10 Eylül 2024 - 6 Rebiü'l-Evvel 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 81. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyekûlûne tâ’atun fe-iżâ berazû min ‘indike beyyete tâ-ifetun minhum ġayra-lleżî tekûl(u)(s) va(A)llâhu yektubu mâ yubeyyitûn(e)(s) fea’rid ‘anhum vetevekkel ‘ala(A)llâh(i)(c) vekefâ bi(A)llâhi vekîlâ(n)

Bizden itaat etmek derlerse de yanından ayrıldılar mı onların bir kısmı, geceleyin senin dediğinden bambaşka şeyler kurar, Allah da onların kurduklarını yazar. Yüz çevir onlardan de dayan Allah'a, Allah yeter koruyucu olarak.

(Sana karşı) "Tamam-kabul!" (itaat edeceğiz) derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup geceleyin karanlıklarda (gizli odalarda ve kendi aralarında) toplanarak Senin söylediğinin tam tersini kurgular (ve konuşurlar). Oysa Allah, karanlıklarda (gizli ortamlarda ve sinsi kafalarla) neler kurduklarını (biliyor ve) yazıyor. Sen onlardan (bu tutarsız ve münafık tavırlarından) yüz çevir ve aldırma! Allah’a tevekkül et, Vekîl olarak Allah kâfidir.

Onlar, biz sana itaat ediyoruz derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı gecenin karanlığında, senin getirdiğin mesajlardan başka şeyler tasarlarlar. Allah onların gece kurdukları ve gizlice tasarladıkları herşeyi kaydeder. O halde onları kendi başlarına bırak ve sadece Allah'a güven, zira hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz.

Sana:
“Baş üstüne, emrin yerine getirilecek, devletine itaat edilecektir" derler. Senin yanından ayrılınca da, içlerinden bir kısmı geceleyin gizlice, gündüz senin söylediklerinin aksini tasarlarlar. Allah da onların gece gizlice tasarladıklarını yazar, kaydeder. Sen onların faaliyetlerine karşı tedbir al, sonuçlarını Allah'tan bekle, Allah'a güvenip dayan, işlerini Allah'a havale et. Hâmi ve güvence olarak Allah hepsine karşı sana yeter.

bk. Kur’an-ı Kerim, 4/84; 24/47.

"Baş üstüne" diyorlar. Senin yanından ayrıldıklarında ise onlardan bir grup geceleyin senin söylediklerinden ayrı hesaplar kuruyorlar. Allah onların geceleyin kurdukları hesapları yazıyor. Sen onlara aldırma ve Allah'a güven. Allah vekil olarak yeter.

'Tamam-kabul' derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

Huzurunda münafıklar: “- Baş üstüne, işimiz itaattır” derler. Sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir kısmı, dediklerine aykırı olarak geceleyin söz uydururlar. Allah onların kurup yaptıkları tezviratı yazıyor. Onun için sen, yüzlerine vurma, onlardan vazgeç ve Allah'a güvenip dayan. Allah vekil olarak yeter.

“Kabul ettik” derler. Senin yanından çıktıkları zaman, onlardan bir tayfa, dediklerinin tersini kurarlar. Hâlbuki Allah, onların kalplerinde kurduklarını yazıyordur. Artık onlardan vazgeç, Allah’a tevekkül et ve (bil ki) koruyucu sahip olarak Allah yeter.

[İnsanları ikiyüzlülüğe iten, belli bir prensibe ve kişiliğe sahip olmayışlarıdır. Başka bir ifade ile gerçeklere, İlahi mesajlara inanmayışlarıdır.]... Devamı..

Onlar, “Biz sana itaat ediyoruz” derler; ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; vekil olarak Allah sana yeter.

Sana «Başeğdik» derler, yanından ayrılınca, onların bir nicesi, geceleyin, senin dediğinden başkasını düşünürler, Allah da yazar onların düşündüklerin, onlardan yüz dönesin, Allaha dayanasın, yeter Allah sana vekil olarak

Yüzüne karşı “evet” derler. Fakat onların bir grubu yanından ayrıldıktan sonra geceleyin aleyhinde sana verdikleri sözle bağdaşmayan planlar/tuzaklar kurarlar. Hiç şüphesiz Allah onların geceleri kurdukları planları/tuzakları (görüyor ve) kaydediyor. Sen onlara aldırma ve Allah'a güven (çünkü Allah da plan yapıyor). Vekil olarak Allah sana yeter.

Senin önünde "İta’at idiyoruz" diyorlar. Sonra ayrıldıkları gibi içlerinden bir kısmı gice sözlerine muhâlif tasnî’âtda bulunıyorlar. Lâkin Allâh ânların hud’alarını kayd idiyor. Ânlardan uzak ol, Allâh’a tevekkül it, Allâh’ın himâyeti sana kifâyet ider.

"Peki" derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazıyor, onlara aldırış etme. Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.

Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.[126]

Münafıklar, İslâm toplumunu dağıtmak için akla hayale gelmedik hile ve desiselere başvurdular. Hz.Peygamberin huzurunda, “Tamam, kabul, baş üstüne” de... Devamı..

“İşimiz itaat” diyorlar, yanından ayrılınca da içlerinden bir grup, içinden, senin söylediğinin tersini kuruyor, Allah da onların içlerinden kurduklarını kaydediyor. Sen de bunlardan yüz çevir ve Allah’a güven, (güvenilecek) vekil olarak Allah yeter.

«Başüstüne» derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.  

 İnanmadıkları halde öyle görünen münafıklar Resûlullah’ın huzurunda iken, O ne söylerse kabul ediyor ve itaatkâr görünüyor; huzurundan ayrılıp kendi ... Devamı..

"Tamam, itaat ediyoruz," derler. Ancak senin yanından çıktıklarında onlardan bir takımı, söylemiş olduklarının tersini kuruyor. ALLAH onların planlayıp kurdukları şeyleri kaydediyor. Onlara aldırma; ALLAH'a güven. Destekleyici olarak ALLAH yeter.

Sana "Peki" derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar. Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor. Sen onlara aldırma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.

Bâş üstüne diyorlar sonra da yanından çıktıklarında içlerinden bir takımı dediklerinin hilâfına tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor, onun için sen yüzlerine vurmaktan vaz geç de Allaha havale et Allah vekil yeter

(Munâfıklar, gündüz senin huzurunda sözlerine itaatkâr gözüküp) sana itaat ettiklerini söylerler. (Ancak) senin yanından ayrıldıktan sonra, içlerinden bir kısmı geceleyin, sana verdikleri sözle bağdaşmayan farklı işler çevirirler. Allah da onların gece ne tasarlayıp kurduklarını (amel defterlerine) yaz (dır) ıyor. (Artık) sen onlardan yüz çevir (onlara aldırış etme) ve (her zaman yaptığın gibi) Allah’a tevekkül et. Allah, vekil olarak (sana) yeter.

Sana, “itaat ettiklerini” söylüyorlar. Senin yanından ayrılıp, yalnız kaldıkları zaman, onlardan bir grup, arkandan¹, senin yanında söylediklerinden farklı şeyler tasarlıyorlar. Allah, onların, arkandan gizlice tasarladıkları şeylerin hepsini kaydediyor. Onlara aldırma, yalnız Allah'a dayan, vekil olarak Allah sana yeter.

1- Kimsenin olmadığı yerlerde, baş başa kaldıklarında.

(Sana) «Hayhay» derler. Fakat senin yanından ayrıldıkları zaman da onlardan bir güruh geceleyin senin söyleyegeldiğinden başkasını kurar (lar). Allah onların gizlice ne plânlar kurduklarını yazıyor. Onun için sen onlardan yüz çevir (aldırış etme). Allaha güvenib dayan, Allah, bir vekîl olarak, yeter.

Bununla berâber (münâfıklar, kendilerine bir şey emrettiğin zaman:) “Baş üstüne!” derler; fakat senin yanından çıktıkları zaman onlardan bir tâife, senin söylediğinden başkasını geceleyin uydurur. Allah ise, geceleri (ne hîleler) kurmakta olduklarını yazıyor (hesâbını sormak üzere, kaydediyor). Artık (sen) onlara aldırma ve Allah'a tevekkül et! (Sana) vekîl olarak da Allah yeter.

Ve onlar “Bize itaat etmek düşer” derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı (ikiyüzlüler), gecenin karanlığında, senin dile getirdiğinden başka şeyler tasarlarlar ve Allah onların böyle gece karanlığında tasarladıkları her şeyi (bilip melekler vasıtasıyla) yazmaktadır. O hâlde kendi başlarına bırak onları ve yalnızca Allah’a dayan ve vekil (gözetici ve koruyucu) olarak Allah yeter.*

(*) İnanmadıkları hâlde öyle görünen münafıklar Resûlullah’ın huzurunda iken, O ne söylerse hemen kabul ediyor ve itaatkâr görünüyor; huzurundan ayrıl... Devamı..

“Elçiye itaat gereklidir” diyorlar. Senin yanından ayrıldıktan sonra, onlardan bir gurup, senin yanında söylediklerinden başka planlar yaparak geceyi geçiriyorlar. Onlar gece ne planlıyorlarsa, Allah hepsini kayıt ediyor. Onlardan yüz çevir (yaptıklarına aldırış etme), Allah’a güven, zira vekil olarak Allah yeter.

" Baş üstüne" derler. Ancak senin yanından çıkınca içlerinden bir takımı geceleyin senin dediğinden başkasını kurarlar. Ancak Allah onların kurduklarını yazar. Artık sen onlardan yüz çevir. Allah’a dayan. Allah’ın koruyucu olması yeter.

Münafıklar «bizden ita/at» derler, yanından çıktıkları vakit onlardan bir güruh gece senin dediğinden başkasını [²] kurarlar. Allah da o kurduklarını yazar. Böyle olunca onlardan vaz geç! Allah/a mütevekkil ol. Allah/ın vekil olması elverir.

[2] Emrinden başkasını veya huzurunda dedikleri ta'attan başkasını yani isyan etmeği kurarlar.

Onlar (huzurundayken) “Başüstüne” derler ama yanından çıktıklarında/ayrıldıklarında, içlerinden bir grup [tâ’ife], senin söylemiş olduğunun tersini kurgulayarak geceler. Allah da onların geceleyin ne kurguladıklarını yazar/tespit eder. Sen onlara aldırma [fa’rıd], Allah’a güven. Zira (sana) vekil olarak Allah yeter!

(Yüzüne karşı) “İtaat” derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden bir takımı, geceleyin senin dediklerinden başka bir şey kurarlar. Allah gece tasarladıklarını yazmaktadır. Onlardan yüz çevir, Allah'a güven, vekil olarak Allah yeter.

Münâfıklar, yüzüne karşı “Emrindeyiz!” diyorlar. Fakat içlerinden bir kısmı, senin yanından ayrılır ayrılmaz, sabahlara kadar önceki söylediklerinin tam tersi plânlar kuruyorlar. Fakat Allah, gece boyunca kurdukları bu hileleri bir bir kaydediyor. Ve hepsinin cezasını da bir bir verecektir! O hâlde, artık onlara fazla yüz verme! Sana zarar verirler diye de korkma,Allah’a güven! Zira güvenilir bir vekil olarak, sana Allah yeter! O hâlde, sürekli Kur’an’ı gündeme getirerek onları düşünmeye dâvet et:

“İtaat” diyorlar; ama senin yanından ayrılınca onlardan bir takımı, senin söyleyeceğinden başkasını kurguladılar. Ne kurguluyorlarsa, Allah yazıyor. Onlardan yüz çevir! Allah’a tevekkül et! Vekîl olarak Allah yeter.

" Tamam " diyorlar. Fakat senin yanından çıkar çıkmaz yine de bir kısmı, senin dediklerinin tam tersini yapıyorlar. Allah nasıl olsa kurgularını kayda geçiyor, bu nedenle onları umursama. Allah'a güven. Güvence olarak Allah yeter...

Onlar senin söylediklerine “Baş üstüne!" derler. Fakat senin yanından çıktıklarında içlerinden bir takımı senin gündüz söylediklerinin aksini geceleri kurar. Biz onların geceleri aleyhine kurdukları tuzakları yazarız. Onlar hiç merak etmesin! Yoksa onlar geceleri senin aleyhine tuzak kurunca bizim görmeyeceğimizi mi sanıyorlar? Onlar şeytana uyup cahillikten başka bir şey yapmıyorlar. Sen onlara aldırma! Allah’a güven! Vekil olarak Allah yeter.

(Münafıklar) “Başüstüne!” derler. Yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazmaktadır. [*] Sen onlardan yüz çevir (aldırma) ve Allah’a güven! [Vekil] (güven kaynağı) olarak Allah yeter.

Bu cümle “insanların davranışlarının kaydedilmekte olduğunun” delillerindendir. Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:181; Yûnus 10:21; İsrâ 17:13; Kehf 18:49... Devamı..

(O münâfıklar) senin yüzüne karşı, “tamam” derler, fakat senin yanından çıkar çıkmaz, onlardan bir kısmı, sana söylediklerinin tam tersini yaparlar.¹ Allah da onların (bu yaptıklarını) yazar. Sen onlara aldırış etme. Allah’a güven. Koruyucu olarak sana, Allah yeter.

1 Bu bölüm kelime anlamıyla; “Onlardan bir kısmı yatağında sana söyleyeceğinin veya senin söyleyeceğinin tam tersini yatırır. Sana itaat ettik dediği ... Devamı..

Onlar, “Biz sana itaat ediyoruz.” ⁹⁵ derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı, gecenin karanlığında, senin dile getirdiğin [i-nançlar]dan başka şeyler tasarlarlar; ⁹⁶ ve Allah onların böyle gece karanlığında tasarladıkları her şeyi kaydeder. O halde kendi başlarına bırak onları ve yalnızca Allah’a güven; zira hiç kimse Allah kadar güvene layık olamaz.

95 Lafzen, “Ve onlar ‘İtaat’ derler”. Bu, Hz. Peygamber zamanındaki Medineli münafıklara ve -dolayısıyla- bütün zamanlardaki İslam’ın ikiyüzlü “hayran... Devamı..

Onlar “Baş üstüne!” derler ama yanından ayrılınca da onlardan bir bölümü, gece boyunca söylediklerinin tam tersini yaparlar. Allah, onların gece boyunca yaptıkları planları kaydediyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a dayan. Vekil olarak Allah yeter. 45/29, 58/6, 33/3

(İkiyüzlüler) “Baş üstüne!” derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir güruh gece boyunca senin yanında dile getirdiğinden farklı işler çevirirler. Ama Allah onların gece karanlığında çevirdikleri işleri kaydetmektedir. Şu hâlde işine bak[⁸¹³] ve Allah’a dayan; zira dayanak olarak Allah yeter.

[813] İrâd’ın anlamı “yüz çevirmek” olamaz. Nedeni için 63. âyetin notuna bkz. Fe a’rıd anhum ibaresinin vurgusu yükleminden çok öznesine dönüktür. On... Devamı..

(Ey Muhammed, münafıklara bir şey emretsen) "Baş üstüne" derler, (yalancıktan itaat etmiş gibi görünürler) Yanlarından ayrıldıktan sonra ise, içlerinden bir gurup, geceleyin (toplanıp) emrini yerine getirmemek için hileler düzmeye yeltenirler; oysa Allah onların ne tuzaklar kurmaya çalıştıklarını (hafeza melekleri vasıtasıyle) kaydediyor, (kıyamet günü bunların hesabını elbette onlardan soracaktır) Artık sen onlardan yüz çevir (onlara aldırma) Ve Allah'a güvenip dayan, sana yardımcı olarak Allah yeter!.

Onlar, "Biz sana itaat ediyoruz. " Derler, ama yanından uzaklaştıklarında, içlerinden bir kısmı, gecenin karanlığında yaptıldarsenin dile getirdiğinden başkasıdır; Ve Allah onların böyle gece karanlığında tasarladıkları her şeyi kaydeder. O halde sen onlardan yüz çevir ve yalnızca Allaha güven; zira (Sana) vekil olarak Allâh yeter.

Ve «İtaatkarız» derler. Sonra senin yanından ayrıldıkları zaman onlardan bir gürûh senin dediğin şeyin başkasını geceleyin kuruntu yapar. Ve Allah Teâlâ onların ne kuruntularda bulunduklarını yazıyor. Artık onlardan yüz çevir ve Allah Teâlâ'ya tevekkül et. Ve Cenâb-ı Hak vekil olarak kifâyet eder.

Münâfıklar sana “Baş üstüne! ” derler. Fakat yanından çıkınca, onlardan bir güruh gece karanlığında senin söylediklerinin tersine plânlar kurarlar. Allah onların o gizli plânlarını bir bir kaydediyor. Onun için sen suçlarını yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et, Ona tevekkül et. Sana vekil olarak Allah yeter. [24, 47; 4, 84]

Peki, derler, ama yanından çıkınca içlerinden birtakımı senin söylemiş olduğunun tersini kurar. Allah, onların geceleyin ne düşünüp kurduklarını yazmaktadır. Sen onlara aldırma, Allah'a dayan. (Sana) vekil olarak Allah yeter.

Hz. Peyğgamber devrinde münâfıklar, İslâm topluluğunu dağıtmak için her çâreye başvurdular. Fakat Allah onların bütün düzenlerini boşa çıkardı. Ortaya... Devamı..

Münâfıklar "Biz sana itâ'at idiyoruz" dirler. Senin yanından çıkub gitdiklerinde onlardan bir tâife söylediklerinin gayrını düşünüb uydırırlar, Allâh onların uydırdıkları bu şeyi (cezâsını virmek içün defter-i a'mâllerine) yazar. Sen onlardan i'râz ve Allâh Te'âlâ'ya tevekkül it. Sana vekîl olarak Allâh kâfîdir (Onlardan intikâma Allâh'ın kudreti kifâyet ider.)

Sana "Baş üstüne" derler, fakat yanından çıkınca içlerinden bir kesimi, geceleyin senin dediğinden başka şeyler tasarlarlar. Allah onların tasarladıklarını yazar. Onlara karşı dikkatli ol ve Allah'a güven. Dayanak olarak Allah yeter.

(Sana) 'itaat ettik” derler. Yanından ayrılınca da onlardan bir bölümü söylediklerinin tersini yaparak gecelerler. Allah, onların nasıl gecelediğini kaydediyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah'a dayan. Vekil olarak Allah yeter.

Onlar “Başüstüne” diyorlar; senin yanından ayrılınca da, onlardan bir zümre, söylediklerinin tersine, sinsice tuzaklar kuruyor. Allah da onların kurduğu tuzakları kaydediyor. Sen onlara aldırma, Allah'a tevekkül et.(28) Zira vekil olarak Allah yeter.

(28) Tevekkül için 3:160’ın açıklamasına bakınız.

"Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter.

daħı eydürler ya'nį münafıķlar ŧa'atdur pes ķaçan çıķdılar ķatundan düner düzdün düze bir bölük anlardan andan ayruķ kim eydürler. daħı Tañrı yazar anı kim dünerler düzgün düze. pes yüz döndür anlardan daħı tevekkül eyle Tañrı’ya daħı. dapdur Tañrı, iş sürici.

Daḫı eydürler muṭī‘ olduḳ, ḳaçan çıḳsalar senüñ ḳatuñdan gice bile yatar‐ken bir ṭā’ife anlardan ol eyitgen sözden özgesin söyler. Tañrı Ta‘ālā yazaranlar giçe‐y‐ile söyleşdüklerin. Pes terk eyle anları yā Muḥammed, daḫı ṣıġın Tañrıya, daḫı yitişür Tañrı Ta‘ālā vekīlligi.

(Ya Rəsulum!) Onlar: (Sənə) itaət edirik!” – deyir, lakin sənin yanından çıxıb getdikləri zaman onların bir qismi dediyinin əksinə fikirləşir. Allah onların niyyətində olanları (əməl dəftərlərinə) yazır. Sən onlardan üz çevir, Allaha təvəkkül et! Allahın (sənə) vəkil olması kifayət edər!

And they say: (It is) obedience; but when they have gone forth from thee a party of them spend the night in planning other than what thou sayest. Allah recordeth what they plan by night. So oppose them and put thy trust in Allah. Allah is sufficient as Trustee.

They have "Obedience" on their lips; but when they leave thee, a section of them Meditate all night on things very different from what thou tellest them. But Allah records their nightly (plots): So keep clear of them, and put thy trust in Allah, and enough is Allah as a disposer of affairs.(600)

600 If we trust people who are not true, they are more likely to hinder than to help. But Allah is All-Good as well as All-Powerful, and all our affai... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.