Mâ esâbeke min hasenetin femina(A)llâh(i)(s) ve mâ esâbeke min seyyi-etin femin nefsik(e)(c) ve erselnâke linnâsi rasûlâ(en)(c) ve kefâ bi(A)llâhi şehîdâ(n)
Sana gelen iyiliğe ait şey Allah'tandır, kötülüğe ait olansa nefsinden ve biz seni insanlara peygamber olarak gönderdik, buna tanık olarak Allah yeter.
(Ey insan!) Sana iyilikten (ve güzellikten yana) her ne gelip isabet ederse (o) Allah’tandır; kötülükten (bela ve musibetten) de sana her ne gelip dokunur ise, o da nefsinin (hatası)dır. (Ey Resulüm!) Biz Seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahit olarak Allah yeterlidir.
Size gelen her iyilik Allah'tandır, başınıza gelen her kötülük de kendinizden. Ey Muhammed! Seni bütün insanlığa bir elçi olarak gönderdik. Buna, şahit olarak Allah yeter.
Sana lütuf ve ihsan olarak gelen iyilikler, güzellikler, Allah'ın yarattığı, kolaylık sağladığı imkânlar sayesindedir. Başına gelen sıkıntılar ve belâlar ise kendi tedbirsizliğin ve kusurun sebebiyledir. Biz seni, bütün insanların haklarının korunması, iyiliği, kurtuluşu için bir Rasul olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik. Bunlara şâhit olarak Allah yeter.
Sana iyilik olarak ne erişirse, Allah'tandır. Sana kötülük olarak ne dokunursa, o da kendi nefsindendir. Biz seni insanlara peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak da Allah yeter.
Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.
Sana gelen her iyilik Allah'ın lütfudur; ve sana gelen her fenalık da kendinden (yaptığının cezası) dır. Biz seni insanlara bir Peygamber olarak gönderdik. Buna şahid ise, Allah yeter.
Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen her kötülük de senin nefsindendir. (Sen de bir insansın.) Fakat seni insanlar için elçi olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
Sana gelen iyilik, Allah'tandır. Başına gelen kötülük de nefsindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
Sana iyilik haktan gelir, kötülükse kendinden, «Seni insanlara peygamber gönderdik, Allah yeter buna tanık olarak
(Ey insan!) Başına ne iyilik gelirse Allah'tandır, uğradığın her kötülük de nefsindendir. (Ey Muhammed!) Biz seni insanlara bir resûl olarak gönderdik. Buna şahit olarak Allah yeter.
Sana gelen hayır Allâh’dandır, seyyiât ise insâna nefsinden gelir. Seni insânlar arasına rasûl olarak gönderdik, Allâh’ın şehâdeti kifâyet ider.
Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik, şahid olarak Allah yeter.
Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.
Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.
Sana gelen her iyilik ALLAH'tan, sana gelen her kötülük ise kendindendir. Seni insanlara elçi olarak gönderdik. Tanık olarak ALLAH yeter.
(Ey insanoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter.
Sana güzellikten her ne ererse bil ki Allahdandır, kötülükten de başına her ne gelirse anla ki sendendir, biz seni insanlara bir Resul olarak gönderdik, şahid ise Allah yeter
(Ey insan!) Sana gelen her iyilik, Allah’tan (bir ikram ve ihsan) dır. Başına gelen her kötülük/musibet ise (işlemiş olduğun günahların karşılığı olarak, kesb yönüyle) kendi nefsindendir. (Habibim!) Seni insanlara bir resûl olarak gönderdik. (Buna) hakkıyla şahit olarak Allah yeter.
Sana isabet eden iyilik Allah'tandır. Sana isabet eden kötülük kendindendir.¹ Biz, seni, insanlara resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
Sana gelen her iyilik Allahdandır. Sâna gelen her fenalık da kendindendir. Seni (Habîbim) insanlara bir peygamber olarak gönderdik. (Buna) hakkıyle şâhid olarak da Allah yeter.
Sana isâbet eden her iyilik Allah'dandır; sana isâbet eden her kötülük ise nefsindendir.(2) (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. (Buna) hakkıyla şâhid olarak ise, Allah yeter!
(Ey insan!) Sana dokunan her iyilik Allah’tandır (onun lütfundandır); ve sana dokunan her seyyie (merhametimizden uzaklaştıran ve hoşnutluğumuzdan mahrum bırakan her günah) da kendi nefsinden (kendi iradenle yaptığın kötülüklerden)dir. (Ey Resulüm!) Seni (de) bütün insanlara elçi olarak gönderdik. Allah’ın bunu ikrar edip ilan etmesi ise kanıt olarak yeter!*
(Ey Elçi!) Sana bir iyilik isabet ederse, o Allah’dan, sana bir kötülük isabet ederse, o da kendi nefsindendir. Biz seni sadece elçi olarak gönderdik. Allah buna şahit olarak yeter.
Sana ne iyilik gelirse, Allah’tan gelir . Ancak ne kötülük gelirse kendinden gelir. Biz seni insanlara elçi olarak gönderdik. Buna Allah’ın tanık olması yeter.
Sana bir iyilik erişirse/isabet ederse o Allah’tandır. Sana gelen bir kötülük de kendindendir²⁹. Biz seni insanlara elçi gönderdik. Buna şahit olarak Allah yeter!
Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Seni insanlara peygamber gönderdik, şahit olarak Allah yeter.
Ey insanoğlu! Sana ulaşan her iyilik, —onu kendi irâdenle çalışarak elde etmiş olsan bile— gerçekte Allah’tandır. Çünkü bütün iyiliklerin, güzelliklerin kaynağı O’dur. Seni yaratan, iyilik yapma kudret ve irâdesini sana bahşeden ve bu iyilikleri yapmanı emreden, Allah’tır. Başına gelen her kötülük de, —Allah’ın katından, yani O’nun izni ve irâdesi ile olsa da— senin kendi günahın yüzündendir. Çünkü Allah, yapılmasına onay vermediği hiçbir şeyin müsebbibi değildir. Eğer sen, Allah’ın sana bağışladığı imkân ve yetenekleri O’nun istediği yönde kullanmayıp cezayı hakketmişsen, bunun sorumlusu yalnızca sensin.
Dikkat edin, burada sözü edilen kötülük, imtihân gereğince insanın başına gelen kaza, hastalık, sakatlık, iflâs, ölüm gibi hâller veya zâlimlerin baskı ve eziyetlerine uğramak, imtihan gereği sıkıntı çekmek gibi “kötü gibi görünen şeyler” değil, kişiyi Allah’ın rahmetinden uzaklaştıran ve hoşnutluğundan mahrum bırakan “gerçek” kötülüktür. Unutmayın ki, insanoğlunun sınırlı bilgisiyle kötü zannettiği bir çok şey, aslında kendi yararına olabilir. Dolayısıyla, imtihân hikmetince insanın başına gelen bu tür ‘kötülükler’ size verilmiş bir ceza değil, aksine birer ilâhî lütuf olduğundan, elbette Allah’tandır.
Sonuç olarak, yaratma ve izin verme bakımından iyilik de kötülük de Allah’ın katındandır, fakat onay verme ve razı olma bakımından iyilikler Allah’tan, kötülükler ise kendi tercih ve irâdesiyle onu gerçekleştiren insandandır.
Ey Muhammed! Münâfıkların sözlerine üzülme, sen hiçbir zaman kötülük kaynağı olamazsın. Zira Biz seni, insanlığa iyilik ve güzellikleri öğreterek hayırlara vesîle olan mübarek bir Elçi olarak gönderdik. Bunaşâhit olarak da, Allah yeter:
Sana iyilikten ne isabet ettiyse, Allah’tandır. Kötülükten ne isabet ettiyse, senin nefsindendir. Seni İnsanlar için bir rasûl olarak gönderdik. Şahid olarak Allah yeter.
Resulüm! senin başına gelen iyilikler, Allah'tan; başına gelen kötülükler ise, sendendir. Biz seni, insanlara elçi olarak gönderdik. Aslında tanık olarak sadece Allah yeter.
Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. Seni insanlara Resul olarak gönderdik! Senin Resul olduğuna şahit olarak Allah yeter. Kendine Rabbinden başka şahit arama! Onlar senin Resul olduğuna ister inanır ister inanmazlar. Kendileri bilir.
(Bu yüzden hâlâ şöyle diyorlar:) “Sana gelen her bir iyilik Allah’tandır. Başına gelen her bir kötülük ise [nefs]indendir.” [*] Seni (bütün) insanlara elçi olarak gönderdik; [*](buna) şahit olarak Allah yeter. [*]
(Ey insanoğlu!) Sana gelen her iyilik, Allah’tandır, sana dokunan her kötülük de kendindendir.¹ (Ey Muhammed!) Biz, seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şâhit olarak da Allah yeter.²
Size gelen her iyilik Allah’tandır; başınıza gelen her kötülük de kendinizden. ⁹⁴ SENİ [ey Muhammed,] bütün insanlığa bir elçi olarak gönderdik: ve hiç kimse [buna] Allah’ın şahitliği gibi şahitlik yapamaz.
Sana iyilik olarak ne gelirse Allah’tandır. Kötülük olarak gelen de kendi yaptığın yanlışlardandır.1 Biz, seni insanlara elçi olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.2 142/30, 28/47, 23/160, 39/38
(O halde anlayacakları şekilde söyle): Başına gelen her iyilik Allah’tandır; başına gelen her kötülük de kendindendir.[⁸¹¹] BİZ SENİ bütün insanlığa elçi olarak gönderdik; ve buna (birinin şahid olması gerekirse), en büyük şahit olan Allah yeter.
(Ey insan bil ki) Sana gelen her iyilik Allah'tandır; başına gelen bir kötülük ise kendindendir. (Kendi günahının yüzündendir, fakat onu senin aleyhine takdir eden de benim) Ve (Ey Muhammed) Biz seni insanlara, peygamber olarak gönderdik, buna şahit olarak Allah yeter, (sen onların yaptıklarından elbet sorumlu değilsin)
Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Buna şahit olarak Allah yeter.
Sana güzellikten her ne şey nâsib olursa şüphesiz Allah Teâlâ'dandır. Ve sana kötülükten her ne şey isabet ederse kendi nefsindendir. Ve seni nâsa peygamber olarak gönderdik, Allah Teâlâ bihakkın şahit olmaya kâfidir.
Ey insan! Sana gelen her iyilik Allah'tandır. Başına gelen her fenalık ise nefsindendir. Ey Resulüm! Seni bütün insanlara elçi gönderdik. Allah'ın buna şahit olması yeter de artar! [2, 124; 7, 113; 8, 27; 42, 30]
Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana gelen her kötülük de kendi(günahın yüzü)ndendir. Seni insanlara elçi gönderdik. (Buna) şahid olarak Allah yeter.
Sana eyilikden her ne isâbet ider ise Allâh'dandır. Fenâlıkdan her ne isâbet ider ise nefsindendir ('amelinin cezâsıdır) [²] (Yâ Muhammed) Biz seni bütün nâsa (tekmîl insânlara) rasûl olarak gönderdik. Buna (senin 'umûm halka rasûl oldığına) şâhid olarak Allâh kâfîdir.
Sana ne iyilik gelse Allah'tan gelir, sana ne kötülük gelse senden kaynaklanır. Seni insanlara elçi gönderdik, şahit olarak Allah yeter.
Sana iyilik olarak ne gelirse Allah'tandır. Kötülük olarak gelenler de kendindendir. Biz, seni insanlara elçi olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.
İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara bir resul olarak gönderdik. Tanık olarak Allah yeter.
her ne kim ire saña eylük Tañrı’dandur. daħı her ne kim ire saña yavuz iş ya'nį ķızlıķ daħı sınġun nefsündendür daħı viribidük seni ādemįlere yalavac daħı dap oldı Tañrı, ŧanuķ.
Saña yaḫşılıḳ yitişse Tañrı Ta‘ālādandur, eger saña zaḥmet yitişse yazuḳla‐ruñ sebebi‐y‐ledür. Daḫı seni gönderdük ḳamu ḫalḳa peyġamber. YitişürTañrı Ta‘ālā ṭanuḳ olmaġı.
(Ey insan!) Sənə yetişən hər bir yaxşılıq Allahdandır, sənə üz verən hər bir pislik isə özündəndir. (Ya Rəsulum!) Biz səni insanlara peyğəmbər göndərdik. Allahın buna şahid olması (sənə) kifayət edər.
Whatever of good befalleth thee ( O man ) it is from Allah, and whatever of ill befalleth thee it is from thyself. We have sent thee ( Muhammad ) as a messenger unto mankind and Allah is sufficient as witness.
Whatever good, (O man!) happens to thee, is from Allah. but whatever evil happens to thee, is from thy (own) soul. and We have sent thee as a Messenger(598) to (instruct) mankind. And enough is Allah for a witness.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |