Vemâ kâne libeşerin en yukellimehu(A)llâhu illâ vahyen ev min verâ-i hicâbin ev yursile rasûlen feyûhiye bi-iżnihi mâ yeşâ/(u)(c) innehu ‘aliyyun hakîm(un)
Allah’ın bir insanla (karşılıklı) konuşması olacak şey değildir. Ancak vahiyle (kalbine ilham ederek), veya perde arkasından (sinema perdesindeki veya ekrandaki görüntü misali tecelli suretinde seslenerek), veya bir resul gönderip (ona) Kendi izniyle dilediğini vahyederek (olabilir). Gerçekten O Yücedir, Hüküm ve Hikmet sahibidir. (Kasas Suresi 30. ayetinde de bu durum haber verilmektedir.)
Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiy vasıtasıyla, yahut perde arkasından konuşur, ya da bir elçi gönderip, kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, yücelerin yücesidir ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir Rasul gönderir, ilmi, planı dâhilinde izniyle sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları vahyeder. O yücedir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Allah, vahiy yoluyla yahut perde arkasından ya da bir elçi göndererek o (elçi)nin dilediğini ona vahyetmesi dışında bir insanla konuşmaz. Şüphesiz O, uludur, hikmet sahibidir.
Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hiç bir insan yoktur ki, Allah'ın onunla (doğrudan doğruya) konuşması olsun; ancak vahy ile, yahud perde arkasından, yahud bir peygamber gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi suretiyle olur. Çünkü O, çok yücedir, hikmet sahibidir.
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla (direkt) veya bir perde arkasından konuşur. (Yani)(*) bir elçi (melek) gönderir, o melek Allah’ın izniyle, dilediklerini vahiy olarak bildirir. Şüphesiz O, çok yüce ve her şeyi yerli yerinde yapandır.
Ancak, O'nun izniyle vahiy yolundan, ya da perde arkasından, yahut da bir elçi göndererek dilediği kimseyi, onun gönlüne bırakmaktan başka türlü hiçbir kimse Allah ile konuşamaz, O yücedir, O bilge
Allah, bir insanla ancak vahiy/ilham yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Allâh hiç bir insâna söz söylememişdir. Allâh kelimelerini vahiy sûretiyle veyâ perde-i hicâbdan ve yâhud istediğini vahiy iylediği rasûli mağfiretiyle îrâd ider, ’âlî ve hakîmdir.
Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderir; izniyle, dilediğini vahyeder. Doğrusu O yücedir, Hakim'dir.
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Herhangi bir beşer ile Allah’ın konuşması ancak vahiy ile yahut perde arkasından ya da bir elçi gönderip, izni ile, dilediğini vahyetmesi şeklinde olabilir. Muhakkak ki O çok yücedir, engin hikmet sahibidir.
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.
ALLAH bir insanla ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından iletişim kurar, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder. O, Yücedir, Bilgedir.
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut da bir elçi gönderir de izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bununla beraber hiç bir beşer için kabil değildir ki Allah ona başka suretle kelâm söylesin, ancak vahyile veya bir hicab arkasından ve yâhud bir Resul gönderip de izniyle ona dilediğini vahyettirmesi müstesna, çünkü o çok yüksek, çok hakîmdir
(Zaman ve mekândan münezzeh olan) Allah, bir insanla, (o insan, uykuda ya da uyanıkken, elçi aracılığı olmaksızın, doğrudan onun kalbine ilettiği) vahiy (ya da ilham) yoluyla veya hicâb gerisinden (keyfiyetsiz kelâmı ile) tekellüm eder yahut bir elçi göndererek izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, şanı çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Allah'ın, vahiy yolu ile veya bir perde arkasından veya bir resûl göndererek izni ile dilediğini vahyetmesi dışında, bir beşer ile konuşması söz konusu değildir. Kuşkusuz O, Çok Yüce'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.¹
(Ya) bir vahy ile, ya bir perde arkasından, yahud bir elçi gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi olmadıkça Allahın hiçbir beşere kelâm söylemesi (vaaki) olmamışdır. Şübhesiz ki O, çok yücedir, mutlak bir hukûm ve hikmet saahibidir.
Hem bir insan için, Allah'ın kendisiyle konuşması, ancak vahiy ile veya bir perde arkasından veya bir elçi gönderip de izniyle (ona) dilediğini vahyetmesiyle olur.(1) Şübhesiz ki O, Âliyy (çok yüce)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
Allah, bir beşerle ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur (iletişim kurar). Yahut bir (melek) elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, doğru hüküm verendir. *
Allah bir insanla ancak, vahy ederek veya perde arkasından veya elçi (melek) göndererek konuşur ki, o elçi melek, Allah’ın dilediği şeyleri, O’nun izni ile vahyeder. Allah çok yüce ve her şeyin hükmünü verendir.
Allah hiçbir âdemoğluna doğrudan doğruya söz söylemiş değildir. Yalnız gönle bildirerek, ya kendini göstermeden ya da bir elçi göndererek kendi uygunuyla dilediğinin gönlüne bildirdiği olmuştur. Çünkü O yücedir, doğruyu bildiricidir.
Vahiyle [³] veya perde ardından [⁴] olması veya bir elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesi [⁵] suretlerinden başka hiçbir suretle Allah/ın konuşması hiçbir insana müyesser olamaz. Çünkü O, yüce [⁶] dir, işinde hâkimdir.
Allah’ın bir beşerle/insanla konuşması ancak vahiy yoluyladır yahut perde [hicâb] arkasından konuşur. Yahut da bir elçi göndererek izni ile ona dilediğini vahyeder²⁹. Muhakkak ki O, Aliy’dir, Hakîm’dir.
Ancak bir vahiy ile ya da perde arkasından veya bir elçi (melek) gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi dışında, kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir. Gerçekten O yücedir, hikmet sahibidir.
Allah, Peygamber olarak seçtiği bir insanla ancak şu yollarla konuşur: Ya mesajını doğrudan onun kalbine ileterek, yani vahyederek, ya bir perde arkasından ona seslenerek, ya da dilediği şeyleri izniyle ona bildiren meleklerden bir elçi göndererek. Hiç kuşkusuz Allah,yüceler yücesidir, sonsuz hikmet sahibidir.
Bir vahiy olarak veya bir perde arkasından ya da bir elçi gönderip dileyeceği şeyleri kendi izniyle vahyetmesi dışında, Allah’ın bir beşerle konuşması olası değildir. O, hakîm aliyydir.
Allah, bir beşere doğrudan hitap etmez. Bu hitap, ya bir ilham, ya görünmeden seslenme, ya da bir elçi gönderip dilediğini bir aracı melekle iletme şeklinde olur. Allah, her şeye bilgi gücüyle egemendir.
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip elçiyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir. İnsanlar Allah’ın neyi nasıl yapıp yapmayacağına karışabilirler mi? Allah dilediğini dilediği şekilde yapar? Kim karışabilir?
Allah bir insana ancak vahiy yoluyla yani (manevi bir) perde arkasından konuşur yani bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. [*] Şüphesiz ki O çok yücedir, doğru hüküm verendir.
Allah’ın bir beşerle vahiy yoluyla veya perde arkasından yahut bir elçi göndererek izniyle ona dilediğini vahyetmesi¹ dışında konuşması asla mümkün değildir. O çok yücedir, hüküm (ve hikmet) sahibidir.
Allah, insanla, ancak apansız gelen bir ilham ⁵² aracılığıyla yahut bir perde arkasından [seslenerek,] yahut [vahyedilmesini] dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden ⁵³ bir elçi göndermek suretiyle konuşur: O, şüphesiz yücedir, hikmet Sahibidir.
Allah bir beşer ile ancak ya vahyederek, ya perde gerisinden ya da dilediğini O’nun izniyle vahyetmek üzere elçi (melek) göndererek konuşur, Zira O, yücelerden yücedir ve her şeyi yerli yerince yapandır. 2/97.99, 4/163-164
Hiçbir beşerle Allah’ın (doğrudan) konuşması olacak şey değildir;[⁴³⁵⁹] ancak O ânî ve içe tesir eden ilâhî bir ilham yoluyla[⁴³⁶⁰] veya bir perde arkasından[⁴³⁶¹] ya da[⁴³⁶²] O’nun istediği şeyi yine O’nun izniyle bildirsin[⁴³⁶³] diye bir elçi göndermek sûretiyle konuşur:[⁴³⁶⁴] Çünkü O aşkın ve yücedir, her hükmünde tam isabet sahibidir.
Allah bir beşerle ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphe yok ki O, yücelerin yücesidir, hüküm ve sahibidir.
Allâh bir insanla konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut bir perde arkasından ya da (Allah’ın) izniyle dilediğini ona vahyedecek bir (melek) elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ve bir beşer için sahih değildir ki, Allah onunla mükâlemede bulunsun. Ancak vahy ile veya bir hicap arkasından (kelâm ile) veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi ile (olan mükâleme) müstesna. Şüphe yok ki O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.
Allah bir insana ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından hitab eder, yahut ona Kendi izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. Çünkü O yüceler yücesidir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bir beşere Allâh Te'âlâ ancak vahiy ile yeya bir hicâb arkasından veyâhud bir melek irsâliyle istediğini vahy itmek sûretiyle tekellüm buyurur. Allah Te'âlâ 'âlî ve hakîmdir.
Allah, bir insanla ilham yoluyla[1], perde arkasından[2] veya tercih ettiği şeyi kendi izniyle içine fısıldasın diye elçi gönderme dışında bir yolla konuşmaz[3]. Yüce olan ve doğru kararlar veren O’dur.
Bir insanın, vahiy dışında veya perde arkasından ya da bir elçi gönderilmeksizin Allah ile konuşması mümkün değildir. İşte bu şekilde O, dilediğine kendi izni ile vahyeder. O, çok yüce ve hakimdir.
Allah'ın bir beşerle konuşması ancak vahiyle veya perde gerisinden olur; yahut ona bir elçi gönderir de, Onun izniyle, Onun dilediği şeyi elçi ona vahyeder. Şüphesiz ki O pek yücedir ve sonsuz hikmet sahibidir.
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur; yahut da bir resul gönderir de kendi izniyle dilediğini vahyeder. Yüceler yücesi O'dur; hüküm ve hikmet sahibi O'dur.
daħı olmadı hįç ādemiye kim söyleye aña Tañrı illā vaḥy-ıla yā perde ardından mūsā peyġamber gibi yā viribiye yalavaç pes vaḥy eyleye destūrı-y-ıla anı kim diler. bayıķ ol yücedür dürüst işlü.
Daḫı bir ādemīye yoḳdur ki Tañrı Ta‘ālā özine söylemek, illā vaḥy‐ile, yāḥicāb ardından, yā bir resūl gönderür ki Cebrā’īldür, vaḥy eyler iẕni bile herne dilese. Ol Tañrı yücedür, ḥakīmdür.
(Heç bir bəşər övladına Allahla danışmaq müyəssər olmaz, çünki bəşər övladı olan peyğəmbərlər maddi aləmdə, zaman və məkan daxilində olduqları halda, Allah qeyri-maddidir, zaman və məkan xaricindədir. Allahla onlar arasında minlərlə zülmət və nur pərdəsi vardır. Buna görə də Allahın peyğəmbərlərlə bir yerdə qarşı-qarşıya durub danışması qeyri-mümkündür). Allah bəşər övladı ilə (Musanın anası ilə olduğu kimi) ancaq vəhylə (ilham və rö’ya ilə), yaxud (Musa kimi) pərdə arxasından danışar (Allahın kəlamı eşidilər, amma Özü görünməz). Və ya bir elçi (mələk) göndərər ki, o da Allahın izni ilə (göndərildiyi kimsəyə) Onun istədiyini vəhy edər. Həqiqətən, O (hər şeydən) ucadır, hikmət sahibidir!
And it was not (vouchsafed) to any mortal that Allah should speak to him unless (it be) by revelation or from behind a veil, or (that) He sendeth a messenger to reveal what He will by His leave. Lo! He is Exalted, Wise.
It is not fitting(4597) for a man that Allah should speak to him except by inspiration,(4598) or from behind a veil,(4599) or by the sending of a Messenger(4600) to reveal, with Allah.s permission, what Allah wills: for He is Most High, Most Wise.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |