Efenadribu ‘ankumu-żżikra safhan en kuntum kavmen musrifîn(e)
Haddi aşmış bir topluluk olduğunuzdan dolayı size Kur'an'ı bildirmekten vaz mı geçelim?
Siz haddini aşan (münkir ve müsrif) bir kavimsiniz diye, şimdi o Zikri (Kur’an’daki İlahi öğüt ve ölçüleri) sizden (muaf tutup) bir yana mı itelim (Kendi emrimizden ve hidayetimizden vaz mı geçelim)?
Siz ölçüyü taşıran bir toplumsunuz diye, şimdi o öğüt ve hatırlatma dolu Kur'ân'ı sizden uzaklaştırıp size bildirmekten vaz mı geçelim?
Siz cahilce davranarak meşruiyyet sınırlarını aşan, ağır-adaletsiz hükümler içeren kanunlar koyup uygulayan, günah-isyan bataklığına dalan bir toplum haline geldiniz diye, sizi, övünç kaynağı Kur’an ile uyarmaktan vaz mı geçelim?
Aşırıya giden bir topluluksunuz diye size zikri (Kur'anı) göndermekten vaz mı geçelim?
Siz ölçüyü aşan bir kavimsiniz diye, şimdi o zikri (öğüt ve hatırlatma dolu Kur'an'ı) sizden (uzaklaştırıp) bir yana mı bırakalım?
Siz (ey Mekke halkı) haddi aşan bir kavim oldunuz diye, sizden o öğüdü kaldıracak mıyız?
Her şeyinizi boşa harcıyorsunuz diye, size mesajı göndermeyip sizden vaz mı geçelim?
Siz haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'ân ile uyarmaktan vaz mı geçelim?
Bilgisiz bir ulus olduğunuzçün, sizlere öğütten vaz mı geçelim?
Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi zikirle/Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?
Siz (ehl-i Mekke) haddi tecâvüz ider bir kavim oldığınız içün size teblîgâtda bulunmayacak mıyız?
Ey inkarcılar! Aşırı giden kimselersiniz diye sizi Kuran'la uyarmaktan vaz mı geçelim?
Haddi aşan bir topluluk oldunuz, diye vazgeçip Zikir’le (Kur’an’la) sizi uyarmaktan geri mi duralım?
Siz kıymet bilmez bir topluluksunuz diye biz de sizi Kur’an ile uyarmaktan vaz mı geçelim?
Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur'an'la uyarmaktan vaz mı geçelim?
Haddi aşan bir toplumsunuz diye mesajı size iletmekten vaz mı geçelim?
Siz haddi aşan bir kavim oldunuz diye Kur'an'ı size göndermekten vaz mı geçelim?
Siz müsrif bir kavm olduğunuz için şimdi sizden o öğüdü bertaraf mı edeceğiz?
(Ey Mekke halkının inkârcıları!) Siz (ler, Resulümüz Muhammed’le alay edip Kur’ân’ı inkâr etmekle ve putları Allah’a ortak koşmakla) haddi aşan bir toplum oldunuz diye, (Resulümüz Muhammed’e Kur’ân’ı vahyetmekten ve) sizi zikir (Kur’ân) ile uyarmaktan (size hakkı bildirmekten) vaz mı geçelim?
Siz haddi aşan bir kavimsinizdir diye artık o Kur'ânı sizden (uzaklaşdırıb, inzâlinden) vaz geçib bırakı mı verelim?
Artık bir haddi aşanlar topluluğu oldunuz diye, Zikri sizden (uzaklaştırıp size Kur'ân'ı indirmeyi) terk mi edelim?
(Ey inkârcılar!) Siz, haddi aşan kimseler oldunuz diye, bu zikri (bilgi, öğüt, doğru hüküm ve derin hikmetlerle dolu Kur’an’ı) size ulaştırmaktan vaz mı geçelim? (Bu mümkün değil!)
Siz haddi aşan bir topluluk olarak Kur’an’ı (zikri) reddediyor diye, indirmekten vaz mı geçelim?
Siz taşkın bir ulussunuz diye, Kur’an’ı size bildirmekten vaz mı geçelim?
Şimdi siz aşırı giden bir kavim oldunuz diye Biz sizi Kur’an’la [zikr] uyarmaktan vaz mı geçelim? [efenadribu]
Siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz diye şimdi o zikri (uyarı dolu Kur'an'ı) bir yana mı bırakalım?
Ey inkârcılar! Siz ölçüyü aşan bir toplum oldunuz diye, öğüt ve uyarılarla dolu olan bu Zikri size göndermekten vaz mı geçelim? Bu akılsızlığınız yüzünden rahmet ve hidâyet kapılarını yüzünüze kapatıp, yüzyıllardır içinde bocaladığınız cehâlet karanlıklarında sizi kendi hâlinize bırakacağımızı mı sanıyorsunuz?
Müsrif / aşırı giden bir kavim oldunuz diye size Zikir’den (Hatırlatma’dan / Öğüt’ten) vazgeçer miyiz?
Şimdi çok aşırıya kaçan bir toplum oldunuz diye Kuran bilgisinden sizleri mahrum mu edelim?
İnkâr edip haddi aşarak yoldan çıkan topluluklar var diye gerçekleri açıklamaktan vazgeçmeyiz.
Siz haddi aşan kişiler oldunuz diye sizi [zikr] (Kur’an’la uyarmak)tan vaz mı geçelim?
(Ey Kâfirler!) Siz ölçüyü kaçıran bir kavimsiniz diye, sizi uyarmaktan vaz mı geçelim?¹
[SİZ EY hakikati inkar edenler!] Kendi kişiliğinizi harcayan insanlar olduğunuzu göre göre bu hatırlatma ve uyarıyı sizden tamamen geri mi çekelim? ⁵
Siz haddi aşan azgın bir topluluksunuz diye şimdi sizi Kuran ile uyarmaktan vaz mı geçelim? 6/19, 50/45
Siz, haddi aşan bir topluluk oldunuz diye, sizi Kur'an 'la uyarmaktan vaz mı geçelim? (Vazgeçip de, sizi de evvelki kavimler gibi helâk mi edelim? Nitekim)
Siz, aşırı giden bir topluluk oldunuz diye, size(Kur’an’la) vurgulayıp hatırlatmaktan vaz mı geçelim?
Eğer siz müsrifler olan bir kavim oldu iseniz, sizden Kur'an'ı vazgeçip bertaraf eder miyiz?
Siz haddi aşan bir topluluksunuz diye bu hakikatli mesajla sizi uyarmaktan vaz mı geçeceğiz? Bu mümkün değil!
Siz, aşırı giden bir kavim oldunuz diye, sizi uyarmaktan vaz mı geçelim?
Ey ehl-i Mekke! Siz müsrif ve münkir bir kavim oldığınız dolayısıyla biz sizden Kur'ân'ı sarf ider miyiz? (Onlar tekzîb idiyorlar, artık onlara mükerreren teblîğa lüzûm yokdur diyerek Kur'ân'ı size göndermekden sarf-ı nazar ider miyiz?)
Gereksiz işlere dalmış bir halksınız diye göz yumup bu Zikri (Kur’an’ı ), size ulaştırmaktan vaz mı geçelim?
-Siz azgınlık eden bir toplumsunuz diye sizi Kur'an ile uyarmaktan vaz mı geçelim?
Siz haddini aşan bir topluluk olup çıktınız diye size öğüt vermekten vaz mı geçelim?
Siz, haddi aşanlardan/zulme sapanlardan oluşan bir toplumsunuz diye, o zikri/Kur'an'ı sizden uzak mı tutalım?
iy giderelüm mi sizden ķur’ān’ı yüz döndürmeg-ile olduġuñuz içün bir ķavm müşriķler?
İy giderelüm mi ẕikri sizden bir ṭarafa, siz yaman ḳavm olġan‐ıçun?
Siz (Allaha şərik qoşmaqla) həddi aşan bir qövmsünüz deyə, (sizi başlı-başına buraxıb) Qur’anı sizə təbliğ etməkdən vaz keçməliyikmi?! (Və ya: siz müşriksiniz deyə, sizi adam yerinə qoymayıb Qur’anla sizə öyüd-nəsihət verməməliyikmi?!)
Shall We utterly ignore you because ye are a wanton folk?
Shall We then(4607) take away the Message from you and repel (you), for that ye are a people transgressing beyond bounds?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |