Belâ kad câetke âyâtî fekeżżebte bihâ vestekberte vekunte mine-lkâfirîn(e)
Hayır, dönemezsin; sana bunca delillerim geldiği halde yalanladın onları ve ululuk satmaya kalkıştın ve kafirlerden oldun.
"Evet (ey insanoğlu), kesinlikle Benim ayetlerim sana gelmiş (ve davet olunmuştun); fakat sen onları yalanlamış, (gururlanıp) büyüklüğe kapılmış ve kâfirlerden olup çıkmıştın."
O zaman Allah şu cevabı verecektir. Mesajlarım sana ulaştığı halde, sen onları yalanladın ve bir gurur ve kibire kapıldın ve benden gelen gerçekleri örtbas edenlerden oldun.
“Elbette, sen azâbı hak ettin. Âyetlerim, Kur'ân'ım sana geldi. Âyetlerimi, ilkelerimi yalanladın. Büyüklük tasladın, azgınlık ettin. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerden, kâfirlerden oldun.”
"Hayır. Sana ayetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkâr edenlerden oldun."
'Hayır, Benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun.'
(Allah o kâfire= o günahkâr nefse şöyle buyurur): “- Hayır sana ayetlerim (Kur'an'ım) geldi de onlara yalan dedin. Kibirlendin (kendini büyük görüb iman etmiye tenezzül etmedin) ve kâfirlerden oldun.”
Evet, ey insan! Kesinlikle ayetlerim sana geldi, sen onları yalanladın, büyüklük tasladın. Ve kâfirlerden oldun.
Evet, sana âyetlerim gelmişti, sen onları yalanladın, hem kasaldın, hem de kâfirlere karıştın
(O zaman ona Allah tarafından şöyle seslenilecek:) “Hayır! Mesajlarım sana geldi de sen onları yalanladın, onları kabul etmeyi (ve onlara göre yaşamayı) kibrine yediremedin, büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.”
Evet benim âyâtım sana görindi fakat sen ânları tekzîb itdin, kibir ile kâfir oldun.
Ey insanoğlu! Evet; ayetlerim sana gelmişti de onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkarcılardan olmuştun.
(Allah, şöyle diyecek:) “Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.”
(Allah ona şöyle diyecek:) “Hayır! Vaktiyle âyetlerim sana gelmişti ama sen onların asılsız olduğunu söylemiştin, büyüklük taslayıp inkârcılar arasında yer almıştın.”
Hayır (dönemeyeceksin)! Âyetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.
Evet, sana ayet ve mucizelerim geldi, fakat sen onları yalanladın, kibirlendin ve inkarcılardan oldun
(Ona): "Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun." (denir.)
Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibretmek istedin ve kâfirlerden oldun
(O zaman ona Allah şöyle buyuracak:) “Bilakis, sana âyetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.”
(Allah tarafından onlara şöyle Duyurulur:) Hayır, sana (bunca) âyetlerim gelmişdi de sen onları yalan saymış, kibirlenmiye kalkmış, kâfirlerden olmuşdun.
(Ona denilecek ki:) “Hayır! Şübhesiz sana âyetlerim gelmişti de, onları yalanladın; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun!”
Evet; (ey insanoğlu! Dünyadayken) ayetlerim sana gelmişti de sen onları yalanlamış, (onlara göre yaşamayı reddedip) büyüklük taslamış ve inkârcılardan olmuştun.
Hayır, hâlbuki daha önceden sana ayetlerim gelmişti de, sen onları yalanlamış, ona karşı büyüklenmiş ve onları inkâr edenlerden olmuştun.
Yok. Sana bunca belgelerim geldi de sen onları yalan saydın, büyüklük tasladın. Bunun üzerine tanımazın biri oldun.
Her günahkâr böyle özür dilemekle beraber ona «— Evet, sana âyetlerim geldi, sense onları yalan saydın, inanmayı kibrine yediremedin, kâfirler sırasına geçtin» denecek.
(Allah da der ki): “Bilakis, ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.”
“Hayır, benim ayetlerim sana gelmişti; fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kâfirlerden oldun.”
“Yoo; aksine, hakîkati açıkça ortaya koyan ayetlerim sana tebliğ edilmişti fakat sen, anlamsız bir gurura kapılarak onları yalanlamış ve böylece inkârcılardan biri olmuştun!”
Evet, yâaa! Sana benim âyetlerim geldi de sen onları yalanladın, kibirlendin / büyüklük tasladın ve Kâfirler’den oldun!
Nasıl olur! Sana ayetlerim gelmişti ama, sen onları inkar etmiştin, böbürlenip inkarcılar safına katılmıştın.
O gün size şöyle denilir: "Hayır! Öyle değil! Ayetlerim sana geldi! Ama sen onları yalanladın! Büyüklük taslayarak yasalarımıza karşı çıktın! Haddi aşarak inkârcılardan oldun!"
(O zaman Allah, o kişiye): “Bilakis, âyetlerim sana gelmişti de sen, onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştun.” diyecek.
[O zaman Allah şu cevabı verecektir:] “Tabii, elbette! Mesajlarım sana ulaştı(ğı halde) sen onları yalanladın, yersiz bir gurura kapıldın ve hakikati inkar edenler arasına girdin!”
– Hayır, tam aksine, vaktiyle ayetlerim sana gelmişti de sen onlar karşısında yalana sarılmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştun. 39/71, 67/6...12
(Allah onlara şöyle diyecek): “Tam aksine sana âyetlerim gelmişti de, sen onları yalanlamış, küstahça büyüklenmiş ve hakkı inkâr edenlerden olmuştun.”
(Fakat o zaman ona) "Hayır!.. (Artık dünyaya dönmene imkân yoktur, çünkü) Ayetlerim sana gelmişti de, sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştun." (Cezanı çekeceksin) buyurulur.
(Allâh şöyle buyurur): "Hayır, sana âyetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun!"
«Hayır. Muhakkak sana âyetlerim gelmişti de, sen onları tekzîp ettin ve tekebbürde bulundun ve kâfirlerden oldun.»
Yüce Allah şöyle buyurur: “Hayır! âyetlerim sana geldi de sen onları yalan saydın, onları kabul etmeyi kibrine yediremedin, büyüklük tasladın ve kâfirler arasına girdin! ”
(Allah şöyle buyurur): "Hayır, sana ayetlerim geldi de sen onları yalanladın, büyüklük tasladın ve nankörlerden oldun!"
(Yevm-i kıyâmetde müşrikîn bu vecihle izhâr-ı hasret ve nedâmet iylediklerinde onlara) "Evet! Size âyetlerim geldi, onları tekzîb itdin ve İslâma karşı kibir gösterdin ve kâfirlerden oldun" denilür.
Hayır, sana bunca belgelerim geldi de sen onlar karşısında yalana sarıldın, büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun.
-Hayır, sana ayetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştun.
Heyhat! Sana âyetlerim gelmişti de sen büyüklük taslayıp yalanlamış ve kâfirlere katılmıştın.
Hayır, olamaz! Ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin; büyüklük tasladın ve kâfirlerden oldun.
evet ya'nį eyidile aña bayıķ geldi saña āyetlerüm pes yalan duttuñ anı daħı boyun virmedüñ daħı olduñ kāfirlerden.
Eyidile aña ki: Evet, saña geldi‐y‐idi benüm āyetlerüm. Pes aña yalanladuñidi, daḫı büyüklenüp kāfirlerden olduñ‐ıdı.
(Onun bu sözlərinin cavabında Allah belə buyurar: ) “Xeyr, Mənim ayələrim sənə gəlmişdi, amma sən onları yalan saydın, (iman gətirməyə) təkəbbür göstərdin və kafirlərdən olsun!”
(But now the answer will be): Nay, for My revelations came unto thee, but thou didst deny them and wast scornful and wast among the disbelievers.
"(The reply will be:) ´Nay,(4330) but there came to thee my Signs, and thou didst reject them: thou wast Haughty, and became one of those who reject faith!´"(4331)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |