16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 9. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vakihimu-sseyyi-ât(i)(c) vemen taki-sseyyi-âti yevme-iżin fekad rahimteh(u)(c) ve żâlike huve-lfevzu-l’azîm(u)

Ve koru onları kötülüklerden ve kimi kötülüklerden korursan o gün, gerçekten de ona acımışsın ve budur işte o pek büyük kurtuluş, murada eriş.

Ve onları (dünyada ve ahirette) kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet buyurmuşsundur. İşte bu, büyük "kurtuluş, mutluluk ve bahtiyarlıktır."

Ve onları kötü işler yapmaktan da koru, o hesap günü kötü işlerin lekesinden kimi korursan, ona rahmet etmişsindir. İşte bu da büyük bir kurtuluştur.”

“Onları dünyadaki cezalardan, âhiretteki azaptan koru. O gün, sen kimi ceza ve azaptan korursan, kesinlikle onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük mutluluktur.

Ve onları kötülüklerden koru. O gün, kimi kötülüklerden korursan ona rahmet etmişsindir. İşte bu, büyük kurtuluştur."

'Ve onları kötülüklerden koru. O gün Sen kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet etmişsin. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.

Bir de onları fenalıklardan (ateş azabından) koru. Sen kimi fenalıklardan korursan, muhakkak onu, kıyamet günü bağışlamışsındır.” İşte bu, en büyük kurtuluştur.

Onları, o kötü azaplardan koru! Sen o gün, kimi o kötülüklerden korursan, gerçekten ona rahmet etmiş olursun. Ve en büyük kazanç da işte budur!”

“Onları kötülüklerden koru! O gün sen, kimi kötülüklerden korursan ona merhamet etmişsindir. Bu, en büyük kurtuluştur.”

«Onları kötülüklerden koruyasın, kötülükten kimi korur isen sen, onu yarlıgarsın, işte ulu onunç bu»

“Onları kötülüklerden koru! Sen o gün kimi kötülüklerden korursan, o gün muhakkak ona rahmet etmiş olursun. İşte bu büyük kurtuluştur.”

7,8,9. ’Arşı taşıyanlar, âna tavaf idenler, Allâh’a inananlar, hamd ve senâ iyleyenler ve mü’minler içün merhametini istid’â iyleyen melekler dirler ki: "Ya rabbî senin rahmetin ve ’ilmin her şeyi ihâta ider sana rücû’ idenleri senin yolunı ta’kîb iyleyenleri ’afv it, ’azâb-ı elîmdem kurtar, va’d itdiğin vecihle ânları ’adn cennetlerine idhâl iyle ve akrabâlarından, zevcelerinden, çocuklarından a’mâl-i sâlihada bulunanları dahî birlikde idhâl it. Sen ’azîz ve hakîmsin ânları seyyiâtdan muhâfaza iyle, senin kıyâmet gününde hakkında rahmetini ihsân ideceğin, necât-ı ’azîme mazhar olur."

"Onları kötülüklerden koru! O gün kötülüklerden kimi korursan, ona şüphesiz rahmet etmiş olursun. Bu büyük kurtuluştur."*

“Onları kötülüklerden koru. Sen o gün kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmiş olursun. İşte bu büyük başarıdır.

“Onları kötü sonuçlardan koru. O gün sen kimi kötü sonuçlardan korumuşsan onu rahmetine mazhar kılmışsın demektir. İşte en büyük kurtuluş da budur.”

Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.

"Onları kötülüklerden koru. O gün kimi kötülüklerden korursan onlara rahmet etmişsindir. Büyük zafer budur."

"Onları fenalıklardan koru. Sen her kimi fenalıklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarlığamışsındır. İşte asıl büyük kurtuluş da budur."

Ve onları fenalıklardan koru sen her kimi fenalıklardan korursan o gün muhakkak onu rahmetinle yarlıgamışındır, işte asıl fevzi azîm de odur

Ve onları (bu dünyada, günahlardan ve her türlü) kötülüklerden koru. Sen kimi kötülüklerden korursan, o gün muhakkak ki ona rahmet etmişsindir. İşte bu en büyük kurtuluştur.”

“Onları kötülüklerden koru. Ve Sen izin günü kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmiş olursun. İşte bu, büyük kurtuluştur.”

«Bir de onları (bu dünyâda) her türlü fenalıklardan koru. Sen kimi kötülüklerden korursan o gün muhakkak ki onu rahmet (ine mazhar) etmişsindir». Bu, en büyük necat ve seâdetin ta kendisidir.

“Ve onları kötülüklerden koru! Zâten kimi o gün (dünyada iken) kötülüklerden korursan, (kıyâmet günü) ona artık gerçekten merhamet etmiş olursun. İşte büyük kurtuluş ancak budur!”

Ve (yine) onları (hesap gününde) fenalıklardan (üzüntülerden, sıkıntılardan ve azaptan) koru. O gün (hesap günü) sen kimi fenalıklardan (üzüntülerden, sıkıntılardan ve azaptan) korursan, muhakkak onu rahmetine mazhar etmiş olursun. İşte bu, büyük başarıdır."

“Onları kötülüklerden koru. Sen kimi o kıyamet gününün kötülüklerinden korursan, o kişiye merhamet etmişsindir. Bu da o kul için büyük bir kurtuluştur” diye dua ederler.

Onları bütün kötülüklerden koru. Sen herkimi kötülüklerden koruyacak olursan o gün onu kesenkes esirgeyiciliğine kavuşturursun. En büyük başarı işte budur.

«— Onları kötülüklerden koru, dünyada her kimi kötülüklerden korursan kıyamet günü rahmetine kavuşturursun, büyük kurtuluş işte budur».

“Kötülüklerden onları koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan, ona gerçekten rahmet etmiş olursun. İşte büyük kurtuluş budur.”

“Ve onları kötülüklerden koru. O gün sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet de etmiş olursun. İşte büyük kurtuluş budur.”

“Ve onları bu dünyada bâtıl inançlardan, çirkin davranışlardan koruduğun gibi, Hesap Gününde de üzüntülerden, sıkıntılardan, kötülüklerden koru Ya Rabb’i! Gerçek şu ki, Sen o Gün kimi kötülüklerden korursan, onuşefkat ve rahmetinle yüceltmiş olursun ki, en büyük kurtuluş budur!”

“Onları Kötülükler’den koru! O gün kimi Kötülükler’den korursan, kesinlikle ona merhamet etmişsindir. Bu, gerçekten Çok Büyük Başarı’dır (Kurtuluş’tur)”.

Kötülüklere karşı onlara kol kanat ol!. Çünkü bugün kötülüklere karşı korumaya aldıklarını ne de olsa bağışlamış sayılırsın. Bu da muazzam bir başarıdır. "

"Onları kötülüklerden koru! Sen o gün kimi cehennem azabından korursan O’na rahmet etmiş olursun! İşte bu büyük başarıdır!"

Onları her türlü kötülüklerden koru! O gün sen kimi kötülüklerden korursan elbette ona merhamet etmişsindir. Asıl büyük kurtuluş işte budur.”

“Ve onları, bütün kötülüklerden koru. Sen kimi kötülüklerden korursan o gün onu gerçekten bağışlamışsındır. İşte en büyük kurtuluş budur” (diye duâ ederler.)

ve onları kötü fiiller [işlemek]ten koru: o [Hesap] Gün[ü] kötü fiiller[in lekesin]den kimi korursan onu rahmetinle onurlandırmış olursun: bu büyük bir kurtuluştur!”

– Onları kötülüklerden koru, zira sen kimi kötülüklerden korumuşsan, ona merhamet etmişsindir. Bu ise en büyük kurtuluştur. 7/156, 9/20...22

Ve onları tüm kötülüklerden koru! Ki Sen o gün birini kötü duruma düşmekten korursan, bu ona rahmet ettiğin anlamına gelir: bu, evet, en büyük başarı işte budur!”[⁴¹⁷⁷]

[4177] Dua etmek, tek başına kabul olmuş bir duadır. Duanın kabulü ise fazladan bir ikramdır.

"Onları kötülüklerden koru!.. Çünkü sen kimi, -dünyada- korur isen, kuşkusuz o gün -ahirette- ona rahmet etmiş olursun. en büyük kurtuluş da ise budur!" derler.

"Onları kötülüklerden koru. Sen o gün kimi kötülüklerden korumuşsan, ona merhamet etmiş olursun. İşte bu büyük başarıdır. "

Ve onları kötülüklerden koru ve her kimi o gün kötülüklerden korur isen ona muhakkak ki rahmet etmiş olursun ve işte büyük necât budur.

Hem onları kötülüklerden, günahlardan koru. Sen kimi dünyada kötülüklerden korursan, muhakkak ki ona (ukbada) merhamet edersin. İşte asıl kurtuluş ve büyük mutluluk da budur.

Seyyiat üç anlama gelebilir ki burada üçü de kasdolunmuştur: 1.Yanlış inanç, kötü ahlâk ve kötü işler, 2.Dalâlet ve kötü işlerin vebali. 3.Dünyada, be... Devamı..

Onları kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korursan ona acımışsındır. İşte o büyük başarı budur!

"Ve onları dünyâda seyyiâtdan sakla, dünyâda seyyiâtdan sakladıklarına bu gün rahmet idersin. Senin onları hıfzın büyük bir necâtdır" diye du'â iderler.

Onları cehennemin sıkıntısından koru! O gün kimi o sıkıntıdan korumuşsan ona ikram etmiş olursun. İşte bu, büyük bir kurtuluştur."

Onları kötülüklerden koru, kimi kötülüklerden korursan, o gün de ona merhamet etmiş olursun. İşte en büyük kurtuluş budur.

“Onları kötülüklerden koru. O gün Sen kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmişsindir. Asıl büyük bahtiyarlık da işte budur.”

"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş."

“daħı śaķla anları yavuz işlerden. daħı her kimi śaķlayasın yavuz işlerden ol gün bayıķ raḥmet ķılduñ aña.” daħı şoldur žafer bulmaķ ulu.

Daḫı ḳurtar anları yaman günāh cezāsından. Daḫı kimi ḳurtarsañ günāh‐lardan, ol gün ki ḳıyāmetdür, aña raḥmet eylemişsin. Daḫı oldur ulu sa‘ādete yitişmek.

Onları pisliklərdən (tövbədən qabaq etdikləri pis əməllərinin cəzasından) qoru. O gün (qiyamət günü) pisliklərdən kimi qorusan, şübhəsiz ki, ona rəhm etmiş olursan. Ən böyük qurtuluş (uğur) budur!”

And ward off from them ill deeds; and he from whom Thou wardest off ill deeds that day, him verily hast Thou taken into mercy. That is the supreme triumph.

"And preserve them from (all) ills; and any whom Thou dost preserve from ills(4368) that Day,- on them wilt Thou have bestowed Mercy indeed: and that will be truly (for them) the highest Achievement".(4369)

4368 That is the final Judgement, and any who is saved from the evil consequences of their deeds in this life will truly have been saved by Allah's Me... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.