19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fussilet Suresi 43. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Mâ yukâlu leke illâ mâ kad kîle lirrusuli min kablik(e)(c) inne rabbeke leżû maġfiratin ve żû ‘ikâbin elîm(in)

Zaten sana söylenen, ancak senden önceki peygamberlere de söylenen sözlerdir; şüphe yok ki Rabbin, suçları örtme sıfatına sahip olmakla beraber elemli bir azaba da sahiptir.

(Ey Nebim üzülme, ümit ve sükûnetle sonunu gözle ki) Sana söylenen (kötü ve çirkin) şeyler, Senden önceki elçilere söylenenden başkası değildir. Şüphesiz Senin Rabbin; elbette hem Mağfiret sahibidir, hem de acı bir Azap sahibidir.

Ey Muhammed! zaten sana söylenen, ancak senden önceki peygamberlere de söylenen sözlerdir. Muhakkak ki senin Rabbin, bağışlayıcıdır ama aynı zamanda, en şiddetli şekilde ceza vermeye de gücü yeter.

Sana karşı söylenen sözler, senden önceki Rasullere söylenmiş olanlardan farklı bir şey değildir. Senin Rabbin tevbe eden mü'minlere karşı, elbette af ve mağfiret sahibidir. Allah düşmanlarının, senin tebliğe memur olduğun hususları yalanlayanların, işledikleri suça denk, can yakıp inleten âdil cezayı da O verir.

Sana söylenen senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Şüphesiz Rabbin hem mağfiret sahibi hem de acıklı bir azap sahibidir.

Sana söylenen şeyler, senden önceki elçilere söylenenden başkası değildir. Şüphesiz, Rabbin, hem elbette mağfiret sahibidir, hem de acı bir azab sahibidir.

(Ey Rasûlüm), sana, senden önceki peygamberlere söylenen küfür ve tekzibden başka bir şey söylenmiyor. Şübhe yok ki senin Rabbin, hem bir merhamet sahibidir, hem de acıklı bir azab sahibi...

Senden önceki peygamberlere söylenilenden başkası sana söylenmiyor. Şüphesiz Rabbin büyük bağışlama ve elem verici ağır bir azap sahibidir.

Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenenlerden başkası değildir. Şüphesiz senin Rabbin, hem affedicidir; hem de acı bir azap sahibidir.

Sana söylenen ancak, senden önce gelen peygamberlere söylenen şeydir, senin Tanrın bağışçıdır, acı azap sahibidir

Senin için söylenenler, mutlaka senden önceki resuller için de söylenmiştir. Elbette ki Rabbin, hem bağışlayandır hem de en şiddetli şekilde cezalandırmaya gücü yetendir.

Sana söylediklerini tamâmen senden evvelki rasûllere de söylemişlerdir. Lâkin ’afv iden Allâh ’azâb-ı elîme de dûçâr ider.

Senin için söylenenler, senden önceki peygamberler için de söylenmişti. Doğrusu Rabbin hem bağışlayan ve hem de can yakıcı azap verendir.

Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiç şüphesiz senin Rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azap sahibidir.

Sana, senden önceki peygamberler için söylenenlerden farklı bir şey söylenmemektedir. Gerçekten rabbin hem mağfiret sahibidir hem de O’nun çok yakıcı bir azabı vardır.

(Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Elbette ki senin Rabbin, hem mağfiret sahibi hem de acı bir azap sahibidir.

Senin için söylenilenler, senden önceki elçiler için söylenilenlerin aynısıdır. Kuşkusuz senin Rabbin hem bağışlanma sahibi, hem de acı azap sahibidir.

Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberlere söylenenden başka bir şey söylenmiyor. Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.

Sana senden evvelki Resullere denilenden başka bir şey denilmiyor ve şübhe yok ki rabbın hem bir mağrifet sahibidir hem de elîm bir ıkab

(Resûlüm! Şu anda, kâfirler tarafından) sana karşı söylenenler, senden önceki peygamberlere de (kavimlerindeki kâfirler tarafından) söylenen sözlerden başka bir şey değildir. Şüphesiz Rabbin, mağfireti bol olandır, cezalandırması da çok çetindir.

Sana, senden önceki resûllere söylenmiş olandan başka bir şey söylenmiyor.¹ Senin Rabb'in, kesinlikle bağışlamanın ve acı veren azabın sahibidir.

1- Senden önceki resûllere de aynı şekilde sataşmışlardı, itham etmişlerdi.

(Habîbim) sana, senden evvelki peygamberlere de söylenmiş olandan başka bir şey söylenmiyor. Şübhe yok ki senin Rabbin hem mutlak mağfiret saahibidir, hem çok elem verici azâb saahibi.

(Ey Resûlüm!) Sana ancak senden önceki peygamberlere söylenen şeyler söyleniyor. Şübhesiz ki Rabbin, hem çok mağfiret sâhibi, hem de pek elemli bir azab sâhibidir.

Sana söylenenler, senden önceki elçilere de söylenmişti. Şurası muhakkak ki Rabbin bağışlayıcı olduğu gibi, aynı zamanda acıklı bir cezayı de verendir.

Senin için söylenenler senden önce gelen elçiler için söylenenlerden başka türlü değildir. Ancak, senin çalabın hem yarlıgaması hem de acıklı azabı olandır.

Hakkında denilen şey senden evvel gelen peygamberler hakkında dedikleri şeylerden başka bir şey değildir. Üzülme çünkü Rabbinin tövbekârlar hakkında yarlıgaması küfür ve inatta kalanlar hakkında eziyetli ukubeti vardır.

(Ey Peygamber!) Sana, senden önceki elçilere söylenen şeylerden başka bir şey söylenmiyor. Muhakkak ki Rabbin hem bağışlama sahibidir hem de can yakıcı bir azabın sahibidir.

Sana söylenen şeyler, senden önceki peygamberlere söylenenden başkası değildir. Şüphesiz senin Rabbin, hem elbette mağfiret sahibidir, hem de acı bir azap sahibidir.

O hâlde, ey Peygamber ve ey onun izinden yürüyen İslâm dâvetçisi! Sana eziyet eden zâlimlere aldırış etmeden, bu kitap ile insanlığı uyarıp aydınlatmaya devam et! Unutma ki, sana çağdaş kâfirler tarafından söylenen incitici sözlerin aynısı, senden önceki Elçilere de söylenmişti.Fakat onlar her türlü sıkıntıya karşı sabırla direnmiş ve sonunda ilâhî müjdeye mahzar olmuşlardı. Öyleyse acele etme, Allah’ın hükmü gelinceye kadar tebliğe devam et! Hiç kuşku yok ki, senin Rabb’in çok bağışlayıcıdır fakataynı zamanda, cezalandırması da çok çetindir!

Senin için söylenenler, ancak senden önce Rasûller’e söylenmiş şeylerdir.
Senin rabbin, elbette mağfiret sahibi ve acıveren ikab sahibidir.

Resulüm! Sana, daha önceki elçilere söylenenden farklı bir şey söylenmiş değildir. Senin Rabb’in, hoşgörülü ve sıkı takipçidir.

İnkâr edenler geçmişteki atalarının sözlerini sana söylüyorlar. Onlara söyle! “Şüphesiz Rabbim bağışlayandır. Yanlışlarından dönenleri bağışlar. Rabbim cezalandırandır. Yanlışlarında ısrar edenleri cezalandırır.”

Sana söylenmekte olan, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka bir şey değildir. [*] Şüphesiz ki senin Rabbin hem bağışlama sahibidir hem de elem verici bir azabın sahibidir.

Burada kavmi tarafından yalanlanan Hz. Peygamber’e moral verilmektedir. Dini öğretilerdeki amaç birliğiyle ilgili bkz. En‘âm 6:90; Nahl 16:118; Şu‘arâ... Devamı..

(Ey Muhammed!) Sana söylenenler senden önceki Peygamberlere söylenenlerden başka bir şey değildir. Şüphesiz senin Rabbin, hem bağışlama sahibi hem de acı bir azap sahibidir.

[Sana gelince, ey Muhammed,] senin için söylenenler, senden önceki [Allah’ın] elçiler[i] için söylenenlerden başka bir şey değildir. ³⁶ Bak, senin Rabbin bağışlayıcıdır, ama aynı zamanda en şiddetli şekilde cezalandırmaya da kâdirdir!

36 Bu, Hz. Peygamber’in düşmanlarının, o’nun ilahî vahiy olduğunu iddia ettiği şeyin kendisi tarafından “yazıldı”ğı şeklindeki iddialarına ve peygambe... Devamı..

Sana yapılan bu ithamlar senden önceki elçilere yapılan ithamlardan hiç de farklı değildir. Unutma ki senin Rabbin sonsuz bir mağfiret sahibidir ama aynı zamanda can yakıcı bir azabın da sahibidir. 23/24-25, 54/9

(Ey Nebi!) Sana söylenenler, senden önceki elçilere söylenenlerden başka bir şey değildir.[⁴²⁸¹] Şüphe yok ki senin Rabbinin bağışlayıcılığı kesindir, ama (aynı zamanda) can yakıcı bir cezanın da sahibidir.

[4281] Gizli öznenin kimliğine bağlı olarak iki şekilde de anlaşılabilir. Birincisi: Sana inkârcıların söyledikleri senden önceki nebilere söylenenler... Devamı..

(Ey Muhammed, üzülme) Senin için söylenenler, muhakkak ki önceki peygamberlere de söylenmiştir. (Onlar da, peygamberlerine, sihirbaz veya çılgın dediler) Elbette ki Rabbin hem çok bağışlayandır, hem de çetin azap sahibidir. (Tevbe edip imana gelenleri bağışlar, şirk ve küfürde direnenleri ise, elbet cezalandırır)

Sana söylenen, senden önceki resullere de söylenmiş olandan başka bir şey değildir. Kuşkusuz Rabbin, hem bağışlama sâhibi, hem de acı azâb sâhibidir.

Sana senden evvelki resûllere denilmiş olan şeyden başkası denilmiyor. Şüphe yok ki, Senin Rabbin elbette mağiret sahibidir ve pek acıklı ikâb sahibidir.

Sana söylenenler, senden önceki peygamberlere söylenen sözlerden başka bir şey değildir. Senin Rabbin hem mağfiret, hem de gayet acı bir azap sahibidir.

Sana söylenen, senden önceki elçilere söylenmiş olandan başka bir şey değildir . Kuşkusuz Rabbin, hem bağışlama sahibi, hem de acı azab sahibidir.

Yâ Muhammed! Kâfirlerin sana didikleri şeyler senden evvelki rasûllere de denilmişdir. (Dîvânedir, meshûrdur, şâ'irdir, yalancıdır gibi) Tahkîk rabbin mağfiret ve aynı zamânda elemli 'ikâb sâhibidir.

Senin için söylenenler senden önceki elçiler için söylenenlerden farklı değildir. Senin Rabbinin (Sahibinin) hem affı hem de pek acıklı azabı vardır.

Sana söylenenler, senden önceki elçilere söylenenlerden başka bir şey değildir. Süphesiz Rabbin, hem mağfiret sahibidir, hem de acı bir azap sahibidir.

Sana söylenen şey de senden önceki peygamberlere söylenenden başka birşey değildir. Rabbinin ise bağışlaması bol, cezası acıdır.

Senin için söylenen, senden önceki resuller için söylenenden başka şey değildir. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin hem çok affedicidir hem de acıklı bir azabın sahibidir.

eyidinilmez saña illā ol kim bayıķ eyidinildi yalavaçlara senden ilerü. bayıķ çalabuñ yarlıġamaķ issidür daħı 'aźāb issidür aġrıdıcı.

Saña eyidilmez yā Muḥammed, illā ol nesne ki eyidildi resūllere sendenburun. Taḥḳīḳ senüñ Tañrıñ maġfiret issidür, ‘aẕābı daḫı ḳatı düşmanlara.

(Ya Rəsulum!) Sənə ancaq səndən əvvəlki peyğəmbərlərə deyilənlər deyilir. Həqiqətən, sənin Rəbbin həm bağışlayandır, həm də şiddətli cəza verəndir!

Naught is said unto thee (Muhammad) save what was said unto the messengers before thee. Lo! thy Lord is owner of forgiveness, and owner (also) of dire punishment.

Nothing is said to thee that was not said to the messengers before thee:(4515) that thy lord has at his Command (all) forgiveness as well as a most Grievous Penalty.

4515 The gist of Allah's Message, now, before, and for ever, is the same: Mercy to the erring and repentant; just punishment to those who wilfully reb... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.