Elem tera ilâ-lleżîne yez’umûne ennehum âmenû bimâ unzile ileyke vemâ unzile min kablike yurîdûne en yetehâkemû ilâ-ttâġûti vekad umirû en yekfurû bihi veyurîdu-şşeytânu en yudillehum dalâlen ba’îdâ(n)
Görmez misin sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inandıklarını sananlar, Şeytan tarafından yargılanmalarını dilerler, halbuki onu inkar etmeleri emredilmişti onlara ve Şeytan, onları tamamıyla sapıtmak, doğru yoldan pek uzak bırakmak ister.
(Ey Resulüm!) Sana indirilen (Kur’an’a) ve Senden önce gönderilen (Kitaplara), sözde inandıklarını öne süren (sahtekâr münafıkları) görmez misin? Ki bunlar, (hak ve adalet ölçüleriyle değil) tağutun önünde (zalim ve bâtıl düzenlerin kurum ve kurallarıyla) muhakeme olunmak (şeytan fikirli Yahudi ve Hristiyanların hükmü altında yaşamak) istemektedirler! Oysa (mü’min ve Müslüman sayılmak için) onu (tağutu ve süper güç putunu) red ve inkâr etmekle emrolunmuşlardır. Şeytan onları derin ve dönüşü olmayan bir sapkınlığa sürüklemek istemektedir.
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere, inandıklarını iddia eden ama öte yandan, şeytani güçlerin önünde, mahkeme olmayı isteyenleri görmedin mi? Oysa onu inkâr etmeleri buyrulmuştu. O Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklıkla büsbütün sapıtmak ister.
Sana indirilene Kur'ân'a, senden önce indirilenlere, diğer kutsal kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerle, idarelerle şeytanî güçlerle, tağut ile ilişkilerini kesmeleri emrolunduğu halde, onların hâkimiyetine teslim olmak istiyorlar. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar da onların, bir daha dönemeyecekleri kadar, hak yoldan uzaklaşmalarının, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerinin önünü açmak istiyor.
Sana ve senden öncekilere indirilene iman ettiklerini ileri sürenleri görmüyor musun ki, Tağut'un hükmüne başvurmaya kalkışıyorlar! Oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan da onları uzak bir sapıklığa çekmek istemektedir. [15]
Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.
Sana indirilen Kur'ân'a ve senden önce indirilen kitablara iman ettik, diye boş iddiada bulunanlara bakmaz mısın! O azgın şeytana muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki onu (şeytanı) tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan ise, onları çok uzak bir sapıklığa düşürmek ister. (Bu âyet-i kerime, bir münafığın, bir Yahudi ile olan dâvasına hakem olarak Hazreti Peygamberi değil de Yahudi sihirbazı azgın şeytan Kâb İbni Eşref'i seçmek istemesi ile ilgili hâdise üzerine nâzil olmuştur. Şöyle ki: Yahudi, Hz. Peygamberin hakem olmasını ısrarla istemesi sonunda Peygambere gitmişler ve Hz. Peygamber de Yahudi lehine hüküm vermiştir. Bundan sonra münafığın arzusu üzerine Hz. Ömer'e gitmişler. Hâdiseyi ve daha önce Hz. Peygamberin verdiği hükmü dinleyen Hz. Ömer: “- Allah'ın ve Peygamberin hükmüne razı olmıyan hakkında hüküm budur”, diyerek kılıcı ile münafık'ın boynunu uçurur. )
Sana indirilen ile senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Tağuta (zalim idarecilere) yargılanmak için başvuruyorlar. Oysa onu inkâr etmeleri, onlara emredilmiştir. Muhakkak şeytan onları, (haktan) çok uzak bir sapıklığa sürüklemek ister.
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğûtu/Allah'a karşı gelen adamı inkâr etmeleri kendilerine emrolunduğu halde, onun önünde davalaşmak istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
Görmedin mi sen, sana da, senden önce gelenlere de «inandık» sananları? Şeytanın karşısında, duruşmak istiyorlar, oysaki onlara şeytanı tanımamakla emrolunmuştu; şeytan da onları büsbütün saptırmak ister
(Ey Resul!) Sana (indirilen Kur'an'ı) ve senden önce indirilen (kitaplara söz) inandıklarını iddia eden, (ama öte yandan) şeytani güçlerin hâkimiyetine teslim olmakta beis görmeyenlerin farkında değil misin? Oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.
Sana ve senden evvelkilere gönderilen kitâblara inandıklarını iddi’â idenlerin ve şeytâna tapanların önünde muhâkeme olmak istediklerini görmedin mi? Lâkin şeytân ânları hakîkatden uzağa inhirâf itdirmek istiyor.
Sana indirilen Kuran'a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Putlarının önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa, onları tanımamakla emr olunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.
(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.[124]
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Onu tanımamaları kendilerine emredildiği halde tâgūtun önünde mahkemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları büsbütün saptırmanın yollarını arıyor.
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
Sana ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia ettikleri halde azgınların ve despotların yasalarını uygulamak isteyenleri görmüyor musun? Oysa onu inkar etmekle emredilmişlerdi; fakat şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.
Bakmaz mısın şunlara: o hem sana indirilene' hem senden evvel indirilene iyman ettiklerini söyler gezer kimselere? Ki o tağuta (o azgın şeytana) muhakeme olmak istiyorlar Halbuki onu tanımamakla emrolunmuşlardı, O Şeytan da onları bir daha dönemiyecekleri kadar uzak bir dalâle düşürmek istiyor
(Resûlüm!) Sana vahyedilene (Kur’ân’a) ve senden önce vahyedilmiş olan (kitaplar) a (sözde) inandıklarını iddiâ edenleri (munâfıkları) görmedin mi? Kendilerine (Allah’a îmân etmeleri ve) onun hükümlerini inkâr edenlere inanmamaları emredildiği hâlde, (anlaşmazlığa düştükleri konu hakkında sana gelmeleri gerekirken yine de) azgın şeytana (Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyen, şeytan tabiatlı, Ka‘b b. Eşref kâfirine) muhakeme olmak isterler. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
Görüyor musun? Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürenleri! Tâğûti¹ yasalarla yargılanmak istiyorlar. Oysa onlara, onu küfretmeleri¹ emredilmişti. Zaten şeytan onları derin bir sapkınlıkla saptırmak istiyor.
Sana indirilen (Kur'ân-ı kerîm) e de, senden evvel indirilmiş olan (kitab) lara da her halde îman etdiklerini boş yere iddia edenlere bir bakmadın mı ki — onu inkâr etmeleriyle emrolundukları halde — yine sihirbazın huzurunda muhaakeme olunmalarını isterler. Şeytan da onları (bir daha dönemiyecekleri kadar) uzak bir sapkınlıkla büsbütün sapıtmak ister.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Sana indirilene (Kur'ân'a) ve senden önce indirilenlere(diğer kitablara) gerçekten îmân ettiklerini iddiâ edenleri gördün mü? Tâğûta (Allah'ın yerine itâat ettikleri kimseye) muhâkeme olmak (onun hükmüne tâbi' olmak) isterler; hâlbuki onu açıkça inkâr etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları (tâğûta meylettirerek, haktan) uzak bir dalâlet ile saptırmak ister.
Sana ve senden öncekilere indirilene iman ettiklerini ileri sürenlere bakmaz mısın ki, tağut’un (Allah’ın indirdiği hükümlere muhalefet eden ve onların yerine geçmek üzere hükümler icat eden varlıkların, zalim, azgın, despot, diktatör ve şeytani güçlerin) hükmüne başvurmaya kalkışıyorlar. Hâlbuki onu (tağutu reddedip) inkâr etmekle emrolunmuşlardı. (Böylece) Şeytan da onları uzak bir sapıklığa çekmek istemektedir. *
Sana indirilene ve senden önce indirilmiş kitaplara inandıklarını zannedenleri görmez misin? Aralarındaki hukuki sorunlarda, Allah’a başkaldırmış azgınların hakemlik etmesini istiyorlar. Hâlbuki Allah’a isyan edenlerin vereceği hükümleri kabul etmemeleri onlara emredilmişti. Ama şeytan onları iflah olmaz bir sapkınlığa düşürmek istiyor.
Görmuyor musun o kimseleri ki sana bildirilene, senden önce bildirilene inandıklarını sanıyorlar, hem de duruşmalarını Tağut şeytanın yapmasını istiyorlar. Oysa ki onlara Tagut’u tanımamaları buyrulmuştu. Şeytan onları sapkınlıkların en aykırısı ile saptırmak istiyor.
Sana inzal olunan Kur/an/a, senden evvel inzal olunan Tevrat/a inanmış olduklarını zuum edenleri görmüyor musun [¹] ? ki onlar Tağut/u tanımamakla emrolunmuşlar iken yine onun huzurunda muhakeme olunmağı istiyorlar. Şeytan da onları doğru yoldan uzak bir sapıklık içinde bırakmak istiyor.
(Ey Peygamber!) Sana ve senden önce indirilmiş olana inandıklarını sananları görmüyor musun? Onlar, kendilerine şeytanı/şeytanî güçleri [Tâğût] inkâr etmeleri emredildiği hâlde, onun hakemliğine başvurmak istiyorlar.²⁶ Şeytan da onların derin [ba’îd] bir sapıklık içinde sapmalarını istiyor.
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını zannedenleri görmüyor musun; (bu iddialarına rağmen) tağutun önünde muhakeme edilmelerini istiyorlar. Oysa tağutu inkâr etmekle emrolunmuşlardır. Şüphesiz şeytan onları derin bir sapıklıkla saptırmak ister.
Ey Peygamber! Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana;hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip tağut’un, yani Allah’ın hükümlerini hiçe sayan o azgın kâfirlerin hakemliğine başvurmak ve onların egemenliği altına girmek istiyorlar.
Hâlbuki kendilerine, (2. Bakara: 256’da) tağut’u kesinlikle reddetmeleri emredilmişti. Ne var ki şeytan, onları doğru yoldan uzaklaştırıp büsbütün saptırmak istiyor.
Sana indirilmiş olana ve senden önce indirilmiş olanlara inandıklarını iddia edenlere bakıp görmedin mi? Onu inkâr etmeleri kesinlikle emredildiği halde, Tâğût’a göre mahkemeleşmek istiyorlar. Şeytan onları uzaklaştıran bir sapkınlığa saptırmak istiyor.
Şunlara bakın! Bir yandan sana ve senden önce indirilen kitaplara inandıklarını iddia ederlerken, bir yandan da, davayı o azgın adama götürüp onun huzurunda yargılanmak istiyorlar. Halbuki kendilerine: o şeytan adama inanmayın denmişti. Çünkü bu şeytan adam, onları toplumdan adamakıllı dışlamak istiyordu.
Resulüm sana gönderilen Kur’an’a ve senden önce gönderilen kitaplara inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Gönderdiğimiz tüm kitaplarda; Allah’a isyan eden, Allah’ın yasalarına karşı kendi yasalarıyla toplumları yönetmeye kalkan isyankâr yöneticileri tanımamaları, isyankâr yöneticileri alaşağı ederek iktidardan indirmeleri, sadece Allah’ın yasalarıyla yönetimlerini sağlamaları emredildiği halde; isyankâr yöneticilerin yasalarına göre muhakeme edilmek, isyankâr yöneticilerin yasalarıyla yönetilmek istiyorlar. Şeytan onların önünden arkasından fikirler fısıldayarak, onları derin bir sapıklığın içine atıyor. Böylece onlar insanların uydurdukları yasaların Allah’ın yasalarından daha üstün olduğunu, adaletin insanların yasalarını uygulayarak sağlanacağını iddia ediyorlar.
Sana indirilene ve senden önce indirilen(ler)e inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Onu inkâr etmeleri emredilmiş olduğu hâlde [Tağut]’un (azgınlık edenin) [*] önünde mahkemeleşmek istiyorlar. [*] (Oysa) şeytan onları tamamen saptırmak istiyor.
(Ey Muhammed!) Şu, kendilerinin “sana indirilene de senden öncekilere indirilenlere de inandıkları” yalanını söyleyip, sonra da inkâr etmekle emrolundukları tağut¹ önünde muhakemeleşmek isteyenleri, görmüyor musun?² İşte şeytan, onları (haktan çok) uzak bir sapkınlığa düşürmek istiyor.³
SEN [ey Peygamber], sana ve senden öncekilere indirilene inandıklarını iddia eden, [ama öte yandan] şeytanî güçlerin hakimiyetine teslim olmakta beis görmeyenlerin ⁷⁹ farkında değil misin? Halbuki, Şeytan’ın kendilerini derin bir sapıklığa yöneltmek istediğini görerek onu inkar etmekle emrolunmuşlardı.
Hem sana indirilen Kuran’a ve hem de senden önce indirilen vahiylere, iman ettiklerini iddia edenleri görmedin mi? Bunlar (Tağut), Allah’a isyanı sistemleştirenin hakemliğine başvurmak istiyorlar. Oysa onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Kaldı ki bu şeytan, onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor. 24/47...52, 63/1...4
SANA ve senden önce indirilenlere iman ettiğini sananlara bir baksana! Birbirlerini putlaştırılmış bir azgınlık ve sapkınlığın hakimiyetine çağırmakta bir sakınca görmüyorlar; oysa onu inkâr etmekle emrolunmuşlardı.[⁷⁹⁷] Şeytan ise onları, çıkamayacak kadar derin bir sapıklığa itmek ister.
(Ey Muhammed) Sana indirilene (Kur'an'a) ve senden önce indirilenlere (diğer kitaplara) da, (sizin gibi) iman ettiklerini iddia edenlere (şu münafıklara) bak.. (Sıra bir suç hususunda muhakeme olunmaya gelince, onlar seni bırakıp da) -şeytanı inkar etmekle emrolundukları halde- Tagut'un (şeytan tiynetinde olan bir adamın, Ka'b b. el-Eşrefin) huzurunda muhakeme olunmayı isterler; oysa şeytan onları (doğru yoldan) büsbütün saptırarak dalalete düşürmek istiyor.
(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene iman ettiklerini iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onların hükmüyle hüküm verilmesini istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.
Sana indirilmiş olana ve senden evvel inzal edilmiş bulunana imân ettiklerini zûm edenlere bakmadın mı ki, onlar Tâğût'un huzurunda muhakeme olmayı isterler. Halbuki onu inkar etmekle memur bulunmuşlardı. O şeytan ise onları (doğru yoldan) pek uzak bir sapıklıkla dalâlete düşürmek ister.
Baksana hem sana indirilen hem de senden önce indirilen kitaplara inandığını iddia eden o münâfıkların yaptıklarına! Kalkıp azgın şeytanın önünde muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki onlara o şeytanı reddetmeleri emri verilmişti. Şeytan da onları haktan büsbütün saptırmak ister. [2, 256; 39, 17]
Şunları görmedin mi, kendilerinin, sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını sanıyorlar da hakem olarak tağuta (o azgın şeytana) başvurmak istiyorlar! Oysa kendilerine onu inkar etmeleri emredilmişti. Şeytan da onları iyice saptırmak istiyor.
(Yâ Muhammed) Şunları görmez misin ki sana nâzil olan ve senden evvel inen kitâblara ve şerâyi'a îmân iylediklerini zu'm iderler (öyle iddi'â iylerler) ve ona küfr itmekle emr olundukları halde Tâğût 'indinde (putlara tapanlar nezdinde) muhâkeme ve mürâfa'a idilmelerini isterler [¹] Şeytân onları hidâyetden uzak dalâlete sapıtmağı murâd iylemişdir.
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini iddia edenleri görmedin mi? Bunlar, tağutun önünde mahkemeleşmek istiyorlar. Oysa, onu tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan, onları uzak bir sapıklığa düşürmek istiyor.
Görmedin mi şu kimseleri ki, sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia ediyorlar, sonra da reddetmekle emrolundukları tâğutun hükmüne başvurmak istiyorlar. Şeytan da onları büsbütün saptırarak doğru yoldan iyice uzaklaştırmak istiyor.
Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tâğutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor.
bilmedüñ mi anları kim śanurlar bayıķ anlar įmān getürdiler aña kim indürinildi senden yaña daħı aña kim indürinildi senden ilerü dilerler kim buyruķ isdeşü varalar şeyŧāndan yaña; ol ḥālde kim buyrulddar kim kāfir olalar diler dįv kim azdura anları azmaķlıķ ıraķ.
Görmez misin ol kişileri ki eydürler ki anlar īmān getürdiler yā Muḥam‐med saña inen kitāba ve senden burun inen kitāba. İsterler ki ḥükūmete vara‐lar şeyṭān ḳatına. Taḥḳīḳ anlara buyruldı ki kāfir olalar aña ve ister şeyṭānki azdura anları ıraḳ azdurmak, doġru yoldan çıḳar[maḳ].
(Ya Rəsulum!) Sənə nazil edilənə (Qur’ana) və səndən əvvəl nazil edilənlərə (Tövrata, İncilə) iman gətirdiklərini iddia edənləri (münafiqləri) görmürsənmi? Onlar Tağutun (Şeytanın) hüzurunda mühakimə olunmaq (Şeytanın məhkəməsinə müraciət etmək) istəyirlər. Halbuki onlara (Şeytana) inanmamaları əmr olunmuşdur. Şeytan isə onları (doğru yoldan) çox uzaq olan zəlalətə sürükləmək istər
Hast thou not seen those who pretend that they believe in that which is revealed unto thee and that which was revealed before thee, how they would go for judgment (in their disputes) to false deities when they have been ordered to abjure them? Satan would mislead them far astray.
Hast thou not turned Thy vision to those(581) who declare that they believe in the revelations that have come to thee and to those before thee? Their (real) wish is to resort together for judgment (in their disputes) to the Evil One, though they were ordered to reject him. But Satan´s wish is to lead them astray far away (from the right).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |