11 Şubat 2025 - 13 Şaban 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 146. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İllâ-lleżîne tâbû veaslehû va’tesamû bi(A)llâhi veaḣlesû dînehum li(A)llâhi feulâ-ike me’a-lmu/minîn(e)(s) vesevfe yu/ti(A)llâhu-lmu/minîne ecran ‘azîmâ(n)

Ancak tövbe edenler, ıslah olanlar, Allah'a sarılanlar ve Allah için dinlerinde ihlas sahibi bulunanlar müstesna. Onlar, inananlarladır ve Allah, müminlere pek büyük bir ecir verecektir.

Ancak (samimiyetle) tevbe edenler, (kötü hallerini) ıslah edip düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah yakında mü’minlere büyük ecir(ler) verip (felaha kavuşturacaktır).

Bu münafıklar içinden tevbe edip hayatlarını, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar hariç. Zira bunlar, gerçekte mü'minlerle beraberdirler ve zamanı gelince Allah, bütün mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.

Ancak, tevbe edenler, münafıklığı terk edip Allah'a itaate yönelenler, iyi ve ıslah olanlar din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini, hallerini düzelterek, geliştirerek yaşayanlar Allah'ın emirlerine, şeriatına sımsıkı sarılarak himayesine sığınanlar, Allah için dinlerine, samimi olarak bağlananlar, işte bunlar mü'minlerle beraberdir. Allah mü'minlere büyük mükâfat verecektir.

Ancak tevbe edip durumlarını düzelten, Allah'a sarılan ve dinlerini Allah için halis kılanlar müstesnadırlar. Bunlar mü'minlerle birliktedirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir.

Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir.

Ancak yaptıklarından tevbe edip hallerini düzeltenler ve Allah'a (dinine) sarılıp dinlerini (ibadetlerini) Allah için hâlis kılanlar müstesna... Çünkü bunlar mü'minlerle beraberdirler. Mü'minlere ise, Allah pek büyük bir mükafât verecektir.

Tevbe edip ıslah-ı hal edenler, Allah’a bağlanıp dinlerini O’na halis kılanlar müstesna… Onlar müminlerle beraberdir (ve onlardandır.) Allah ilerde müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

Ancak tövbe edenler, hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar, dinlerini sadece Allah'a tahsis edenler; işte bunlar müminlerle beraberdirler ve Allah ileride bütün müminlere büyük ödül verecektir.

Tövbe yapanlarla, halini düzelterek Allaha sarılanlar, Allah için dinlerinde özden olanlar, böyle değildirler, imdi bunlar inanlılarla birlikte olacaklardır, Allah inanmışlara büyük sevap verecektir

Ancak (iki yüzlülükten vaz geçerek samimi bir niyetle) tevbe edenler, (hallerini düzelterek) dürüst ve erdemli yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar müstesna. Zira bunlar mü'minlerle beraberdir. Zamanı geldiğinde Allah mü'minlere çok büyük mükâfat verecektir.

Lâkin ıslâh-ı hâl idenler Allâh’a ve dinine kemâl-i hulûs ile rücû’ idenlerine mü’minler meyânına dâhil olacaklardır. Ve Allâh mü’minlere ’azîm mükâfât virecekdir.

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'ın Kitap'ına sarılanlar ve dinlerine Allah için candan bağlananlar müstesnadır. Onlar inananlarla beraberdirler. Allah müminlere büyük ecir verecektir.

Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü’minlerle beraberdirler. Allah, mü’minlere büyük bir mükâfat verecektir.

Ancak tövbe edip hallerini düzeltenler, Allah’a sımsıkı bağlanıp dinlerini yalnızca O’na özgü kılanlar başkadır. İşte bunlar müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere ileride büyük bir mükâfat verecektir.

Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir.

Ancak tevbe eden, durumunu düzelten, ALLAH'a sarılan ve dinlerini sadece ALLAH'a ait kılanlar başka... Bunlar, inananlarla birliktedir. ALLAH inananlara daha sonra büyük bir ödül verecek.

Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'a sarılanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak bağlananlar müstesna. İşte bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

Ancak tevbe edib hallerini düzelten ve Allaha sarılıb dinlerini Allah için hâlıs kılan kimseler müstesna, çünkü bunlar mü'minlerle beraberdir, mü'minlere ise Allah azîm bir ecir verecektir

Ancak (yapmış oldukları nifaktan vazgeçerek, kalben) tövbe edip hallerini düzeltenler, Allah’ın hükümlerine sarılanlar ve dinlerini (ibadetlerini) Allah’a has kılanlar (tevhid üzere kulluk yapanlar) müstesnadır. *(Zira) onlar mü’minlerle beraberdirler. Ve Allah mü’minlere ileride (ahirette) büyük bir mükâfat verecektir.

* “(Zira) onlar mü’minlerle beraberdirler”: (Zira) onlar mü’min olmuşlardır, manasındadır.

Ancak tevbe edip, kendilerini düzeltenler, Allah'ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar, dinlerini yalnızca Allah'a has kılanlar hariç. İşte bunlar, Mü'minlerle beraberdirler. Allah, zamanı geldiğinde, Mü'minlere büyük bir ödül verecektir.

Ancak (etdiklerine peşîman olarak) tevbe edenler, (hallerini) düzeltenler, Allaha sımsıkı sarılanlar, dînlerinde Allah için halis (ve samîmi) bulunanlar başka. Çünkü bunlar mü'minlerle beraberdirler, mü'minlere Allah çok büyük bir ecir verecekdir.

Ancak tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler ve Allah'a (O'nun dînine) sımsıkı sarılıp dinlerinde (ibâdetlerinde yalnız) Allah için samîmî olanlar müstesnâ;(2) işte onlar mü'minlerle berâberdir. Ve Allah, mü'minlere ileride (pek) büyük bir mükâfât verecektir.

(2)“Medâr-ı necât ve halâs (yegâne kurtuluş vesîlesi), yalnız ihlâs (amelini sâdece Allah rızâsı için yapmak)tır. İhlâsı kazanmak çok mühimdir. Bir ze... Devamı..

Ancak (yaptıklarından samimiyetle) tövbe edip durumlarını düzeltmiş olanlar ve Allah’a (dinine) sarılıp dinlerini (ibadetlerini) Allah için hâlis kılmış bulunanlar müstesna. İşte onlar mü’minlerle beraberdirler. Mü’minlere ise, Allah (ahirette) büyük bir mükafât verecektir.

Ancak, hatalarından dönenler, (tövbe edenler) sonra hatalarını düzeltip doğru şeyler yapanlar, sonra Allah’ın gönderdiği kitaba sıkı sıkıya sarılanlar ve Allah’ın dinine kendiliklerinden hiçbir şey katmadan İslam’ı din olarak yaşayanlar, işte böyleleri, inananlarla beraber olacak ve Allah, elbette ki inananlara büyük mükâfaatlar verecektir.

Ancak o kimseler ki tövbe ettiler, kendilerini düzelttiler, Allah’a sığındılar, dinlerine candan bağlandılar, bunlar başka. İşte bunlar inananlarla bir arada bulunacaklardır. Allah inananlara ulu bir karşılık verecektir.

Meğer ki nifaktan tövbe edip ıslah-ı hal etsinler, Allah/a sarılsınlar, dinlerini de Allah için halis kılsınlar [⁸]. İşte bunlar mü/minlerle beraberdir. Allah mü/minlere büyük bir mükâfat verecektir.

[8] Gösterişten kurtarsınlar.

Ancak tevbe edenler, düzelenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini yalnız Allah’a has kılanlar hariç. İşte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah da mü’minlere çok büyük bir mükâfat verir.

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'a sarılanlar ve dinlerini Allah için halis kılan kimseler müstesna. İşte onlar iman edenlerle beraberdirler ve Allah yakında müminlere büyük bir ecir verecektir.

Ancak ikiyüzlülükten vazgeçerek tövbe edenler, hatâlarını telâfî edip durumlarını düzeltenler, Allah’a yürekten boyun eğerek Kur’an’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız Allah için yaşayanlar hariç. Çünkü bunlar, inananlarla beraberdirler ve Allah, inananlara büyük bir ödül bahşedecektir!

Ancak (pişman olup) tevbe etmiş, islah olmuş (düzelmiş), Allah’a bağlanmış ve dinlerini Allah için arındırmış (ihlâslı) olanlar başka! İşte onlar Müminler’le birliktedir. Allah Müminler’e çok büyük bir ödül verecektir.

Tövbe edip kendilerini yenileyenler, Allah'a sarılanlar, Allah'tan başka yüz tanımayanlar müminlerle birlikte olacaklar ve o gün Allah, müminlere muhteşem ödülünü takdim edecektir.

Ancak tövbe ederek durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar, yaşama düzenlerini Allah’ın yasalarına göre kuranlar hariçtir. Bunlar Müminlerle beraberdir. Allah Müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

Ancak tevbe edip kendilerini düzeltenler, [*] Allah’a sımsıkı sarılıp [*] dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar, müminlerle beraberdir. Allah müminlere ileride büyük bir ödül verecektir.

tevbe ve ıslahın cezaları düşürmesiyle ilgili bkz. Âl-i İmrân 3:89, dipnot 8.,Bu ayet Âl-i İmrân 3:103 ve Zuhruf 43:43. ayetlerle birlikte okunmalıdır... Devamı..

Ancak tevbe edenler, Allah’ın istediği gibi davrananlar, Allah’a sarılanlar ve dinlerine Allah için gönülden bağlananlar, bunun dışındadır. Onlar, mü’minlerle beraberdir ve Allah, mü’minlere çok büyük bir mükâfat verecektir.

Ancak tevbe edenler, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O’na yürekten inanıp bağlananlar hariç: Zira bunlar müminlerle birlikte olacaklardır ve zamanı geldiğinde Allah bütün müminlere büyük bir mükafat bahşedecektir.

Ancak, tövbe ile dönüş yapanlar, durumlarını düzeltip, Allah’a sımsıkı bağlananlar ve dinlerini Allah’a has kılarak yaşayanlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Vakti geldiğinde Allah, müminlere büyük bir mükâfat verecektir. 9/104, 20/82, 25/70-71, 39/53

Ne ki tevbe edenler, gidişatını düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılarak inançlarını saflaştıranlar hariç; işte bunlar mü’minlerle birlikte olacaklar ve zamanı geldiğinde Allah mü’minlere muhteşem bir ödül verecek.

Ancak (ettiklerine pişman olarak) tevbe edip, hallerini düzeltenler, Allah'a (emir ve yasaklarına) sarılarak ibadetlerini yalnız Allah için yapanlar hariçtir! Çünkü onlar o zaman (kendilerinden hiç iki yüzlülük sadır olmayan) müminlerle beraberdirler. Allah müminlere yakında çok büyük mükafat verecektir. (O tevbe edenler de bu mükafattan -ganimetten- hissedar olacaktır)

Ancak tevbe edenler, uslananlar, Allah’a (Kur’an ile) tutunanlar ve dinlerini sırf Allah’a has kılanlar, işte onlar müminlerle beraberdir; Allâh da yakında mü’minlere büyük bir mükâfât verecektir.

Ancak o kimseler ki, tövbe ettiler, ve hallerini ıslahta bulundular ve Allah Teâlâ'ya iltica ediverdiler, ve dinlerini Allah için halisane kıldılar, onlar müstesna. İşte onlar mü'minler ile beraberdirler. Mü'minlere ise Allah Teâlâ elbette pek büyük mükâfaat verecektir.

Ancak tövbe edip hallerini düzeltenler ve Allah'a sımsıkı sarılanlar ve bütün samimiyetleriyle sırf Allah'a itaat edenler müstesna. İşte bunlar müminlerle beraberdir. Allah müminlere de büyük mükâfat verecektir.

Ancak tevbe edenler, uslananlar, Allah'a yapışanlar ve dinlerini sırf Allah için yapanlar (yalnız O'na tapanlar), işte onlar mü'minlerle beraberdir; Allah da yakında mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.

Ancak şunlar ki (nifâkdan) tevbe itdiler, ıslâh-ı hâl iylediler, Allâh'a sarıldılar ve dînlerini Allâh'a hâlis kıldılar. İşte onlar mü'minlerle berâberdirler. Allâh mü'minlere büyük ecir ve mükâfât ihsân idecekdir.

Ama dönüş (tevbe) yapan[*], kendilerini düzelten, Allah'a sarılan ve dinini sadece Allah’a has kılanlar başka. Onlar, inanıp güvenenlerle beraberdirler. Allah, inanıp güvenenlere büyük bir ödül verecektir.

[*] Tevbe eden

Ancak, tevbe edenler, hallerini düzeltip, Allah'a bağlananlar ve dinlerini Allah için arındıranlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar ve tam bir içtenlikle iman ve ibadetlerini Allah'a yöneltenler müstesnadır. Onlar mü'minlerle beraberdirler; Allah ise mü'minlere pek büyük bir ödül verecektir.

Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah'a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.

illā anlar kim tevbe daħı eylediler daħı śıġındılar Tañrı’ya daħı aru eylediler dinlerin Tañrı içün şunlar mü’minler iledür. daħı śoñra vire Tañrı mü’minlere müzd ulu.

Līkin tevbe iden kişiler, daḫı eylük eyleyenler, daḫı ṣıġınanlar Tañrıya, daḫıiḫlāṣ idenler dīnleri Tañrıya. Pes anlar mü’minler‐ile olurlar cennetde. DaḫıTañrı Ta‘ālā virse gerek mü’minlere ulu müzd.

Tövbə edənlər, özlərini islah edib düzəldənlər, Allahdan möhkəm yapışanlar və Allah qarşısında dinini (e’tiqadını) təmizləyənlər müstəsnadır. Çünki onlar mö’minlərə bərabərdirlər. Mö’minlərə isə Allah böyük mükafat verəcəkdir!

Save those who repent and amend and hold fast to Allah and make their religion pure for Allah (only). Those are with the believers. And Allah will bestow on the believers an immense reward.

Except for those who repent, mend (their lives) hold fast to Allah, and purify their religion as in Allah.s sight: if so they will be (numbered)(652) with the believers. And soon will Allah grant to the believers a reward of immense value.

652 Even Hypocrites can obtain forgiveness, on four conditions: (1) sincere repentance, which purifies their mind; (2) amendment of their conduct, whi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.