Men ‘amile seyyi-eten felâ yuczâ illâ miślehâ(s) vemen ‘amile sâlihan min żekerin ev unśâ ve huve mu/minun feulâ-ike yedḣulûne-lcennete yurzekûne fîhâ biġayri hisâb(in)
Kim bir kötülükte bulunursa ancak onun misli olan bir ceza ile cezalanır ve erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi bir işte bulunansa işte o çeşit kişilerdir ki cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar.
"Kim bir kötülük (suç) işlerse, kendi mislinden (ve hak ettiğinden) başkasıyla cezalandırılmayacaktır. Erkek olsun, kadın olsun, kim de mü’min olarak (Hakka uyarlı ve halka yararlı) salih bir amelde bulunursa işte onlar, içinde hesapsız rızıklandırılmak üzere cennete sokulacaklardır."
Kim dünyada bir kötülük yapmışsa, sadece yaptığı kadarıyla cezalanacaktır, kim de ister erkek olsun, ister kadın olsun, iman edip doğru ve iyi işler yapmışsa cennete girecek ve orada kendisine, hesapsız nimetler verilecektir.
“Kim bir kötülük işlerse, ona, yaptığı kötülüğe denk bir ceza verilir. Kim de, erkek veya kadın mü'min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerse, işte onlar Cennet'e girecekler. Orada onlara hesapsız nimet ve rızık verilecektir.”
Kim bir kötülük işlerse sadece onun benzeriyle cezalandırılır. Erkek olsun, kadın olsun kim de mü'min olarak bir salih amel işlerse işte onlar cennete girerler; orada hesapsızca rızıklandırılırlar.
'Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkasıyla ceza görmez; kim de -erkek olsun, dişi olsunbir mü'min olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.'
Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misli ile cezalandırılır. Erkek ve kadından her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada hesabsız olarak rızıklandırılırlar.
Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misliyle cezalandırılır. Erkek olsun kadın olsun, kim mümin iken yararlı bir iş yaparsa, işte onlar Cennete girerler, hesapsız bir şekilde orada rızıklandırılırlar.
“Kim bir kötülük işlerse, ona denk bir ceza görür. Kadın veya erkeklerden kim mümin olarak yararlı bir iş yaparsa, işte onlar cennete girecekler; orada onlara hesapsız rızık verilecektir.”
Bir kötülük işliyen, ancak benzeriyle ceza olunur, inanmış bulunan ya bir erkek, ya bir kadın, bir onat iş işlerse, işte bunlar cennetliktir, orada onlara sayısız azık verilir
“Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü'min olarak doğru ve yararlı iş yaparsa, işte onlar cennete girecek ve orada onlara hesapsız rızık verilecektir.”
"A’mâl-i seyyiede bulunanlar mukâbilinde ancak seyyiât göreceklerdir. Erkek veyâ kadın olsun a’mâl-i sâlihada bulunanlar ve îmân idenler cennete idhâl olunacaklar ve orada hesâbsız rızka nâil olacaklardır."
"Kim bir kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler; orada hesapsız şekilde rızıklanırlar."
“Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.”
Kim bir kötülük yapmışsa sadece o kötülüğünün miktarınca ceza görecektir; kim de -erkek olsun kadın olsun- inanmış bir kişi olarak dünya ve âhirete yararlı iş yapmışsa işte böyleleri de cennete girecekler, orada kendilerine hesapsız nimetler verilecektir.”
Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
Kim kötülük işlerse kendisine ancak onun kadar bir ceza verilir. Erkek veya kadın kim inançlı olarak erdemli işler yaparsa onlar cennete girerler ve orada hesapsız olarak nimetlenirler.
"Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık verilir."
Her kim bir kötülük yaparsa ona onun gibi kötülükten başka karşılık olmaz, gerek erkekten, gerek dişi her kim de mü'min olarak iyi bir iş işlerse işte onlar Cennete girerler, orada hisabsız merzuk olurlar
Kim dünyada bir kötülük yapmışsa, (âhirette) sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılacaktır, erkek ya da kadınlardan, her kim mü’min olarak sâlih bir amel işlemişse (ve îmânlı bir şekilde vefat etmişse) cennete girecek ve orada kendisine, hesapsız nimetler verilecektir.
Kim bir kötülük yaparsa, ona yaptığının karşılığından fazlasıyla karşılık verilmez. Erkek veya kadın, her kim mü'min olarak salihi¹ yaparsa, işte onlar hesapsız şekilde rızıklanmak üzere Cennet'e girerler.
«Kim bir kötülük işlerse ona bunun benzerinden başkasıyle karşılık yapılmaz. Kim de — erkek olsun, kadın olsun, (fakat) o mü'min olarak — iyi amel (ve hareket) de bulunursa işte onlar, içinde hesabsız rızıklara kavuşdurulmak üzere, cennete girerler».
“Kim bir kötülük yaparsa, bu yüzden ancak onun misliyle cezâlandırılır. Erkek veya kadın, kim de bir mü'min olarak sâlih bir amel işlerse, işte onlar Cennete girerler; orada hesabsız olarak rızıklandırılırlar.”
Kim (dünyada) bir kötülük yapmışsa, sadece yaptığı kadarıyla ceza alacaktır, kim de ister erkek olsun ister kadın olsun, iman edip doğru ve iyi işler yapmışsa cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaktır.
Kim bir kötülük yaparsa, ancak yaptığı kötülüğün benzeriyle karşılık bulur. Erkek ve kadınlardan kimde inanmış olarak, doğru ve güzel ameller yaparsa, işte onlar cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.
Herkim bir kötülük işlerse o, ancak benzerleriyle cezalandırılacaktır. Erkek olsun kadın olsun, herkim inanır, iyilik de işlerse bu gibiler Cennet’e girecekler, orada sayısızca azıklanacaklardır.
«— Her kim kötülük işlerse ancak onun kadar ceza görecek. Fakat erkek olsun, kadın olsun her kim mü/min olduğu halde iyilik işlerse işte onlar Cennete girecekler, orada sayısız rızk ve nimetlere nail olacaklar».
“Kim bir kötülük işlerse, kendi mislinden başkalarıyla ceza görmez. Kim de erkek olsun, dişi olsun; kendisi bir mümin olarak salih bir amelde bulunursa, işte onlar, içinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere cennete girerler.”
“O âhiret yurdu ki, kim bir kötülük yapmışsa, ancak yaptığı kadarıyla cezalandırılacaktır ve —ister erkek, ister kadın olsun— her kim de Allah’a ve âhiret gününe inanarak güzel ve yararlı işler yaparsa, işte onlar da cennete girecekler ve orada onlara, hadsiz hesapsız nîmetler verilecektir.”
“Kim kötü bir şey işlediyse, onun benzerinden başka karşılık verilmez. Erkek olsun, kadın olsun bir mümin olarak, kim de salih amel işlediyse (iyi iş yaptıysa), işte onlar Cennet’e girerler; orada hesap dışı rızıklandırılırlar”.
Kötülük yapanlar bire bir karşılık görürler. Yararlı iş yapanlar ise, -bay bayan farketmez, yeterki inanmış olsun-, mutlaka cennete girecekler ve orada sınırsız nimete sahip olacaklardır.
“Kim bir kötülük işlerse, işlediği suçun cezasını alır. Kim de kadın veya erkek mümin olarak faydalı bir iş yaparsa; işte onlar cennete girecekler. Cennette onlara hesapsız rızık verilir.”
Kim herhangi bir kötülük işlerse, kendisine sadece o kadar karşılık verilecektir. [*] Erkek veya kadın kim mümin olarak iyi iş yaparsa işte onlar cennete gireceklerdir; orada kendilerine hesapsız rızık verilecektir.
“Kim bir kötülük işlerse, sadece tam karşılığıyla cezâlandırılır. Erkek veya kadın kim de îman etmiş olarak inandığı iyi işleri yaşarsa, onlar da içerisinde hesapsız olarak rızıklandırılmak üzere, cennete girer.”
[Orada,] kim bir kötülük yapmışsa sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılacaktır; kim de, ister erkek ister kadın olsun, iman edip doğru ve yararlı işler yapmışsa cennete girecek ve orada kendisine hesapsız nimetler ²⁸ verilecektir!
– Kim kötülük yaparsa cezası sadece yaptığı kötülük kadardır. Ama ister erkek olsun, ister kadın olsun kim de mümin olarak iyi ve güzel işler yaparsa, işte bunlar da cennete girecekler orada haddi hesabı olmayan nimetlere kavuşacaklar. 4/124, 16/97
Kim bir kötülük işlerse, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır; ama kim de imanlı olarak güzel davranış sergilerse, -erkek ya da kadın fark etmez- işte bu gibiler cennete girecek ve orada onlara haddi hesabı olmayan nimetler ikram edilecektir.”
"Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek kim de, iman ederek sâlih ameller işlerse, cennete girerler ve orada hesapsız nimetlere ererler."
"Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, her kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızık!andıracaklardır. "
«Her kim bir kötüIük yaparsa mislinden başkasıyla cezalandırılmaz, ve her kim erkek olsun kadın olsun imân sahibi olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa işte onlar cennete giriverirler, orada hesapsız derecede merzûk olurlar.»
“Kim bir kötülük işlerse, sadece o kadar cezalandırılır. Ama, mümin olarak, ister erkek ister kadın, kim makbul ve güzel bir iş yaparsa, işte onlar cennete girer ve orada hesapsız nimetlere nail olurlar. ”
Kim bir kötülük yaparsa sadece onun (yaptığı kötülük) kadar cezalanır, ama erkek ve kadından her kim inanarak faydalı bir iş yaparsa onlar cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızık verilir.
Seyyie işleyen ancak misliyle cezâ olunur. Erkek ve kadından mü'min oldığı halde 'amel-i sâlih işleyenler cennete dâhil olub orada hesâbsız merzûk olurlar.
Kim bir kötülük yaparsa yaptığının dengi dışında bir ceza görmez. İster kadın, ister erkek olsun; inanıp güvenen ve iyi iş yapan kimse de cennete girer. Orada onlara hesapsız rızık verilir.
Kötülük yapan kimse onun benzerinden başkasıyla cezalandırılmaz. Erkek olsun, kadın olsun kim mü'min olarak iyilik yaparsa, işte onlar da cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.
“Kim bir kötülük işlerse, ancak onun misliyle karşılık görür. Herhangi bir erkek veya kadın, inanmış olarak güzel bir iş yaparsa, işte onlar Cennete girerler ve orada hesapsız şekilde nimetlenirler.
"Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar."
her kim işleye yavuz işi cezā virilmeye illā ancılayın daħı her kim işleye eyü işi irkekden yā dişiden ol mü’min-iken pes anlar givürineler uçmaġa rūzį virineler anuñ içinde ḥisābsuz.”
Kim yamanlıḳ işlese cezā görmez, illā anuñ gibi ve kim ‘amel‐i ṣāliḥ işleseirkekden yā dişiden ol mü’min iken, pes anlar cennete girerler. Rızḳ viri‐lürler anlara anda ḥisābsuz.
Hər kəs bir pislik etsə, o ancaq pisliyi qədər cəza alar. Amma hər kişi, yaxud qadın mö’min ikən bir yaxşılıq etsə, belələri Cənnətə daxil olub saysız-hesabsız ruziyə çatar!
Whoso doeth an ill deed, he will be repaid the like thereof, while whoso doeth right, whether male or female, and is a believer, (all) such will enter the Garden, where they will be nourished without stint.
"He that works evil will not be requited but by the like thereof: and he that works a righteous deed - whether man or woman - and is a Believer- such will enter the Garden (of Bliss): Therein will they have abundance(4413) without measure.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |