11 Aralık 2023 - 28 Cemaziye'l-Evvel 1445 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 66. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev ennâ ketebnâ ‘aleyhim eni-ktulû enfusekum evi-ḣrucû min diyârikum mâ fe’alûhu illâ kalîlun minhum(s) velev ennehum fe’alû mâ yû’azûne bihi lekâne ḣayran lehum veeşedde teśbîtâ(n)

Biz onlara, kendinizi öldürün, yahut ülkenizden çıkın diye emretseydik, bunu onlara farz etmiş olsaydık ancak içlerinden pek azı bunu yapardı. Halbuki kendilerine verilen öğüdü tutsalar, deneni yapsalardı bu, hem onlara daha hayırlı olurdu, hem de inançlarını kökleştirirdi.

 Eğer gerçekten Biz onlara: (Madem samimiyetle tevbe etmişseniz, haydi Allah için) "Kendinizi öldürün (bağışlanmak ve cennete ulaşmak karşılığı hayatınızı feda edip ahirete yürüyün!) ya da yurtlarınızdan çıkıp (buradan uzaklaşın!)" diye yazmış (ve ağır şartlar dayatmış) olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, (çoğu) bunu yapmazlardı. Ama onlar, kendilerine verilen öğüdü (tutarak gereğini) yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için daha hayırlı ve yararlı olacak (bir tercihti. Yani Hz. Peygamber, (SAV) Allah’ın vahyi olarak; kendi canımıza kıymayı bile emretse, yerine getirilmesi icab ederdi.)

Fakat biz onlara “Hayatlarınızı feda edin” yahut “Yurtlarınızı terkedin” diye emretmiş olsaydık, çok azı bunu yapardı. Oysa tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu kesinlikle onların yararına olurdu ve onları imanlarında daha güçlü kılardı.

Eğer onlara:
"Uğrumuzda kanlarınızı dökün, canlarınızı feda edin, yurtlarınızı terk ederek göç edin" diye emretmiş, bunu bir yazılı kural haline getirmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü, sorumluluklarıyla ilgili yapılan uyarıyı dikkate alarak yerine getirselerdi, bu onlar için hem daha hayırlı olur, hem de imanlarını daha çok pekiştirir, itibarlarını daha da yükseltirdi.

Biz eğer onların üzerine: "Kendi nefislerinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık [16] çok azı dışındakiler bunu yapmazlardı. Eğer onlar kendilerine öğüt edileni yapsalardı, haklarında daha iyi olurdu ve inançlarının daha iyi kökleşmesini sağlardı.

16.Yani bu görevi yerine getirmelerini farz kılsaydık.

Eğer gerçekten biz, onlara: 'Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın' diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

Eğer biz o münafıklara: “- Nefislerinizi cihad için öldürün, yahut yurdlarınızdan çıkın” diye bir farziyyet yükleseydik, içlerinizden pek azı müstesna, onu yapmazlardı. Onlar kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirseydiler elbette bu, haklarında çok hayırlı ve imanlarını kökleştirme bakımından sağlam bir hareket olurdu.

Eğer Biz onlara: “Kendinizi öldürün veya memleketlerinizden çıkın” diye emretseydik, çok azı hariç çoğu bu emri yerine getirmezlerdi. (Hâlbuki onlar birbirlerini öldürüyor ve memleketlerinden çıkarıyorlar.) Eğer onlar öğüt aldıkları şeyleri yapsalardı, onlar için daha yararlı ve imanlarının tesbiti için daha sağlam olurdu.

Fakat biz onlara, “hayatlarınızı feda ediniz” yahut “yurtlarınızı terk ediniz” diye emretmiş olsaydık, çok azı hariç, bunu yapmazlardı. Oysa tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu, kesinlikle onların yararına olurdu ve onları daha güçlü kılardı.

Biz onlara kendilerin öldürmeyi, ya da yurtlarından çıkmayı farzetmiş olsaydık, ancak onlardan pek azı bunu yapardı, öğütlenen şeyi onlar yapsaydı, haklarında hem hayırlısı, hem de sağlam olurdu

Eğer Biz onlara (Allah yolunda savaşarak): “Canlarınızı feda ediniz” ya da (zulmün ve haksızlığın hâkim olduğu) “yurtlarınızdan çıkınız” diye emretmiş olsaydık, pek azı dışında, bunları yapamazlardı. Oysa onlar, kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, bu kendileri için daha iyi olurdu ve onları (imanlarında) daha dirençli kılardı.

Bugün Allah için hayatını ortaya koyarak yurdunu terk edebilecek yiğitlere rastlamak zor olsa gerek. Allah hicretin zorluğuna dikkat çekerek, Kur’an m... Devamı..

Eğer ânlara yâ nefislerini katl iylemelerini ve yâhud memleketlerinden çıkmalarını emr ide idin içlerinden pek azları icrâ ider idi. Hakbuki Allâh’ın evâmirini icrâ ide idiler haklarında hayırlı olur hem de îmânları kuvvet bulur idi.

Şayet onlara "Kendinizi öldürün" yahut "Memleketinizden çıkın" diye emretmiş olsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

Eğer biz onlara, “Hayatlarınızı feda edin veya yurtlarınızdan çıkın” diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (imanlarını) daha çok pekiştirici olurdu.

Eğer onlara kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın diye emretmiş olsaydık, pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için hem daha hayırlı hem de (imanları için) daha sağlamlaştırıcı olurdu.

Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

"Canınızı adayın" yahut "Yurtlarınızdan çıkın," diye emretmiş olsaydık, pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine öğütleneni uygulasalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

Eğer biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarınızdan çıkın." diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı. Fakat kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de daha sağlam olurdu.

Eğer onlara nefislerinizi öldürün veya «diyarınızdan çıkın» diye yazsa idik pek azından ma'dası onu yapmazlardı, fakat kendilerine va'zolunanı yapsalardı elbette haklarında çok hayırlı ve payidar kılmak i'tibarile de en sağlam bir hareket olurdu

Eğer onlara (munâfıklara, “Allah için) canınızı feda edin yahut yurtlarınızdan çıkın!” diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için (dünya ve âhiretleri için) hem daha hayırlı hem de daha sağlam (bir tercih) olurdu.

Eğer biz onlara: “Kendinizi öldürün¹ veya yurtlarınızdan² çıkın” diye yazsaydık,³ çok azı hariç bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüde uysalardı, elbette bu onlar için hem daha hayırlı hem daha sağlam olurdu.

1- Canlarınızı feda etmeyi, ölümü göze almayı. 2- Cihad için. 3-Gerekli görseydik, zorunlu kılsaydık.

Hakıykat, biz onlara: «Kendinizi öldürün, yahud yurdlarınızdan çıkın» diye yazsaydık, içlerinden birazı müstesna olmak üzere, bunu yapmazlardı. Onlar öğüd verildikleri şeyleri hakkıyle icra etselerdi bu, kendileri için elbet hem daha hayırlı, hem (îmanlarını) sağlamca kökleşdirmiş olurdu.

Hâlbuki şübhesiz ki biz onlara (münâfıklara): “Nefislerinizi öldürün!” veya “Yurtlarınızdan çıkın!” diye (öncekilere olduğu gibi çok ağır bir külfeti üzerlerine) yazsaydık, içlerinden pek azı müstesnâ, bunu yapmazlardı. Böylece gerçekten onlar, o nasîhat edilegeldikleri (ve güçlerinin yettiği) şeyleri yapsalardı, elbette kendileri için hayırlı ve(îmanlarını) takviye cihetiyle daha sağlam olurdu.

Eğer biz onlara “Kendinizi (Allah için) feda edin veya yurtlarınızdan çıkın” diye emretseydik, emri pek azı hariç yerine getirmeyeceklerdi. Hâlbuki onlar, kendilerine tavsiye edilenleri yerine getirselerdi, onlar için daha hayırlı ve daha güçlü bir durumda olurlardı.

Gerçekten biz onların kendilerini öldürmelerini,ya da yurtlarından çıkıp gitmelerini boyunlarına borç yazsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Eğer onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı ne de olsa kendileri için daha iyi olurdu. Hem de onlar inançlarını iyice pekiştirmiş olurlardı.

İsrail oğullarına farzettiğimiz gibi onlara, kendilerini öldürmeği veya yurtlarından çıkmağı farz kılmış olsaydık, onlardan pek azı hariç olmak üzere onu işlemezlerdi. Onlar öğüt verilen şeyi tutsalardı haklarında hayırlı, sebatları daha sağlam olurdu.

Şayet Biz onlara, “Kendinizi öldürünüz veya yurtlarınızdan çıkınız” diye yazmış olsaydık, onlardan pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Şayet onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı elbette bu onlar için (hem) daha hayırlı (ve hem de inançları) daha sağlam/güçlü olurdu.

Eğer onlara, “Nefislerinizi öldürün” yahut “Memleketinizden çıkın” diye emretmiş olsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı, onlar için hem daha hayırlı ve hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

Demek onlara, “Allah yolunda savaşarak canlarınızı fedâ edin!” ya da “Zulmün egemen olduğu yurdunuzdan çıkın ve Allah yolunda hicret edin!” diye emretmiş olsaydık, —içlerinden pek azı hariç— emrimize karşı geleceklerdi.
Oysa kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette bundan kendileri kazançlı çıkar, üstelik daha sağlam ve sağlıklı bir inanca kavuşarak, istikrarlı bir toplum meydana getirmiş olurlardı.

Eğer biz, onlara “Nefislerinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın!” diye yazsaydık, onlardan birazı hariç bunu yapmazlardı.
Onlar kendilerine tenbihlenenleri yapsalardı, onlar için hayırlı ve en çok sabit sağlam olurdu.

Eğer biz, bu ikiyüzlülere: " ya bu ülke için can verin, ya da ülkeyi terk edin " şeklinde bir emir verseydik, bunu sadece pek azı yapardı. Şayet onlar söyleneni yapsalardı, elbette kendileri adına daha hayırlı ve daha sağlam bir iş yapmış olurlardı.

Eğer onlara, "Hayatlarınızı feda edin veya yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı bunu yapardı. Kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de inançlarını pekiştiren bir neden olurdu.

Onlara “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın.” diye emretmiş olsaydık, içlerinden azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, (bu durum) onlar için hem hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

Eğer Biz, onlara: “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın.” diye emretmiş olsaydık, bunu içlerinden ancak pek azı yapabilirdi. Oysa onlar, kendilerine verilen emirleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (îmanlarını) daha pekiştirici olurdu.

Fakat biz onlara “Hayatlarınızı feda edin!” yahut “Yurtlarınızı terk edin!” diye emretmiş olsaydık, ⁸⁵ çok azı bunu yapardı. ⁸⁶ Oysa, tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu, kesinlikle onların yararına olurdu ve onları [imanlarında] daha güçlü kılardı;

85 Yani, Hz. Peygamber tarafından duyurulan ilahî kaynaklı emirler aracılığıyla (bkz. önceki not).86 Lafzen, “birkaçı dışında onu yapmazlardı”. Burada... Devamı..

Eğer gerçekten biz, onlara “Kendinizi feda edin veya yurtlarınızı terk edin!’’ diye emretmiş olsaydık, onlardan çok azı hariç bunu yapmazlardı. Ama yine de onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için daha hayırlı ve iman açısından daha sağlam olurdu. 2/286, 47/20-21

Fakat Biz, onlara “Canlarınızı feda edin!”[⁸⁰²] ya da “Yurtlarınızı terk edin!” diye emretmiş olsaydık, çok azı dışında bu emri tutmazlardı. Ama öğütleneni yapsalardı, hem kendileri için daha hayırlı olurdu, hem de (inanç zeminine) daha sağlam basmış olurlardı.

[802] Aynısı Bakara 54’te de kullanılır. Fakat iki kullanımın da bağlamı çok farklıdır. Orada inek yavrusuna tapanlara bu emir verilirken, burada Alla... Devamı..

Şayet biz onlara (İsrailoğullarında olduğu gibi, günahtan kurtulmak için) "Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın" diye emretmiş olsaydık, pek azı hariç bunu yapmazlardı! (Ki, Hz. Muhammed'in şeriatında böyle ağır bir yükümlülük yoktur, aksine "Ve nefislerinizi öldürmeyiniz. "-Nisa /29- hükmü vardır. Kendilerini ve vatanlarını ve dinlerini savunmak emri vardır. Onlardan istenen Allah'ın emir ve yasaklarına ve Peygambere itaat idi.) Eğer onlar kendilerine verilen bu öğütleri yerine getirmiş olsalardı, elbette bu onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) pekiştirmiş olurdu.

Eğer onlara: "Kendinizi öldürün, ya da yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama kendilerine öğütleneni yapsalardı, elbette kendileri için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

Eğer onların üzerine «Nefislerinizi öldürünüz veya yurtlarınızdan çıkınız,» diye yazsaydık bunu onlardan birazı müstesna olmak üzere yapmazlardı. Ve eğer onlar kendisiyle öğüt verildikleri şeyi yapsa idiler elbette onlar için hayırlı ve berdevam olmak itibariyle daha sağlam olurdu.

Şayet onlara “Ölüme atılın! ” veya “Vatanınızdan ayrılın! ” (hicret edin) emrini vermiş olseydık, pek azı müstesna, bunu yerine getirmezlerdi. Onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette kendileri için hayırlı olur, durumlarını daha da sağlamlaştırırlardı.

“Kendinizi öldürün” emri: “Kendinizi ölüm tehlikesine, cihad meydanına atın” mânasına gelebilir. Hz. Muhammed (a.s.)’ın ashabının (r.a) çoğu, dinleri ... Devamı..

Eğer onlara: "Kendinizi öldürün, ya da yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama kendilerine öğütleneni yapsalardı, elbette kendileri için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

Eğer biz onlara (Benî İsrâîl'e farz itdiğimiz gibi) nefislerinizi katl idiniz veyâhud diyârlarınızdan çıkınız diye farz itmiş olsa idik bunı icrâ itmezlerdi. Ancak pek azı icrâ iylerlerdi. Eğer onlar kendilerine va'az ve nasîhat olunan şeyi işidüb buna ittibâ' itselerdi kendilerine daha hayırlı ve dînlerinde daha ziyâde sebâtı bâdî olurdı. [¹]

[1] Muhâcirînden Zübeyr bin 'Avvâm ile ensârdan Hâtıb bin Ebî Belte'a arasında bir su mes'elesinden dolayı nizâ' vâki' olub Rasûlullah'a mürâca'at itd... Devamı..

Şayet onlara: “kendinizi öldürün!“ veya “yurdunuzdan çıkın!” diye emretseydik, pek azı dışındakiler bunu yapmazlardı. Ama kendilerine verilen öğüt ne olursa olsun, onu yapsalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

Eğer gerçekten biz, onlara, “nefislerinizin hakkından gelin veya yurtlarınızdan çıkın.” diye yazmış olsaydık, onlardan çok azı hariç bunu yapmazlardı. Onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için daha hayırlı ve daha sağlam olurdu.

Biz onlara “Canınızı verin” yahut “Yurdunuzu terk edin” diyecek olsak, içlerinden pek azı bunu yapardı. Eğer onlar kendilerine verilen öğütü yerine getirmiş olsalardı, elbette bu haklarında daha hayırlı olurdu ve azim ve sebatları ziyadeleşirdi

Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı.

daħı bayıķ biz yazmış-mıssavuz anlaruñ üzere depeleñ gendüzilerüñüzi yā çıķuñ illerüñüzden işlemeyeler-idi anı illā az anlardan. daħı eger bayıķ anlar işleyeler-idi anı kim ögüt virinürler anuñ-ile ola-dı yigrek anlara daħı ķatıraķ ŝābit eylemekdin yaña ya'nį gendüzilerini dįn içinde.

Eger daḫı biz yazsa‐y‐duḳ üstlerine öldürüñüz nefslerüñüzi yā çıḳuñuz iḳlimlerüñüzden, anı işlemezlerdi illā az kişiler anlardan. Eger anlar işlese‐lerdi özlerine naṣīḥat olan nesneyi yigreg‐idi anlara ve ḳatı yaḫşı‐y‐ıdı ẟābitolmaġ‐ıçun.

Əgər Biz onlara: “Özünüzü öldürün, yaxud yurdlarınızdan çıxın!” – deyə yazıb əmr etsəydik, içərilərində az bir hissəsi müstəsna olmaqla, (bu əmri) yerinə yetirməzdilər. Əgər onlar verilən nəsihətlərə əməl etsəydilər, əlbəttə, bu onlar üçün daha xeyirli və daha düzgün olardı. (imanda sabitqədəmlik baxımından daha möhkəm bir addım olardı).

And if We had decreed for them : Lay down your lives or go forth from your dwellings, but few of them would have done it; though if they did what they are exhorted to do it would be better for them, and more strengthening;

If We had ordered them to sacrifice their lives or to leave their homes, very few of them would have done it:(584) But if they had done what they were (actually) told, it would have been best for them, and would have gone farthest to strengthen their (faith);

584 The highest in faith willingly sacrifice their lives, their homes, and all that they hold dearest, in the cause of Allah. Those whose faith is not... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.