Elleżîne yahmilûne-l’arşe vemen havlehu yusebbihûne bihamdi rabbihim veyu/minûne bihi veyestaġfirûne lilleżîne âmenû rabbenâ vesi’te kulle şey-in rahmeten ve’ilmen faġfir lilleżîne tâbû vettebe’û sebîleke vekihim ‘ażâbe-lcahîm(i)
Arşı taşıyanlarla onun çevresindekiler, Rablerine hamd ederek onu tenzih ederler ve inanırlar ona ve inananlara yarlıganma dilerler, Rabbimiz derler, rahmetin ve bilgin, her şeyi kavramış, kaplamıştır, artık tövbe edenleri ve senin yoluna uyanları yarlıga ve koru onları, yakıp kavuran cehennem azabından.
(Meleklerden) Arş’ı yüklenip taşımakta olanlar (ve Allah’ın arş’ı olan mü’min ve müstakim gönüllere ulaşanlar) ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O’na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, Sen rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sarıverdin, (bu nedenle, küfür ve kötülükten samimiyetle) tevbekâr (kullara) ve Senin yoluna tâbi olan (müstakim ve mücahit insan)lara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru" (diye dualar yapılmaktadır.)
Arşı taşıyan, bir de O'nun etrafında bulunan melekler, Rablerinin yüceliğini hamd ile tenzih ve tesbih ederler ve O Allah'a iman ederler ve diğer mü'minlerin bağışlanmasını isterler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin herşeyi kuşatmıştır, o halde tevbe edenleri, senin yoluna uyup gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!
Arş'ı, sınırsız kudret ve iktidar makamını yüklenen ve onun çevresinde bulunan melekler, Rablerini hamd ile överek, şükrederek tesbih ederler. O'na iman ederler. İman edenler için bağışlanma dileğinde bulunurlar, koruma kalkanına alınmalarını, affedilmelerini isterler.
“Ey Rabbimiz, her şeyi, rahmetinin ve ilminin içine aldın. Tevbe edenleri, günah işlemekten vazgeçip sana itaate yönelenleri, senin yolunda gidenleri, Kur'ân'ını ve Rasulünün sünnetini uygulayanları koruma kalkanına al, bağışla, onları kaynayan köpüren cehennem azâbından koru” derler.
Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler ve iman edenler için mağfiret dilerler: "Rabbimiz! Rahmet ve ilim yönünden her şeyi kuşattın. Tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azabından koru.
Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: 'Rabbimiz, rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın, tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru.'
Arş'ı yüklenen melekler ve onun etrafındakiler Rablerini hamd ile tesbih ederler. O'na iman ederler ve iman eden kimseler için de şöyle mağfiret dilerler: “- Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Bunun için tevbe edenleri ve senin yoluna koyulanları bağışla, onları cehennem azabından koru.
Arşı taşıyan melekler ile arşın etrafında olan melekler, Rablerine hamd ve tesbih ederler. (O’nun mükemmelliğini bildirirler.) O’na inanırlar, iman edenler için mağfiret dilerler: “Ey Rabbimiz! Sen, her şeyi rahmetinle, ilminle kuşatmışsın! Tevbe edip Senin yoluna uyanları bağışla, onları Cehennem azabından koru!”
Egemenlik tahtını taşıyan ve onun çevresinde bulunan melekler, Rabblerine hamdederekO'nu anarlar. O'na inanır ve müminler için şöyle af dilerler: “Ey Rabbimiz, sen rahmet ve bilgi bakımından her şeyi kapladın. Tövbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru!”
Arşı yüklenenler, onun yöresinde olanlar, Tanrıların öğerek tespih etmekteler; ona da inanırlar, inanmış olanlarçin, bağış da umunurlar, «Ey Tanrımız! Rahmetçe, bilgice her şeyi sen kapladın, tövbe yaparak yolunda gidenleri bağışlayasın, cehennem azabından onları koruyasın da!»
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerini hamd ile tespih ederler (O'nu güzel sıfatlarıyla anıp över ve Kendisine yaraşmayan her türlü sıfattan tenzih ederler, O'nun yüklediği sorumluluğu yerine getirirler). Ve sadece O'na inanır ve güvenirler. Diğer iman edenler için de şöyle af dilerler: “Rabbimiz, Sen'in rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde, tevbe ile Sana yönelen ve Sen'in yoluna uyanları bağışla ve onları kızgın alevli ateş azabından koru!”
7,8,9. ’Arşı taşıyanlar, âna tavaf idenler, Allâh’a inananlar, hamd ve senâ iyleyenler ve mü’minler içün merhametini istid’â iyleyen melekler dirler ki: "Ya rabbî senin rahmetin ve ’ilmin her şeyi ihâta ider sana rücû’ idenleri senin yolunı ta’kîb iyleyenleri ’afv it, ’azâb-ı elîmdem kurtar, va’d itdiğin vecihle ânları ’adn cennetlerine idhâl iyle ve akrabâlarından, zevcelerinden, çocuklarından a’mâl-i sâlihada bulunanları dahî birlikde idhâl it. Sen ’azîz ve hakîmsin ânları seyyiâtdan muhâfaza iyle, senin kıyâmet gününde hakkında rahmetini ihsân ideceğin, necât-ı ’azîme mazhar olur."
Arşı yüklenen ve çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler; O'na inanırlar. Müminler için: "Rabbimiz! İlmin ve rahmetin herşeyi içine almıştır. Tevbe edip Senin yoluna uyanları bağışla; onları cehennemin azabından koru" diye bağışlanma dilerler.
Arş’ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O’na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru.”
Arşı yüklenenler ile onun çevresinde bulunanlar rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler ve müminlerin bağışlanmasını dilerler: “Ey rabbimiz! Sen, rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın. Tövbe edenleri ve yolundan gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!”
Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).
Yönetim merkezine hizmet edenler ve etrafındakiler Rab'lerini överek yüceltirler ve O'na inanırlar. İnananlar için bağışlanma dilerler: "Rabbimiz, rahmetin ve bilgin her şeyi içine almıştır. Tevbe edenler ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları ateşin azabından koru."
Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru."
Arşı hâmil olanlar ve onun etrafındakiler rablarının hamdiyle tesbih ve ona iyman ederler, ve iyman etmişler için de şöyle bir mağrifet dilerler: ya rabbenâ rahmet ve ılim her şey'e geniş, hemen mağrifet buyur onlara o tevbe edip yoluna uyanlara ve koru onları o cahîm azâbından
(Yaratılmış en büyük cisim olan) arşı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ederek tesbih ederler, O’na îmân ederler ve mü’minler için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: “Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin (bütün peygamberlerine vahyetmiş olduğun, İslâm) yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azabından koru!
Arş'ı¹ yüklenenler ve çevresinde bulunanlar, Rabblerini övgü ile yüceltirler. Ve O'na iman ederler. İman edenler için bağışlanma dilerler: “Rabb'imiz! Sen, rahmet ve bilgice her şeyi kuşattın. Tevbe edip senin dosdoğru yoluna uyan kimseleri bağışla. Onları Cehennem azabından koru.”
Arşı yüklenen, bir de onun etrafında bulunan (melekler) Rablerini hamd ile (tenzîh ve) tesbîh ederler. Ona îman ederler. Mü'minlerin de yarlığanmasını (şöylece) isterler: «Ey Rabbimiz, Senin rahmetin ve ilmin herşey'i kuşatmışdır. O halde tevbe edenleri, senin yoluna uyub gidenleri yarlığa, onları cehennem azabından koru».
Arşı taşıyan(2) ve onun etrâfında bulunan (melek)ler, Rablerine hamd ile (O'nu)tesbîh ederler(3) ve O'na îmân ederler ve (kendileri gibi) îmân edenler için mağfiret dilerler.(Şöyle derler:) “Rabbimiz! (Sen) herşeyi rahmet ve ilim cihetiyle kuşatmışsındır; artık tevbe edip senin yoluna uyanlara mağfiret eyle ve onları Cehennem azâbından koru!”
Arşı (yönetim merkezini) yüklenenler (sorumluluğunu taşıyan melekler) ve ona yakın olanlar; hamd ile Rablerinin yüceliğini dile getirirler, O’na (hakkıyla) iman etmekte ve (yeryüzünde bulunanlardan) iman etmiş (ve aynı zamanda insanlara güven vermiş) olanlara da (dünyada iken) istiğfar (şefaat) ederler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve bilginle kuşatmışsın! Artık (yeryüzünde bulunanlardan) tövbe edip senin yoluna uymuş olan kimseleri de bağışla ve (hesap gününde de) onları gözleri yuvalarından fırlatan dehşetli ateşin azabından koru!"(*)
“Rabbimiz! Onları ve onlardan salih amel işleyen atalarını, eşlerini ve zürriyetlerini vaat ettiğin adn cennetlerine koy. Şüphesiz ki en güçlü olan ve her şeyin hükmünü veren sensin.”
Allah’ın egelik alanını koruyan, onu dolanan melekler, çalaplarını öve öve ulularlar. Ona inanırlar. İnananların yarlıganmasını da dilerler: "Ey çalabımız! Senin esirgeyiciliğin, Senin bilgin her nesneyi kaplamıştır. Artık Sana dönenleri, sana uyanları yarlıga, onları Cehennem’in azabından koru.
Arş/ı taşıyanlar, arş/ın etrafında dolaşanlar Rablerini överek tespih ve tenzih ederler, kalpleriyle O/na inanırlar, mü/minler için yarlıganmak (bağışlanmak) dilerler: «— Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin herşeyi kaplamıştır. Artık tövbe edip yolunda gidenleri yarlığa (bağışla) , onları Cehennem azabından koru».
Arş’ı taşıyanlar⁴ ve çevresinde bulunanlar Rablerini övgüyle/hamdle tesbih ederler. O’na inanırlar ve inananlar için de “Ey Rabbimiz! Sen’in rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır, tevbe edip yolundan gidenleri bağışla ve onları cehennemin [cahîm] azabından koru” diyerek bağışlanma dilerler.
Egemenlik tahtını yüklenmiş olanlar ve çevresinde bulunanlar, rablerini hamd ile tesbih etmekte, O'na iman etmekte ve iman edenlere, “Rabbimiz! Rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp sardın. Tevbe edenlere ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru” diye mağfiret dilemektedirler.
Allah’ın Arşını taşıyanlar ve çevresindeki diğerbüyük melekler, Rablerini dâimâ övgüyle anarlar, O’na inanırlar ve yeryüzündeki müminler için bağışlanma dileyerek şöyle derler: “Ey Rabb’imiz; Senin sonsuz rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır; günahlarından tövbe edip Senin yolunu izleyen şu müminleri bağışla ve onları cehennem azâbından koru ya Rabb’i!”
Arş’ı taşıyanlar ve etrafındaki kimseler, rabb’lerinin hamdi ile tesbih ediyorlar, O’na iman ediyorlar, iman etmiş kimseler için bağışlanma diliyorlar:
“Rabbimiz! İlim ve rahmet bakımından her şeyi kapsadın! Tevbe etmiş ve senin yoluna uymuş kimseleri bağışla! Onları Cahîm’in / Yakıcı Alevli Ateş’in azabından koru!”.
Melekler evreni, tüm uydularıyla birlikte taşırlarken bir yandan, teşekkür ederler, Tanrının erişilmezliğini dile getirerek güven tazelerler. Müminler için de dua ederler. " Ya Rab! derler Mademki her şeyi sevgi ve bilgi ile sarıp sarmaladın, n'olur pişman olup senin yoluna girenleri de bağışla, ateşten koru onları."
Varlıkları yönetme merkezimiz olan Arş’ı bilenler ve onun çevresinde bulunanlar Rabbinin hükmüne, Rabbinin yasalarına uyarlar. Rabbine inananlar için bağışlanma dileyerek; "Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve senin yasalarına uyanları bağışla! Onları cehennem azabından koru!"
[Arş]ı taşıyan ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini [hamd] (övgü) ile [tesbih] ederler (yüceltirler). [*] O’na iman eder ve müminler için şöyle bağışlanma dilerler: [*] “Rabbimiz! Senin merhamet ve ilmin her şeyi kapsamıştır. Tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla; onları cehennem azabından koru!
Allah’ın hükümranlığına tam teslim olanlar ve Onun katında bir değeri bulunanlar,¹ Rablerini hamd ile yüceltir. Ona hakkıyla inanır ve îman edenler için de: “Ey Rabbimiz! Sen rahmet ve ilminle her şeyi kuşatırsın, tevbe edenleri ve senin yolunda gidenleri affet ve onları cehennem azabından koru.” diyerek af dilerler.
[ALLAH’IN] kudret tahtını[n bilgisini içlerinde] taşıyanlar ve ona yakın olanlar, ⁴ Rablerinin sınırsız ihtişamını hamd ile yüceltirler, O’na iman ederler ve [öteki] müminler için bağışlanma dilerler: “Rabbimiz! Sen her şeyi ilmin ve rahmetinle kuşatırsın: tevbe edip yoluna uyanları bağışla ve yakıcı ateşin azabından onları koru!”
Allah’ın hükümranlık tahtını taşıyanlar ve O’nun çevresinde bulunanlar her daim Rabblerini överek yüceltirler. O’na iman edip güvenirler ve müminlerin de bağışlanmaları için şöyle derler: – Rabbimiz, sen rahmetin ve ilmin ile her şeyi kuşatmaktasın. Öyleyse tövbeyle sana yönelenleri ve senin yolundan gidenleri bağışla ve onları cehennemin yakıcı azabından koru! 7/206, 39/75, 69/17
(ALLAH’IN) hükümranlık makamına (lâyık bir) sorumluluk taşıyanlar[⁴¹⁷⁴] ve O’na yakın olanlar; hamd ile Rablerinin sonsuz yüceliğini dile getirirler, O’na güvenirler ve iman eden (diğer) kimseler için bağışlanma dilerler: “Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve bilginle kuşatmışsın! Artık dönüş yapıp Senin yoluna uyanları bağışla ve onları gözleri yuvalarından fırlatan dehşetli ateşin azabından koru!”[⁴¹⁷⁵]
(Müminlere gelince) Arş'ı taşıyan melekler, Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler ve müminlerin de bağışlanmasını dileyerek: "Ey Rabbimiz!.. Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır, tevbe eden, senin yoluna tabi olan kullarım bağışla, onları cehennem azabından koru."
Arş’ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, rablerini hamd ile yüceltirler ve O’na iman ederler ve iman edenler için bağışlanma dilerler ve derler ki: "Ey Rabbimiz! Her şeyi kuşatmışsın. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna tabi olanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru. "
Arşı yüklenmiş olanlar ve onun etrafında bulunanlar, Rablerinin hamdiyle tesbihte bulunurlar ve O'na imân ederler ve imân etmiş olanlar için mağfiret dilerler: «Yarabbi! Sen her şeyi rahmet ile ve ilim ile kuşatmışsındır. Artık tövbe etmiş, senin yoluna tâbi olmuş olanlara mağfiret buyur ve onları cehennem azabından koru!» (diye niyazda bulunurlar).
Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rab'lerini zikir ve O'na hamd ederler. O'na gerçekten inanır ve müminler için şöylece af dileyip dua ederler: “Ey Ulu Rabbimiz, senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır! O halde tövbe edenleri ve Senin yoluna tâbi olanları, affet ve onları cehennem azabından koru! ” [69, 17]
Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler. O'na inanırlar ve mü'minler için (şöyle) mağfiret dilerler: "Rabbimiz, Sen rahmet ve bilgi bakımından her şeyi kapladın. Tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru!"
'Arşı hâmil olan ve 'arşın etrâfında bulunan melekler rablerinin hamdiyle tesbîh ider ve O'na îmân iylerler ve mü'minlere istiğfâr ile: "Yâ Rabbî! Her şeyi rahmetin ve 'ilmin ihâta iylemişdir. Tevbe iden ve senin yoluna ittibâ' iyleyenlere mağfiret it. Ve onları cehennem 'azâbından sakla."
Arşı (yönetim merkezini) yüklenenler[*] ile Arş’ın çevresinde olanlar, her yaptığını güzel yapan Sahiplerine boyun eğerler ve O’na güvenirler. "Sahibimiz! Bilgin ve ikramın her şeyi içine alır. Hatalarından dönüp senin yoluna yönelenleri bağışla; onları cehennemin azabından koru" diyerek müminlerin bağışlanmasını isterler.
Arşı taşıyanlar ve onun etrafında Rablerini hamd ile tesbih edenler, ona iman edenler, müminler için de mağfiret dilerler:-Rabbimiz, rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Tevbe eden ve yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem ateşinden koru!
Arş'ı taşıyan ve onun etrafında bulunan melekler Rablerini hamd ile tesbih eder, Ona iman eder ve mü'minlerin bağışlanmaları için dua ederler. “Rabbimiz, Senin rahmetin de, ilmin de herşeyi kuşatmıştır. Tevbe edip Senin yolunu izleyenleri bağışla ve Cehennem azabından koru.
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehennem azabından koru!"
anlar kim götürürler 'arşı ya'nį anlar dörtdür birinüñ ŧopuġından ayaġı altına degin biş yüz yıllıķ yoldur daħı anlar kim yörendürüsindedür ya'nį kerrūbin firişteler tesbįḥ eylerler çalabı’ların ögmeg-ile daħı inanurlar aña daħı yarlıġamaķ dilerler anlara kim įmān getürdiler “iy çalabumuz! ırdün her neseneye raḥmetdın yaña daħı bilmekdin yaña pes yarlıġa anları kim tevbe eylediler daħı uydılar yoluña daħı śaķla anları ŧamu 'aźābından.”
Ol melā’ikeler ki ‘arşı götürürler, ‘arş çevresinde olanlar daḫı tesbīḥiderler Tañrıları şükri ile. Daḫı īmān getürürler, daḫı istiġfār iderler mü’minlere. Eydürler: Yā Rabbenā senüñ raḥmetüñle ‘ilmüñ her nesneyemuḥīṭdur. Pes yarlıġa tevbe idenlere günāhlarını ve senüñ yoluña uyanlaradaḫı baġışla, daḫı ḳurtar anları cehennem ‘aẕābından. |
Ərşi daşıyanlar və onun ətrafında olanlar (mələklər) öz Rəbbini həmd-səna ilə təqdis edir, Ona (qəlbən) inanır və mö’minlərin bağışlanmasını diləyərək belə deyirlər: “Ey Rəbbimiz! Sənin rəhmin və elmin hər şeyi ehtiva etmişdir. Artıq tövbə edib Sənin yolunla gedənləri bağışla, onları cəhənnəm əzabından qoru!
Those who bear the Throne, and all who are round about it, hymn the praises of their Lord and believe in Him and ask forgiveness for those who believe (saying): Our Lord! Thou comprehendest all things in mercy and knowledge, therefor forgive those who repent and follow Thy way. Ward of from them the punishment of hell.
Those who sustain(4365) the Throne (of Allah. and those around it Sing Glory and Praise to their Lord; believe in Him; and implore Forgiveness for those who believe: "Our Lord! Thy Reach(4366) is over all things, in Mercy and Knowledge. Forgive, then, those who turn in Repentance, and follow Thy Path; and preserve them from the Penalty of the Blazing Fire!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |