8 Kasım 2024 - 6 Cemaziye'l-Evvel 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 5. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ tu/tû-ssufehâe emvâlekumu-lletî ce’ala(A)llâhu lekum kiyâmen verzukûhum fîhâ veksûhum vekûlû lehum kavlen ma’rûfâ(n)

Allah'ın, size geçinmek için verdiği mallarınızı akılsızlara vermeyin, onları rızıklandırın, giydirin ve kendilerine tatlı ve güzel sözler söyleyin.

Allah’ın sizin için (geçiminizi sağlamaya yarar bir araç) kıldığı ve kaim (başlarına yönetici) yaptığı mallarınızı, düşük akıllılara (hayırsız ve yararsız yere harcayacaklara) vermeyin; bunlarla onları (velisi ve vasisi olduğunuz insanları) rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel (ma’ruf) söz söyleyin.

Allah'ın sizler için hayatınızın direği kıldığı mallarınızı, aklî olgunluğa ermemiş kimselere vermeyin. Ama bu mallarla onların geçimlerini karşılayın, onları giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah'ın geçiminize dayanak olarak verdiği mallarınızı, paralarınızı makul, mantıklı, temkinli davranamayanlara, reşit olmayanlara vermeyin. O mallarla onların geçimlerini sağlayın, onların üstünü başını alın, onlara İslâmî kurallarla örtüşen, örfe uygun güzel, nezaketli sözler söyleyin, güzel vaatlerde bulunun.

Allah'ın sizin gözetiminize vermiş olduğu mallarınızı aklı ermeyenlerin ellerine vermeyin. Bu mallardan onları yedirip içirin, giydirin ve kendilerine güzel söz söyleyin.

Allah'ın sizin için (kendileriyle hayatınızı) kaim (geçiminizi sağlamaya destekleyici bir araç) kıldığı mallarınızı düşük akıllılara vermeyin; bunlarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin.

Ey yetimlerin veli ve vasîleri, Allah'ın dünya geçimi için sebep kıldığı tasarrufunuzdaki yetim mallarını, onların akılsızlarına vermeyin. Onları, malları ile rızıklandırın; giydirin ve kendilerine tatlı söz söyleyin.

Allah’ın hayatınızın direği kıldığı mallarınızı, aklı olgunlaşmamışlara vermeyin. Fakat onların rızkını verin, onları giydirin ve onlara güzelce davranın.

Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermeyenlere vermeyiniz; o mallarla onları besleyiniz, giydiriniz ve onlara güzel söz söyleyiniz.

Beyinsizlere, geçiminiz olan mallarınızı vermeyin, onları yedirip giydiresiniz, tatlı sözlerle onlarla konuşasız

Allah'ın koruyasınız diye sizin sorumluluğunuza bıraktığı (yetimlere ait) malları muhakeme yeteneği zayıf (çocuklara ve aklı ermeyen) kimselere emanet etmeyin! Bu mallarla onların geçimlerini karşılayın, onları yedirin, giydirin ve onlarla nazik bir şekilde (gönüllerini hoş tutarak) konuşun!

Allâh’ın sizin yed-i emânetinize tevdî’ iylediği emvâli câhilâne zâyi’ itmeyiniz ve yetimlere nafaka ve elbise tedârik iyleyiniz ve ânlara lisân-ı mülâyemet ve ’adâletle hitâb idiniz.

Allah'ın sizi koruyucu kılmış olduğu mallarınızı, beyinsizlere vermeyin, kendilerini bunların geliriyle rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.[106]

Bu âyette, yetimlerin mallarını ellerinde bulunduran velilere hitab ediliyor. Âyetteki “mallarınız” ifadesi ile, yetimlere ait olup velilerin elinde b... Devamı..

Allah’ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah'ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere (reşit olmayanlara) vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

ALLAH'ın sizi gözetici kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları (yetimleri) besleyin, giydirin ve onlarla güzel iletişim kurun

Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

maamafih Allahın sizi başına diktiği mallarınızı sefihlere vermeyin de bunlarda yapacağınız tasarruf ile onları besleyin ve geydirin ve kendilerine güzel güzel nasıhat edin

Allah’ın sizin için geçim sebebi kıldığını (velisi bulunduğunuz kimselerin/yetimlerin mallarını) sefihlere (deli ve reşit olmayan yetimlere) vermeyin. Fakat kendilerine onlardan (o mallardan) yedirin, onları giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah'ın, sizi kaim kıldığı¹ malların idaresini aklı ermezlere² bırakmayın. O mallarla onların geçimlerini temin edin ve onları giydirin. Onlara uygun şekilde davranın.

1. Korumanız için sorumluluğunuza verdiği. 2. Kendi malını yönetecek duruma gelmemiş olan.

Allahın sizi başına dikdiği mallarınızı beyinsizlere vermeyin. Kendilerine bunlardan yedirin, giydirin, onlara güzel söyleyin (iyi nasıyhatlar edin).

Hem (ey velîler!) Allah'ın sizin için ayakta durabilme (vesîlesi, geçim kaynağı) kıldığı mallarınızı (velîsi bulunduğunuz kimselerin mallarını) sefihlere (yerli yerinde kullanamayanlara) vermeyin; fakat kendilerine onlardan (o mallardan) yedirin, onları giydirin ve onlara güzel söz söyleyin!

Ve Allah’ın koruyasınız diye sizin sorumluluğunuza bıraktığı malları sefih (muhakeme yeteneği zayıf, aklı dengesi yerinde olmayan) kimselere, (reşit olmayanlara) vermeyin (emanet etmeyin); ama bu mallarla onların geçimlerini karşılayın, onları giydirin ve onlarla güzel/nazik bir şekilde konuşun.

Yaşamınızı ayakta tutması için Allah’ın var ettiği mallarınızı, aklını kullanamayanlara (beyin özürlü veya ergenliğe ulaşmamış kimselere) vermeyin. Onların geçimlerini temin edin, giydirin, güzel ve uygun sözler söyleyin.

Allah’ın geçimlik olarak verdiği malları alıklara vermeyin. Ancak bu mallarla onları azıklandırıp giyindirin. Onlara tatlı söyleyin.

Allah/ın, maişetinize kıvam kıldığı emvalinizi [¹¹] elinizdeki yetim mallarını avanaklara vermeyin. Onları o mallardan yedirin, giydirin, hâtırlarını okşayın.

[11] Nazmı-i Celîlde mübalâğa tarikiyle mallar hadd-i zatında kıvam addolunmuştur.

Allah’ın sizin için ayakta kalma vasıtası yaptığı mallarınızı aklı ermeyenlere [sufehâ’] vermeyin/teslim etmeyin. O mallarla yetimleri besleyin, giyindirin ve onlara güzel sözler söyleyin.

Allah'ın geçiminize dayanak kılmış olduğu mallarınızı, beyinsizlere vermeyin, kendilerini o mallarla rızıklandırın, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah’ın, korumanız ve işletmeniz için sizin sorumluluğunuza emânet ettiği yetim, dul, hasta ve benzeri korunmaya muhtaç kimselere ait malları, henüz onu çekip çevirebilecek olgunluğa erişmemiş olan çocuklara ve aklı ermeyenlere vermeyin. Fakat onları muhtaç durumda da bırakmayın. O malları işleterek elde edeceğiniz gelirle, onların yeme içme ve giyim kuşamgibi ihtiyaçlarını karşılayın. Bu arada, iyiliklerinizin altında ezilmemeleri için onlara gönül alıcı tatlı ve güzel sözlersöyleyin.

Allah’ın sizi kayyûm / yönetici olarak atadığı mallarınızı Sefihler’e / Aklı Ermeyenler’e vermeyin! Bunların içinde onlara yedirin, giydirin, örfe uygun söz söyleyin!

Zekâ özürlülerin mallarını kendilerine teslim etmeyin, çünkü Allah, onu size çalıştırmanız için emanet etmiştir, Bu malın geliriyle gıda ve giyim ihtiyaçlarını karşılayın. Olumlu sözlerle gönüllerini alın.

Allah’ın size geçim kaynağı yaptığı malları aklı ermeyenlere vermeyin! Mallarınızla aklı ermeyenleri besleyin, giydirin, onlara güzel söz söyleyin! Onların bakımı sizin üzerinize borçtur. Bunlar çocuklarınızdan veya velisi veya vasisi bulunduğunuz akrabalardan veya çevrenizden olabilir. Nereden nasıl olursa olsun; aklını kullanamayan çocukların veya kişilerin mallarını haksız olarak yemeyin! Aksi halde cezası affedilmez bir suç işlemiş olursunuz.

Allah’ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere (muhakemesi henüz gelişmemiş olanlara) vermeyin! Onlarla (kendi mallarıyla) onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin!

Allah’ın sizin geçiminize sebep kıldığı mallarınızı, ahmaklara vermeyin. O mallarla onları yedirin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah’ın koruyasınız diye sizin sorumluluğunuza bıraktığı malları muhakeme yeteneği zayıf kimselere emanet etmeyin; ⁶ ama bu mallarla onların geçimlerini karşılayın, onları giydirin ve onlarla nazik bir şekilde konuşun.

6 Lafzen, “Allah’ın size emanet ettiği mallarınızı”. İfadenin anlam örgüsü, bunun henüz reşit olmamış ve bu nedenle “muhakemesi zayıf olan” (lafzen, “... Devamı..

Allah’ın, ayakta kalmanıza vesile kıldığı mallarınızı kâr ve zararı bilemeyecek kadar aklı zayıf olanlara vermeyin. Fakat o maldan onları yedirin, giydirin ve onlara güzel, iyi sözler söyleyin. 4/2-6-10

Allah’ın koruyasınız diye sizin sorumluluğunuza bıraktığı malları, kârını zararını hesap etmekten aciz (mal sahiplerinin) eline terk etmeyin! Fakat bu mallarla onları yedirin, giydirin ve onlara (durumu) münasip bir dille izah edin!

Allah'ın geçiminize ve idaresine memur kıldığı mallarınızı (çocuklarınızdan ve yetimlerden olsun) aklı zayıf olanlara vermeyin, o mallarla onları besleyin, giydirin, onlara güzel nasihatlarda bulunun.

Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Ve Allah Teâlâ'nın sizler için medar-ı kıyam kılmış olduğu mallarınızı sefihlere vermeyin, onları o malların içinde rızıklandırınız ve giydiriniz ve onlara güzel söz söyleyiniz.

Allah'ın sizin maişetinizin başlıca vesilesi kıldığı mallarınızı, aklı ermeyen kimselerin ellerine vermeyin. Bu malları işleterek elde edeceğiniz gelirle onların ihtiyaçlarını sağlayın, giyeceklerini temin edin ve onlara tatlı sözler söyleyin, güzel tavsiyelerde bulunun.

Allah'ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz seyleyin.

Cenâb-ı Hakk'ın sizin içün sebeb-i kıyâm ve medâr-ı ma'îşet kıldığı malınızı, (yetîmlerden veyâ evlâd ve 'ıyâlinizden) sefîhlere (idâre idemeyüb isrâf ve zâyi' ideceklere) virmeyiniz [²] Onları ondan rızıklandırınız (yedirüb içiriniz) ve giydiriniz. Onlara güzel ve müstahsin sözler söyleyiniz. (Fenâ ve çirkin mu'âmelede, ağır sözlerde bulunmayınız)

[2] Gerek eytâmdan ve gerek kendi evlâd ve 'ıyâlinden idâreden 'âciz ve müsrif olanlara bâliğ olsalar ve sinn-i rüşde vâsıl olsalar bile mal ve mülk t... Devamı..

Allah'ın sizi koruyucu kılmış olduğu mallarınızı, akılsızlara vermeyin, kendilerini bunların geliriyle rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah'ın sizin idarenize verdiği malları geri zekalı kimselere vermeyin fakat, o maldan onları yedirin, giydirin ve onlara güzel, iyi sözler söyleyin.

Allah'ın size geçim vasıtası kıldığı mallarınızı, aklı başında olmayanlara vermeyin. Fakat o maldan onları yedirip içirin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

Allah'ın sizin için ayakta durma aracı yaptığı mallarınızı kendini bilmez beyinsizlere vermeyin, o mallar içinden onlara rızık ayırın, onları giydirin ve onlara tatlı ve işe yarar bir söz söyleyin.

daħı virmeñ beynisüzlere ya'nį güzāf ħarc eyleyenlere, māllaruñuzı; ol kim ķıldı Tañrı size durmaķ ya'nį dirlik daħı rūzį virüñ [39a] anlara anuñ içinde daħı donaduñ anları. daħı eyidün anlara söz eyü

Daḫı virmeñüz ‘aḳlsuzlara, ‘avratlara, oġlanlara māllaruñuz kim Tañrı Ta‘ālā anı ḳıldı dünyā ḥāli durmaġ‐ıçun. Yiyecek virüñüz anlara ol māldan, geye‐si daḫı eyleñüz, daḫı söyleñüz anlara yaḫşı söz.

Allahın sizə dolanmaq ünün bəxş etdiyi malları (və ya Allahın sizi üzərində qəyyum tə’yin etdiyi yetim malını) səfehlərə (ağılsızların əlinə) verməyin. Onları həmin maldan yedirdib geyindirin və özlərinə xoş sözlər deyin.

Give not unto the foolish (what is in) your (keeping of their) wealth, which Allah hath given you to maintain; but feed and clothe them from it, and speak kindly unto them.

To those weak of understanding(510) Make not over your property,(511) which Allah hath made a means of support for you, but feed and clothe them therewith, and speak to them words of kindness and justice.

510 This applies to orphans, but the wording is perfectly general, and defines principles like those of Chancery in English Law and the Court of Wards... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.