İllâ men rahima(A)llâh(u)(c) innehu huve-l’azîzu-rrahîm(u)
Ancak Allah kime acırsa o başka; şüphe yok ki odur üstün ve rahim.
Ancak Allah’ın rahmet ettiği (mü’min, müttaki ve mücahit kulları) başka. (Onlara şefkat ve şefaat edilecektir.) Şüphesiz O (Allah), Üstün ve Güçlü olandır, (kullarına acıyıp) Esirgeyendir.
Ancak Allah'ın yardım ettiği kimseler kurtulur, Şüphesiz O Allah, kâfirlerden intikam almaya karşı çok güçlü ve mü'minlere de çok acıyıp merhamet edendir.
Ancak Allah'ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz O, güçlüdür, çok merhametlidir.
Ancak Allah'ın rahmet ettiği başka. Şüphesiz O, üstün ve güçlü olandır, esirgeyendir.
Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değil. (Bunlar birbirlerine şefaat eden müminlerdir). Çünkü O Azîz'dir= kâfirlerden intikam alır, Rahîm'dir= müminlere merhamet eder.
Allah’ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz Allah, izzet, güç ve rahmet sahibidir.
Allah'ın acıdıkları hariç, çünkü O'nun her şeye gücü yeter; çok merhametlidir.
Ancak Allah, bir kimseyi yarlıgamış buluna, O emredir, O yarlıgar
Yalnız, Allah'ın rahmet ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.
Ancak Allâh’ın merhamet itdiği kurtulabilür. O ’azîz ve rahîmdir.
Yalnız, Allah'ın merhamet ettiği kimseler bunların dışındadır. O, şüphesiz güçlüdür, merhametlidir.*
Yalnız, Allah’ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.
41-42. O gün hiçbir dostun dostuna bir faydası dokunmaz, onlar başka yerden de yardım görmezler, ancak Allah’ın rahmetine mazhar olanlar müstesna. Allah izzet ve rahmet sahibidir.
Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir.
Yalnız ALLAH'ın merhamet ettikleri hariç. O Üstündür, Rahimdir.
Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.
Ancak Allahın rahmetiyle yarlıgadığı başka, çünkü o öyle azîz öyle rahîmdir
41-42. O gün, Allah’ın, (mü’minlerden) merhamet ettikleri hariç, hiçbir dost, dosta fayda veremeyecek ve onlara (azaba müstahak olanlara, kesinlikle) yardım da edilmeyecek. Şüphesiz O (Allah), her işinde mutlak galip olandır, (razı olduğu kullarına) çok merhametlidir.
Ancak Allah'ın rahmet ettiği kimseler hariç. Kuşkusuz O, Mutlak Üstün Olan'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Allahın esirgediği kimseler böyle değil. Çünkü O, bizzat kâfirlerden intikaam almıya hakkıyle kaadir, (mü'minleri) çok esirgeyicidir.
Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler müstesnâ. Şübhesiz ki Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet edici) olan ancak O'dur.
41, 42. O gün (ahiret günü), hiçbir yakının, yakınına bir yararı olmaz. Ve onlara (başka yerlerden de) yardım edilmez (herkes dünyada yaşadığının karşılığını alacak). Ancak (yardımı hak edenlerden) Allah’ın rahmet ettikleri müstesna (onlara o gün yardım edilecektir). Kuşkusuz O, mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir. *
Yalnızca Allah’ın merhamet edip bağışladıklarına yardım edilecek. Çünkü O çok güçlü ve merhametli olandır.
Meğer ki Allah’ın esirgedikleri ola. Çünkü O, erklidir, acıyıcıdır,
Meğer ki Allah/ın merhamet ettiği kimseler olsun. Çünkü O, yegâne galiptir, merhametlidir.
Ancak Allah’ın merhamet ettiği kimseler bunların dışındadır. Muhakkak ki O, Azîz’dir, Rahîm’dir.
Ancak Allah'ın rahmet ettiği başka. Hiç şüphesiz O üstün güç sahibi olandır, esirgeyendir.
Ancak Allah’ın şefkat ve merhametini hak edenler başka! Onlar elbette ilâhî yardıma mazhar olacaklardır. Hiç kuşkusuz O, sonsuz kudret ve merhamet sahibidir. Allah’ın gazâbını hak edenlere gelince:
Ancak, Allah’ın merhamet ettiği kimseler başka! Gerçekten O, Rahîm Azîz’dir.
Allah'ın sevgi halkasına aldıkları ise el üstünde tutulacaklar. Çünkü Allah, engin sevgi gücü ile egemendir.
Allah’a inandıkları, Allah’ın yasalarına göre dünyada yaşadıkları için Allah’ın yardım ettiği kimseler hariç! Şüphesiz Allah mutlak güç sahibi ve çok merhamet edendir.
Ancak Allah’ın merhamet ettiği kişiler böyle değildir. Şüphesiz ki O güçlüdür, çok merhametlidir.
41,42. O gün, Allah’ın merhamet ettikleri dışında hiçbir dost, dosta fayda veremeyecek ve hiç kimse de yardım göremeyecektir. Şüphesiz O (Allah) çok şereflidir, pek merhametlidir.
Allah’ın rahmetini ve şefkatini bağışladığı kimseler hariç: yalnız O, kudret sahibidir, rahmet kaynağıdır.
Allah’ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz O’dur gücü sonsuz olan ve rahmetine sınır olmayan. 3/185, 6/16
Allah’ın rahmet ettiği kimseler müstesna: zira yalnızca O’dur her işinde mükemmel olan, sonsuz merhamet sahibi O’dur.[⁴⁴⁵⁶]
Ancak Allah’ın rahmetine nâil olanlar müstesna! (Bunlarsa müminlerdir ki onlar Rablerinin izniyle, peygamberlerinin şefaatına ererler) Şübhe yok ki O, her şeye gücü yetendir, çok merhamet edendir.
Ancak Allâh’ın merhamet ettiği hariç. Şüphesiz O, üstündür merhametlidir.
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Şüphe yok ki o Allah, azîzdir, rahîmdir.
41, 42. O gün dost dosta fayda veremez. Allah'ın merhametine mazhar olanlar dışında, kimseye yardım da edilmez. O, gerçekten azîzdir, rahîmdir (üstün kudret sahibidir, merhamet ve ihsanı boldur). [23, 101; 70, 10-11]
Ancak Allah'ın acıdığı kimseler (kurtulur). Şüphesiz O, üstündür esirgeyendir.
Ancak Allâh'ın rahmet buyurdukları (birbirine mu'âvenet idebilirler.) Allâh gâlib ve kâdir ve kullarına rahîmdir.
Ama Allah’ın ikram edeceği kişiler olacaktır. O üstündür, ikramı boldur.
Allah'ın merhamet ettikleri dışında. Çünkü O, çok güçlü ve merhametlidir.
Allah'ın rahmet ettikleri müstesna. Şüphesiz ki O herşeyin mutlak galibi ve sonsuz rahmet sahibidir.
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.
illā ol kim raḥmet ķıldı Tañrı bayıķ ol beñdeşsüzdür raḥmet ķılıcı.
İllā ol kimse ki Tañrı Ta‘ālā raḥmet ide. Ol raḥmet idici ‘azīzdür.
Allahın rəhm etdiyi kimsədən başqa! Şübhəsiz ki, O, yenilməz qüvvət, mərhəmət sahibidir!
Save him on whom Allah hath mercy. Lo! He is the Mighty, the Merciful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |