16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 75. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Żâlikum bimâ kuntum tefrahûne fî-l-ardi biġayri-lhakki vebimâ kuntum temrahûn(e)

Bu da, yeryüzünde haksız yere sevinip övündüğünüzden ve ululanıp kendinizi gördüğünüzdendir.

(İşte) Şu (azap) size, yeryüzünde haksızlık (ve azgınlık)la şımarıp sevinmenizden ve böbürlenip kibirlenmenizden dolayı verilmiştir.

Bu durum, sizin yeryüzünde haksızlıkla şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden dolayıdır.

Bu ceza, sizin, yeryüzünde, hak etmediğiniz halde çok sevinmenizden, şımarmanızdan ve kibirlenmenizden, kendinizde bir güç görerek, güvenerek serkeş, zorba, diktatör, güç ve iktidar sahibi olmanızdan kaynaklanmaktadır.

"Bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenip azmanızdan dolayıdır.

İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp-azmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız dolayısıyladır.

Size bu azap, yeryüzünde azgınlıkla sevinmenizden ve kibirlenmenizden dolayıdır.

İşte sizin yeryüzünde haksız olarak sevinip şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden başınıza böyle geldi.

Bu durum, sizin yeryüzünde haksız yere şımarıp taşkınlık yapmanızdan dolayıdır.

İşte bu hal, haksız olaraktan, yeryüzünde şımarmanızdan, kasalarak yürümenizden !

“(Allah'ın sizi saptırması ve azaba mahkûm etmesi) sizin, yeryüzünde hak etmediğiniz halde azıp şımarmanızdan, küstahça böbürlenmenizden, kendinizi beğenmenizden kaynaklanmaktadır.”

Demek ki bu ayetle beraber Müminun 23/115; “Sizi boşuna yarattığımızı mı sanıyorsunuz?” ayeti bir uyarı olarak alınmalı; insan mal-mülk edinmek, hükme... Devamı..

İşte arz üzerinde bigayr-ı hakkın tuğyân ile ferahlanmalarınızın, taşkınlıklarınızın cezâsı budur.

75,76. Onlara: "İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin" denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!

Bu, sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.

“Bu duruma düşmenizin sebebi, dünyadayken haksız olarak böbürlenmeniz ve şımarmanızdır.

Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

Çünkü siz yeryüzünde gerçeğe dayanmadan seviniyor ve şımarıyordunuz.

Bunun sebebi şudur: Çünkü siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz.

Bu şundan: çünkü yer yüzünde haksızlıkla seviniyordunuz ve çünkü güveniyordunuz

Bu (azap), sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.

İşte bu, yeryüzünde hak hukuk tanımaksızın şımarıp azmanız nedeniyledir.

Size olan bu (azâb) şunlardır: (Çünkü) siz yer (yüzün) de haksız yere şımarıklık ediyor, (ahırdan çıkmış hayvanlar gibi çılgınca) taşkınlık gösteriyordunuz.

Bu (içinde bulunduğunuz azab) yeryüzünde haksız yere şımarıyor olmanızdan ve böbürlenmekte bulunmanızdan dolayıdır.

(Ey putperestler!) Bu durum, sizin yerkürede (dünyada) haksız olarak şımarmanızdan ve böbürlenmenizden ötürüdür.

İşte, içine düştüğünüz bu durum, yeryüzünde haksız yere övünmenizden ve taşkınlık göstermenizden dolayıdır.

Bütün bunlar yeryüzünde boşuna şımarıklık etmiş, taşkınlık göstermiş olmanızdan ileri gelmiştir.

Bu hâliniz şunun içindir ki yeryüzünde haksız olarak şımarmıştınız, şımarıklığı da taşırmıştınız.

İşte bu sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan [tefrahûn] ve böbürlenmenizdendir [temrehûn].

İşte bu, sizin yeryüzünde haksız yere sevinip şımarmanız ve azgınca ölçüyü taşırmanız sebebiyledir.

“Çünkü siz, Allah’ın bahşettiği güç, servet ve saltanata dayanarak yeryüzünde haksız yere şımarıp azgınlaşıyor, küstahça böbürlenip duruyordunuz!”

İşte bu, Hakk’sız yere Yeryüzü’nde seviniyor olduğunuz sebebiyle ve böbürleniyor olduğunuz sebebiyledir.

Ey inkarcılar! Bütün bunlar, dünyada iken anlamsız naralar atıp şımarmanızın cezasıdır. Bu şımarıklığınız sebebiyle,

İşte bu tavrınız yeryüzünde yaşarken şımarmanızdan, yaptıklarınızla övünüp böbürlenmenizdendir.

Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanız ve aşırı derecede sevinip kibirlenmenizden ötürüdür.

Bütün bunlar sizin yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmeniz sebebiyledir.

bu durum, sizin yeryüzünde hiçbir doğru[luk endişesi] taşımadan küstahça böbürlenmenizin ve kendinizi beğenmişliğinizin bir ürünüdür!

İşte bu, sizin dünyadayken hak hukuk tanımadan kibirlenip şımararak azgınlık yapmış olmanızdandır. 39/60

Bunun nedeni, yeryüzünde hak etmediğiniz halde azıp şımarmanız ve kasıntılık yapmanızdır:

(Ey kâfirler) Bu (azap) yeryüzünde haksız yere şımarmanızdan ve taşkınlık etmenizden ötürü başınıza geldi.

Bu durum, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve bellenmenizden ötürüdür.

Sizin bu cezanız, yerde haksız yere pek fazla sevinir olmanızdan ve çok güvenir bulunmanızdan dolayıdır.

Bu şaşırtmanın sebebi, dünyada haksız yere şımarıp kibirlenmeniz ve taşkınlık yapmanızdır.

Haksız yere (bi gayri hakk): “şirk ve azgınlık yaparak” demektir.

Bu durum, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve bölürlenmenizden ötürüdür.

Bu 'azâb size, dünyâda nâ-hak olarak şirk ve 'isyân ile ferahlanur ve kibirle iki tarafınıza sallanarak yürir olduğınızdandır.

Başınıza gelen bu şeyler, yaşadığınız yerde hak etmediğiniz zevkleri tatmanıza ve böbürlenmenize karşılıktır.

İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve boşuna böbürlenmeniz sebebiyledir.

Bütün bunlar, hakkınız olmadığı halde yeryüzünde şımarıp taşkınlık etmeniz yüzündendir.

Bütün bunlar, yeryüzünde haksız yere sevinç şımarıklığına düşmeniz, kasılıp kabarmanız yüzündendir.

şol andan ötürüdür kim sevünürdüñüz yirde ḥaķsuz daħı andan ötürüdür kim kibr eyledüñüz göçekleñüz.

Ol azmaḳ anuñ‐çundur ki sevinürdüñüz yir yüzinde ḥaḳsuz yire ve anuñ‐çun ki baṭarānlıḳ iderdüñüz.

(Onlara belə deyiləcəkdir: ) “Bu (əzab) sizin yer üzündə nahaq yerə sevinməyinizə və təkəbbürlənməyinizə görədir!

(And it is said unto them): This is because ye exulted in the earth without right, and because ye were petulant.

"That was because(4451) ye were wont to rejoice on the earth in things other than the Truth, and that ye were wont to be insolent.

4451 Allah does not withdraw His grace from any unless (1) they actively and deliberately take a delight in things that are vain or false, and (2) the... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.