Lâ ye/tîhi-lbâtilu min beyni yedeyhi velâ min ḣalfih(i)(s) tenzîlun min hakîmin hamîd(in)
Ne önceden onun hükümlerini iptal eden bir kitap gelmiştir, ne de ondan sonra gelir ve batıl, ona zarar veremez; hüküm ve hikmet sahibinden, hamde layık mabut tarafından indirilmiştir.
(Yanlış ve yararsız olan) Bâtıl, Ona önünden de, ardından da gelemez. (Daha adil hukuki ve ahlâki ölçüler getiremez. Çünkü Kur’an) Hüküm ve Hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir (ve O’nun hıfzu himayesindedir. Bu nedenle Kur’an; kıyamete kadar mutlak doğruların ve kesin yanlışların şaşmaz mihengidir).
ki, ne geçmişte, ne de gelecekte O'nun hükümlerini iptal eden bir kitap gelmiştir, batıl ve boş şeyler O'na zarar veremez. Herşeyi yerli yerince yapan ve her türlü güzel övgüye layık olan, Allah tarafından indirilmedir O.
Şimdi ve daha sonra Kur'ân'a, kenarından köşesinden, açık ve gizli, boş, gereksiz, düzeltilmeye, değiştirilmeye muhtaç, hükümsüz bir söz, bâtıl karışmamıştır ve karışmayacaktır. O, övgüye, şükre lâyık, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah'ın bölüm bölüm indirdiği bir kitaptır.
Batıl ona ne önünden ne de arkasından gelebilir. (O) hikmet sahibi, çok övülen (Allah) tarafından indirilmiştir.
Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.
Ona ne önünden ne ardından (asla) bâtıl yaklaşamaz. O, Hamîd, herkes tarafından öğülen; Hakîm, hikmet sahibi olan Allah'dan indirilmedir.
Ne geçmişte ne de gelecekte, batıl boş şeyler ona karışamaz. Her şeyi yerli yerinde yapan, bütün kemalata sahip olan Allah katından gelmedir.
Bâtıl, Kur'ân'a önünden de ardından da gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah tarafından indirilmiştir.
Hiçbir yandan ona iğrilik gelmez, bilge olan, öğülmüş olan katından indirilmiştir
(Kur'an, öylesine şerefli ve öylesine sağlam bir kitaptır ki;) Bâtıl, ne (günlük itirazlarla) onun önünden ve ne de (cahiliye âdetleriyle) ardından gelerek onu etkisi altına alamaz. Çünkü o, her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık olan (Allah) katından indirilmiştir.
Bâtıl nereden gelir ise gelsün ânın âyâtına te’sîr idemez. Zîrâ o hakîm ve şânı ’azîm olan Allâh’ın tenzîl iylediği kitâbdır.
41,42. Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte onu batıl kılacak yoktur. Hakim ve övülmeğe layık olan Allah katından indirilmedir.
Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Asılsız bir şey ona ne önünden ne arkasından yaklaşabilir. O, hikmet sahibi, övgüye lâyık olan Allah katından indirilmiştir.
Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.
Batıl, onun ne önündenne de ardından yaklaşamaz. Bilge ve övgüye layık olanın indirdiği bir vahiydir.
Ona ne önünden, ne de ardından batıl gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Ona ne önünden ne ardından bâtıl yaklaşamaz, bütün kâinatın öğdüğü hamîd bir hakîmden indirilme bir tenzil
O’na (Kur’ân’a), ne önünden ne de ardından bâtıl gelemez. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye yegâne lâyık olan Allah tarafından gönderilmiştir.
Ona önünden ve arkasından batıl yaklaşamaz. En İyi Hüküm Veren, Övgüye Değer Yegâne Varlık tarafından indirilmiştir.
Ki ne önünden, ne ardından ona hiçbir baatıl (yanaşıb) gelemez. (O), bütün kâinatın hamdetdiği, O yegâne hukûm ve hikmet saahibi (Allah) dan indirilmedir.
O'na (o Kur'ân'a) ne önünden, ne de arkasından bâtıl (yaklaşıp) gelemez. (O,)Hakîm (her işi hikmetli olan), Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık olan Allah) tarafından indirilmedir.
Ona ne önünden (indirilişi sırasında), ne de ardından (indirilişinden sonra), batıl (onun bir hükmünü iptal eden, nesh ve geçersiz kılan hiçbir şey) gelemez. O, (doğru) hüküm veren, övülmeye layık olan (Allah) tarafından indirilmiştir. (*)
Batıl, o Kitab’a önünden ve arkasından yaklaşamaz. O övgüye layık, her şeyin hükmünü veren tarafından indirilmiştir.
Ne geçmişte, ne de gelecekte ona hiç bir eğrilik karışamaz. O, doğruyu bildirici, övülücü olan Allah’ın bildirdiği Kitap’tır.
Ne önünden, ne ardından ona asla halel ârız olmaz [²]. O, her fiilinde hakim olan, övülen Tanrı tarafından indirilmiştir.
Onun/O kitabın ne önünden ne de arkasından batıl gelebilir¹⁷. O, Hakîm ve Hamîd olandan indirilmiştir.
Batıl, ona önünden de ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hikmet sahibi, övülen Allah'tan indirilmedir.
Hiçbir Bâtıl inanç ona asla sızamaz, insanlığa zararlı düşünceler, şeytânî öğretiler ona hiçbir yandan yaklaşamaz! Çünkü o, sonsuz ilim ve hikmet sahibi ve her türlü övgüye lâyık olan Allah tarafından gönderilmiştir.
Ona önünden de, ardından da Bâtıl gelmez. Bir hamîd hakîm’den tenzildir / kısım kısım indirilmedir.
Bu Kitab'a, ne geçmişten ne gelecekten bir safsata karışmamıştır. O, teşekküre lâyık, her şeye egemen bir gücün indirmesidir.
Size okunan ayetlerime hiçbir batıl karışamaz. Ayetler size gönderilirken, Resulümüz size ayetlerimizi okurken; korumamız altındadır. Resulümüz size ayetleri okumadan önce hiçbir yalan hiçbir yanlış karışmamıştır. Çünkü size okunan ayetler; hüküm ve hikmet sahibi, her şeyden üstün Allah tarafından gönderilmiştir. Allah’ın emrine hiçbir varlık müdahale edemez. Allah’ın yaptığı bir şeye hiçbir varlık kendi yanlışını, kendi yalanını katamaz. Sadece yaptıklarını zannederler. Hâlbuki gönderdiğimiz bilgilerin aslı hiç bozulmayacak, dokunulmayacak şekilde katımızda muhafaza altındadır. Resullerimiz ayetleri duyurduktan sonra insanlar ister işittik itaat ettik diye ayetlerimize teslim olurlar. İster keyiflerine göre çıkarlarına göre yorumlarlar. İster inkâr ederler. İster koruma altına alıyoruz diye kendi kendilerine göre yazarlar. Biz herkesin neyi neden yaptığını biliriz. Herkese yaptığının karşılığını veririz. Zaten Resullerimiz ayetleri tebliği ettiği andan itibaren insanların ayetlerle imtihanı başlamıştır. Uyarılarımızı dikkate almayıp çıkarına göre hareket edenler kaybedecektir.
Ona önünden de arkasından da [batıl] gelemez. [*] O doğru hüküm veren, övgüye layık olan (Allah)’tan indirilmedir.
Hiçbir bâtılın, ekleme yaparak veya eksilterek onu değiştirmeye gücü yetmez.¹ (Çünkü o) hüküm (ve hikmet) sahibi, övülmeye en lâyık olan (Allah) tarafından indirilmiştir.
Hiçbir boşluk ve anlamsızlık ona ne açıkça yaklaşabilir, ne de gizlice: ³⁵ [çünkü o] hikmet Sahibi ve övgüye layık olan tarafından indirilmiştir.
Zira batıl onun ne önünden ne ardından hiçbir şekilde yaklaşamaz. Çünkü O, her hükmü doğru ve tüm övgülere layık olan Allah katından indirilmiştir. 2/97...99, 26/192...196
Hiçbir anlam ve amacından saptırma çabası ona ne önünden açıkça ne de ardından gizlice ilişemez:[⁴²⁸⁰] o, her tür övgüye lâyık, hükmünde isabetli olan tarafından indirilmiştir.
Ne önünden, ne de ardından ona asla bâtıl yanaşamaz! (Ne geçmişe, ne de geleceğe ait bildirdiği haberler ve hükümler asla tekzîb edilemez.) Çünkü o, hüküm hikmet sahibi ve hamd'e layık olan Allah katından indirilmiştir.
Ona ne önünden ne de arkasından batıl gelemez. O, hükümün sahibi, övgüye layık olan tarafından indirilmiştir.
O'na ne önünden ve ne de ardından bâtıl bir şey gelemez. Hakîm, hamîd olandan indirilmiştir.
41, 42. Kendilerine gelen bu şanı yüce dersi inkâr edenler elbette cezadan kurtulamazlar. Halbuki o eşsiz ve pek kıymetli bir kitaptır. Öyle bir kitaptır ki batıl ona ne önünden, ne ardından, hiç bir taraftan yol bulamaz. (Tam hüküm ve hikmet sahibi, bütün hamdlerin ve övgülerin sahibi) o Hakîm ve Hamîd tarafından indirilmiştir.
Ki ne önünden, ne de arkasından onu boşa çıkaracak bir söz gelmez. (O) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen(Allah)dan indirilmiştir.
41,42. Kur'ân kendilerine geldikde kâfir olanlar (küfürlerinin cezâsını görirler). Tahkîk Kur'ân bir kitâb-ı 'azîzdir ki ona ne önünden ve ne ardından bâtıl yol bulur. Emrinde hakîm ve bizâtihi mütehakk-ı hamd olan Allâh tarafından inzâl olunmuşdur.
Ona önünden ve ardından hiç bir batıl gelemez. Hakim ve hamd'e layık olanın indirmesidir.
Ne önünden, ne arkasından ona hiçbir bâtıl yaklaşamaz. O, sonsuz hikmet sahibi ve her türlü övgüye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o.
gelmeye aña bāŧıl ileyinden ne daħı ardından. indürmekdür dürüst işlüden sözlüden ögülmiş.
Yol bulmaz aña, bu Ḳur’ānı, bāṭıl ileyinden ne daḫı ardından. İnmişdürḥikmetler issi Tañrıdan.
Nə öncə, nə də sonra batil ona yol tapa bilməz (Şeytan onun bir sözünü, bir hərfini belə dəyişə bilməz). O, hikmət sahibi, şükrə (tə’rifə) layiq olan (bütün işləri bəyənilən Allah) tərəfindən nazil edilmişdir.
Falsehood cannot come at it from before it or behind it. (It is) a revelation from the Wise, the Owner of Praise.
No falsehood can approach it from before or behind it:(4514) It is sent down by One Full of Wisdom, Worthy of all Praise.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |