Ve lekad erselnâ rusulen min kablike minhum men kasasnâ ‘aleyke veminhum men lem naksus ‘aleyk(e)(k) vemâ kâne lirasûlin en ye/tiye bi-âyetin illâ bi-iżni(A)llâh(i)(c) fe-iżâ câe emru(A)llâhi kudiye bilhakki ve ḣasira hunâlike-lmubtilûn(e)
Ve andolsun ki senden önce nice peygamberler gönderdik, onlardan, sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da ve hiç bir peygamber, Allah'ın izni olmadıkça bir delil, bir mucize gösteremez; derken Allah'ın emri gelince gerçek olarak hükmedilir ve işte buracıkta, boş şeylere uyanlar, ziyan eder gider.
Muhakkak Biz Senden önce de resuller (nice elçiler ve davetçiler) gönderdik; onlardan kimilerini Sana aktarıp-anlattık ve kimilerini de hiç anlatmadık. Herhangi bir elçiye, Allah’ın izni olmaksızın bir ayeti (mucizeyi ve DİN ölçülerini) getirmek olacak şey değildir. Allah’ın emri geldiği zaman ise, (kesinlikle) Hakk ile hüküm verilir ve işte o zaman, (Hakkı) iptal etmekte (istekli) olanlar (ve bâtılı seçip savunanlar) hüsrana uğrayıp (gideceklerdir).
Gerçek şu ki ey Muhammed! senden önce de birçok peygamberler gönderdik, onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da ve hiçbir peygamber Allah'ın izni olmadıkça bir ayet, bir mucize getiremez. Allah'ın emri gerek bu dünyada, gerekse öbür dünyada geldiği zaman, hak ve adaletle hükmedilir ve işte o zaman boş şeylere uyanlar, zarar etmiş olacaklardır.
Andolsun, senden önce de özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevli Rasuller gönderdik. İçlerinden kıssalarıyla sana anlattıklarımız var. Yine onlardan sana anlatmadıklarımız da var. Hiçbir Rasul, Allah'ın izni, emri ve iradesi olmaksızın herhangi bir âyeti, hak peygamber olduğu ile ilgili mûcizeyi kendiliğinden getirmez. Allah'ın planı icra edilirken de, hakkaniyetle, adâletle icraat yapılır. O zaman bâtıl yolda gidenler, bâtılın hâkimiyetini temin için hakkı baskı altında tutan güç ve iktidar sahipleri, hüsrana uğrayacaklardır.
Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan bazılarını sana anlattık bazılarını ise anlatmadık. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamberin bir mucize getirmesi sözkonusu olamaz. Allah'ın emri geldiğinde hak ile hükmedilir ve işte burada, (hakkı) geçersiz kılmaya çalışanlar hüsrana uğrarlar.
Andolsun, biz senden önce elçiler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp-anlattık ve kimini anlatmadık. Herhangi bir elçiye, Allah'ın izni olmaksızın bir ayeti getirmek olacak şey değildir. Allah'ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve işte burada (hakkı) iptal etmekte (istekli) olanlar hüsrana uğramışlardır.
(Ey Rasûlüm) gerçekten biz, senden önce bir çok peygamberler gönderdik; onlardan kimini sana haber verdik, kimini de sana haber verip anlatmadık. Allah'ın izni olmadıkça, hiç bir peygamber tek bir mucize getiremez. Allah'ın (dünya ve ahirette azap) emri gelince de, hak yerine getirilir. İşte, burada hüsrana düştü inatçı kâfirler...
Andolsun! Senden önce de nice peygamberler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık, bir kısmını da anlatmadık. Ve Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber hiçbir mucize getiremez. İşte Allah’ın emri onlara geldiğinde, hak yerine getirilir. Ve işte o zaman boş fikirlerle uğraşanlar, zarar etmiş olacaklar.
Andolsun, senden önce birçok peygamber gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir âyet getiremez. Allah'ın buyruğu gelince iş gerçekten biter. İşte o zaman, boşa uğraşanlar zarar ederler.
Biz senden önce de, peygamberler gönderdik; içlerinden sana birtakımın söyledik, birtakımın söylemedik, Allahın izni olmadan, hiçbir peygamber bir belge getiremez, Allahın emri gelince, hakla hükmolunur, iğri işli kimseler, bunda ziyandadırlar
Andolsun, senden önce de resuller gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da. Hiçbir resul, Allah'ın izni olmadan bir mucize gösteremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman Allah'ın ayetlerini boşa çıkarmaya çalışanlar, hüsrana uğrarlar.
Senden evvel rasûl göndermişidik bunlardan ba’zılarının kıssalarını sana bildirmişidik ba’zılarını bildirmedik Allâh’ın izni olmadıkca bir rasûl mu’cize ibrâz idemez lâkin Allâh’dan emir sâdır olursa o vakit derhâl hakîkat de tecellî ider ve o vakit âna inanmayanlar hâsir olurlar.
And olsun ki, senden önce birçok peygamberler gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık; hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir mucize getiremez. Allah'ın buyruğu gelince iş gerçekten biter. İşte o zaman, boşa uğraşanlar hüsranda kalırlar.*
Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber, Allah’ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah’ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.
Senden önce de elçiler gönderdik; onlardan sana hayat hikâyelerini anlattıklarımız var, anlatmadıklarımız var. Allah’ın izni olmadıkça hiçbir elçi âyet getiremez. Allah’ın buyruğu geldiğinde artık hak yerini bulmuştur ve ilâhî hakikatleri yok etmeye kalkışanlar hüsrana uğramışlardır.
Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir âyeti kendiliğinden getiremez. Allah'ın emri gelince de hak uygulanır ve o zaman bâtılı seçenler hüsrana uğrayacaklardır.
Senden önce göndermiş bulunduğumuz elçilerin bir kısmından sana söz ettik, bir kısmını da sana anlatmadık. Hiç bir elçi, ALLAH'ın izni olmadan bir mucize getiremez. ALLAH'ın emri gelince gerçeğe göre yargı verilir ve yanlışı savunanlar orada hüsrana uğrarlar.
Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır. Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. Batıl bir dava peşinde koşanlar, işte bu noktada hüsrana uğrarlar.
Celâlim hakkı için biz senin önünden nice Resuller göndermişiz, onlardan kimini sana ayıtmışız, kimini de ayıtmamışızdır, hiç bir Resul için Allahın izni olmaksızın bir âyet (bir mu'cize) getirmek olamaz, Allahın emri gelince de hak yerine getirilir ve işte husrana burada düştü mubtıller
(Resûlüm!) Kasem olsun ki, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık kimini ise anlatmadık. Allah’ın izni olmadıkça, hiçbir peygamber, tek bir mu‘cize bile gösteremez. Allah’ın emri vukû bulduğunda, hak yerine getirilir. İşte o vakit, bâtıl ehli olanlar (ebedî) hüsrana uğrarlar.
Andolsun ki senden evvel de peygamberler gönderdik. Onların içinden sana kıssalarını anlatdığımız kimseler de var, sana bildirmediğimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber, Allahın izni olmaksızın, herhangi bir âyeti kendiliğinden getiremez. Allahın emri gelince de hak (ve adalet) le hükmolunur. Bîhûde lâf söyleyenler işte burada hüsrana düşmüşdür.
Celâlim hakkı için, senden önce de peygamberler gönderdik; onlardan sana kıssa(larını) anlattığımız kimseler de var, içlerinden sana kıssa(larını) anlatmadığımız kimseler de var. Nitekim Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamberin bir mu'cize getirmesi mümkün değildir. Fakat Allah'ın emri geldiği zaman, hak ile hükmedilir; işte o zaman, (mu'cizeleri)boşa çıkarmaya çalışanlar hüsrâna uğramıştır.
(Resulüm!) Gerçekten, senden önce de (nice) elçiler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık ve onlardan kimini de sana anlatmadık. Ve hiçbir elçi için Allah’ın izni olmaksızın bir ayet getirmesi (bir mucize ortaya koyması) mümkün olamaz! Allah’ın emri geldiği zaman hak ile hükmedilir. İşte o zaman orada, gerçeği boşa çıkarmaya çalışanlar, hüsrana (ziyana) uğrarlar!
Senden öncede elçiler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız olduğu gibi, sana hiç anlatmadıklarımız da var. Bir elçinin, Allah’ın izni olmadan bir ayet getirmesi, mümkün değildir. Allah’ın emri (kıyamet saati) geldiğinde, hak ve adalet ile hükmedilir. Orada (ahiret de) batıla saplanmış olanlar kaybetmişlerdir.
Ant olsun ki Biz senden önce de bir çok elçiler göndermiştik. Onların bir kısmının olaycalarını sana anlatmıştık. Aralarında anlatmadıklarımız da vardır. Hiç bir elçi Allah’ın uygunu olmadıkça herhangi ayeti kendiliğinden getiremez. Allah’ın buyruğu erişince de dosdoğru yerine getirilir. Eğri yolu tutanlar burada kendilerine yazık etmişlerdir.
* Senden evvel biz peygamberler göndermiştik. Onların bir kısmının kıssasını sana hikâye ettiysek de bir kısmının kıssasını sana hikâye etmedik. Hiçbir peygamberin Allah/ın izni olmaksızın bir mûcize getirmeye salâhiyeti yoktur. Allah/ın azap hakkındaki fermanı gelince işler doğrulukla biter [¹], bâtıla sülük edenler işte o zaman ziyana uğrayacaklar.
(Ey Peygamber!) Andolsun Biz, senden önce nice peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da. Hiçbir elçi yoktur ki Allah’ın izni olmadan bir ayet getirmiş olsun. Allah’ın emri gelince de hüküm gerçekleşir/yerine getirilir. İşte o zaman batılı tercih edenler zarara [hasire] uğrarlar.
Şüphesiz biz senden önce peygamberler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp anlattık ve onlardan kimini de sana aktarıp anlatmadık. Herhangi bir peygambere Allah'ın izni olmaksızın bir ayeti getirmek yaraşmaz. Allah'ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve o zaman batıl ehli olanlar hüsrana uğrar.
Ey Muhammed! Doğrusu Biz, senden önce de nice Peygamberler göndermiştik. Onlardan kiminin hayat hikayesini sana bu Kur’an’da anlattık, kiminden de hiç söz etmedik. Göndermiş olduğumuz hiç bir Peygamber, Allah’ın izni olmadıkça herhangi bir mûcize gösteremez. Her elçi, inkârcılarla sonuna kadar mücâdele eder. Nihayet Allah’ın emri gelince, en âdil hüküm verilir ve Allah’ın nurunu ortadan kaldırmaya çalışanlar, işte o zaman korkunç bir azapla yok edilerek hüsrana uğrarlar. İşte, günümüz inkârcılarını da aynı âkıbet beklemektedir!
Eğer inkârcılar senden mûcize istiyorlarsa, şöyle bir çevrelerine baksınlar:
And olsun senden önce de rasûller gönderdik! Onlardan bir kısmı sana anlattığımız kimselerdir; onlardan sana anlatmadığımız kimseler de vardır. Bir rasûl için Allah’ın izniyle olmadan âyet getirmek mümkün / olası değildir. Allah’ın emri geldiği zaman Hakk ile hüküm verildi. Bâtıl İçin Çalışanlar / Bâtılcılar işte burada hüsrana düştü.
Resulüm! Biz, senden önce de elçiler gönderdik. Onlardan bir kısmının öyküsünü sana anlattık. Ama henüz sana öykünmediklerimiz de var. Şunu bil ki hiçbir elçi, Allah'ın izni olmadan olağanüstü bir olay sergilememiştir. Ama Allah ferman edince gereği yapılmış ve bütün engelciler oracıkta yere serilmişlerdir...
Muhakkak ki senden önce de Resuller gönderdik. Onlardan sana hayatlarını anlattıklarımız var. Hayatlarından söz etmediklerimiz de var. Sen onları bilemezsin! Hiçbir elçimiz, Allah’ın izni olmaksızın herhangi bir ayeti kendiliğinden getiremez. Allah’ın emri gelince gerçek neyse o uygulanır. Ayetlerimiz kendilerine gerçekleri anlattığı halde, kendi yalanlarını seçenler mutlaka cezalandırılacaklardır. Cezalarının da geri dönüşü yoktur.
Yemin olsun ki senden önce de elçiler göndermiştik. Onlardan kıssasını sana anlattıklarımız da var; kıssasını sana anlatmadıklarımız da var. [*] Hiçbir elçi, Allah’ın izni olmaksızın herhangi bir ayeti (mucizeyi) getiremez. Allah’ın (azap) emri gelince de hüküm verilmiş (olur); [batıl]ı seçenler orada kaybetmiş (olacak)lardır.
Yemin olsun Biz, senden önce de Peygamberler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık ve onlardan kimini de sana anlatmadık.¹ Bütün Peygamberler ancak Allah’ın izni ile mûcize getirirler. Allah’ın (helâk) emri gelince de (aralarında) adaletle hüküm verilir ve işte o zaman, bâtıl peşinde koşanlar perişan olurlar.
Gerçek şu ki [ey Muhammed,] senden önce elçiler göndermiştik: onların kiminden sana bahsettik, ⁵⁷ kimi hakkında da sana bir bilgi vermedik. Ve (gönderdiğimiz) hiçbir elçi, Allah’ın izni olmadan bir mucize ortaya koyamaz. ⁵⁸ Allah’ın iradesi açığa çıktığı zaman ⁵⁹ hüküm [çoktan] adaletle yerini bulmuş olacak, [anlayamadıkları her şeyi] ⁶⁰ yok etmeye çalışanların tümü o zaman ve orada, hüsrana uğramış olacaklar.
And olsun ki biz senden önce de birçok elçiler gönderdik. Onlardan bazılarının kıssalarını sana anlattık bazılarını ise anlatmadık. Şu bir gerçek ki hiçbir elçi Allah’ın izni/yasası dışında herhangi bir ayet getiremez. Allah’ın cezalandırma emri geldiğinde hak yerini bulmuş olur ve o zamanda batılı hâkim kılmak isteyenlerin de sonu helak ve hüsran olur. 3/144, 4/164
Doğrusu Biz, senden önce de sayısı belirsiz[⁴²²²] elçiler göndermiştik; onların kimisinden sana söz ettik, kimisinden sana hiç söz etmedik.[⁴²²³] Ama şu kesin ki, hiçbir elçi Allah’ın izni olmadan ilâhî kudret delili getiremez. Nitekim Allah’ın emri geldiği zaman, hak tecelli etmiş olacak; işte o anda ve orada, hayatı anlam ve amacından yoksun bırakanlar[⁴²²⁴] hüsrana uğramış bulunacaklar.
Andolsun ki, senden önce de peygamberler gönderdik; onlardan kiminin kıssalarını sana anlattık, kimini anlatmadık. Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir peygamber kendiliğinden herhangi bir ayet getiremez, Allah'ın emri gelince de (kıyamet kopunca da) hak ve adaletle hükmolunur. İşte o zaman (hakk’ı bırakıp) bâtılı tercih edenler hüsrâna uğrayacaklardır. (Pişman olacaklardır, fakat özür dilemeleri kendilerine hiçbir yarar sağlamayacaktır.)
Ve muhakkak ki senden önce de resuller gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir resul, Allah’ın izni olmadan bir ayet getiremez. Allah’ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman ayetlerimizi batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.
Andolsun ki, senden evvel de peygamberler gönderdik. Onlardan bir kısmının kıssasını sana bildirmiştik ve onlardan sana kıssasını bildirmediklerimiz de vardır ve bir peygamber için Allah'ın izni olmadıkça bir mûcize getirmek (kabil) olamaz. Allah'ın emri gelince de hak ile hükmolunmuş olur ve bâtılı ihtiyar etmiş olanlar ise o zaman hüsrâna uğramıştır.
Biz senden önce de birçok resul gönderdik. Onlardan bazısını sana anlattık, bazısını ise anlatmadık. Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mûcize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak ve adaletle hükmolunur ve batıl yolda olanlar, (özellikle ısrarla, peygamberin azap getirmesini isteyenler) hüsrana uğrarlar.
Andolsun biz, senden önce de elçiler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık, kimini de anlatmadık. Hiçbir elçi, Allah'ın izni olmadan bir mu'cize getiremez. Allah'ın emri geldiği zaman hak yerine getirilir ve işte o zaman (Allah'ın ayetlerini) boşa çıkarmağa uğraşanlar, hüsrana uğrarlar.*
Senden evvel biz rasûller gönderdik ki bunlardan sana kıssalarını hikâye iylediklerimiz ve iylemediklerimiz vardır. Ve hiç bir rasûle Allâh'ın izni olmadıkca kendiliğinden mu'cize getirme kudreti yokdur. Emr'ullâhın vakti geldikde hak ve 'adl ile hüküm cârî olur ve bâtıla sülûk idenler o zamân dûçâr-ı hüsrân olurlar.
Senden önce de elçiler gönderdik; kiminin hikayesini sana anlattık, kimininkini de anlatmadık. Hiçbir elçi, Allah'ın izni olmadan mucize getiremez. Allah'ın emri gelince iş gerçekten biter. Boş işlere dalanlar orada kaybederler.
Senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var anlatmadıklarımız da. Hiç bir peygamber Allah'ın izni olmadıkça bir ayet/mucize getiremez. Allah'ın emri geldiği zaman da hak ile hüküm verilir ve işte o zaman batılcılar hüsrana uğrar.
Biz senden önce de nice peygamberler gönderdik ki, onlardan kiminin kıssalarını sana anlattık, kiminden ise söz etmedik. Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmadan bir âyet getiremez. Allah'ın emri geldiğinde ise, adaletle hükmolunmuş ve hakkı boşa çıkarmaya çalışanlar oracıkta hüsrana uğramış demektir.
Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik. Onların bir kısmının hayat ve hatırasını sana anlattık, bir kısmının hayat ve hatırasından sana bahsetmedik. Hiçbir resulün, Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir mucize getirmesi söz konusu olamaz. Allah'ın emri geldiğinde, hakla hükmedilir ve gerçeği hükümsüz kılmaya çalışanlar orada hüsrana uğrarlar.
daħı bayıķ viribidük yalavaçlar senden ilerü. bir nicesi anlaruñ oldur kim ķıśśa eyledük saña daħı bir nicesi oldur kim ķıśśa eylemedük saña. daħı olmadı hįç yalavaca kim getüre bir āyet illā Tañrı destūrı-y-ıla. pes ķaçan kim geldi Tañrı buyruġı hükm olma ḥaķk-ıla daħı ziyānlu ola anda bāŧıl işlüler.
Taḥḳīḳ biz viribidük niçe peyġamberler senden burun. Anlaruñ niçelerinsaña ḫaber virdük ve niçelerin saña ḫaber virmedük. Daḫı yoḳdurbir peyġambere bir āyet getürmek, illā Tañrı Ta‘ālā iẕni‐y‐le. Pes ḳaçanTañrı Ta‘ālā buyruġı gelse, ḥükm olur ḥaḳḳ‐ıla. Daḫı ḫasāret eyler anda mu‘ānidler bāṭıl üstine.
Biz səndən əvvəl də peyğəmbərlər göndərmişdik. Onlardan kimisi haqqında sənə xəbər vermiş, kimisi haqqında xəbər verməmişik. Heç bir peyğmbər Allahın izni olmadan bir mö’cüzə gətirə bilməz. Allahın (kafirlərə əzab verilməsi barədə) əmri gəldikdə (peyğəmbərlər və onları təkzib edənlər arasında) ədalətlə hökm olunar. Yalan danışanlar (batil söyləyənlər) elə oradaca ziyana uğrayarlar.
Verily We sent messengers before thee, among them those of whom We have told thee, and some of whom We have not told thee; and it was not given to any messenger that he should bring a portent cave by Allah's leave, but when Allah's commandment cometh (the cause) is judged aright, and the followers of vanity will then be lost.
We did aforetime send messengers before thee: of them(4454) there are some whose story We have related to thee, and some whose story We have not related to thee. It was not (possible) for any messenger to bring a sign except by the leave of Allah. but when the Command(4455) of Allah issued, the matter was decided in truth and justice, and there perished, there and then those who stood on Falsehoods.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |