3 Kasım 2024 - 1 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zuhruf Suresi 76. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ zalemnâhum velâkin kânû humu-zzâlimîn(e)

Ve biz zulmetmedik onlara ve fakat onlar zulmettiler kendi kendilerine.

Biz (böyle yapmakla) onlara zulmetmedik (zulmetmeyiz); ancak onların kendileri zalimlerdir (ve bunlar cehenneme müstahaktır).

Onlara haksızlık yapacak olanlar biz değiliz, onlardır kendilerine haksızlık yapanlar.

Biz onlara, haksızlık etmedik, zulmetmedik. Fakat onlar, inkârı, isyanı, küfrü alışkanlık haline getiren, baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlerdir.

Biz onlara zulmetmedik, ama onlar kendileri zalimlerdi.

Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.

Biz, onlara zulüm etmedik; fakat kendileri zalim idiler.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat kendileri zalim idiler.

Biz onlara zulmetmedik; onlar kendilerine zulmetmişlerdir.

Biz onlara zulmetmedik, onlarsa zulmetti kendilerine

Onlara biz zulmetmedik, onlar (inkâr etmek ve Allah'ın dinini alaya almak yoluyla cehennemi hak ederek) kendilerine zulmettiler.

Biz ânlara zulüm itmedik, ânlar kendi nefislerine zulüm itdiler.

Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalim kimselerdi.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.

Biz onlara haksızlık etmedik, kendilerine haksızlık edenler onlardır.

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.

Biz onlara haksızlık etmedik, onlar kendi kendilerine haksızlık ettiler.

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.

Ve biz onlara zulmetmemişizdir ve lâkin kendileri zalim idiler

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar (hakkı inkâr edip ebedî cehenneme müstahak olmakla) kendi (nefis) lerine zulmettiler.

Biz onlara haksızlık yapmadık. Fakat onlar kendi kendilerine haksızlık yaptılar.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendileri zaalimdiler.

Hâlbuki (biz) onlara zulmetmedik; fakat onlar (kendi nefislerine) zulmeden kimseler oldular.

Oysa (böyle yapmakla) biz onlara haksızlık etmiş olmuyoruz. Fakat (hakkı inkâr etmeleri, bütün insanlığın hidayet ve kurtuluşu için gönderdiğim hak dini alaya almaları, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri kısıtlamaları ve onları doğru yoldan engellemeleri sebebiyle) onlar zalim kimselerdi.

Biz onlara haksızlık yapmadık, onlar dünyada iken kendilerine zulmedip haksızlık yaptılar.

Biz onlara kıymadık. Yalnız onlar kendi kendilerine kıydılar.

Biz onlara azap etmekle zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler.

Biz onlara zulmetmedik, kendileri zâlim idiler.

Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.

Biz onlara hak ettikleri cezayı vermekle zulmetmiş değiliz fakat asıl onlardır, kendi kendilerine zulmedenler.

Onlara zulmetmedik; ama onlar Zâlim oldular.

Halbuki biz onlara haksızlık etmemiş, tam aksine onlar kendilerine yazık etmişlerdi.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar dünyada ayetlerimizi inkâr ederek, yasalarımıza karşı çıkarak kendi kendilerine zulmettiler. Böylece kendi cehennemlerini hazırladılar. Oysaki onları sürekli uyaran elçilerimiz oldu! Kitabımız onlara okundu!

Biz onlara haksızlık etmedik fakat kendileri haksızlık edenlerdi.

Biz onlara zulmetmedik, onların (zâten) kendileri zâlim idi.

Onlara haksızlık yapacak olan Biz değiliz, ama onlardır kendi kendilerine haksızlık yapanlar.

Onlara haksızlık eden biz değildik fakat onlar kendi kendilerine zulmedip yazık etmişlerdi. 10/44-45

Ne ki, onlara haksızlık eden Biz değiliz, fakat asıl onlar kendi kendilerine haksızlık ediyorlar-[⁴⁴¹⁷]

[4417] Krş: “fakat asıl haksızlığı onlar kendi benliklerine yaptılar” (16:118).

Onlara biz zulmetmedik, (defalarca azap ile uyardık) onlar zalim kimselerdi. (Şirk ve küfürde direndiler, kendilerine yazık ettiler)

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.

Ve Biz onlara zulmetmedik. Velâkin onlar zalimler oldular.

Böyle yapmakla Biz onlara haksızlık etmedik, ama asıl kendileri öz canlarına zulmettiler.

Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zalim idiler.

Ve biz onlara zulüm itmedik ve lâkin onlar kendileri nefislerine zulüm iylediler.

Biz onlara yanlış yapmış olmayız; yanlışı yapanlar kendileridir.

Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler.

Biz onlara zulmetmedik ki! Onlar kendilerine yazık ettiler.

Biz onlara zulmetmedik; onlar zalimlerin ta kendileriydi.

daħı žulm eylemedük anlara velįkin oldılar anlar žālimler.

Biz anlara ẓulm itmedük, lākin anlar‐ıdı ẓālimler.

Biz onlara zülm etmədik, amma onlar özləri zalım idilər (öz-özlərinə zülm etdilər).

We wronged them not, but they it was who did the wrong.

Nowise shall We(4673) be unjust to them: but it is they who have been unjust themselves.

4673 The wrongdoers suffer not because Allah is unjust or cruel, nor as a deterrent to others, for the probationary period will then have passed, but ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.