30 Nisan 2025 - 2 Zi'l-ka'de 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zümer Suresi 74. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve kâlû-lhamdu li(A)llâhi-lleżî sadekanâ va’dehu ve evraśenâ-l-arda netebevveu mine-lcenneti hayśu neşâ/(u)(s) feni’me ecru-l’âmilîn(e)

Onlar da hamd Allah'a ki derler, bize vaadettiğini gerçekleştirdi ve cennetten, dilediğimiz yerde konaklamamız için bu yeri miras verdi bize; ne de güzeldir iyi işlerde bulunanların mükafatı.

(Onlar ise:) "Bize olan va’adinde sadık kalan ve bizi bu yere (dünyada izzet ve devlete, ahirette cennete) mirasçı kılan Allah’a hamdolsun" diyerek (sevinçlerini ve teşekkürlerini açığa vuracaklardır. Veya:) "Bize olan va’adine sadakat gösteren (verdiği sözü yerine getiren) ve bizi dilediğimiz yerde eğlenip dolaşacağımız şu cennet yurduna yerleştiren Allah’ımıza (şükürler olsun. Allah yolunda) çalışıp çabalayanların ücreti ne güzelmiş" (şeklinde mutluluklarını paylaşacaklardır).

Onlar da: “Tüm eksiksiz övgüler O Allah'a ki, verdiği cennet sözünü bize gerçekleştirdi, bizi bu yere varis kıldı, biz de bu cennetlerde istediğimiz yerde yerleşip, konaklayabiliyoruz!” diyeceklerdir. Allah yolunda çaba sarfedenlerin ödülü ne güzeldir.

Onlar da:
“Bize verdiği söze sadık olan ve bizi, Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde dilediğimiz yerinde ebediyyen oturacağımız bu cennet yurduna vâris yapan Allah'a hamdolsun. Sorumluluğunu bilerek amacına uygun, devamlı amel edenlerin mükâfatı ne güzelmiş.” derler.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/194; 7/43; 21/105; 35/34-35.

(Cennetlikler) de şöyle derler: "Bize verdiği sözünü yerine getiren ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamdolsun ki; cennetten dilediğimiz yere konaklayabiliyoruz. Çalışanların ecirleri ne güzelmiş!"

(Onlar da) Dediler ki: 'Bize olan va'dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.

(Cennetlik olanlar şöyle) derler: “ - Hamd olsun o Allah'a ki, bize olan vaadini yerine getirdi; ve bizi cennet yerine mirascı kıldı, cennetde istediğimiz yere konuyoruz. İşte (dünyada Allah için güzel) amel işliyenlerin mükâfatı ne iyi!...”

Ve o Cennettekiler: “Sözünü bizim için doğrulayan Cennet yurdunu, orda istediğimiz yerde yerleşebilecek şekilde bize miras bırakan Allah’a hamdolsun. Çalışanların en güzel ücreti, işte budur!” derler.(*)

(*) Kıyamet, Cennet ve Cehennem ile ilgili fiiller, gelecek zaman ile ilgili olmakla beraber, kesin olacaklarından dolayı sanki olmuşlar gibi mazi sığ... Devamı..

Onlar, “Bize verdiği sözü yerine getiren, bizi dilediğimiz yerinde konaklayacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun. İman edip iyi amelde bulunanların ödülü ne güzelmiş!” derler.

Bunlar diyecekler ki: «Va'dinde gerçek olan Allaha öğüş, bizi buraya koydu da, cennet içre, nerde dilersek oturuyoruz, ne güzeldir çalışanlar ödülü»

Onlar da şöyle derler: “Bize verdiği sözünü yerine getiren ve böylece cennette dilediğimiz şekilde yerleşmemizi sağlayan Allah'a hamdolsun. Allah yolunda çaba sarf edenlerin mükâfatı ne güzelmiş!”

Ânlar da: "Allâh’a hamd olsun va’adlerini îfâ itdi dünyâya bizi vâris itdi ki sonra cennetde istediğimiz mahalde ikāmet idebilelim" diyecekler. İyilik idenlerin mükâfâtı ne kadar güzeldir.

Onlar: "Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere varis kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin ecri ne güzelmiş!" derler.

Onlar şöyle derler: “Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!”

Onlar da “Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten bize dilediğimiz yerinde mesken kurabileceğimiz yurt bağışlayan Allah’a hamdolsun!” diyecekler. (Bunun için) çalışıp çabalayanların ecri ne güzel!

Onlar: Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna vâris kılan Allah'a hamdolsun. İyi amelde bulunanların mükâfatı ne güzelmiş! derler.

"Bize verdiği sözü gerçekleştiren, yeri bize miras bırakan ve cennette dilediğimiz yerde oturmamızı sağlayan ALLAH'a övgüler olsun," derler. Çalışanların ücreti ne de güzelmiş!

Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin!

Onlar da: hamd o Allaha ki bize va'dini doğru çıkardı ve bizi Arza vâris kıldı, Cennetten istediğimiz yerde makam tutuyoruz» dedikleri vakıt... bak artık ne güzeldir ecri o âmillerin

(Meleklerin bu çok hoş karşılamalarının ardından, cennet ehli,) “Bize verdiği vaadi gerçekleştiren ve dilediğimiz yerinde kalmak üzere bizi, cennet yurduna vâris yapan Allah’a, hamdolsun. (Allah yolunda) çalışıp çabalayanların ücreti ne güzelmiş” derler.

Onlar da: “Hamd, bize verdiği sözü yerine getiren Allah'a özgüdür. Bizi bu yere varis kıldı. Cennet'te istediğimiz yerde kalabiliyoruz. Çalışanların¹ ödülü ne güzel.” derler.

1- Allah\ın buyruklarını yerine getirenlerin.

Dediler: «Bize (cennet) va'dinde saadık olan, bizi, cennetden neresini dilersek konmak üzere bu yere mirascı yapan Allaha hamdolsun, (İyi) amel (ve hareket) de bulunanların mükâfatı ne güzel»!

Bunun üzerine (onlar da): “Hamd, O Allah'a mahsustur ki, va'dini bize doğru çıkardı ve bizi bu yere vâris kıldı, Cennetten istediğimiz yerde otururuz” derler. Artık (sâlih)amel işleyenlerin mükâfâtı ne güzeldir!

Ve Onlar, ’’Hamd; bize verdiği sözü gerçekleştiren; dilediğimiz yerde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah’a mahsustur. İyi amelde bulunanların mükâfatı ne güzelmiş derler.

Cennete girenler de “Bize vaat ettiklerini yerine getiren ve cennette dilediğimiz yere bizi yerleştiren Allah’a, bitmez tükenmez övgüler olsun” derler. Güzel şeyler yapanların karşılıkları ne kadar güzel.

Derler: "Övülmek yalnız O Allah’a yaraşır ki verdiği sözü tuttu, bize Cennet toprağını verdi, onun neresine istersek orasına konuyoruz. Çalışanların karşılığı ne güzeldir!"

Onlar Tanrı/ya hamdolsun ki bize olan vaadini yerine getirdi, bizi Cennet toprağına vâris kıldı, biz burada dilediğimiz yere konuyoruz. İyi amel işleyenlerin mükâfatı ne güzeldir!

Onlar da, “Bütün övgüler/hamd; bize olan sözünü yerine getiren ve bizi dilediğimiz yerinde yerleşebileceğimiz cennet yurduna vâris kılan Allah’a mahsustur. O hâlde güzel işler yapanların mükâfatı ne güzelmiş!” derler.

(Onlar da) Derler ki: “Bize verdiği sözünü doğrulayan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun. Cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri pek de güzeldir.”

Onlar da, “Bize verdiği sözü yerine getiren ve dilediğimiz gibi yaşayabileceğimiz şu cennet yurdunu bize bağışlayan Allah’a hamd olsun!” diyecekler.
Evet, Allah yolunda çaba harcayanların mükâfâtı ne muhteşem!

(Onlar da):
“Bize vaadini doğrulamış, ne şekilde dilersek Cennet’ten makam tutacağımız Yer’e bizi mirasçı kılmış olan Allah’a Hamd olsun! Amel İşleyenler’in ödülü ne güzeldir!” dediler.

Kimi: " Bize verdiği sözü tutan ve bizleri bu cennet vatana kavuşturan Allah'a şükürler olsun! " derken, Kimi: " cennette istediğimiz yere konacakmışız, " Bir başkası da: " çalıştığının karşılığını görmek ne güzel. " şeklinde konuşur.

Dediler ki: "Allah’a şükürler olsun! O ki; verdiği sözü yerine getirdi. Bizi, dilediğimiz yerde oturacağımız cennet yurduna varis kıldı. Çalışanların karşılığı ne güzelmiş?"

Onlar da “Bize verdiği sözde duran ve bizi dilediğimiz yerinde yerleş(ip otura)cağımız bu cennet yurduna mirasçı kılan Allah’a [hamd]olsun! İyi işler yapanların ödülü ne güzelmiş!” diyecektir.

(Onlar da): “Bize verdiği sözü yerine getiren ve dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna bizi vâris kılan Allah’a, hamdolsun. (Meğer) inandığıyla yaşayanların mükâfatı ne de güzelmiş.” diyecekler.

Onlar da: “Bize verdiği sözü yerine getiren ve bu [esenlik] alanını yaptıklarımızın karşılığı olarak bize bağışlayan, ⁷⁶ böylece cennette dilediğimiz şekilde yerleşmemizi sağlayan Allah’a hamdolsun!” diyeceklerdir. Ve [Allah yolunda] çaba sarf edenlerin mükafatı ne yüce, ne üstün olacaktır.

76 Lafzen, “bizi bu beldeye varis kılan”, yani cennete. Klasik müfessirlerin çoğuna göre “miras” kavramı, burada mecazî olarak kullanılmış olup mutlul... Devamı..

Onlar da şöyle karşılık verecekler: – Tüm övgüler, bize verdiği vaadi yerine getiren ve dilediğimiz yere yerleşebileceğimiz bu cenneti bize bahşeden Allah’a aittir! Ne güzeldir çalışıp çabalayanların ödülü! 21/101.103, 77/41...44

Onlar da şöyle mukabele edecekler: “Bize ettiği vaadi gerçekleştiren, bizi bu uçsuz bucaksız[⁴¹⁶⁶] mekâna vâris kılan ve bizi cennette tercih ettiğimiz yere yerleştirecek olan Allah’a hamd olsun!” Bakın, çalışıp çabalayanların ödülü ne de güzelmiş.

[4166] ‘Ardın kök anlamına dayanarak bu anlama ulaşılmıştır.

Onlar da: "Hamdolsun Allah’a ki, bize va'dini gerçekleştirdi, bizi cennet yurduna vâris kıldı. (Ne kadar şükretsek azdır.) Cennette dilediğimiz yerde oturuyoruz" derler. Ne güzeldir mükâfatı, o iyi amel işleyenlerin!

Onlar şöyle derler: "Övgü, bize olan vaadini doğrulayan ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah’a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükâfatı ne güzelmiş!"

(Onlar da) Dediler ki: «Hamd Allah'a mahsustur ki, bizim için vaadini yerine getirdi ve bizi (bu yere) varis kıldı.» Cennetten dilediğimiz yerde ikâmet ediveririz. Artık ne güzeldir, (güzel) amel edenlerin mükâfaatı!

Onlar şöyle karşılık verirler: “Hamd-ü senalar olsun o Allah'a ki sözünde durdu ve dilediğimiz yerinde oturacağımız şekilde bizi cennete yerleştirdi. Çalışanların mükafatları ne güzelmiş! [3, 194; 7, 43; 35, 34-35; 21, 105]

(Cennettekiler de:) "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah'a hamdolsun. (Allah için) çalışanların ücreti ne güzeldir!" demişlerdir.

Mü'minler de: "Bize va'dini yerine getiren ve bize arzı mîrâs idüb cennetden istediğimiz yerde oturmağa müsâ'ade buyuran Allâh Te'âlâ'ya hamd iyleriz. 'Âmillere bu ne güzel bir mükâfâtdır" dirler.

Cennete girenler şöyle derler: “Bize verdiği sözü tutan Allah, her şeyi güzel yapar. Bu yeri bize verdi. Cennetin istediğimiz yerine yerleşeceğiz. Çalışanların aldığı ödül ne güzelmiş!”

Onlar da şöyle karşılık vermişlerdir: Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten dilediğimiz yere yerleştirilen, dünyaya mirasçı yapan Allah'a hamdolsun! Çalışanların ödülü ne güzeldir!

Onlar “Verdiği sözü yerine getiren ve bizi buraya yerleştiren Allah'a hamd olsun,” derler. “Artık Cennetin dilediğimiz yerinde otururuz.” İşte, çalışanlar için ne güzel ödül!

Onlar da şöyle derler: "Hamd olsun o Allah'a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte, cennetten istediğimiz yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!"

daħı eyittiler “şükr Tañrı’ya ol kim ŧoġru ķıldı bize va'desini daħı virdi bize yiri ya'nį uçmaķ yirini yir dutaruz uçmaķdan ķanda kim dilerüz. pes eyüdür müzdi işleyicilerüñ!”

Daḫı eyideler: Şükr ol Tañrıya ki bize va‘desin girçekledi. Daḫı bize yiri mīrāẟitdürdi. Her ne dilesevüz maḳām ider‐biz cennetden. Ne yaḫşı müzddür olcennet ‘amel eyleyenlere.

Onlar isə: “Bizə verdiyi və’dini yerinə yetirmiş və bizi bu yerə varis etmiş Allaha həmd olsun! Biz Cənnətin istədiyimiz yerində sakin oluruq. (Dünyada yaxşı) əməllər edənlərin mükafatı necə də gözəldir!” – deyəcəklər.

They say: Praise be to Allah, Who hath fulfilled His promise unto us and hath made us inherit the land, sojourning in the Garden where we will! So bounteous is the wage of workers.

They will say: "Praise be(4353) to Allah, Who has truly fulfilled His Promise to us, and has given us (this) land in heritage:(4354) We can dwell in the Garden as we will: how excellent a reward for those who work (righteousness)!"

4353 This is said by the new arrivals in heaven. As is right, they begin with the Praises of Allah, which shows at once their satisfaction and their g... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.