Veyâ kavmi innî eḣâfu ‘aleykum yevme-ttenâd(i)
Ve ey kavmim, ben, o feryadü figan, o boşuna bağırıp söylenme günündeki halinizden korkuyorum.
"Ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz felaket) gününden korkmaktayım."
Ve ey kavmim! Ben o boşuna bağrışıp, çağrışacağınız kıyamet günündeki halinizden korkuyorum.
“Ey kavmim, ben sizin adınıza, feryad-ü figan edilecek bir vâveylâ gününden korkuyorum.”
Ey kavmim! Ben sizin hakkınızda o çağrışma gününden korkuyorum.
'Ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz kıyamet) gününden korkuyorum.'
Ey Kavmim! Gerçekten ben, başınıza gelecek çağrışma gününden (imdad için birbirinizi yardıma çağıracağınız kıyamet gününden) korkuyorum.
“Ey kavmim! Sizin için feryad u figan edilen bir günden dolayı korkarım.
32,33. “Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağırışıp çağırışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.”
«Ey ulusum! Ben sizlere çağırışma gününün gelmesinden korkarım!»
32-33. “Ve ey kavmim! Doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz) ve arkanıza dönüp kaçmaya çalışacağınız günden korkuyorum. (O gün) sizi, Allah'(ın azabın)dan kurtaracak kimse yoktur. Allah, kimi (yaptıkları yüzünden) sapıklıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek de yoktur.”
"Ey kavmim sizin içün insânların biri birilerine bîgâne kalacakları günden korkuyorum."
"Ey milletim! Ahu figan gününden sizin hesabınıza korkuyorum."
32,33. “Ey kavmim! Gerçekten sizin için, o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçmaya çalışacağınız günden korkuyorum. (O gün) sizi, Allah’(ın azabın)dan kurtaracak kimse yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek de yoktur.”
Ey kavmim! İnsanların çığrışacağı günde başınıza gelecek olanlardan korkuyorum.
32, 33. «Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.»
"Halkım, sizin için Toplanma Gününden korkuyorum."
"Ey kavmim! Ben size gelecek o çağrışma gününden (kıyamet gününden) korkuyorum."
Hem ey kavmım! hakıkaten ben size o çığrışma gününden korkarım
32-33. Ve ey kavmim! Gerçekten ben sizin için o feryat (edeceğiniz) ve arkanıza dönüp kaçmaya çalışacağınız günden korkuyorum. (O gün) sizi, Allah’ (ın azabın) dan kurtaracak kimse yoktur. (Israrla hakkı inkâr ettiğinden ve hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediğinden dolayı) Allah kimi (cüz’î irâdesi ile tercih etmiş olduğu) sapkınlıkta bırakırsa artık onu doğru yola iletecek, hiçbir kimse yoktur.
«Ey kavmim, hakıykat ben size karşı o bağrışıb çağırışma gününden endîşe etmekdeyim».
32,33. “Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için bağrışıp çağrışma gününden (kıyâmet gününden, hesab yerine) arkanızı dönen kimseler olarak (Cehenneme) gideceğiniz günden korkuyorum. (O gün) sizi Allah'(ın azâbın)dan kurtaracak hiçbir kimse yoktur. Bununla berâber Allah kimi (isyanındaki inadı yüzünden) dalâlete atarsa, artık onu hidâyete erdirecek hiçbir kimse yoktur.”(2)
"Ve ey halkım, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz felaket) gününden korkmaktayım."
Ey kavmim! Birbirinizi yardıma çağıracağınız günün azabının, sizin üzerinize gelmesinden korkuyorum.”
Ey ulusum! Gerçekten ben sizin için o bağrışıp çağrışma gününden korkuyorum.
«— Ey kavmim! Ben size nidanın çoğalacağı günün [⁴] yani arka verip döneceğiniz [⁵] günün azabından korkuyorum.
“Ey kavmim! Muhakkak ki ben sizin için bağrışıp çağrışma gününden korkuyorum.”
“Ve ey kavmim! Doğrusu ben sizin için o çığlık (basacağınız kıyamet) gününden korkuyorum.”
“Ey halkım! Dünyada uğrayacağınız felâketler bir yana; doğrusu ben,insanlar Allah’ın huzurunda yargılanırken, zâlimlerin pişmanlıktan hıçkıra hıçkıra ağlayacağı o Feryat Günü olacaklar için, sizin adınıza cidden çok korkuyorum!”
-“Ey kavmim! Ben, size (gelecek) Feryat günü’nden korkuyorum”.
Sevgili milletim! doğrusu ben, sizin adınıza, o bağrışmalar gününden korkuyorum.
“Ey kavmim! Gerçekten hesaba çağrılacağınız günden korkuyorum!”
Ey kavmim! Şüphesiz ki sizin için o bağrışıp çağrışma gününden korkuyorum.
32,33. “Ve ey kavmim! Doğrusu ben sizin için o herkesin feryat ederek arkasını dönüp kaçmak isteyeceği (kıyamet)¹ gününden korkuyorum. O gün sizi Allah’ın azabından kurtaracak kimse de yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun için bir yol gösterici de yoktur.”
Ey kavmim! Sizin için, [sıkıntıyla] birbirinizi çağıracağınız Gün[ün, Hesap Günü’nün gelmesin]den korkuyorum;
Ey halkım, ben herkesin feryat edeceği bir gün sizin de başınıza geleceklerden endişe ediyorum. 18/47
“Ey Kavmim! Ben, herkesin birbirinden imdat dilediği o günün aleyhinize sonuçlanmasından korkuyorum.
Ey kavmim doğrusu ben- sizin namınıza- o feryad gününden (suçluların çırpınıp feryad edecekleri kıyamet gününden) endişe ediyorum.
Ey kavmim, sizin için o (hesap gününde) feryadı figan gününden korkuyorum.
«Ve ey kavmim! Ben sizin üzerinize o feryâd-ü figan edilecek günden korkuyorum.»
“Ey benim milletim! Ben sizin hakkınızda o feryad-u figan gününden, birbirinizden imdad isteyeceğiniz günden endişe ediyorum. ”
Ey kavmim, sizin için o (Yüce Divana) çağırma (yahut feryadetme) gününden korkuyorum.
"Ey Kavmim! Ben sizin üzerinize nâsın birbirinden nefret iylediği günden (kıyâmet) korkarım."
Ey halkım! Karşılıklı bağrışmaların olacağı günden, sizin adınıza endişeleniyorum.
-Ey halkım, ben sizin için feryat gününden korkuyorum.
“Ey kavmim! Ben sizin hakkınızda o feryat ve figan gününden korkuyorum.
"Ey toplumum, sizin adınıza o bağırıp-çağrışma gününden korkuyorum."
“daħı iy ķavmum! bayıķ ben ķorķarın sizüñ üzerüñüze ķıġrışmaķ günin.”
İy ḳavmüm, ben ḳorḳarın sizüñ üstüñüze ḳıyāmet güninde.
Ey qövmüm! Mən sizə üz verəcək vaveyla günündən qorxuram!
And, O my people! Lo! I fear for a Day of Summoning,
"And O my people! I fear for you a Day(4404) when there will be Mutual calling (and wailing),-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |