16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 5. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Keżżebet kablehum kavmu nûhin vel-ahzâbu min ba’dihim(s) ve hemmet kullu ummetin birasûlihim liye/ḣużûh(u)(s) ve câdelû bilbâtili liyudhidû bihi-lhakka feeḣażtuhum(s) fekeyfe kâne ‘ikâb(i)

Onlardan önce de Nuh kavmi, yalanladı, onlardan sonraysa bölükbölük halk ve her ümmet, peygamberini yalanlamayı kendine iş edindi, buna kasdetti, onu öldürmek istedi ve gerçeği boşa çıkarmak için boş şeylere dayanarak çekiştiler, derken onları helakediverdim; azap nasıl olurmuş, görsünler.

Bunlardan önce Nuh kavmi de (peygamberlerini) yalanlamış ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da (böyle yapmışlardı). Her (azgın ve sapkın) ümmet, kendi elçilerini (susturmak ve tutuklayıp etkisiz bırakmak üzere) yakalamaya kalkışmışlardır. Hakkı yürürlükten kaldırmak için, bâtıla dayanarak (zalim ve kâfir güçlere yaslanarak) mücadeleye başvurmuşlardır. (Sonunda) Ben de onları (zillet ve hezimete uğratıp) yakaladım. Artık (bir bak ki) Benim (sonunda yakalayıp) cezalandırmam (ve intikam almam) nasılmış!

Onlardan önce Nuh kavmi, sonra da Allah'ın elçilerine karşı birleşen öteki kavimlerin tümü, peygamberleri ve gelen mesajları yalanladılar. Bu toplulukların herbiri, kendilerine gönderilen elçileri yakalayıp öldürmek için, onlara karşı tuzaklar kurdular ve tek gerçeği boşa çıkarmak için, değersiz ve geçersiz delillerle karşı koydular. Bu yüzden onları yakaladım, azabım nasıl olurmuş görsünler.

Onlardan önce Nûh kavmi, onlardan sonra çeşitli topluluklar, gönderilen peygamberleri yalanlamışlardı. Her millet kendisine gelen Rasulü yakalayıp cezalandırmaya, ona suikast yapmaya niyetlendi. Bâtılı hakkın, hak, kutsal kitapların yerine koymak için batıl delillerle mücadele ettiler. Ben de onları kıskıvrak yakalayıp işlerini bitirdim. Peygamberlerimi yalanlama, hakkın yerine bâtılı koyma suçuna denk, onları adâletle nasıl cezalandırdığımı bir görsünler.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/196-197; 31/24.

Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonraki fırkalar da yalanladılar. Her ümmet peygamberlerini yakalamaya yeltendi. Hakkı ortadan kaldırmak için batıla dayanarak mücadele ettiler. Böylece ben de onları yakaladım. Benim cezalandırmam (bak) nasıl oldu?

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra (sayısı çok) fırkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları (azapla) yakaladımm. Artık Benim cezalandırmam nasılmış? (görmüş oldular.)

Senin kavminden önce Nûh kavmi, Nûh kavminin arkasından da peygamberlerine karşı birleşen kâfirler tekzib etmişlerdi; ve her ümmet kendilerinin peygamberini yakalayıb öldürmek kasdinde bulundu. Hakkı bâtıl ile yok etmek için boşuna mücadele ettiler. Nihayet ben de onları (azabımla) yakalayıverdim. Bak, nasıl oldu azabım!...

Onlardan önce de Nuh kavmi ile onlardan sonra gelen müttefikler, (peygamberleri) yalanladılar. Her bir toplum kendilerine gelen peygamberi tutmak (engellemek) için uğraştılar. Ona karşı hakkı ezmek için batıl bir silah ile mücadele ettiler. Bunun üzerine Ben, onları yakalayıverdim. İşte ağır azabımın nasıl olduğunu görün!

Onlardan önce Nûh toplumu ve bunların ardından da işbirlikçi gruplar, peygamberlerini yalanlamışlar ve her toplum kendi peygamberini yakalayıp etkisiz hale getirmek istemiştir. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!

Onlardan önce Nuh'un ulusu, onlardan sonra da, birtakım bölükler yalanlamıştı, her ümmet peygamberini yakalamak istedi, hakkı batırmak için, bâtılla uğraştılar, ben onları yakaladım, imdi, azap niceymiş

Onlardan önce Nuh'un kavmi ve onlardan sonraki topluluklar da (elçileri) yalanlamıştı. Öyle ki, her ümmet kendi resulünü yakalayıp cezalandırmaya (öldürmeye) azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış (gördüler)!

Ânlardan evvel Nûh’ın kavmi ânı tekzîb itdiler. Ândan sonra da bir çok ümmetler ’aynını yapdılar. Her ümmetin kâfirleri rasûlleri ’aleyhine fesâd tertîb itdi, ânları cebren ellerine almak istiyorlar idi. Bâtıl kuvvetiyle hakka galebe içün mücâdele idiyorlar idi. Lâkin ben anları zabt itdim, tâ ki ’azâbımın nasıl oldığını görsünler.

Onlardan önce, Nuh milleti, ardından, peygamberlere karşı gelen topluluklar da peygamberlerini yalanlamış; her ümmet, peygamberini cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı batılla gidermek için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine Ben onları yakaladım. Cezalandırmam nasılmış?

Onlardan önce Nûh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı. Her ümmet kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış, (gördüler)!

Bunlardan önce Nûh’un kavmi, onların ardından da çeşitli topluluklar ilâhî gerçeği yalanlamış, her topluluk kendi peygamberlerini yakalayıp etkisiz hale getirmeye kalkışmış, asılsız iddialarla gerçeği ortadan kaldırmak için mücadele vermişlerdi; sonunda onların yakalarına yapıştım. Nasılmış benim cezalandırmam, gördüler!

Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!  

 Âyette, Mekke kâfirlerinden önce gelen, Âd, Semûd ve Lut kavimleri gibi birtakım milletlerin inkârlarına, peygamberlerini yakalayıp öldürme çabaların... Devamı..

Onlardan önce Nuh'un halkı da yalanlamıştı ve onlardan sonra bir çok parti de... Her topluluk elçilerini etkisiz hale getirmeye çalıştı. Gerçeği gidermek için boş ve yalnış şeylerle tartıştılar. Sonunda onları yakaladım; cezalandırmam nasılmış?

Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. Ben de onları tuttum, alıverdim. (Bak o zaman) azabım nasıl oldu?

Onlardan evvel Nuhun kavmı arkalarından da Ahzab tekzib etmişlerdi ve her ümmet kendi Resullerini yakalamak kasdinde bulundu ve hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler de ben onları tuttum alıverdim o vakıt nasıl oldu ıkabım?

Onlardan önce Nûh kavmi ve onlardan sonraki çeşitli topluluklar da, (kendilerine gönderilen peygamberlerini) yalanlamışlardı. (Hakkı inkâr eden) her ümmet, kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya (öldürmeye) azmetmişti. Hakkı yok etmek için bâtıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları (azabımla) yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış (gördüler)!

Onlardan önce Nuh halkı ve onlardan sonraki topluluklar da yalanladılar. Her ümmet, kendi resûllerini yalanlamaya yöneldi. Hakk'ı, Batıl'la yok etmek için mücadele ettiler. Ben de onları yakalayıverdim. Akabinde cezalandırmam nasılmış gördüler!

Onlardan evvel Nuuh kavmi de, bunlardan sonraki sürü sürü fırkalar da (peygamberlerini) yalan saydı (lar). (Bunlardan) her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamayı kasdetdi. Hakıykatı olmayan (şeyler) le hakkı yok edebilmeleri için savaşıb durdular. Neticede ben de onları tutub yakaladım. İşte (bak) benim azabım nice imiş!

Onlardan önce Nûh kavmi ve onların ardından (Âd ve Semûd gibi çeşitli) topluluklar(da) yalanlamışlardı. Her ümmet kendi peygamberlerine kasdetmişti, tâ onu (öldürmek için)yakalayıversinler; ve bâtıl uğruna mücâdele ettiler, tâ onunla hakkı ortadan kaldırsınlar! Derken onları (o hâlleri üzere azâbımla) yakalayıverdim; artık (bak) azâbım nasıl oldu!

Onlardan önce Nuh kavmi ve onların ardından da işbirlikçi gruplar (kendi elçilerini) yalanlamışlar ve her (azgın ve sapkın) toplum kendi elçisini yakalayıp etkisiz hâle getirmek istemiştir. Ve Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri sürerek tartışmışlardı. Nihayet (bunları yaptıklarından dolayı) ben de onları (azabımla) yakalayıverdim. Benim cezalandırmam (bak) nasıl oldu? *

(*) Âyette, daha önce gelen, Âd, Semûd ve Lut kavimleri gibi birtakım milletlerin inkârlarına, peygamberlerini yakalayıp öldürme çabalarına, buna karş... Devamı..

Daha önceden Nuh kavmi ve onlardan sonra da bir topluluk (ahzab) yalanlamıştı. Her ayrı inanç sahibi topluluk, kendilerine gelen elçiyi yakalayıp yok etmek için saldırmış, batıl inançlarıyla hakkı yok etmek için mücadele etmişlerdi. Bende onları yakalamıştım. Şimdi bak bakalım onların sonu nasıl olmuş?

Onlardan önce Nuh ulusu, onlardan sonra gelen bölüntüler de elçilerini yalancı saymışlardı. Her ulus kendi elçisini yakalayıp öldürmek istedi. Doğruyu eğri ile yoketmek için tartışıp durdular. Derken Ben de onları yakaladım. Bak, benim azabım nice oldu.

Onlardan evvel Nuh kavini, onlardan sonra gelen fırkalar da [⁶] peygamberlerini yalancı saymışlardı. Her bir ümmetin maksadı peygamberlerini yakalayıp öldürmekti. Hak/kı ayak altına almak uğrunda boş sözlerle çene çalmışlardı. Ben de onları yakaladım, ukubetim nasıl oldu? Bak azabımdan kurtulabildiler mi?

[6] Âd ve Semud kavimleri.

Onlardan önce Nûh kavmi ve onlardan sonra gelen gruplar [ahzâb] da yalanlamışlardı. Her ümmet kendi elçilerini yakalayıp öldürmeye kastetmiş ve hakkı batılla yok etmek için mücadele vermişlerdi. Bu yüzden onları yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış (gördüler).

Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra da çeşitli topluluklar (yalanladı). Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamaya yeltendi ve hakkı batılla gidermek için mücadeleye girişti. Ben de onları yakalayıverdim. İşte benim cezalandırmam nasılmış (gördün mü)?

Onlardan önce Nûh kavmi ve daha sonraki inkârcı toplumlar da ayetlerimi yalanlamışlardı. Her toplum, kendilerine gönderilen Peygamberi veya dâvetçiyi yakalayıp ortadan kaldırmaya yeltenmiş; elçilerin ortaya koyduğu hakikati çürütüp geçersiz kılmak amacıyla, onlara karşı yanlış ve yanıltıcı delillerle, yalan ve iftiralarla, çirkin komplolarla, yani bâtıl ile karşı koymuşlardı. Fakat sonunda onları, korkunç bir azapla yakalayıvermiştim! İşte o zaman gördüler; nasılmış Benim cezalandırmam!

Onlardan önce Nûh’un kavmi yalanladı, onlardan sonraki Hızipler / Partiler de (yalanladı)! Her bir ümmet, tutup yakalamak için rasûlüne suikast yaptı. Hakk’ı ortadan kaldırmaları için Bâtıl’ın yanında mücadele ettiler. Onları yakaladım. Benim ikabım (ceza vermem / azabım) nasıldı?

Daha önceki Nuh Kavmi; işbirlikçi Ad ve Semûd halkları da inkarcıydılar. Hepsi de kendi elçilerini öldürmeye kalkıştılar. Hakikati yok etmek için akıl almaz şeyler yaptılar. Ben de onları öyle bir yakaladım ki takip nasıl olurmuş gördüler.

Onlardan önce Nuh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da ayetlerimizi yalanlamıştı. Her toplum kendilerine gönderdiğimiz elçileri yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Elçilerimizin onlara tebliğ ettiği gerçekleri yok etmek için yalanlarıyla tartışmışlardı. Bu nedenle onları kıskıvrak yakaladık. Onlara cezalar yağdırdık. Cezam nasılmış gördüler.

Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki gruplar da (peygamberlerini) yalanlamışlardı. Her ümmet, kendi elçisini yakalamaya azmetmişti. [*] [Batıl] sayesinde gerçeği iptal etmek için mücadele etmişlerdi. [*] (Bunun üzerine onları) kıskıvrak yakalamıştım. Azabım (bak) nasıl olmuştu!

Ayette geçen [hemmet] fiili “azmetmek”, “harekete geçmek”, “canla başla uğraşmak”, “tuzaklar kurmak”; “plan ve entrikalar yapmak” gibi anlamlar içerme... Devamı..

Onlardan önce Nûh toplumu ve daha sonra gelen farklı toplumlar da (Peygamberlerini) yalanladılar. Hattâ her ümmet, kendi Peygamberini öldürmeğe (bile) yeltenip, hakkın yerine bâtılı hâkim kılmak için çalıştılar. Ben de onları helâk ediverdim. (Sonunda) Benim cezâlandırmam, nasılmış? (gördüler.)

Onlardan önce Nûh kavmi, sonra da [Allah’ın elçilerine karşı] birleşen [öteki kavim]lerin tümü ² hakikati yalanladılar; bu toplulukların her biri kendilerine gönderilen elçileri yakalayıp ortadan kaldırmak için onlara karşı tuzaklar kurdular; ³ ve hakikati etkisiz hale getirmek için [elçilerin getirdikleri mesaja] yanlış ve yanıltıcı delillerle karşı koydular; bu yüzden onları hesaba çektim: ne çetindir Benim intikamım!

2 Karş. 38:12-14, bu ayette “birleşenler”in (ahzâb) bir kısmı tek tek sayılmıştır; ayrıca bkz. bu surenin 30. ayeti vd.3 Lafzen, “her topluluk kendi e... Devamı..

Nitekim onlardan önce Nuh Kavmi ve onların peşinden gelen topluluklar da elçilerini yalancılıkla suçlamış, hatta her topluluk elçilerini yakalayıp ortadan kaldırmanın planlarını yapmış, hakkı etkisiz kılmak için batıl yollara başvurarak canla başla mücadele etmişti. Fakat sonuçta ben de onları kıskıvrak yakalamıştım. Benim cezalandırmam nasılmış görsünler! 6/34, 11/120

Onlardan önce Nûh kavmi ve peşlerinden gelen tüm kafadarlar da yalanlamıştı; her toplum kendi elçisini yakalayıp ondan kurtulmanın planlarını yapmıştı;[⁴¹⁷³] bâtıl uğruna hakikati kendi kendisiyle alt etmeye çalışmak gibi yanlış ve yanıltıcı bir mücadele yöntemini benimsediler. Fakat, sonuçta Ben onları yakaladım: ve cezalandırma nasıl olurmuş gördüler!

[4173] Hz. Musa’ya yapılan gibi (28:20). Nebi’ye, suikast planları imâen haber verilmektedir.

Onlardan önce Nuh kavmi de -peygamberlerini- yalanladı. Sonraki ümmetler de! Her ümmet kendi peygamberini yakalamaya yeltendi; (öldürmeye teşebbüs etti, hatta öldürenler de oldu) hakkı batılla yok etmek için mücadele de etti. (Şirk ve küfürde direndi, bu yüzden) En sonunda ben de onları kıskıvrak yakaladım! (Cezalarını verdim) Azabım nasılmış? (Harabeleri göz önünde, onlar görsün de ibret alsınlar)

Onlardan önce Nûh’un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı. Her ümmet kendi resullerini yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeylerle ona karşı mücadele etmişlerdi. Bu yüzden onları hemen yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış, (gördüler)!

Onlardan evvel Nûh kavmi (peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onlardan sonraki tâifeler de (tekzîpte bulunmuşlardır). Ve her kavim, peygamberlerine kastetmişlerdi, onu yakalayıversinler diye ve bâtıl ile mücadelede bulunmuşlardı, onunla hakkı gidermek için. Sonra onları yakaladım. Artık ukûbetim nasıl oldu (bir düşünülmelidir!).

Kendilerinden önce Nûh halkı, onlardan sonra gelen daha birtakım gruplar da dini yalan saydılar. Her toplum tartaklamak için, resullerine karşı harekete geçtiler ve hakkı yıkmak için birtakım batıl iddialar ileri sürdüler, ama Ben de onları kıskıvrak yakalayıverdim. İşte düşünün: Benim cezalandırmam nasılmış, bir görün! [3, 196-197; 31, 24]

Onlardan önce Nuh kavmi ve onlardan sonra gelen kollar da yalanladı. Her millet, elçisini yakalamağa yeltendi; hakkı gidermek için boş şeyler ileri sürerek tartıştılar. Bu yüzden onları yakaladım. (Bak işte) Azabım nasıl oldu?!

Onlardan evvel Nûh kavmi ve Nûhdan sonra akvâm-ı sâire rasûllerini tekzîb itdiler. Ve her ümmet kendi rasûllerini ahz ve helâk itmeğe sarf-ı himmet iylediler, hakkı izâle ve bâtıl içün bâtıl kelâmlarla peygamberleriyle mücâdele ve münâkaşa itdiler. Bunun üzerine onları ahz ve helâk itdim. Görsünler ki 'ikâbım nasıl oldı.

Onlardan önce Nuh’un halkı ve arkalarından gelenler de yalana sarıldılar. Her toplum (ümmet), kendi batıllarıyla bu hakkı ortadan kaldırmak için mücadeleye girerek, kendilerine gelen elçiyi avuçlarının içine almaya çalıştılar. Ben de onları oradan aldım. Cezalandırmam nasılmış (gördüler)?

Onlardan önce Nuh Kavmi ve onlardan sonra da peygamberlerine karşı gelen her toplum yalanlamış, peygamberlerini yakalamak ve hakkı ortadan kaldırmak için batılın mücadelesini vermişti. Ama ben, onları yakalamıştım. Cezalandırmam nasıldı?

Bunlardan önce Nuh kavmi ile onu izleyen topluluklar da peygamberlerini yalanlamışlardı. Herbir ümmet, peygamberini ele geçirmeye kalktı ve hakkı gidermek için bâtıla sarılarak mücadele etti. Sonra Ben onları yakalayıverdim de cezamın nasıl olduğunu gördüler.

Onlardan önce Nûh kavmi yalanlamıştı. Onlardan sonra gelen oymaklar da. Her ümmet kendilerine gelen elçiyi yakalasınlar diye uğraştı. Ve hakkı işlemez kılmak için yanlışı/tutarsızlığı esas alarak mücadele ettiler; nihayet onları yakaladım. Nasıl olmuştu azabım?!

yalan duttı anlardan ileri nūḥ ķavmı daħı bölükler anlardan śoñra. daħı ķaśd eyledi her ümmet yalavaçlarına tā dutalar anı daħı dartışdılar bāŧıl-ıla tā bāŧıl eyleyeler anuñ-ile ḥaķķı. pes duttum anları pes nite oldı 'aźābum!

Yalanladı anlardan burun nebīleri Nūḥ ḳavmi, aḥzāb daḫı Nūḥ ḳavmindenṣoñra. Daḫı ḳaṣd itdi her ümmet nebīlerini öldürmeg‐içün. Daḫı çekişdilerbāṭıl bile ḥaḳḳı gidermeg‐içün. Pes helāk itdüm anları. Gör nice oldı benüm‘aẕābum.

Onlardan əvvəl Nuh qövmü, sonrakı (kafir) firqələr də (Ad, Səmud tayfaları və başqaları peyğəmbərlərini) təkzib etmiş, hər ümmət öz peyğəmbərlərini yaxalamağa (tutub öldürməyə) cəhd göstərmiş və haqqı yalana çıxartmaq məqsədilə boş sözlərlə mübahisə aparmışdılar. Buna görə də Mən onları əzabla yaxaladım. (Ya Peyğəmbər! Bir görəydin) Mənim cəzam necə oldu!

The folk of Noah and the factions after them denied (their messengers) before these, and every nation purposed to seize their messenger and argued falsely, (thinking) thereby to refute the Truth. Then I seized them, and how (awful) was My punishment.

But (there were people) before them, who denied (the Signs),- the People of Noah, and the Confederates(4361) (of Evil) after them; and every People plotted against their prophet, to seize him, and disputed by means of vanities,(4362) therewith to condemn the Truth; but it was I that seized them! and how (terrible)(4363) was My Requital!

4361 Cf. 38:11-13, and n. 4158. All the hosts of wickedness collected together from history will have no power against Allah's Truth, or the Messenger... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.