tañrı’dan “ķatı 'aźābuñ! inan! bayıķ Tañrı va'desi ŧoġrudur.” pes eydür: “degül uşbu illā meŝelleri ilergilerüñ.”
Daḫı ol kimse ki eyitdi atasına, anasına: Tū yüzüñüze! Va‘de mi idersizbaña ki ben türbeden çıḳam, ikinci dirilem. Benden burun nice ümmetler geç‐di. Ol ikisi Tañrıdan meded isterler: Vay saña, īmān getür, dirler. TañrıTa‘ālā va‘desi girçekdür. Eydür: Bu degüldür, illā evvelki ümmetlerüñ yalan‐larından.
(Özünü Allaha, axirət gününə iman gətirməyə də’vət edən) ata-anasına: “Tfu sizə! Məndən əvvəl neçə-neçə nəsillər gəlib-getdiyi (öləndən sonra dirilmədiyi) halda, siz mənə (qiyamət günü dirildilib qəbirdən) çıxarılacağımımı və’d edirsiniz?! – deyən kimsəyə, (valideynləri) Allahdan mədəd diləyərək: “Vay halına! (Ay yazıq) inan, Allahın və’di haqdır!” – deyərlər. O isə: “Bu (dedikləriniz) qədimlərin əfsanələrindən (yalan sözlərdən) başqa bir şey deyildir!” – deyə cavab verər.
And whoso saith unto his parents: Fie upon you both! Do ye threaten me that I shall be brought forth (again) when generations before me have passed away? And they twain cry unto Allah for help (and say): Woe unto thee! Believe! Lo! the promise of Allah is true. But he saith: This is naught save fables of the men of old:
But (there is one)(4793) who says to his parents, "Fie on you! Do ye hold out the promise to me that I shall be raised up, even though generations have passed before me (without rising again)?" And they two seek Allah.s aid, (and rebuke the son): "Woe to thee! Have faith! for the promise of Allah is true." But he says, "This is nothing but tales of the ancients!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |