18 Nisan 2025 - 20 Şevval 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 25. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felemmâ câehum bilhakki min ‘indinâ kâlû-ktulû ebnâe-lleżîne âmenû me’ahu vestahyû nisâehum(c) vemâ keydu-lkâfirîne illâ fî dalâl(in)

Musa, katımızdan gerçekle onlara gelince öldürün demişlerdi, onunla beraber inananların oğullarını ve bırakın kadınlarını; kafirlerin düzeni, ancak gerçekten dışarıdır, boştur.

Böylece o (elçimiz), katımızdan kendilerine bir Hakk (Kitap) ile geldiği zaman, dediler ki: "Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın." (Böylece nesilleri kurutulup tehlike olmaktan çıksınlar!) Ancak kâfirlerin hileli düzenleri, sonunda mutlaka boşa çıkacaktır.

Musa onlara bizden aldığı gerçekleri getirdiğinde dediler ki: “Onlarla beraber inananların kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!” Ama gerçekten, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin hile ve düzenleri, her zaman boş ve neticesizdir.

İşte Mûsâ, bizim katımızdan onlara mucizeleri getirince, onlar:
“İman edenlerin, onunla beraber olanların oğullarını öldürün. Kızlarını öldürmeyip hayatta bırakın.” dediler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin, kötülük etme planları, taktikleri hep boşa çıkmaktadır.

bk. Kur’an-ı Kerim, 2/49; 14/6.

Böylece o, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince: "Onunla birlikte inananların oğullarını öldürün ve kadınlarını sağ bırakın" dediler. Oysa kâfirlerin oyunları muhakkak boşa çıkar.

Böylece, o, katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman, dediler ki: 'Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.' Ancak kafirlerin hileli-düzeni boşa çıkmakta olandan başkası değildir.

Bunun üzerine Mûsa, tarafımızdan onlara hakkı (kitabı) getirince de şöyle dediler: “- Mûsa ile beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını ise diri bırakın.” Fakat kâfirlerin hilesi ancak yok olmağa mahkûmdur.

Kendi katımızdan bir hak ile onlara geldiğinde, onlar: “Onunla beraber inananların erkek çocuklarını öldürün, kadınlarını yaşatın.” dediler. Fakat kâfirlerin tuzakları hep boşa çıkar.

İşte Mûsâ, tarafımızdan kendilerine hakkı getirince, “Onunla beraber, iman edenlerin erkek çocuklarını öldürünüz, kadınlarını sağ bırakınız!” dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.

Onlara katımızdan, o, hakla vardığında dediler ki: «Onunla birlikte inananların oğulların öldürün, kadınların diri tutan!»; Kâfirlerin hilesi ancak sapıklıktadır

(Musa, Firavun'a ve tebaasına) tarafımızdan gönderilmiş hakikatleri getirince şöyle dediler: “İman edip, Musa ile birlikte olanların oğullarını öldürün, kadınlarını ise sağ bırakın (Kıptilerle evlendirerek, iman edenlerin nüfusunun çoğalmasını engelleyin!)” Ama inkârcıların tuzakları, neticede boşa çıkmaya mahkûmdur.

Nezdlerine gidüb bizim tarafımızdan hak ve hakîkati söylediği vakit "Bu îmân idenleri katl idiniz yalnız kadınlarını bırakınız" diyu bağırdılar lâkin kâfirlerin hîleleri ancak dalâletdir.

Musa katımızdan onlara gerçeği getirince: "Onunla beraber iman etmiş kimselerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın" dediler. Ama inkarcıların hilesi elbette boşa gider.

Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler. Fakat kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmıştır.

Mûsâ, katımızdan verilmiş hakikati onlara getirdiğinde, “Onunla birlikte olan inanmış kişilerin oğullarını öldürün, kızlarını diri bırakın!” dediler. Oysa inkârcıların tuzağı hep boşa çıkmıştır.

İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.  

 Bu üç kişiden Firavun ve Hâmân, Kıptîlerin ileri gelenlerinden Karun da İsrailoğullarındandır. Daha sonraki âyetlerden de anlaşılacağı gibi Onunla be... Devamı..

Onlara bizden bir gerçeği götürünce, "Onunla birlikte inananların oğullarını öldürün, kadınlarını ise yaşatın," dediler. İnkarcıların planı hep sapıkçadır.

Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafımızdan hakkı getirince de: "Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzağı da hep boşa çıkmaktadır.

Bunun üzerine kendilerine tarafımızdan hakkı getiriverince de onunla beraber iyman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun dediler, kâfirlerin düzeni de hep dalâl içinde

İşte o (Mûsâ), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince dediler ki: (Mûsâ’nın dediklerine) inanıp, onun yanında yer alanların, oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! (Böylece nesilleri kurutulup bizim için tehlike olmaktan çıksınlar!)” Ancak, kâfirlerin tuzağı (düzeni, hilesi) boşa çıkmaya (yok olmaya) mahkûmdur.

Böylece katımızdan hakk ile geldiği zaman onlar: “Onunla birlikte iman eden kimselerin oğullarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın.” dediler. Gerçeği yalanlayan nankörlerin düzeni, sapkınlığa düşmekten başka bir şey değildir.

İşte o, tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: «Onunla beraber îman edenlerin oğullarını öldürün. (Yalnız) kadınları diri bırakın» dediler. Kâfirlerin düzeni heder olmakdan başka (bir şey'e mahkûm) değildir.

Ve (Mûsâ) onlara tarafımızdan hakkı getirdiğinde (daha önce de dedikleri gibi yine)dediler ki: “Onunla berâber îmân etmiş olanların (yeni doğan) oğullarını öldürün, kadınlarını(kızlarını) ise sağ bırakın!” Fakat kâfirlerin hîlesi ancak boşuna (yorulmak)tır.

Ve (Musa) onlara tarafımızdan hakkı getirdiğinde (daha önce de dedikleri gibi yine) dediler ki: ‘’Onunla beraber inanmış olanların (yeni doğan) oğullarını öldürün, kadınlarını (kızlarını) ise (ahlaksız bir şekilde hizmetimizde kullanmak üzere) sağ bırakın.’’(Böylece Musa’ya inananların erkek nüfusunun çoğalmasını engelleyin ki, bize karşı tehlike olmaktan çıksınlar!) Oysa inkâr edenlerin tuzağı (ne olursa olsun) daima boşa çıkar. (*)

(*) Aşağıdaki tefsir metinlerinde de anlatıldığı gibi Firavun’un böyle bir tehdidi iki defa olmuştur, biri henüz Hz. Musa doğmadan önce, diğeri de Mus... Devamı..

Musa onlara bizim katımızdan gerçek doğruları getirdiği zaman “Onunla beraber iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün, kadınlarını bırakın yaşasınlar” dediler. İnkâr edenlerin yaptıkları tuzaklar boşa çıkmıştır.

Bunun üzerine Musa Bizim katımızdan kendilerine doğruyu getirince dediler: "Onunla birlikte inananların erkeklerini öldürün, yalnız kadınlarını bırakın." Tanımazların düzeni hep boşa çıkar.

Musa onlara tarafımızdan hak bir din getirince onlar «— Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını diri bırakın [³]» dediler. Kâfirlerin bu hileleri ancak beyhude olmaktan ibaret kaldı.

[3] Tekrar yine böyle işkenceye başlayın.

Musa katımızdan onlara gerçeği/hakkı getirince, “Kendisiyle birlikte inananların oğullarını öldürünüz, kadınlarını sağ bırakınız”¹⁶ dediler. Oysa inkâr edenlerin tuzağı/ planı sapıklıktan başka bir şey değildir.

16 Krş. Bakara, 2/49; A’râf, 7/127, 141; İbrâhim, 14/6; Kasas, 28/4

Böylece o, katımızdan kendilerine bir hak ile geldiği zaman dediler ki: “Onunla birlikte iman etmekte olanların erkek çocuklarını öldürün, kız çocuklarını ise sağ bırakın.” Ancak kâfirlerin hileli düzeni, boşa çıkmakta olandan başkası değildir.

Böylece Mûsâ, Firavun’un ilâhî hükümlere boyun eğmesi ve İsrail Oğulları’nı özgür bırakması gerektiğine dâir Bizden aldığı gerçeği onlara iletince, Firavunun danışmanları, “Ey Firavun!” dediler, En iyisi, Mûsâ’ya inananların yeni doğan erkek çocuklarını öldürün, kız çocuklarını da ahlaksız bir şekilde hizmetimizde kullanmak üzere sağ bırakın!”
İşte zâlimler, böyle plânlar kuruyorlardı. Aynı plânı Mûsâ doğduğunda da uygulamaya çalışmışlardı. Oysa ilâhî kanunlara göre, inkârcıların bütün tuzakları, bütün komploları yıkılıp gitmeye mahkûmdu!

Onlara katımızdan Hakk ile geldiğinde:
“Onunla birlikte inanmış kimselerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın!” dediler. Oysa Kâfirler’in düzeneği ancak sapkınlık içindedir / boşunadır.

Musa, Tanrı gerçeğini kendilerine ifade eder etmez Fıravunlar'ın ilk sözü: " Musa'ya inananların erkek çocuklarını öldürün, kız çocuklarını sağ bırakın " demek oldu ama, inkarcıların tüm çabaları boşa gitti.

Musa katımızdan hak ile onlara gelince dediler ki: "Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın!" Kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkan tuzaktan başkası değildir.

İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine gerçeği getirince “Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürün; kadınlarını ise sağ bırakın!” demişlerdi. [*] (Ama) kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:49; A‘râf 7:127, 141; İbrâhîm 14:6; Kasas 28:4.,Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:54; En‘âm 6:123; Enfâl 8:18, 30; Ra‘d 13:42; İ... Devamı..

Bunun üzerine (Mûsa) kendilerine tarafımızdan gerçekleri¹ getirince: “Onunla birlikte îman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın.” dediler. Kâfirlerin tuzağı (bile) sapkınlıktan başka (bir şey) değildir.

1 Yani gerçeklerle dolu olan Tevrât’ı...

[Firavun’a, ve tebaasına gelince,] Musa onlara Bizden [aldığı] hakikati getirdiğinde “Onun inançlarını benimseyenlerin ¹⁷ kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!” dediler. Fakat inkarcıların hilesi hep boşa çıktı.

17 Lafzen, “onunla birlikte iman etmiş olanların”.

Musa onlara katımızdan vahyedilmiş ayetleri iletince Firavun ve adamları şöyle dediler: – Musa ile birlikte olup ona iman etmiş olanların erkek çocuklarını katledip kızlarını sağ bırakın. Ne var ki bu kâfirlerin tuzakları boşa çıkmaya mahkûmdu. 28/4

(Musa) kendilerine tarafımızdan gönderilmiş malum hakikatle gelince,[⁴¹⁸⁷] “Onun yanında yer alan mü’minlerin kadınlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün!” dediler. Kâfirlerin entrikası asla hedefine ulaşamayacaktır.

[4187] Arapça’da geçişsiz bir filî geçişli yapmanın birden çok yolu vardır. Fakat bir filî tef’il veya if’al babına taşıyarak geçişli yapmakla bâ edat... Devamı..

O, katımızdan kendilerine hakk'ı getirince onlar Musa ile beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın" dediler. (Oysa) kâfirlerin düzeni heder olmaktan başka bir işe yaramaz. (Nitekim yaramadı)

Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince, "Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın" dediler. Ancak kâfirlerin tuzağı hep sapıklıktır.

Vaktâ ki, onlara Bizim tarafımızdan hak ile geliverdi, dediler ki: «O'nunla beraber imân edenlerin oğullarını öldürünüz, kadınlarını da diri bırakınız.» Kâfirlerin hilesi ise bir sapıklıkta bulunmaktan başka değildir.

Mûsa onlara Bizim tarafımızdan gerçeği getirince, “Onun yanında bulunan müminlerin oğullarını öldürün, kızlarını ise hayatta bırakın! ” dediler. Fakat kâfirlerin hile ve tuzakları boşa çıkar. [14, 6; 2, 49]

Hz. Mûsâ’nın doğumundan önce de Firavun böyle bir uygulama yaptırmış, bilâhere bu uygulamaya son vermişti. Fakat Hz. Mûsâ peygamber olarak gönderilinc... Devamı..

(Musa,) Onlara katımızdan hakkı getirince: "Onunla beraber inananların oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın!" dediler. Fakat kafirlerin tuzağı hep boşa çıkar.

Tarafımızdan hak ile onlara geldikde: "Onunla berâber îmân idenlerin oğullarını öldürün ve kızlarını hayâtda bırakın" didiler. Kâfirlerin hîleleri ancak dalâletdedir.

Onlara, katımızdan verilen gerçeklerle gelince dediler ki "Onun yanındaki müminlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın.” Ama gerçekleri görmezlikten gelenlerin tuzakları boştur.

Onlara kendi katımızdan gerçeği getirdiği halde:-Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakın, demişlerdi. Oysa kafirlerin tuzağı ancak boşa gitmeye mahkumdur.

Musa onlara katımızdan hakkı getirdiğinde, “Onunla beraber iman edenlerin kızlarını sağ bırakıp oğullarını öldürün” dediler. Fakat kâfirlerin hilesi boşa çıkmaya mahkûmdu.

Mûsa, katımızdan hakkı onlara getirince, şöyle dediler: "Onunla beraber iman edenlerin erkek çocuklarını öldürün, kadınlarını hayata salın/kadınlarına uygunsuzca davranın/kadınlarının rahimlerini yoklayın!" Ama inkârcıların tuzağı hep boşa çıkmıştır.

pes ol vaķt kim geldi anlara ŧoġrulıġ-ıla bizüm ķatumuzdan eyittiler “depeleñ oġlanlarını anlaruñ kim įmān getürdiler anuñ-ile daħı diri ķoñ ķızlarını anlaruñ.” daħı degül kāfirler mekri illā azġunlıķ içinde.

Ol vaḳt ki geldi Mūsā anlara ḥaḳḳ‐ıla bizüm ḳatumuzdan. Eyitdiler: Öldü‐rüñ oġlanlarını bilesince īmān getürenlerüñ. Daḫı diri ḳoyuñuz ‘avratlarını.Daḫı kāfirlerüñ mekri degüldür, illā azġunluḳ içinde.

(Musa) onların yanına dərgahımızdan haqq ilə (həqiqi dinlə, mö’cüzələrlə) gəldikdə onlar: “Onunla birlikdə iman gətirənlərin (yəhudilərin) oğlanlarını öldürün, qadınlarını (qızlarını) isə diri saxlayın!” – dedilər. Kafirlərin hiyləsi ancaq boşa çıxar.

And when he brought them the Truth from Our presence, they said: Slay the sons of those who believe with him, and spare their women. But the plot of disbelievers is in naught but error.

Now, when he came to them(4391) in Truth, from Us, they said, "Slay the sons of those who believe(4392) with him, and keep alive their females," but the plots of Unbelievers (end) in nothing but errors (and delusions)!...

4391 Verse 24 described the opposition of three types of Unfaith, which opposed Faith, in different ways, as described in the last note. Qarun, in his... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.