İllâ-lmustad’afîne mine-rricâli ve-nnisâ-i velvildâni lâ yestatî’ûne hîleten velâ yehtedûne sebîlâ(n)
Ancak yurtlarından göçmek için bir düzen, bir yol bulamayan gerçekten de aciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar bu hükümden dışarı.
Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan gerçekten müstaz’aflar (aciz ve zaif durumda kalanlar) olup, hiçbir çareye gücü yeterli olmayanlar ve bir çıkış yolu da bulamayanlar başkadır. (Bunlar sorumlu tutulmayacaklardır.)
Ama hiçbir gücü olmayan ve kendileri göç için yol bulamayan, gerçekten zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç.
Ancak gerçekten çaresiz kalan, çare icat edecek gücü olmayan, bir çıkış yolu bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar bu ihtarlara muhatap değildir.
Ancak erkek, kadın ve çocuklardan çaresiz kalan ve bir yol bulamayan zavallılar (mustaz'aflar, ezilenler) müstesnadırlar.
Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan müstaz'aflar olup hiç bir çareye güç yetiremeyenler ve bir yol (çıkış) bulamayanlar başka.
Erkek, kadın ve çocuklardan gücü yetmiyen biçarelerle hicret için yol bulamıyanlar müstesna (onlar cehennemlik değillerdir.)
Güç yetiremeyen, yol bulamayan çocuk, kadın ve zayıf erkekler müstesna… (Onlar hicret etmeye mecbur değiller.)
Erkekler, kadınlar ve çocuklardan, âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır.
98,99. Meğer ki göçmek için bir çare, bir yol bulamıyan erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan, birtakım zayıf kimseler ola, işte bunları Allah bağışlar, Allah suçtan vazgeçici, Allah bağışlayıcı
Ancak, hicret için bir yol bulamayan güçsüz ve çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadırlar.
98, 99. Erkek, kadınlardan hakîkaten za’if olanlar ve bir hîle düşünmekden tarîk-i hidâyeti bulmakdan ’âciz olan çocuklar Allâh’ın mağfiretine mazhar olurlar çünki Allâh ’afv ider. Gafûrdur.
Çaresiz kalan, yol bulamayan zavallı erkek, kadın ve çocuklar müstesnadırlar.
Ancak gerçekten zayıf ve güçsüz olan[128], çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar başkadır.
Erkekler, kadınlar ve çocuklar içinden zayıf sayılanlar (yani) çaresiz kalanlar ve hiçbir kurtuluş yolu bulamayanlar müstesnadır.
Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır.
Ancak, hiç bir çıkış yoluna gücü yetmeyen ve göç etmeye yol bulamayan erkek, kadın ve çocuk ezilmişler hariç.
Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç...
Ancak hakikaten zebun olanlar: Hiç bir çareye gücü yetmiyen ve hicret için yol bulamıyan erkekler, kadın, çocuklar müstesna
98-99. Ancak gerçekten âciz ve zayıf olan, çaresiz kalan ve (hicret etmeye) yol bulamayan (mü’min) erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç. (Onlar bu hükmün dışındadır.) İşte (bu hususta, ancak) bunlar, Allah’ın (kendilerini bağışlayıp) affetmesini ümit edebilirler. Allah çok affedendir, çok bağışlayandır.
Erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan za'f ve acz içinde bırakılıb da hiç bir çâreye gücü yetmeyen ve (hicrete) bir yol bulamayanlar müstesna.
Ancak erkekler, kadınlar ve çocuklardan (hicret etmek için) hiçbir çâreye gücü yetmeyen ve hiçbir yol bulamayan âciz bırakılmış kimseler müstesnâ.
Ancak (inançlarını korumakla birlikte) her türlü imkândan mahrum olup hicrete imkânı olmayan, (bir de kendilerine tebliğ gitmediğinden iman nedir, islam nedir bilme ve inanma imkânı olmayan) güçsüz, çaresiz erkekler, kadınlar ve (bütün) çocuklar bundan müstesnadır.*
Ancak, erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan savaşmaya gücü yetmeyenlerin ve (savaş için) kendilerine yol gösterilmeyenlerin (savaşacak malzemeleri olmayanların) sorumlulukları yoktur.
Meğer ki bunlar erkek, kadın, çocuk, düşkünler, göçmiye gücü yetmiyenler, yolunu bulamıyanlar olsunlar.
Meğer ki hicret için hiçbir çareye gücü yetmeyen, bir yol bulamayan, erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan birtakım aceze olalar.
Ancak, ezilmiş/âciz erkek, kadın ve çocuklardan hicret etmeye imkân/fırsat ve bir yol gösterici bulamamış olanlar bunun dışındadır.
Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan zayıf bırakılıp da hiçbir çareye güçleri yetmeyenler ve (hicret için) bir yol bulamayanlar müstesnadır.
Ama hiçbir çıkış yolu bulamayan ve gerçekten de güçsüz ve çaresiz bırakılmış zavallı erkek, kadın ve çocuklara gelince;
Ancak, Genç Çocuklar’dan, Kadınlar’dan ve Adamlar’dan bir çareye gücü yetmeyen, bir çıkış yolu bulamayan Ezilmişler başka!
Bunlar arasından sadece zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar, çaresiz sayılabilirler ve kendi başlarına yola çıkamayabilirlerdi.
Ancak gerçekten zayıf, güçsüz olan, çaresiz kalan, hicret etmeye yol bulamayan erkekler kadınlar ve çocuklar başkadır.
Hiçbir çareye gücü yetmeyen, (hicret için) hiçbir yol bulamayan zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç.
Ancak gerçekten zavallı olan erkekler, kadınlar ve çocuklardan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayanlar bunun dışındadır.
Ama -erkek olsun, kadın olsun, çocuk olsun- hiçbir gücü olmayan ve kendilerine doğru yol gösterilmeyen ¹²⁵ çaresiz kimseler bunun dışındadır:
Yalnız, ezilen ve güçsüz olduğu için hicret etmeye imkân bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadır. 4/75, 48/17
Ne ki ezilen kesimlere mensup erkek, kadın ve çocuklardan hiçbir gücü olmayan ve hicret için yola çıkamayanlar da bundan müstesnadır.
Ancak, erkek, kadın ve çocuklardan (gerçekten) aciz olanlar ve (hicret etmek için hiçbir çareye) bir yol bulamayanlar bunların dışındadır.
Ancak hiçbir çareye gücü yetmeyen ve göç için yol bulamayan, gerçekten zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç.
Ancak erkeklerden ve kadınlardan ve çocuklardan zayıf sayılıp da hiçbir çareye güçleri yetmeyenler ve hiçbir doğru yol bulamayanlar müstesna.
98, 99. Ancak, her türlü imkândan mahrum ve hicret için yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadırlar. Çünkü bunları Allah'ın affedeceği umulur. Allah gerçekten afüv ve gafurdur (affı ve mağfireti boldur).
Yalnız hiçbir çareye gücü yetmeyen ve göç için yol bulamayan, gerçekten zayıf erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç.
Ancak erkek, kadın ve çocuklardan hakîkat halde za'îf ve 'âciz olub bir kolayını bulmağa kâdir olmayanların ve yol bulamayanların yerleri cehennem değildir.
Güçsüz hale getirilmiş, çaresiz kalmış ve bir çıkış yolu bulamamış erkekler, kadınlar ve çocuklar bu hükmün dışındadır.
Yalnızca, erkek kadın ve çocuklardan hicret için yol bulamayan güçsüz bırakılanlar müstesnadır.
Ancak, erkek olsun, kadın olsun, çocuk olsun, bir çare veya hicret için bir imkân bulamayan güçsüz kimseler müstesnadır.
Kadınlardan, erkeklerden, yavrulardan hiçbiri beceri gösteremeyen, hiçbir yol bulamayanların durumu farklıdır.
illā ža'įf sayılmışlar erenlerden, daħı 'avratlardan, daħı oġlanlardan; güci yitmezler ḥįle eylemege; daħı ŧoġru yol dutmazlar yol.
Līkin ża‘īf olanlar, er kişilerden, ‘avratlardan, oġlanlardan anlar ki güçleriyitişmez, ḳuvvetleri daḫı yoḳdur, yol daḫı bilmezler gitmege.
Yalnız hicrət etməyə yol və çarə tapmağa qadir olmayan aciz kişi, qadın və uşaqlar müstəsnadır.
Except the feeble among men, and the women, and the children, who are unable to devise a plan and are not shown a way.
Except those who are (really) weak and oppressed - men, women, and children - who have no means in their power, nor (a guide-post)(616) to their way.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |