Beli(A)llâhe fa’bud vekun mine-şşâkirîn(e)
“Bilakis Sen (sadece bir tek) Allah’a ibadet ve dua et ve şükredenlerden ol (ki kurtulasın) .”
Hayır, artık Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Hayır, sen yalnız Allah'a kulluk etmeli ve O'na şükredenlerden olmalısın.
“Doğrusu şudur, Allah'ı ilâh tanı, candan müslüman olarak Allah'a teslim ol, saygıyla Allah'a kulluk ve ibadet et, Allah'ın şeriatına bağlan, Allah'a boyun eğ. Şükredenlerden ol.”
Hayır. Sen yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
'Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.'
Bilâkis Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol.”
Hayır, yalnızca Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Bilakis sen, yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!
«Hayır, Allaha tap, şükredici kişilerden olasın !»
“Asla (Allah'tan başkalarına kulluk) etme! Yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.”
"Hayır; yalnız Allah'a kulluk et ve şukredenlerden ol."
Hayır, yalnız Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol.
Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Öyleyse yalnız ALLAH'a kul ol ve şükret.
Hayır, onun için yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Hayır, onun için yalnız Allaha kulluk et ve şükredenlerden ol
“O halde yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!”
«Hayır. İşte onun için ancak Allaha kulluk et. Şükredenlerden ol».
Hayır! Öyle ise sâdece Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Hâlbuki bana “Yalnızca Allaha kulluk et ve O
a şükredenlerden ol” diye emredildi.
«— Belki yalnız Tanrı/ya tap, nimetine şükredenler arasına geç». [²]*
Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
“Hayır; aksine sen yalnızca Allah’a kulluk etmeli ve sana bunca nîmetler bahşeden Rabb’ine, sözlerinle, davranışlarınla ve yüreğinle şükreden bir kul olmalısın!”
Bu inkârcıları O’na kulluktan alıkoyan asıl sebep nedir, bilir misiniz?
65,66. (Ey Muhammed!) Yemin olsun, senden öncekilere olduğu gibi sana da: “Eğer (Allah’a) şirk koşarsan, şüphesiz senin bütün yaptığın boşa gider ve elbette sen kaybedenlerden olursun. Öyleyse, artık (sadece) Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.” diye vahyolundu.1*
Hayır, [yalnız] Allah'a kulluk etmeli ve [O'na] şükredenlerden olmalısın!
Öyleyse, sen sadece Allah’a kulluk et ve daima ona şükredenlerden ol! 4/147, 14/7
Asla böyle yapma;[4157] sen yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!”*
Hayır. Yalnız Allah'a ibadet et. Ve şükredenlerden ol!
“Bilakis, sen yalnız Allah'a kulluk et ve O'na şükredenlerden ol! ”*
Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Sakın ha! Yalnız Allah’a kulluk et ve görevlerini yerine getirenlerden ol.”
Öyleyse, kulluğunu yalnızca Allah'a yap ve şükredenlerden ol!
Sen Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Başkasına değil, sadece Allah'a kulluk/ibadet et; şükredenlerden ol!
“belki Tañrı’ya ŧap daħı ol şükr eyleyicilerden.”
Xeyr, yalnız Allaha ibadət et və (Onun ne’mətlərinə) şükür edənlərdən ol!”
Nay, but Allah must thou serve, and be among the thankful!
Nay, but worship Allah, and be of those who give thanks.(4340)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |