21 Ocak 2025 - 21 Receb 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Mine-lleżîne hâdû yuharrifûne-lkelime ‘an mevâdi’ihi veyekûlûne semi’nâ ve’asaynâ vesma’ ġayra musma’in verâ’inâ leyyen bi-elsinetihim veta’nen fî-ddîn(i)(c) velev ennehum kâlû semi’nâ veata’nâ vesma’ venzurnâ lekâne ḣayran lehum veakveme velâkin le’anehumu(A)llâhu bikufrihim felâ yu/minûne illâ kalîlâ(n)

Yahudi olanlardan, sözleri yerlerinden alıp değiştirenler de var ve işittik de isyan ettik derler, işit, işitmeyesice ve dillerini eğip bükerek ve dini kınayarak bizi de gözet derler. İşittik ve itaat ettik, bizi de dinle ve bize de bak deselerdi onlar için daha hayırlı, daha doğru olurdu, fakat Allah, küfürleri yüzünden onları rahmetinden uzaklaştırdı, pek azından başkası imana gelmez onların.

Kimi Yahudiler, kelimeleri (Hakkın sözlerini) "konuldukları yerlerden" (İlahi hedef ve hikmetlerinden) saptırıp (kaydırarak Hakk Dinde tahrifata girişirler. Kutsal Kitabın kelimelerine farklı ve aykırı manalar yüklerler). Onlar dillerini eğip bükerek ve (Allah’ın gönderdiği) dine bir kin ve hınç besleyerek (Peygambere: Seni) "Dinledik (ama kabul etmedik) ve karşı geldik. (İtiraz ve isyanımızı) İşit, (ey) -işitmez olası- (şeklinde hakaret ederler). Ve ’Raina’ bizi güt, bize bak" derler. (Oysa) Eğer onlar: "(Ey Nebi!) İşittik ve itaat ettik, Sen de (sesimizi ve teslimiyetimizi) işit ve ’bizi gözet’ (organize edip yönet)" deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmayan (ve inanmayacak olan kimselerdir).

Yahudilerden öyleleri var ki, vahyedilmiş sözlerin anlamını çarpıtırlar, sözleri asıl maksatlarından koparıp “İşittik ama, karşı geliyoruz” ve “Dinleyin ama kulak asmayın” ve “Bizi güt, bizi gözet a çoban” derler ve böylece dilleriyle oyun oynarlar ve gerçek inancın yanlış olduğunu anlatmaya çalışırlar. Halbuki, onlar sadece “İşittik ve itaat ediyoruz” ve “Bizi dinle, bizi gözet” deselerdi, bu onların gerçekten yararına ve daha dürüstçe bir davranış olurdu. Fakat gerçekleri örtbas ettikleri için, Allah onları lanetledi. Bu yüzden pek azı hariç iman etmezler.

Yahudiliğin takipçilerinden bir kısmı, Allah'ın kitabındaki kelimeleri, ifadeleri, aslî mânalarından uzaklaştırarak tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, maksadının dışında tefsir ediyorlar, gayesine aykırı te'viller yapıyorlar.
"- Sözünü, tebliğini duyduk. Seni, emirlerini, kitabını, sünnetini, devletini tanımıyor, âsi davranıyoruz. Sözlerimiz kabule şâyan görülmese bile bizi de dinle." diyorlar.
"- Dinî, siyasî ve idarî otoriteni, bizim de taleplerimizi dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan" derken, konuşma tarzlarıyla peygambere hakaret içeren ifadeleri de çağrıştırıyorlar. Alay yollu, peygamberliğe ve dine saldırıyorlar. Keşke onlar:
"- Sözünü, tebliğini dinledik, kabul ettik. Kur'ân'a, sünnetine ve devletine itaat ediyoruz. Bizi de dinle, Kur'an, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, sesimize kulak veren, yardım, destek ve imkân sağlayan, bize neler kazandırılabileceğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden, meseleleri zamana yayarak çözen, danışarak tedbir ile bizi yöneten hükümet ve meclis kur, bakanlar ve hâkimler tayin et." deselerdi, kendileri için daha hayırlı, daha doğru ve sağlıklı, ayakta kalmalarını sağlayan daha mükemmel bir düzen tesis edilmiş olurdu. Fakat bile bile seni ve tebliğini inkârları, küfürleri sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir. Azıcık bir kesimi pek az şeye iman edecekler.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 2/75, 104; 3/78; en-Nüket ve’l-Uyûn, 1/493; Hak Dini Kur’an Dili, 2/567; ed-Dürrü’l-Mensûr, 3/698; Lisânü’l-Arab.... Devamı..

Yahudilerden bazıları sözlerin yerlerini değiştiriyor ve dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak: "Duyduk ve karşı geldik, duy duyulmaz olası ve bizi gözet (ra'ina) [12]" diyorlar. Eğer onlar "duyduk, itaat ettik, işit ve bize bak" deselerdi kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Ancak inkarlarından dolayı Allah onlara lanet etmiştir, az bir bölümü dışındakiler iman etmezler.

12.Yahudiler bu "raina" sözünü hakaret amacıyla kullanıyorlardı. Bundan dolayı Bakara suresinin 104. ayetinde Müslümanların Resulullah (a.s.)`a bu şek... Devamı..

Kimi yahudiler, kelimeleri 'konuldukları yerlerden' saptırırlar ve dillerini eğip bükerek ve dine bir kin ve hınç besleyerek: 'Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olasıve 'Raina' bizi güt' derler. Eğer onlar: 'İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve 'Bizi gözet' deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Böylece onlar, az bir bölümü dışında, inanmazlar.

Hazreti Peygamberin vasfına dair Tevrat'daki kelimeleri, konuldukları yerlerden değiştiren Yahudi'lerden bir kısmı, dillerini eğerek ve dine saldırarak şöyle derler: “- Sözünü işittik, emrine isyan ettik. Sen işit, biz seni dinlemeyiz, RAİNA= bizi gözet= bize çobanlık et!” (Burada iki mânaya gelen RAİNA kelimesini, Rasûli ekreme hakaret için ikinci mânayı kasdederek kullanıyorlardı.) Eğer onlar; “- Dinledik, itaat ettik. İşit ve bize bak” deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman etmezler.

Yahudi olanlardan bazıları, kelimeleri yerinden kaydırırlar; dillerini eğip bükerek ve dini taşlayarak “işittik ve isyan ettik”, “işit, işitmez olası”, “ey çobanımız, bizi kolla” derler. Eğer onlar, “işittik ve itaat ettik, bizi dinle, bizi gözet” deselerdi, onlar için daha hayırlı ve daha sağlam olurdu. Fakat kâfirliklerinden dolayı, Allah onları lanetlemiştir. Onlar (kendi kitaplarına dahi) çok az inanırlar.

Yahudi itikadına mensup olanların bir kısmı, bazı kelimelerin yerlerini değiştirirler; dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak peygambere karşı “işittik ve karşı geldik, dinle, dinlemez olası, bizi güt” derler. Eğer onlar “işittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat inkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek azı inanır.

Bir nice Yahudiler, sözlerin yerlerini değiştirirler, dillerini bükerek —dine taş atmak için—: «Biz işittik, karşı koyduk bize kulak tut, işit, (işitmez olasın) bizi gözet» demektedirler; onlar eğer : «Biz işittik, başeğdik, bize bak!» deselerdi onlar için daha iyi olurdu, daha doğru olurdu da, küfürleri yüzünden Allah onlara lânet etmiştir, ancak azı inanmıştır

Yahudilerin bir kısmı, (Tevrat'taki) kelimelerin anlamını çarpıtırlar. Sözleri asıl bağlamından koparıp tahrif ederek, “İşittik ama karşı çıkıyoruz!” ve “Dinle, dinlemez olası!” ve “Asıl sen bize kulak ver (bizim çobanımız ol ey Muhammed)!” derler. Böylece dilleriyle oyun oynarlar ve (sahih) itikadın yanlış olduğunu ima etmeye çalışırlar. Hâlbuki onlar, sadece “İşittik ve itaat ediyoruz!” ve “Bizi dinle, bize katlan (organize edip yönet)!” deselerdi, gerçekten bu onlar için daha hayırlı ve daha dürüstçe bir davranış olurdu. İşte Allah inkârları (ve isyanları) yüzünden onlara lanet etmiştir. Onların ancak pek azı inanır. 

Bkz. 2/104, 3/78, 5/13“Râina”, Bakara suresinin 104. ayetinde de olduğu gibi “i” harfinin kesresini azıcık uzatmakla yani “î” yapmakla anlamı değişen ... Devamı..

Yahûdîlerden ba’zıları kitâblarının sözlerini tahrîf idiyorlar ve "Biz işitdik fakat itâ’at itmek istemiyoruz şimdiye kadar işitmediğini dinle ve bizi imtihân it" diyorlar lisânlarıyla sözlerini karışdırıyorlar ve din-i hakîkiye iftirâ idiyorlar. "Biz işitdik ve itâ’at ideceğiz bizi dinle, bize ’atf-ı nazar it" nicün dimiyorlar böyle bir lisân daha müstakîm ve kendileri içün daha hayırlı olur idi, fakat Allâh ânlara küfürlerinden dolayı la’net itmişdir. İçlerinde îmân idenler pek azdır.

Yahudilerden, sözleri yerlerinden değiştirip: "İşittik ve karşı geldik, kulak vermeyerek dinle" ve dillerini eğip bükerek ve dini yererek: "Bizi de dinle" diyenler vardır. Şayet: "İşittik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet" demiş olsalardı, onlar için daha iyi daha doğru olurdu. İşte Allah inkarları yüzünden onlara lanet etmiştir. Onların ancak pek azı inanır.

Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “İşittik, karşı geldik”, “İşit, işitmez olası!” “Râ’inâ”[118] derler. Hâlbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak” deselerdi, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.[119]

118. Bakara sûresinin 104. âyeti ile ilgili olarak da açıklandığı gibi, “Râ’inâ” Arap dilinde “Bizi gözet”, “Bize bak” demektir. Yahudiler, bu kelimey... Devamı..

Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden saptırıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “işittik ve karşı geldik; dinle, dinlemez olası, râinâ” diyorlar. Eğer onlar “Dinledik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat inkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar.

Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek ve dine saldırarak (Peygambere karşı) «İşittik ve karşı geldik», «dinle, dinlemez olası», «râinâ» derler. Eğer onlar «İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözet» deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat küfürleri (gerçeği kabul etmemeleri) sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar.  

 Yahudiler Allah’ın kendilerine gönderdiği kitabı tahrif etmiş, kelime ve cümlelerin yerlerini değiştirmiş, manalarını saptırmış, gerçekleri ve bu ara... Devamı..

Yahudilerin bir kısmı kelimelerin anlamını değiştirir ve "İşittik ancak kabul etmiyoruz," veya "Sözünüz sağır kulağa giriyor" veya dinle alay etmek için dillerini eğip bükerek, "Raina (çobanımız ol)," derler. Onlar, "İşittik ve itaat ettik," "Dinliyoruz" ve "Bizi gözet," deselerdi kendileri için daha iyi ve daha doğru olurdu. Ne var ki ALLAH inkarlarından ötürü onları lanetlemiştir. Çokları inanmaz.

Bak 2:104.

Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri esas mânâsından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, "Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar, "İşittik ve itaatettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman etmezler.

O Yehudî olanlardan ki kelimeleri mevzı'larından tahrif ediyorlar, Ve dillerini eğerek, dine dokunarak «dinledik ısyan ettik», «dinle dinlenilmesi», «râinâ» diyorlar; böyle diyeceklerine «işittik itaat ettik» «dinle ve bizi gözet» deselerdi elbette haklarında daha hayırlı ve daha dürüst olurdu. Ve lâkin küfürleri yüzünden Allah kendilerini lâ'netlemiştir Onun için iymana gelmezler meğer ki pek az

Yahûdîlerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp, Tevrât’ı) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve (İslâm) din (in) e saldırarak, “(Peygambere hitaben, İbrani lisanında) sözünü işittik ve emrine karşı geldik, (asıl sen bizim sözlerimizi) dinle, dinlemez olası (anlamına gelen) râ’inâ” derler. Şâyet (yahûdîler, raina derken, hem dil ile hem de kalben, Arapça lisanındaki manasını kast ederek) “İşittik ve itaat ettik, işit ve bizi gözet” demiş olsalardı, bu onlar için daha hayırlı daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, îmân etmezler.

Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] efendimiz, sahabelerine dini konular ile ilgili olarak bir şeyler öğrettiği vakit, sahabe efendilerimizden baz... Devamı..

Yahudilerin bir kısmı, kelimelerin aslını değiştirerek: “İşittik ve reddettik.”, “Kulak vermeden dinleyin.”, “Bizi güt.”¹ derler; dillerini eğip bükerek dinle alay ederler. Eğer onlar: “İşittik, itaat ettik.”, “Bizi gözet.”² deselerdi bu onlar için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Ancak Allah, gerçeği yalanlayan nankörler olmaları yüzünden onları lanetlemiştir. Artık pek azı hariç iman etmezler.

1- Râina. 2- Unzurna.

Yahudi olanlardan kimi kelimeleri (Allah tarafından) konuldukları yerlerinden (kaldırıb) değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek, dîne de saldırarak (sana) derler ki: «(Sözünü zaahiren) dinledik, (fakat kalbimizle) isyan etdik. İşit, işitmez olası. Râînâ». Eğer onlar: «Dinledik, itaat etdik. İşit, bize bak» deselerdi kendileri için elbet daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, kendi küfürleri yüzünden onları rahmetinden koğmuşdur. Artık onlar, birazı müstesna olmak üzere, îman etmezler.

O yahudi olanlardan bir kısmı (Tevrât'taki) kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar ve(peygambere karşı) dillerini eğip bükerek (alay etmek) ve dîni kötülemek üzere: “İşittik ve isyân ettik!”, “Dinle, dinlemez olası!” ve **** diyorlar.(1) Hâlbuki gerçekten onlar, “İşittik ve itâat ettik”, “Dinle!” ve **** (bizi gözet!) deselerdi, onlar için elbette hayırlı ve daha doğru olurdu; fakat küfürleri sebebiyle Allah onlara lâ'net etmiştir; bu yüzden pek azı müstesnâ, îmân etmezler.

(1)اِسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ cümlesi de, Bakara Sûresinin 104. âyetindeki رَاعِناَkelimesi gibi iki ma‘nâda kullanılabilen kelimelerdendir ki, hürmet m... Devamı..

Yahudi olmuş olanlardan öyleleri vardır ki, sözlerin anlamlarını yerlerinden (esas manasından) saptırırlar. Ve dillerini eğip bükerek ve dine (İslama) bir kin ve hınç besleyerek (elçiye): “Dinledik (ama kabul etmedik) ve karşı geldik. (İtiraz ve isyanımızı) İşit, (ey)-işitmez olası-(şeklinde hakaret ederler). Ve ’Raina’ bizi güt, bize bak” derler. (Oysa) Eğer onlar: “(Ey elçi) İşittik ve itaat ettik, sen de (sözümüzü ve teslimiyetimizi) işit ve ’bizi gözet’ (organize edip yönet)” deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah onları nankörlüklerinden dolayı dışlamıştır. Artık, çok azı dışında inanmazlar.*

(*) Yahudiler Allah’ın kendilerine gönderdiği kitabı tahrif etmiş, kelime ve cümlelerin yerlerini değiştirmiş, manalarını saptırmış, gerçekleri ve bu ... Devamı..

Yahudilerden (Allah’ın) sözlerinin yerlerini diyorlar ki "Dinle ey (başkaları tarafından) dinlenmeyesi adam! Dinledik ama isyan ediyoruz" deyip, dinde kusur arayarak ve dillerini eğip bükerek "Bizi yönet" diyorlar. Hâlbuki "İşittik, itaat ettik, dinle ve bizi gözetle (hatalarımızı ikaz et)" deselerdi, kendileri için daha hayırlı ve daha sağlam olurdu. Ama Allah inkârlarından dolayı onlara lanet etmiştir. Artık böylelerinin çok azı iman eder.

Yahudilerin kimimsi Kitap’taki sözlerin yerlerini değiştirip bozdular, ağızlarını eğe büke dine saldırarak şunu dediler: "işittik, boyun eğdik , Sen bizi gözet." Deselerdi, kendileri için daha iyi,daha doğru olurdu. Allah tanımazlıklarından dolayı onları lanetledi. Onun için onlardan ancak pek azı inanırlar.

Yahudi olanlardan bir güruh kelimeleri yerlerinden kaydırırlar. «İşittik, karşı koyduk [¹] işit, işitmez olasın [²] ve (raina) [³] derler. Bunu da dillerini eğerek ve bükerek [⁴] dine tân ederek [⁵] derler. Onlar «işittik itaat ettik, işit, (ünzu/rna) deselerdi haklarında hayırlı ve daha doğru [⁶] olurdu. Fakat Allah onlara küfürlerinden nâşi lanet etmiştir. Bu halle onlardan imana gelen az olur [⁷].

[1] «İşittik, itaat ettik «yerine» sözünü işittik, emrine karşı koyduk, zahiren itaat ettik, batınen karşı koyduk» derler.[2] «İşit» yerine «işit, fen... Devamı..

Yahudilerden öyleleri vardır ki, kelimelerin yerlerini değiştirip, dillerini eğip bükerek ve dini de yererek: “İşittik ve isyan ettik”, “Dinle! Dinlemez olası” ve “Bizi gözet” diyorlar. Eğer onlar: “İşittik ve itaat ettik”, “Dinle ve bize nazar kıl!” deselerdi elbette kendileri için daha iyi ve daha doğru [akvam] olurdu.¹⁸ Fakat Allah, küfürlerinden dolayı onları lanetlemiştir. Bu yüzden onlar pek az şeye inanırlar.

18 Bakara, 2/104

Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri esas manasından kaydırıp; dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak, “Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve bizi gözet” diyorlar. Hâlbuki onlar, “İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize fırsat ver” deselerdi, bu, kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman etmezler.

Yahudiler arasında öyle düşük karakterli kimseler var ki, kelimelerle oynayıp anlamlarını çarpıtıyor ve Peygamberin huzurunda konuşurken, güya inancınıza hakaret amacıyla tıpkı sarhoş gibi dillerini eğip bükerek:
“Semi’na ve eta’na!: İşittik ve itaat ettik” yerine “Semi’na ve asayna!: İşittik ve isyan ettik!” diyorlar.
“Sen izin vermedikçe konuşamayız!” veya “Asıl sen bizi dinle, çünkü sen dinlenilmeye lâyık değilsin!” anlamına gelebilecek kaypak kelimelerle “Vesma’ ğayra musma’!” diyorlar.
Ve hem “Bizi gözet!”, hem de “Hey, bizim çoban!” anlamına gelebilecek şekilde “Râinâ!” diyorlar.
Hâlbuki onlar, kelimeleri çarpıtmadan, adam gibi;
“İşittik ve itaat ettik!” “Bize kulak ver!” ve “Bizi gözet ve âdil bir hakem ve yönetici olarak aramızda hükmet!” demiş olsalardı, elbette bu, kendileri için en doğru ve en uygun davranış olurdu. Fakat öyle olmadı, çünkü Allah, nankörce davranıp Son Elçiyi inkâr etmeleri yüzünden kalplerini mühürleyerek onları lânetlemiştir, bundan dolayı içlerinden pek azı hariç, iman etmezler.
Ama her şeye rağmen, bu lânetten kurtulmaları mümkündür:

Yahudîleşmiş olanlardan bir kısmı, Kelime’yi (Söz’ü) onun mevzi’lerinden (gerçek yerlerinden) tahrif ediyorlar (kaydırıyorlar / bozuyorlar). Din’e dokundurmak üzere dillerini eğip bükerek diyorlar ki:
“İşittik, isyan ettik”.
“İşit, duymaz olası!”.
“Bizi güt!”. Böyle diyeceklerine:
“İşittik, itaat ettik”.
“İşit, bizi gözet!” deselerdi, onlar için hayırlı ve en doğru düzgün olurdu; ama Allah, onların inkârı sebebiyle onları lanetledi. Çok azı hariç inanmazlar.

Yahudiler, kelimelerle oynayıp sözleri çarpıtıyorlar: İslâm'a taş atmak için dillerini eğip bükerek: " duyduk, isyan ettik, dinletmeden dinle, bizi bak " gibi laflar ediyorlar. Halbuki: " duyduk, kabul ettik, dinle, bize bakar mısın " demiş olsalardı daha güzel ve daha doğru olurdu. Fakat nankörlükleri sebebiyle Allah onları lanetlemiştir. Artık pek azı hariç inanmazlar

Yahudilerden öyleleri var ki okudukları ayetlerin kelime anlamları üzerinde oynamalar yaparak ayetleri tahrif eder. Böylece ayetleri gerçek anlamlarından uzaklaştırır. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak "İşittik, karşı geldik!", "İşit, işitmez olası!" "Râ’inâ!" derler. Hâlbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik!" "Dinle ve bize bak!" deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Onlar bilerek unzurna kelimesini raina kelimesiyle değiştirerek güya Resulü ve Müminleri alaya alırlar. Allah gerçekleri inkârları, ayetlere karşı ön yargıları yüzünden böyle yapan Yahudi bilginlerini merhametimizden uzak tutulmuşutr. Bu yüzden onlar pek az iman ederler.

Yahudilerden bir kısmı [*] kelimelerin yerlerini değiştirir; [*] (Peygambere karşı) dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “İşittik ve karşı geldik”, “Dinle, dinlemez olası!” ve (bir de) ‘[Râ‘ınâ]’ [*] (bize çobanlık et) derler. Onlar “İşittik, itaat ettik”, “(Bizi) dinle.” ve “Bizi gözet.” deselerdi, (bu ifadeler) kendileri için hayırlı ve çok doğru olurdu. Fakat inkârları sebebiyle Allah onları lanetlemiştir; [*] artık azı inanır.

Bir toplulukla ilgili bütüncül bir değerlendirme yapmamak gerektiği, kötüleri olduğu gibi iyilerinin de bulunabileceği bilinmelidir. Âl-i İmrân 3:69, ... Devamı..

(Mûsa’nın dinini terk edip) Yahûdî olanlardan bir kısmı, bu dine hakaret etmek amacı ile (Allah’ın kitabındaki) kelimelerin anlamlarını değiştirerek¹ ve dillerini eğerek-bükerek: “işittik ve isyan ettik, (asıl sen bizi) dinle behey söz dinlemez!”² ve râin┳ diyorlar. Hâlbuki onlar, “işittik ve itaat ettik; bizi dinle ve gözet” deselerdi, kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onları lânetlemiştir. Ancak onların pek azı, îman ederler.

1 Konu ile ilgili Bk. (Bakara: 75, Nisâ: 13, 41)2 Nitekim Yahudiler Peygamberimizin huzuruna gelirler bazı şeyler sorarlar yanından çıkınca da Peygamb... Devamı..

Yahudi itikadına mensup olanların bir kısmı, [vahyedilmiş] sözlerin anlamını çarpıtırlar; sözleri asıl bağlamından kopararak, [şimdi yaptıkları gibi] “İşittik ama karşı çıkıyoruz!” ve “Dinleyin ama kulak asmayın!” ⁵⁹ ve “Asıl sen biz[im sözümüz]e kulak ver [ey Muhammed]!” derler; böylece dilleriyle oyun oynarlar ve [sahih] itikadın yanlış olduğunu îma etmeye çalışırlar. ⁶⁰ [Halbuki] onlar, sadece “İşittik ve itaat ediyoruz!” ve “[Bizi] dinle, bize katlan!” deselerdi, bu onların gerçekten yararına ve daha dürüstçe bir davranış olurdu: ama hakikati reddettikleri için Allah onları lânetledi; zira onların inandıkları, basit birkaç şeyden ibarettir. ⁶¹

59 Karş. 2:93. Yahudilerin kendi adamlarına yönelttikleri “kulak vermeden dinleyin” şeklindeki hitabın tarzı, onların hem kendi kutsal metinlerine hem... Devamı..

Yahudileşenlerden kimileri de dine hakaret maksadıyla kelimeleri asıl anlamlarından saptırarak ve dillerini eğip bükerek: “İşittik tutunduk/isyan ettik.”, “İşitmez olasıca dinle” ve “Raina”, “Bizi güt” diyenler eğer, “İşittik ve itaat ettik, bizi dinle bizimle ilgilen” deselerdi elbette bu kendileri için daha hayırlı ve daha dürüstçe olurdu. Fakat Allah, onları bu kâfirlikleri yüzünden lanetlemiştir. Artık onların, çok azı dışında mümin olmazlar. 2/93, 2/75-76, 12/103, 13/1

Yahudileşenlerden kimileri sözleri bağlamlarından kopararak çarpıtırlar; “işittik ve sarıldık/reddettik”,[⁷⁸³] “dinle dinlenilmeyesi” ve “râ‘inâ” derler, dillerini eğip bükerek ve dine hakaret kastıyla.[⁷⁸⁴] Eğer onlar “işittik ve itaat ettik”, “dinle” ve “unzurnâ”[⁷⁸⁵] deselerdi, bu kendileri için daha yararlı ve daha dürüstçe bir davranış olurdu. Ne ki, hakikati inkâr ettikleri için Allah onları rahmetinden dışladı; gerçekten de onlar, çok azı müstesna, inanmıyorlar.

[783] ‘Asâ, İbn Fâris’in de vurguladığı gibi birbirine zıt iki anlamı içeren bir kelimedir: Toplanmak veya ayrılmak, emre sarılmak veya isyan etmek. B... Devamı..

(Ey Muhammed) Yahudilerden bir kısmı (Tevrat'taki) kelimeleri (özellikle senin geleceğine ait müjdeleri) konuldukları yerden (kaldırıp) değiştirirler de dillerini eğip bükerek ve (hak) dine saldırarak sana karşı: "Sözünü zâhiren dinledik, fakat kalbimizle isyan ettik!", "İşit işitmez olası, Râinâ!" derler. Eğer onlar, "Dinledik, itaat ettik!", "Dinle, bizi de gözet! (Unzurna)" deselerdi, kuşkusuz doğru ve kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah küfürleri yüzünden onları rahmetinden kovmuştur. Artık onlar -birazı hariç- asla iman etmezler.

Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden (kaydırarak) tahrif ediyorlar. Dillerini eğip bükerek "İşittik, karşı geldik", "İşit, işitmez olası!" "Râ’inâ/bizi güt" derler. Hâlbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik; dinle bizi ve bize bak" deselerdi, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek azı iman eder.

O Yahudi olanlardan ki, kelimeleri yerlerinden tebdîl ederler ve dillerini eğerek ve dine dokunarak, «İşittik ve isyan ettik, işit, işitmez olası ve râina,» derler. Ve eğer onlar «İşittik ve itaat ettik ve işit ve bize nazar et» deselerdi elbette onlar için hayırlı ve ziyâde dürüst olurdu. Velâkin Allah Teâlâ onlara küfürleri sebebiyle lânet etmiştir. Artık pek az müstesna olmak üzere onlar imân etmezler.

Yahudilerden bir kısmı, bazı sözleri aslî şeklinden ve mânasından saptırır, mesela: “İşittik” (ama isyan ettik), “işit” (hay işitmez olası! ), ve râina derler. Bu sözleri, ağızlarını eğip bükerek güya vaziyeti kurtarmak ve dinle alay etmek için söylerler. Halbuki onlar sadece “İşittik ve itaat ettik”, “İşit! ” unzurnâ (bizi de gözet), deselerdi kendileri için elbette daha hayırlı ve daha dürüst bir iş olurdu. Fakat Allah, inkârları yüzünden onları rahmetinden kovdu. Artık onlar pek az iman ederler. [2, 75. 104; 3, 78]

Onlar parantez içindeki sözleri içlerinden veya ancak yanındaki arkadaşı işitecek şekilde sessizce söylüyorlardı. Müminlerin “râina: bizi gözet, bize ... Devamı..

Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dini taşlayarak: "İşittik ve isyan ettik", "dinle, dinlemez olası" ve: "ra'ina" diyorlar. Eğer onlar: "İşittik ve ita'at ettik", "Dinle ve bize bak!" deselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Fakat Allah, inkarlarından dolayı onları la'netlemiştir, pek az inanırlar.

ÑÙèæÉ (ru'ûnet) kökünden ÑÇÙæ (râ'in) kaba konuşmak, kaba söz söylemek anlamında isimdir. Cümle içinde mef'ûl olduğundan mansub olmuştur. Âyette müslü... Devamı..

Yahûdîlerden bir takımı vardır ki kelâmı (Kelâmullâh'ı ve yâhud senden işitdikleri sözleri) mevzû'undan tahrîf iderler, işitdik ve 'âsî olduk, bizden işit biz seni işitmeyiz yâhud (lisânen) bizi işit (kalben) işitmez ol dirler. Ve "râ'inâ"yı lisânlarını ezüb büzerek dîne ta'n ve istihzâ yolunda söylerler. Eğer işitdik ve itâ'at itdik, bizden işit ve bize nazaran ra'fet ve şefkatle bak diselerdi kendileriyçün daha hayırlı ve daha doğrı olurdı. Lâkin küfürleri sebebiyle Allâh onlara la'net itdi. Onlardan pek azı îmân iderler.

Kimi Yahudiler kelimeleri başka anlamlara çekerek: “سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا/semi’nâ ve asaynâ” = dinledik sana sarıldık/dinledik yakana sarıldık, وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ” isma’ ğayre musmain” = Sana “dinle!” demek haddimize değil ama dinle!/Dinlemezsin ya, dinle! bir de “رَاعـِنَا/râinâ” = bize çoban ol!” derler. Bunu dillerini sivriltip dine saldırma maksadıyla yaparlar. Eğer bunların yerine "اسْمَعْ/isma= bizi dinle!”, “سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا/semi’nâ ve ata’nâ = Dinledik ve içten boyun eğdik”, bir de “انظُرْنَا/unzurnâ = bizi gözet” deselerdi elbette daha iyi ve daha doğru olurdu. Ama (âyetleri) görmezlikte direnmeleri sebebiyle Allah onları dışladı (lanetledi). Artık onların pek azı inanıp güvenir.[*].

[*] Ayette geçen üç cümleden her birinin iki anlamı vardır. Bunlar birbirine zıttır. 1- "سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا" cümlesinin bir anlamı "dinledik ve sık... Devamı..

Yahudilerden, kelimelerin anlamlarını saptıranlar ve dillerini eğip bükerek ve dine de bir nefret duyarak: “işittik isyan ettik.”, “İşit duymaz olası” ve “bizi güt” diyenler eğer, “işittik ve itaat ettik, sen de işit ve bize de bak” deselerdi elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat, Allah, onları küfürleri dolayısıyla lanetlemiştir. Onların çok azından başkası iman etmezler.

Yahudilerden öyleleri var ki, sözü çarpıtır da, dillerini eğip bükerek ve dini alaya alarak “İşittik ve isyan ettik,” “İşit, işitmez olasıca,” “Râinâ” derler.(20) Bunun yerine “İşittik ve itaat ettik,” “İşit,” “Bizi gözet” deselerdi, kendileri için daha doğru ve daha hayırlı olurdu. Lâkin inkârları yüzünden Allah onları lânetlemiştir; artık pek azı iman eder.

(20) 2:104’e bakınız.

Yahudilerden öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din içinde sövgüler üreterek, dillerini eğip-bükerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar güder gibi güt bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri için daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden onlara lanet etmiştir. Çok az bir kısmı hariç, iman etmezler.

anlardan kim cuḥūd oldılar döndürürler sözi yirlerinden daħı eydürler: işiddük daħı 'āsį olduķ; daħı işit, işittürinilmiş degül-iken; daħı ķulaķ dut bize egmek içün dillerini daħı barmaķ urmaķ içün dįn içinde. daħı eger bayıķ anlar eyideler-idi: “işiddük daħı boyun virdük; daħı işit daħı göz dut bize ola-dı yigrek anlara daħı maślıḥatluraķ. velįkin ıraķ eyledi anları Tañrı, anlaruñ küfrinden ötürü inanmazlar illā az.

Ol kişilerden kim Yehūdi oldılar niçesi, giderürler Tañrı Ta‘ālā kelimeleri yirlerinden. Eydürler: İşitdük ve ‘āṣī olduḳ dirler. İşit, işitmege yitişme dirler. Ru‘ūnetden ki ḫastalıḳdur, diller‐ile yaman söylerler, ṭa‘n iderler dīnde. Eger anlar eyitselerdi işitdük, muṭī‘ olduḳ, işit, gör bizi diselerdi, an‐lara ḫayrlu‐y‐ıdı, doġrı‐y‐ıdı. Līkin la‘net itdi Tañrı Ta‘ālā anlara küfrlerisebebi‐y‐le. Īmān getürmezler illā az kişiler.

Yəhudilərin bir qismi (Tövratdakı) sözlərin yerini dəyişib təhrif edir və dillərini əyərək dinə (islama) tə’nə vurmaq məqsədilə (sənə qarşı): “Eşitdik və qəbul etmədik; eşit, eşitməz olasan (kar olasan) və raina”, - deyirlər. Əgər onlar: “Eşitdik və itaət etdik; eşit və bizə tərəf bax!”,- desəydilər, əlbəttə, onlar üçün daha xeyirli və daha doğru olardı. Lakin Allah onları öz küfrləri ucundan lə’nətə düçar etmişdi. Onların yalnız az bir hissəsi iman gətirmişdir.

Some of those who are Jews change words from their context and say: "We hear and disobey; hear thou as one who heareth not" and "Listen to us!" distorting with their tongues and slandering religion. If they had said: "We hear and we obey; hear thou, and look at us" it had been better for them, and more upright. But Allah hath cursed them for their disbelief, so they believe not, save a few.

Of the Jews there are those who displace words from their (right) places, and say: "We hear and we disobey";(565) and "Hear what is not Heard"; and "Ra´ina";(566) with a twist of their tongues and a slander to Faith. If only they had said: "We hear and we obey"; and "Do hear"; and "Do look at us"; it would have been better for them, and more proper; but Allah hath cursed them for their Unbelief; and but few of them will believe.

565 See 2:93, n. 98. A trick of the Jews was to twist words and expressions, so as to ridicule the most solemn teachings of Faith. Where they should h... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.