Vemâ lekum lâ tukâtilûne fî sebîli(A)llâhi velmustad’afîne mine-rricâli ve-nnisâ-i velvildâni-lleżîne yekûlûne rabbenâ aḣricnâ min hâżihi-lkaryeti-zzâlimi ehluhâ vec’al lenâ min ledunke veliyyen vec’al lenâ min ledunke nasîrâ(n)
Ne oluyor size ki zayıf ve aciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar, Rabbimiz bizi ahalisi zalim olan şu şehirden çıkar, bize katından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla deyip dururlarken siz, Allah yolunda savaşmıyorsunuz?
(Ey Müslümanlar!) Size ne oluyor (ve nasıl bir vicdani sorumsuzluğa kayıyorsunuz) ki; "Ya Rabbi, ehli (ve idarecileri) zalim olan şu ülkeden (ve şu düzenden) bizi kurtar, bize Kendi katından bir sahip gönder ve bize Kendi rahmetinden bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran; erkek, kadın ve çocuklardan oluşan aciz ve çaresiz (nice mazlum müstaz’af) kimseleri kurtarmak için Allah yolunda (çalışıp) çarpışmıyorsunuz? (Bu duyarsızlık ve nemelâzımcılık imani ve vicdani bir tavır değildir.)
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir koruyucu sahip gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmış ezilenler adına savaşmıyorsunuz?
Nerde kaldı müslümanlığınız, niçin Allah'ın emrinden uzak duruyor:
“Ey Rabbimiz, bizleri, idarecileri baskı, zulüm ve işkence yapan bu memleketten çıkar, özgürlüğümüze kavuştur, bize tarafından idareciler, sahipler, koruyucular gönder, bize katından yardım edenler yolla" diye yalvarıp duran, temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen çaresiz erkeklerin, kadınların ve çocukların kurtarılması uğrunda, Allah yolunda, İslâm uğrunda ordular yola çıkarmıyor, savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabb'imiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder" diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: 'Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla' diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor ki, Medine'ye hicret edemiyerek, Mekke'de biçare kalıp: “- Ey Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan şu memleketten çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna Allah yolunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?
Neden Allah yolunda ve zayıf düşmüş erkek, kadın ve çocuklar için savaşmıyorsunuz? Öyle zayıflar ki; “Ey Rabbimiz! Bizi, ahalisi zalim olan bu şehirden çıkar; bize kendi katından bir sahip kıl ve bize kendi katından bir yardımcı ver.” derler.
Nasıl olur da, Allah yolunda savaşmayı ve “Ey Rabbimiz! Bizi halkı zâlim olan bu topraklardan kurtarıp özgürlüğe kavuştur ve rahmetinle bizim için bir koruyucu ve destek olarak bir yardımcı gönder” diye yalvaran çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmayı reddedersiniz?
Allahın yolunda neden çarpışmazsınız? «Ey Tanrımız! Halkı zalim olan işbu şehirden bizleri kurtar, bize kendi katından bir kurtarıcı, bize kendi katından bir de yardımcı gönder» diyen nice zayıflar, nice erkekler, nice kadınlar, çocuklar vardır
Size ne oluyor ki; “Ey Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu memleketten kurtarıp özgürlüğe kavuştur ve rahmetinle bize bir koruyucu ve yardımcı gönder” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna Allah yolunda düşmanla savaşmıyorsunuz?
Za’ifler, kadınlar ve çocuklar "Yâ rabbi bizi bu zâlimlerin şerrinden kurtar, bize kendi tarafından müdâfi’ ve hâmi gönder" didikleri vakit Allâh yolunda nasıl muhârebe itmezsiniz?
Size ne oluyor da: "Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lutfet" diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Size ne oldu da Allah yolunda ve “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!» diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!
Size ne oldu ki "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden kurtar, bize sahip çık, bize yardım et," diye feryad eden ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklara rağmen hâlâ ALLAH yolunda savaşmıyorsunuz?
Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Hem siz neyinize çarpışmayasınız? Allah yolunda ve o zebun edilmiş erkekler, kadınlar, yavrular uğurunda ki «yarebbena, bizleri bu ahalisi zâlim memleketten çıkar, tarafından bize bir sahib gönder, tarafından bize bir yardımcı gönder, Diye yalvarıb duruyorlar
(Mü’minlerden, Medine’ye hicret edemeyen, Mekke’de biçare kalan) zayıf ve âciz erkeklerle kadınlar ve çocuklar, “Rabbimiz! Bizi ahalisi zâlim olan şu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip ve bir yardımcı gönder!” deyip dururlarken, size ne oluyor da Allah yolunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?
Size ne oluyor da Allah yolunda ve: “Ey Rabb'imiz! Bizi halkı zalim olan bu beldeden çıkar, katından bize bir veli¹ ver, bize katından yardım edecek kimseler ver” diyen mustaz'af² erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor ki Allah yolunda - ve acz-ü ıztırab içinde bırakılıb: «Ey Rabbimiz, bizi ahâlîsi zaalim olan şu memleketden (kurtarıb) çıkar, bize tarafından bir saahib gönder, bize katından bir yardımcı yolla» diyen erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?
Hem size ne oldu ki, Allah yolunda ve (Mekke'de mahsur ve) çâresiz bırakılan erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda (O'nun rızâsı için) savaşmıyorsunuz? Onlar ki: “Rabbimiz! Bizi (de) halkı zâlim olan (mü'minlerin hicretiyle tamâmen müşriklerin elinde kalan) bu şehirden (Mekke'den) çıkar, bize tarafından bir sâhib gönder ve bize tarafından bir yardımcı gönder!” diyorlardı.
Ve (ey mü’minler,) size ne oluyor ki, Allah yolunda (Allah’ın izin verdiği meşru müdafaa savaşında saldırganlara karşı) ve “Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu topraklardan kurtar(ıp özgürlüğe kavuştur) ve rahmetinle bizim için bir koruyucu ve destek olarak bir yardımcı gönder” diye yalvaran çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklardan (zayıf bırakılmış) ezilenler adına (saldırganlarla) savaşmıyorsunuz? *
(Ey İman edenler!) Ehlinin “Rabbimiz! İnsanlara haksızlık yapan bu zulüm şehrinden bizi çıkart, katından bize yardımcı gönder” diyen erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan, zayıf bırakılmışlar için ve Allah yolunda niçin savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor da Allah uğrunda düşmanla vuruşmuyorsunuz? Oysaki erkek, kadın, çoluk çocuk bir takım düşkünler: " Ey Çalabımız! Bizi bu kıyıcı ilden çıkar, bize kendi katından bir hakan gönder, bize kendi katından bir koruyucu gönder" deyip duruyorlar.
Size ne oluyor ki! Allah yolunda, erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan olup «ey Rabbimiz! Bizi bu kasabanın zalim ahalisinden kurtarıp çıkar. Tarafından bize işimize bakacak birini tâyin et. Tarafından bize hakkiyle bir medetkâr tâyin et» diyen bir takım aceze [¹] uğurunda kıtalda bulunmuyorsunuz.
(Ey inananlar!) Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi şu halkı zalim beldeden çıkar, bize katından bir koruyucu ver ve bize katından bir yardımcı lütfet” diyen zavallı erkekler ve kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oluyor da, “Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir veli (koruyucu sahip) gönder ve bize katından bir yardımcı yolla” diyen zayıf bırakılmış erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oldu ki, “Ey Rabb’imiz! Bizi şu zâlimler diyarından kurtar; lütfen bize elimizden tutacak bir dost,zalimlere karşı bizi koruyacak bir yardımcı gönder!” diye yalvaran şu çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Unutmayın ki;
Size ne oluyor da: -“Rabbimiz! Bizi, ahâlisi Zâlim olan bu Şehir’den çıkar! Bize senin katından bir veliyy tayin et; senin katından bir yardım edici kıl!” diyen Genç Çocuklar’dan, Kadınlar’dan ve Adamlar’dan Müstez’aflar’ın / Zayıflatılmışlar’ın / Ezilmişler’in yolunda ve Allah’ın yolunda savaşmazsınız?
Neden Allah yolunda savaşmıyorsunuz, neden kurtarmıyorsunuz şu çaresiz adamları, kadınları ve çocukları: " Bizi şu zalim halkın elinden kurtar ya Rab! N'olur, bize yâr olacak, yardım edecek birini bul ya Rab!" diye yalvaranları?
Size ne oluyor? "Ey Rabbimiz! bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar! Katından bize bir dost ver! Bize katından bir yardımcı ver!" diye yalvarıp duran zayıf, zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna neden savaşmıyorsunuz? İnananların görevi dünyanın neresinde olursa olsun zulme karşı çıkmak değil mi? Zulme uğrayanlar ister inanan ister inkâr eden olsun haklarını arayıp onları zulümden kurtarmak değil mi?
Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar; bize tarafından bir dost ver; bize katından bir yardımcı ver!” diyen zayıf düşürülmüş (zavallı) erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz! [*]
(Ey îman edenler!) size ne oluyor da Allah yolunda ve: “Ey Rabbimiz! Bizleri bu halkı zalim olan memleketten kurtar, bize katından bizi iyi idare edecek bir sahip ve yine bize katından bir kurtarıcı gönder.” diye yalvarıp duran ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?¹
Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayı ve “Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu topraklardan kurtar[ıp özgürlüğe kavuştur] ve rahmetinle bizim için bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder!” diye yalvaran çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmayı reddedersiniz? ⁸⁹
Hem size ne oluyor ki “Rabbimiz, bizi idarecileri zalim olan bu ülkeden kurtar, bize katından bir koruyucu ve bize sahip çıkacak bir yardımcı yolla” diyen çaresiz adamlar, kadınlar ve çocuklar için Allah yolunda savaşmıyorsunuz? 2/246, 9/38, 42/42
Size ne oluyor da, Allah yolunda “Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan şu beldeden kurtar ve rahmetinle bize sahip çıkacak bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder!” diye yalvaran güçsüz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?[⁸⁰⁶]
Sizler ne diye Allah yolunda savaşmayasınız ki, (geride bırakmış olduğunuz, müşrikler tarafından hırpalanan) zavallı erkek, kadın ve çocuklar "Ey Rabbimiz, halkı zalim olan şu şehirden bizi kurtar" diye niyaz edip duruyorlar!
Size ne oluyor ki, Allah yolunda savaşmıyorsunuz; ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Ve sizin için ne var ki, Allah Teâlâ'nın yolunda ve erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan zaafa düşürülmüş olan birtakım biçareler uğrunda savaşta bulunmayasınız? Onlar ki: «Ey Rabbimiz! Bizi şu ahalisi zalim olan şehirden çıkar ve bizim için kendi tarafından bir hâmi gönder ve bizim için kendi indinden bir yardımcı tayin buyur,» diye niyaz etmektedirler.
Size ne oluyor ki Allah yolunda ve çaresizlik içinde bırakılan: “Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yolla! ” diye yalvarıp yakaran bir kısım erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?
Size ne oldu ki Allah yolunda ve; "Rabbimiz bizi şu, halkı zalim kentten çıkar, bize katından bir koruyucu ver, bize katından bir yardımcı ver!" diyen zayıf erkek, kadın ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?
Size ne oldı ki Allâh yolunda mukâtele ve muhârebe iylemezsiniz? (Bu hâliniz şâyân-ı hayret ve ta'accübdür) Halbuki erkek, kadın ve çocuklardan bir takım za'îfler ve 'âcizler "Yâ Rabbî bizi ahâlîsi zâlim olan karyeden (Mekke'den) çıkar ve bize taraf-ı ulûhiyetinden bir velî ve bir yardımcı kıl" dirler. [¹] (Onlar böyle du'â ve niyâzda, küffârın ezâ ve cefâsında oldukları halde sizin mukâteleden ictinâbınız şâyân-ı hayretdir)
Allah yolunda ve güçsüz bırakılmış çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda savaşmamak için ne gerekçeniz olabilir? Onlar(ezilenler) "Rabbimiz! Halkı yanlışlar içinde olan bu şehirden bizi çıkar, bize katından bir lider (veli) gönder, bize katından bir yardımcı gönder." diye yalvarıp dururlar.
Size ne oluyor da Allah yolunda ve “Rabbimiz bizi, idarecileri zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli gönder bize katından bir yardımcı yolla!” diyen çaresiz adamlar, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?!
Size ne oluyor ki Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Oysa çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar, “Ey Rabbimiz! Ahalisi zalim olan bu beldeden bizi çıkar. Bize yüce katından bir dost gönder; yüce katından bir yardımcı gönder” diye dua edip duruyorlar.
Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz!
daħı nedür sizüñ, çalışmayasız Tañrı yolında? daħı ža'įf lerden erenlerden daħı 'avratlardan daħı oġlanlardan anlar kim eydürler: “iy çalabumuz çıķar bizi uşbu köyden ya'nį mekke’den žulm eyleyici anuñ ķavmı daħı ķıl bizüm için ķatundan iş issi daħı ķıl bizüm içün ķatundan arķa virici.
Ne oldı size ki ṣavaş eylemezsiz Tañrı yolında, daḫı ża‘īf olan kişiler, erler‐den ve ‘avratlardan, oġlanlardan, daḫı eydürler: İy Çalabumuz çıḳar bizibu Mekke şehrinden ki ehli kāfirlerdür, daḫı ḳıl bize senüñ ḳatuñdan yar‐dım idici, daḫı ḳıl bize senüñ ḳatuñdan nuṣret idici.
(Ey müsəlmanlar!) Sizə nə olub ki, Allah yolunda (hicrət etməyib, yaxud əsir kimi Məkkədə qalıb): “Ey Rəbbimiz, bizi əhalisi zalım olan bu şəhərdən (Məkkədən) kənara çıxart, bizə öz tərəfindən mühafizəçi göndər, yardımçı yolla!” – deyə dua edən aciz kişilər, qadınlar və uşaqlar uğrunda vuruşmursunuz?
How should ye not fight for the cause of Allah and of the feeble among men and of the women and the children who are crying: Our Lord! Bring us forth from out this town of which the people are oppressors! Oh, give us from Thy presence some protecting friend! Oh, give us from Thy presence some defender!
And why should ye not fight in the cause of Allah and of those who, being weak,(592) are ill-treated (and oppressed)?- Men, women, and children, whose cry is: "Our Lord! Rescue us from this town, whose people are oppressors; and raise for us from thee one who will protect; and raise for us from thee one who will help!"(593)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |