11 Kasım 2024 - 9 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fussilet Suresi 7. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne lâ yu/tûne-zzekâte vehum bil-âḣirati hum kâfirûn(e)

Öyle kişilerdir onlar ki zekat vermezler ve onlar, ahirete inanmayanların da ta kendileridir.

Ki onlar, zekâtı (mallarındaki fakir hakkını, devlet ve cihad katkısını) vermeye (yanaşmayanlardır) ve ahireti inkâr eden de onlardır.

Onlar ki, zekat vermezler, ahiret gerçeğini de örtbas etmek suretiyle inkâr ederler.

Müşrikler vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı vermeyenlerdir. Onlar özellikle âhireti, ebedî yurdu inkâr edenlerdir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 79/18; 87/14-15; 91/9-10.

Onlar ki, zekatı vermezler ve onlar ahireti inkar ederler.

Ki onlar, zekatı vermeyenler ve ahireti inkâr edenlerdir.

O müşrikler ki, zekâtı vermezler ve onlar ahireti de inkâr ederler...

O müşrikler ki, zekât vermezler. (Sosyal yardımlaşma bağlarına riayet etmezler.) Ve ahiret hayatını da temelli inkâr ediyorlar.

Onlar zekâtı vermezler ve âhireti de inkâr ederler.

Onlar zekât vermezler, ahrete de inanmazlar!

Onlar zekâtı vermezler (karşılıksız infakta bulunmazlar). Onlar ahireti de inkâr ederler.

6,7. Ânlara di ki: "Evet ben de sizin gibi bir insânım sizin Allâhınızın yegâne Allâh oldığı bana vahy idildi, doğrı âna teveccüh idiniz ve ’afvını taleb idiniz, hayf müşriklerin hâline ki zekât virmiyorlar ve âhireti inkâr idiyorlar!"

Onlar zekat vermezler; ahireti inkar edenler de yalnız onlardır.

Onlar zekâtı vermeyen kimselerdir. Onlar ahireti de inkâr ederler.

Ki onlar mallarından muhtaçları yararlandırmazlar; onlar âhireti de inkâr ederler.

Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.

"Ki zekatı vermezler ve onlar ahireti de inkar ederler."

Onlar, zekatı vermezler, ahireti de inkâr ederler.

Ki zekâtı vermezler ve Âhırete onlar kâfirdirler

Onlar ki şirke bulaşmış olan kalplerini kelime-i tevhid ile arındırmazlar/temizlemezler. Ve âhireti inkâr edenler de onlardır.

Onlar¹ zekât² vermezler. Ahireti inkâr ederler.

1- Müşrikler. 2-Zekât sözcüğü, burada “mali yükümlülük” anlamında değil, sözcüğün diğer anlamları olan “arınma, eş koşmaksızın Allah\a yönelme, benl... Devamı..

Ki onlar zekât vermezler. Onlar âhireti (inkâr ile) kâfir olanların ta kendileridir.

Onlar ki zekâtı vermezler ve onlar âhireti inkâr edenlerin ta kendileridir.

Onlar ki, (toplumun yoksul, muhtaç ve işsizlerine) zekât vermezler (maddi yardım ve destekte bulunmazlar). Ve ahiret (gerçeğini de örtbas edip) inkâr ederler.

Zekâtlarını vermeyenler ve ahireti de inkâr edenler onlardır.

Onlar o kimselerdir ki zekat vermezler, öbür dünyayı da tanımazlar.

Zekât vermeyen [⁷], âhireti de tanımayan müşriklerin vay hâline!

[7] Veya nefislerini şirkten, küfürden pâk kılmayan.

Onlar arınmak için [zekât] vermezler³ ahireti de inkâr ederler.

3 Buradaki zekât, arınmak amacıyla karşılıksız yardımdır. Dinin temel ilkelerinden olan ve Medine’de farz olan “zekât” ise henüz farz olmamıştı. Bir t... Devamı..

Onlar, zekât vermeyenler ve onlar ahireti inkâr edenlerdir.

Yoksullara, yardıma muhtaç kimselere verilmesi gereken zekâtı vermekten kaçınan ve insanların hesaba çekileceği öte dünyanın varlığına da inanmayan o müşriklerin vay hâline!”

“Zekât’ı vermeyenlere! Onlar, Âhiret’i gerçekten inkâr edenlerdir”.

Ahiret hayatını inkar ederek zekatı / aklama vergisini vermeyenlerin de çekeceği var!.

İnkâr edenler zekât-ı ikame ederek kötülükten, pislikten, dünyeviliklerden arınmayı istemiyorlar. Hâlbuki onlara hayatın gelip geçici olduğu sürekli gösterilmektedir. Onlar kötülüklerden arınıp pisliklerden uzak durarak verdiğimiz varlıkları toplumla paylaşarak hesap günümüze hazırlanmaları gerekiyordu. Ancak onlar ahiret hayatına inanmazlar! Bir gün dünya hayatının hesabını vereceklerini kabul etmezler!

Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de işte onlardır.

6,7. (Sen onlara): “Şüphesiz ben, sadece sizin gibi bir beşerim. Ancak bana, ‘sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu,’ vahyolunuyor. Öyleyse sadece Ona yönelin ve Ondan af dileyin. Zekâtı vermeyen, âhireti inkâr eden ve Ona ortak koşanların vay haline!” de.

[vay haline] karşılıksız harcamadan kaçınanların: işte böyleleridir ahireti inkar edenler! ⁶

6 Allah’ın birliğine inanmak ve insanlara karşılıksız yardımlarda bulunmak, İslam’ın iki temel buyruğudur. Bu itibarla, bu iki buyruğa kasıtlı şekilde... Devamı..

Ki onlar zekât vermiyorlar çünkü onlar ahirete inanıp güvenmiyorlar. 30/8, 40/59

Onlar ki, arınmak için ödenmesi gereken bedeli gönüllü olarak ödemezler;[⁴²³⁵] işte onlar, evet onlardır âhireti inkâr edenler.

[4235] Zımnen: Bedel ödemeye yanaşmazlar, ama bedel ödemişlerin arınmışlığına da konmak isterler. Âyetteki zekât hakkında farklı yorumlar yapılmıştır.... Devamı..

Ki onlar zekât vermezler, ahireti de inkâr ederler. (Elbette azap onlarındır)

Onlar ki zekât vermezler ve onlar âhireti de inkâr ederler.

«O müşrik kimseler ki, zekâtı vermez ve onlar ahireti münkirdirler, onlar.»

O müşrikler ki zekât vermez, âhireti de inkâr ederler. [91, 9-10; 87, 14-15; 79, 18]

Onlar ki zekat vermezler ve onlar ahireti de inkar ederler.

"Zekâtlarını virmezler ve âhiretlerine kâfir ve münkirdirler."

Onlar zekat vermez, öbür dünyayı görmezlikten gelirler.

Ahireti inkar ederek zekat vermeyenlerin...

Onlar zekât vermezler; âhireti de zaten inkâr etmektedirler.

Onlar zekâtı vermezler. Ölüm sonrası hayatı inkâr edenler de onlardır.

anlar kim virmezler zekātı daħı anlar āħirete anlar kāfirlerdür.

Ol kişiler ki virmezler zekātı. Daḫı anlar āḫirete kāfirlerdür.

O müşriklər ki, zəkat vermir və axirətə inanmırlar!

Who give not the poor due, and who are disbelievers in the Hereafter.

Those who practise not regular Charity, and who even deny the Hereafter.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.