Men kâne yurîdu harśe-l-âḣirati nezid lehu fî harśih(i)(s) vemen kâne yurîdu harśe-ddunyâ nu/tihi minhâ vemâ lehu fî-l-âḣirati min nasîb(in)
Kim, ahiret kazancı isterse kazancını arttırırız ve kim, dünya kazancını isterse ona da dünyaya ait şeylerin bir kısmını veririz ve ahiretten bir nasibi yoktur onun.
Kim ahiret sevabını (ve ticaretini) isterse onun sevabını artırırız. (Dünyada da kendisine izzeti ve bereketi tattırırız.) Kim de (sadece) dünya (menfaatini ve) ekinini ister (dinini bile dünyevi beklentileri için istismar eder)se, ona da ondan (geçici makam ve çıkardan) veririz. Fakat ahirette ona hiçbir nasip yoktur (eli boş kalacaktır).
Kim öteki dünyada kazanç elde etmeyi isterse, onun kazancında bir artış sağlarız. Bu dünyada bir kazanç isteyene ise, ondan birşeyler verebiliriz, fakat böyle biri öteki dünyanın nimetlerinden hiçbir pay alamayacaktır.
Kim âhiretin, ebedî yurdun tarlasında çalışmayı, kazancını, sevabını isterse, onun tarlasındaki gayretini de, mahsulü de artırırız. Kim de dünyanın tarlasında çalışmayı, kazancını isterse, ona da, onun mahsulünden bir miktar veririz. Ama onun âhirette, ebedî yurtta hiçbir nasibi olmaz.
Kim ahiret kazancınını isterse onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse ona ondan veririz. Ama onun ahirette bir payı yoktur.
Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim ahiret sevabını isterse, onun sevabını artırırız. Kim de dünya menfaatini isterse, ona da ondan veririz; fakat ahirette ona hiç bir nasib yoktur.
Kim ahiret gelirini istiyorsa, onun gelirini arttırırız. Kim dünya gelirini istiyorsa, ona da ondan veririz. Fakat ahirette ona hiçbir nasip yoktur.
Kim âhiret sevabını isterse, onun sevabını arttırırız. Kim de dünya nimetini isterse, ona da onu veririz. Artık onun âhiret sevabından hiçbir payı olmaz.
Ahret sevabını istiyen için, artırır sevabın, dünya sevabını istiyene verir O, ahretteyse O'nun için pay yoktur
Âhiret tarlasına ekenlerin tarlalarını büyülteceğiz, dünyâ tarlasına ekenler de rızka nâil olacaklardır. Fakat ânların âhiretde nasîbi yokdur.
Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payı bulunmaz.
Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.
Kim âhiret kazancını isterse onun bu kazancını arttırırız; kim dünya kazancını tercih ederse ona da bundan veririz; ama onun âhirette hiçbir nasibi olmaz.
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
Kim ahiret ödülünü isterse onun ödülünü arttırırız. Dünya ödülünü isteyene de onu veririz; ancak onun ahiretten bir payı olmaz.
Her kim ahiret kazancını isterse, biz onun kazancını artırırız, her kim de dünya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.
Her kim Âhıret ekimi isterse ona ekinini artırırız, her kim de Dünya ekimi isterse ona da ondan veririz amma Âhırette ona hiç nasîb yoktur
Kim, (îmân ederek, yapmış olduğu sâlih ameller ile) âhiret kazancını (Rabbinin rızasını) istiyorsa, (biz) onun (yapmış olduğu amellerin, sevap) kazancını (kat kat) arttırırız. Kim de (âhireti inkâr edip, sadece) dünya kazancını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun âhirette (hiç) bir nasibi olmaz.
Kim âhiret ekimi dilerse onun ekinini artırırız. Kim de (sâde) dünyâ ekimini isterse ona da (yalınız) bundan veririz. Âhiretde ise onun hiçbir, nasıybi yokdur.
Kim âhiret ekinini (kazancını) isterse, ona o ekininde (kazancında) ziyâdelik veririz(artırırız). Kim de (sâdece) dünya ekinini (kazancını) isterse, ona (da) ondan veririz; ama (bu takdirde) onun âhirette, hiçbir nasîbi olmaz.(2)
Kim ahiret kazancını isterse (onun için gayret sarf ederse), onun kazancını artırırız. Kim de (yalnız) dünya kazancını isterse (onun için gayret sarf ederse), ona da istediğinden veririz, fakat (sadece dünyayı isteyenin) ahirette hiçbir payı yoktur. (*)
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun ahiret kazancını artırırız. Kimde dünya kazancını istiyorsa, ona da dünya kazancını veririz. Ama onun ahirette hiçbir alacağı kalmaz.
Herkim öbür dünya ekimini dilerse onun ekimini artırınz. Herkim de bu dünya ekimini dilerse ona da bu berikinden veririz. Ancak, onun öbür dunyadakinden hiçbir payı yoktur.
Kim ahiret kazancını [hars]¹⁴ isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancı [hars] isterse, ona da ondan veririz ama onun ahirette bir nasibi olmaz.
Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim de dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun (bu durumda) ahirette bir nasibi yoktur.
Kim âhiret kazancını ister ve bu yolda gayret gösterirse, onun kazancını dünyada da âhirette de kat kat artırırız. Kim de âhireti bırakıp dünya kazancını isterse, ona belkiondan bir parça veririz fakat o, âhiretteki nîmetlerden hiçbir pay alamayacaktır.
Hal böyleyken, bunlar ne cesaretle Allah’ın hükümlerine alternatif kanunlar, kurallar koyabiliyorlar?
Kim Âhiret’in ekinini istiyorduysa, ona ekininde artış yaparız. Kim de Dünya’nın ekinini istiyorduysa, ona da ondan veririz. Âhiret’te onun için hiçbir nasip / pay yoktur.
Biz ahiretini mamur etmek isteyenin hayrını çoğaltırız. Dünyasını mamur etmek isteyenin de nasibibini veririz ama bu sefer, ahiretteki nasibinden olur...
Kim yasalarımıza uyarak ahiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de yasalarımıza aykırı davranarak dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz. Dünyada mal mülk zenginlik verdiklerimiz; ihtiyaç sahiplerinin hakları olarak emrettiklerimizi vermezlerse, ahiret hayatında cezalandırılır. Çünkü dünyada verdiğimiz her şeyin karşılığı imtihandır. İmtihanın esası ise yasalarımıza göre verdiklerimizi değerlendirmektir.
Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını istiyorsa ona da ondan (bir şeyler) veririz. Fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.
Kim âhiret kazancını¹ isterse Biz, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kazancını isterse ona da ondan bir şeyler veririz. Fakat onun âhirette (ayrıca) bir kazancı olmaz.²
Kim öteki dünyada kazanç elde etmeyi isterse onun kazancında bir artış sağlarız: bu dünyada bir kazanç isteyene ise ondan bir şeyler ver[ebil]iriz fakat böyle biri, öteki dünya[nın nimetlerin]den hiçbir pay alamayacaktır. ²⁴
Kim ahiret yurdunun nimetlerine yatırım yapmak isterse onun bu yatırımına katkıda bulunuruz. Kim de sırf dünya nimetlerine yatırım yapmak isterse ona da yatırımından bir pay veririz. Fakat onun ahiret nimetlerinden hiç bir nasibi olmaz. 2/200, 11/15, 17/18-19
Kim âhiret hâsılatını elde etmek isterse, onun bu alandaki yatırım (şevkini) bir miktar artırırız;[⁴³²⁸] kim de bu dünya kazancını elde etmek isterse, ona da ondan bir miktar veririz: ama onun âhirette hiçbir payı olmaz.[⁴³²⁹]
(Fakat) Kim ahiret kazancını dilerse, onun kazancını artırırız, kim de dünya kazancını dilerse, ona dünya nimetlerinden veririz ama, onun ahirette bir nasibi olmaz.
Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de sadece dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.
Her kim ahiret ekinini dilerse onun için ekininde ziyâdelik vücûda getiririz ve her kim dünya ekinini dilerse ona da ondan veririz. Onun için ahirette bir nâsip yoktur.
Kim âhiret mahsülü isterse, onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama âhirette onun hiç nasibi olmaz. [17, 21; 2, 201]
Kim ahiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünya ekinini istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.
Âhiret sevâbını isteyene sevâbını artırır ve fazla ideriz. Ve dünyâ sevâbını isteyene de ondan viririz. Ona âhiretde hiç nasîb yokdur.
Kim ahiret için yatırım yapmak isterse onun yatırımına katkıda bulunuruz. Kim de dünya için yatırım yapmak isterse, ona da onun gelirinden veririz ama onun ahirette alacağı bir şey kalmaz.
Kim ahiret ekinini isterse, onun ekinini artırırız. Kim dünya ekinini isterse ona da ondan veririz. Onun ahirette bir nasibi yoktur.
Kim âhiret kazancını isterse, Biz onun kazancını arttırırız. Dünya kazancını isteyene de ondan veririz; fakat onun âhirette bir nasibi olmaz.(9)
Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur.
her kim diler ise āħiret ekinin arturavuz anuñ-içün ekininde daħı her kim diler-ise [259a] dünye ekinin virevüz aña andan daħı yoķdur anuñ āħiretde hįç ülü.
Kim ki āḫiret ẟevābın isterse arturur‐biz anuñ ẟevābını ve kim ki naṣībin dünyāda virürüz, aña istegen dünyāyı. Daḫı anuñ āḫiretde hīç naṣībi yoḳdur.
Biz axirət qazancını (savabını) istəyənin qazancını artırar, dünya mənfəti istəyənə də ondan verərik. Onun axirətdə heç bir payı yoxdur.
Whoso desireth the harvest of the Hereafter, We give him increase in its harvest. And Whoso desireth the harvest of the world, We give him thereof, and he hath no portion in the Hereafter.
To any that desires the tilth of the Hereafter, We give increase in his tilth, and to any that desires the tilth of this world, We grant somewhat thereof, but he(4555) has no share or lot in the Hereafter.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |