13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şûrâ Suresi 51. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ kâne libeşerin en yukellimehu(A)llâhu illâ vahyen ev min verâ-i hicâbin ev yursile rasûlen feyûhiye bi-iżnihi mâ yeşâ/(u)(c) innehu ‘aliyyun hakîm(un)

Ve hiçbir insana söz söylemez Allah, ancak vahiyle, yahut perde ardından, yahut da bir elçi gönderir de, izniyle dilediğini vahyeder ona; şüphe yok ki o, pek yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

"Perde ardından" sözüyle ses kastedilmede ve sesin sahibinin görülmediği anlatılmadadır.

Allah’ın bir insanla (karşılıklı) konuşması olacak şey değildir. Ancak vahiyle (kalbine ilham ederek), veya perde arkasından (sinema perdesindeki veya ekrandaki görüntü misali tecelli suretinde seslenerek), veya bir resul gönderip (ona) Kendi izniyle dilediğini vahyederek (olabilir). Gerçekten O Yücedir, Hüküm ve Hikmet sahibidir. (Kasas Suresi 30. ayetinde de bu durum haber verilmektedir.)

Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiy vasıtasıyla, yahut perde arkasından konuşur, ya da bir elçi gönderip, kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, yücelerin yücesidir ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.

Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir Rasul gönderir, ilmi, planı dâhilinde izniyle sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları vahyeder. O yücedir, hikmet sahibi ve hükümrandır.

Allah, vahiy yoluyla yahut perde arkasından ya da bir elçi göndererek o (elçi)nin dilediğini ona vahyetmesi dışında bir insanla konuşmaz. Şüphesiz O, uludur, hikmet sahibidir.

Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Hiç bir insan yoktur ki, Allah'ın onunla (doğrudan doğruya) konuşması olsun; ancak vahy ile, yahud perde arkasından, yahud bir peygamber gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi suretiyle olur. Çünkü O, çok yücedir, hikmet sahibidir.

Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla (direkt) veya bir perde arkasından konuşur. (Yani)(*) bir elçi (melek) gönderir, o melek Allah’ın izniyle, dilediklerini vahiy olarak bildirir. Şüphesiz O, çok yüce ve her şeyi yerli yerinde yapandır.

(*) Burada “ew”, “we” manasındadır. “We” de atf-ı tefsir içindir. Çünkü Allah, melekleri kendisine perde ederek, onlar vasıtasıyla insanlarla konuşur.... Devamı..

Allah, bir insanla ancak ilham yoluyla, yahut perde arkasından konuşur, yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi/Cebrail gönderir. Allah yücedir; hikmet sahibidir.[526]

[526] Vahy kelimesinin anlamı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVII, 266-268.

Ancak, O'nun izniyle vahiy yolundan, ya da perde arkasından, yahut da bir elçi göndererek dilediği kimseyi, onun gönlüne bırakmaktan başka türlü hiçbir kimse Allah ile konuşamaz, O yücedir, O bilge

Allah, bir insanla ancak vahiy/ilham yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Burada, Allah’ın insanla konuşmasının ancak vahiy yoluyla ya da perde arkasından duyurma veya bir elçi (Cebrâil) vasıtasıyla mümkün olabileceği anlatı... Devamı..

Allâh hiç bir insâna söz söylememişdir. Allâh kelimelerini vahiy sûretiyle veyâ perde-i hicâbdan ve yâhud istediğini vahiy iylediği rasûli mağfiretiyle îrâd ider, ’âlî ve hakîmdir.

Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderir; izniyle, dilediğini vahyeder. Doğrusu O yücedir, Hakim'dir.

Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Herhangi bir beşer ile Allah’ın konuşması ancak vahiy ile yahut perde arkasından ya da bir elçi gönderip, izni ile, dilediğini vahyetmesi şeklinde olabilir. Muhakkak ki O çok yücedir, engin hikmet sahibidir.

Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.  

 Vahyin geliş şekillerinin belirtildiği bu âyete göre vahiy, kalbe ilham veya Cenab-ı Hakk’ı görmeksizin perde arkasından konuşma ya da vahiy meleği (... Devamı..

ALLAH bir insanla ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından iletişim kurar, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder. O, Yücedir, Bilgedir.

Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut da bir elçi gönderir de izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Bununla beraber hiç bir beşer için kabil değildir ki Allah ona başka suretle kelâm söylesin, ancak vahyile veya bir hicab arkasından ve yâhud bir Resul gönderip de izniyle ona dilediğini vahyettirmesi müstesna, çünkü o çok yüksek, çok hakîmdir

(Zaman ve mekândan münezzeh olan) Allah, bir insanla, (o insan, uykuda ya da uyanıkken, elçi aracılığı olmaksızın, doğrudan onun kalbine ilettiği) vahiy (ya da ilham) yoluyla veya hicâb gerisinden (keyfiyetsiz kelâmı ile) tekellüm eder yahut bir elçi göndererek izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, şanı çok yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Âyet-i kerîmede geçen “hicâb” ifadesi, Allah Teâlâ’nın perdelenmesi, ya da (hâşâ) perde gerisinde olması, demek değildir. Perdelenme ya da perde geris... Devamı..

Allah'ın, vahiy yolu ile veya bir perde arkasından veya bir resûl göndererek izni ile dilediğini vahyetmesi dışında, bir beşer ile konuşması söz konusu değildir. Kuşkusuz O, Çok Yüce'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.¹

1- Bu ayete; Allah\ın bir beşere, “vahiy yolu ile”, “perde arkasından” ve “elçi göndererek” olmak üzere üç ayrı şekilde vahyi ilettiği şeklinde anlam ... Devamı..

(Ya) bir vahy ile, ya bir perde arkasından, yahud bir elçi gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi olmadıkça Allahın hiçbir beşere kelâm söylemesi (vaaki) olmamışdır. Şübhesiz ki O, çok yücedir, mutlak bir hukûm ve hikmet saahibidir.

Hem bir insan için, Allah'ın kendisiyle konuşması, ancak vahiy ile veya bir perde arkasından veya bir elçi gönderip de izniyle (ona) dilediğini vahyetmesiyle olur.(1) Şübhesiz ki O, Âliyy (çok yüce)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

(1)Burada geçen vahiyle konuşmaktan murâd, ilhamdır. Perde arkasından konuşmaktan murad ise, Hz. Mûsâ (as)’ın mazhar olduğu gibi, Allah’ın kelâmını iş... Devamı..

Allah, bir beşerle ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur (iletişim kurar). Yahut bir (melek) elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, doğru hüküm verendir. *

(*) Burada geçen vahiyle konuşmaktan murâd, ilhamdır, yani insanın zihnine ve belleğine iletilen ilahi mesaj şeklidir. Mesela (Şems 91/8) buna bir örn... Devamı..

Allah bir insanla ancak, vahy ederek veya perde arkasından veya elçi (melek) göndererek konuşur ki, o elçi melek, Allah’ın dilediği şeyleri, O’nun izni ile vahyeder. Allah çok yüce ve her şeyin hükmünü verendir.

Allah hiçbir âdemoğluna doğrudan doğruya söz söylemiş değildir. Yalnız gönle bildirerek, ya kendini göstermeden ya da bir elçi göndererek kendi uygunuyla dilediğinin gönlüne bildirdiği olmuştur. Çünkü O yücedir, doğruyu bildiricidir.

Vahiyle [³] veya perde ardından [⁴] olması veya bir elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesi [⁵] suretlerinden başka hiçbir suretle Allah/ın konuşması hiçbir insana müyesser olamaz. Çünkü O, yüce [⁶] dir, işinde hâkimdir.

[3] Yani ilham ve rüya ile. Hazret-i İbrahim'de, Hazret-i Musa'nın validesinde olduğu gibi.[4] Bâzı kurenasına perde ardından söyleyen padişahın hâlin... Devamı..

Allah’ın bir beşerle/insanla konuşması ancak vahiy yoluyladır yahut perde [hicâb] arkasından konuşur. Yahut da bir elçi göndererek izni ile ona dilediğini vahyeder²⁹. Muhakkak ki O, Aliy’dir, Hakîm’dir.

29 Ayette geçen “hicâb” kelimesi peygamberlerin Allah’ı dünya gözleriyle görmediklerini ifade eder. Krş. A’râf, 7/143; En’âm, 6/103; Nahl, 16/2; Mutaf... Devamı..

Ancak bir vahiy ile ya da perde arkasından veya bir elçi (melek) gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi dışında, kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir. Gerçekten O yücedir, hikmet sahibidir.

Allah, Peygamber olarak seçtiği bir insanla ancak şu yollarla konuşur: Ya mesajını doğrudan onun kalbine ileterek, yani vahyederek, ya bir perde arkasından ona seslenerek, ya da dilediği şeyleri izniyle ona bildiren meleklerden bir elçi göndererek. Hiç kuşkusuz Allah,yüceler yücesidir, sonsuz hikmet sahibidir.

Bir vahiy olarak veya bir perde arkasından ya da bir elçi gönderip dileyeceği şeyleri kendi izniyle vahyetmesi dışında, Allah’ın bir beşerle konuşması olası değildir. O, hakîm aliyydir.

Allah, bir beşere doğrudan hitap etmez. Bu hitap, ya bir ilham, ya görünmeden seslenme, ya da bir elçi gönderip dilediğini bir aracı melekle iletme şeklinde olur. Allah, her şeye bilgi gücüyle egemendir.

Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip elçiyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir. İnsanlar Allah’ın neyi nasıl yapıp yapmayacağına karışabilirler mi? Allah dilediğini dilediği şekilde yapar? Kim karışabilir?

Allah bir insana ancak vahiy yoluyla yani (manevi bir) perde arkasından konuşur yani bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. [*] Şüphesiz ki O çok yücedir, doğru hüküm verendir.

Genel kabüle göre ayet şöyle tercüme edilmektedir: “Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Ya da bir elçi gönderip, izni... Devamı..

Allah’ın bir beşerle vahiy yoluyla veya perde arkasından yahut bir elçi göndererek izniyle ona dilediğini vahyetmesi¹ dışında konuşması asla mümkün değildir. O çok yücedir, hüküm (ve hikmet) sahibidir.

1 Vahiy üç çeşittir: a- Doğrudan doğruya vahiy. (Bu vahiy, Peygamberlere ve Hz. Mûsa’nın annesinde olduğu gibi diğer insanlara da yakaza halinde veya ... Devamı..

Allah, insanla, ancak apansız gelen bir ilham ⁵² aracılığıyla yahut bir perde arkasından [seslenerek,] yahut [vahyedilmesini] dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden ⁵³ bir elçi göndermek suretiyle konuşur: O, şüphesiz yücedir, hikmet Sahibidir.

52 Bu karşılık, apansızlık ve iç aydınlanma kavramlarını birleştiren vahy teriminin öncelikli anlamıdır (Râğıb): Kur’ânî kullanımda, bu terim, genelli... Devamı..

Allah bir beşer ile ancak ya vahyederek, ya perde gerisinden ya da dilediğini O’nun izniyle vahyetmek üzere elçi (melek) göndererek konuşur, Zira O, yücelerden yücedir ve her şeyi yerli yerince yapandır. 2/97.99, 4/163-164

Hiçbir beşerle Allah’ın (doğrudan) konuşması olacak şey değildir;[⁴³⁵⁹] ancak O ânî ve içe tesir eden ilâhî bir ilham yoluyla[⁴³⁶⁰] veya bir perde arkasından[⁴³⁶¹] ya da[⁴³⁶²] O’nun istediği şeyi yine O’nun izniyle bildirsin[⁴³⁶³] diye bir elçi göndermek sûretiyle konuşur:[⁴³⁶⁴] Çünkü O aşkın ve yücedir, her hükmünde tam isabet sahibidir.

[4359] Veya mânın soru anlamıyla: “Ölümlü insanın nesi var da, Allah kendisine (doğrudan) konuşsun?” Fakat istisna varsa soru olmaması esastır. [43... Devamı..

Allah bir beşerle ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphe yok ki O, yücelerin yücesidir, hüküm ve sahibidir.

Allâh bir insanla konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut bir perde arkasından ya da (Allah’ın) izniyle dilediğini ona vahyedecek bir (melek) elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ve bir beşer için sahih değildir ki, Allah onunla mükâlemede bulunsun. Ancak vahy ile veya bir hicap arkasından (kelâm ile) veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi ile (olan mükâleme) müstesna. Şüphe yok ki O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.

Allah bir insana ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından hitab eder, yahut ona Kendi izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. Çünkü O yüceler yücesidir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Bir beşere Allâh Te'âlâ ancak vahiy ile yeya bir hicâb arkasından veyâhud bir melek irsâliyle istediğini vahy itmek sûretiyle tekellüm buyurur. Allah Te'âlâ 'âlî ve hakîmdir.

Allah, bir insanla ilham yoluyla[1], perde arkasından[2] veya tercih ettiği şeyi kendi izniyle içine fısıldasın diye elçi gönderme dışında bir yolla konuşmaz[3]. Yüce olan ve doğru kararlar veren O’dur.

[1] Bu Allah'ın her insana yaptığının iyi veya kötü olduğunu ilham etmesidir. (Bkz. Şems 91/8) [2] Musa (a.s.) 'a Tur dağı civarından ağaç arkasından ... Devamı..

Bir insanın, vahiy dışında veya perde arkasından ya da bir elçi gönderilmeksizin Allah ile konuşması mümkün değildir. İşte bu şekilde O, dilediğine kendi izni ile vahyeder. O, çok yüce ve hakimdir.

Allah'ın bir beşerle konuşması ancak vahiyle veya perde gerisinden olur; yahut ona bir elçi gönderir de, Onun izniyle, Onun dilediği şeyi elçi ona vahyeder. Şüphesiz ki O pek yücedir ve sonsuz hikmet sahibidir.

Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur; yahut da bir resul gönderir de kendi izniyle dilediğini vahyeder. Yüceler yücesi O'dur; hüküm ve hikmet sahibi O'dur.

daħı olmadı hįç ādemiye kim söyleye aña Tañrı illā vaḥy-ıla yā perde ardından mūsā peyġamber gibi yā viribiye yalavaç pes vaḥy eyleye destūrı-y-ıla anı kim diler. bayıķ ol yücedür dürüst işlü.

Daḫı bir ādemīye yoḳdur ki Tañrı Ta‘ālā özine söylemek, illā vaḥy‐ile, yāḥicāb ardından, yā bir resūl gönderür ki Cebrā’īldür, vaḥy eyler iẕni bile herne dilese. Ol Tañrı yücedür, ḥakīmdür.

(Heç bir bəşər övladına Allahla danışmaq müyəssər olmaz, çünki bəşər övladı olan peyğəmbərlər maddi aləmdə, zaman və məkan daxilində olduqları halda, Allah qeyri-maddidir, zaman və məkan xaricindədir. Allahla onlar arasında minlərlə zülmət və nur pərdəsi vardır. Buna görə də Allahın peyğəmbərlərlə bir yerdə qarşı-qarşıya durub danışması qeyri-mümkündür). Allah bəşər övladı ilə (Musanın anası ilə olduğu kimi) ancaq vəhylə (ilham və rö’ya ilə), yaxud (Musa kimi) pərdə arxasından danışar (Allahın kəlamı eşidilər, amma Özü görünməz). Və ya bir elçi (mələk) göndərər ki, o da Allahın izni ilə (göndərildiyi kimsəyə) Onun istədiyini vəhy edər. Həqiqətən, O (hər şeydən) ucadır, hikmət sahibidir!

And it was not (vouchsafed) to any mortal that Allah should speak to him unless (it be) by revelation or from behind a veil, or (that) He sendeth a messenger to reveal what He will by His leave. Lo! He is Exalted, Wise.

It is not fitting(4597) for a man that Allah should speak to him except by inspiration,(4598) or from behind a veil,(4599) or by the sending of a Messenger(4600) to reveal, with Allah.s permission, what Allah wills: for He is Most High, Most Wise.

4597 This leads us on to the higher spiritual meaning of verses 49-50, as leading up to verses 51-53. Man is but a speck in Allah's creation. His grow... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.