Velev enne lilleżîne zalemû mâ fî-l-ardi cemî’an vemiślehu me’ahu leftedev bihi min sû-i-l’ażâbi yevme-lkiyâme(ti)(c) ve bedâ lehum mina(A)llâhi mâ lem yekûnû yahtesibûn(e)
Yeryüzünde ne varsa hepsi ve onlarla beraber de daha bir misli, zulmedenlerin olsa kıyamet günü, azabın kötülüğünü giderip kurtulmak için elbette bağışlarlardı; ve o gün, onların hiç hesaplamakdıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılıverecek.
Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Oysa, onların hiç hesaba katmadıkları (ve unutulduğunu sandıkları) şeyler, (ahiret günü) Allah (tarafın)dan kendileri için (artık hepsi) açığa çıkarılmış ve ortaya dökülmüş vaziyettedir.
Yaratılış gayesi dışında yaşayanlar, eğer yeryüzündeki herşeye ve O'nunla birlikte bir misline daha sahip olsalardı, onu kıyamet günü başlarına gelecek korkunç bela için fidye olarak verirlerdi. Çünkü o gün onların hiç hesaplamadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılıverecek.
Eğer yeryüzündekilerin hepsi ve onunla birlikte bir misli daha, baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlerin, müşriklerin, âsilerin, inkârcıların, hakka riayet etmeyenlerin, haksızlık edenlerin olsaydı, Kıyamet gününde o dehşetli azaptan kurtulmak için elbette bunların hepsini feda ederlerdi. Ne var ki, hiç hesaba katmadıkları şeyler, korkunç gazaplar, azaplar Allah tarafından karşılarına çıkarılır.
Yeryüzünde olanların tümü ve bir o kadarı daha zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü, o kötü azaptan (kurtulmak için) feda ederlerdi. (Çünkü) Allah'tan, hiç hesap etmedikleri şeyler karşılarına çıkmıştır.
Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azabtan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Oysa, onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah'tan kendileri için açığa çıkmıştır.
Eğer bütün arzdakiler -bir misli beraber- o kâfirlerin olsa, kıyamet günü azabın kötülüğünden kurtulmak için onu mutlak feda ederlerdi. Artık zannetmedikleri bir azab, Allah tarafından onlar için meydana çıkmıştır.
Ve o gün, şayet yeryüzündeki her şey ve onunla beraber bir katı daha o zalimlerin olsa, kıyamet günündeki kötü azaptan kurtulmak için fidye verirler ve hiç hesap etmedikleri şeyler, Allah’tan önlerine gelir.
Şâyet yeryüzünde bulunan her şey ve bununla birlikte bir o kadarı daha zâlimlerin olsaydı, kıyamet gününde o azabın kötülüğünden kurtulmak için kesinlikle onu fidye olarak verirlerdi. Onlara Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler gösterilecektir.
Yeryüzünde var olanın hepsi, bunun bir katı dahi, kendözüne zulmeyleyen kimselerin olsaydı, —kıyamet günü o yaman azaptan kurtulmak için— herhalde verirlerdi, onların hesaba katmadığı nesneler, Allah tarafından onlara açıklanacak
Dünyâda her ne var ise hattâ bir misli fazlasıyla zâlimlerin olsa kıyâmet gününde ’azâbdan kurtulmak içün hepsini virirlerdi. O vakit Allâh’ın tarafından hiç tasavvur itmedikleri ’azâbın geldiğini görecekler.
Yeryüzünde olanların hepsi ve bir misli daha zalimlerin olmuş olsa, kıyamet günündeki kötü azap için fidye verseler kabul edilmez. Allah katından onlara, hiç hesaplamadıkları şeyler beliriverir.
Eğer yeryüzünde bulunan her şey tümüyle ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Artık, hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkmıştır.
O zalimler yeryüzündeki her şeye, hatta bunun yanında bir kat fazlasına daha sahip olsalardı, kıyamet günündeki korkunç azaptan kurtulmak için hepsini feda ederlerdi. Daha önce hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından onların karşısına çıkarılacaktır!
Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır.
Zalimler, yerdekilerin tümüne ve hatta onun bir katına daha sahip olsaydı bile, Diriliş Gününün o müthiş azabından kurtulmak için onu fidye olarak vereceklerdi. Kendilerine, ALLAH tarafından hiç beklemedikleri bir şey gösterilecektir
Eğer bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı da beraber o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü azabın kötülüğünden kurtulmak için onu mutlaka feda ederlerdi. Ancak ne var ki, hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılır.
Ve eğer bütün Arzdakiler, bir misli de beraber o zulmedenlerin olsa Kıyamet günü azâbın fenalığından kurtulmak için onu mutlak feda ederlerdi zuhur edib de kendilerine Allahdan hiç hisab etmedikleri, nesneler
Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir misli daha, zâlimlerin (kâfirlerin) olmuş olsaydı, hesap günü o kötü azaptan (kurtulmak için) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Hiç hesaba katmadıkları şeyler, (o gün) Allah tarafından karşılarına çıkarılacaktır.
Eğer yeryüzünde olanların tamamı ve bir o kadarı daha, o zulmedenlerin olsaydı, Kıyamet Günü azabın kötülüğünden kurtulmak için kesinlikle onu fidye olarak verirlerdi. Hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılacaktır.
Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikde bir misli daha o zulmedenlerin (elinde) olsaydı kıyamet gününde (uğrayacakları) azâbin kötülüğünden (kurtulmak için) elbette bunları feda ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için Allahdan hiç de zannetmeyecekleri (nice) şeyler zühûra gelmişdir (gelecekdir).
Eğer yeryüzünde bulunanların hepsi ve onunla berâber bir misli daha gerçekten zulmedenlerin olsa, kıyâmet günü azâbın kötülüğünden (kurtulmak için) onu fedâ ederlerdi. Artık Allah tarafından, hiç hesâba katmakta olmadıkları şeyler (Cehennem azâbı) onlara görünmüştür.
Ve eğer yeryüzünün tüm serveti, hatta onun bir kat fazlası zulmetmiş olanların elinde olsa, Kıyamet Günü çarptırılacakları cezadan kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. Hâlbuki (o gün) hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkmış olacaktır.
Yerde olanların tamamı ve bir misli daha nefislerine zulmedenlere ait olsa, kıyamet gününün kötü azabından kurtulmak için, hepsini feda ederlerdi. Hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından ortaya çıkarılacaktır.
Yeryüzünde olanlarla onların bir katı daha kıyıcıların olsaydı kalkış günü uğrıyacakları ağır azaptan kendilerini kurtarmak için hepsini birden karşılık olarak verirlerdi. Allah’tan onların karşısına hiç de ummadıkları çıkacaktır.
Eğer yerde ne varsa hepsi ve onun bir misli daha öz nefislerine zulüm edenlerin olsa kıyamet günü tutulacakları yaman azaba bedel kendilerini kurtarmak için onu verirler. Onlara Allah tarafından dünyada hesaba katmadıkları şey görünecek.
Eğer yeryüzünde olanların tümü ve bununla birlikte bir katı daha zalimlerin olmuş olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak amacıyla) gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Oysa onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah'tan kendileri için açığa çıkmıştır.
Eğer o zâlimler, bugün uğrunda kâfirliği bile göze aldıkları yeryüzü nîmetlerinin hepsine ve fazladan bir o kadarına daha sahip olsalardı, Kıyâmet Günü yüz yüze gelecekleri o korkunç azaptan kurtulmak için, hepsini gözlerini kırpmadan fedâ ederlerdi. Çünkü o Gün, daha önce hiç hesaba katmadıkları şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılacaktır. Şöyle ki:
Topluca Yeryüzü’ndeki şeyler, bununla birlikte bir misli daha zulmetmişlerin olsaydı, Kıyâmet günü Azab’ın kötüsünden kurtulmak için onu (fidye olarak) feda ederlerdi. Hesap ediyor olmadıkları şeyler Allah’tan onlar için ortaya çıktı.
Resulüm! Eğer yeryüzünün tüm serveti, zalimlerin olsa, hatta bu servetleri ikiye katlansa, cehennem azabından kurtulmak için hepsini feda edecekler ama neye yarar ki! Artık Allah'tan hiç ummadıkları şeyleri karşılarında görünce apışıp kalacaklardır:
Yeryüzündeki bütün varlıklar, hatta yeryüzündeki varlıkların iki misli yasalarımıza karşı çıkanlara ait olsaydı; hesap günü bütün varlıklarını cezamızdan kurtulmak için fidye olarak vermek isteselerdi; onların fidyesi asla kabul edilmezdi. Yaptıklarına karşılık mutlaka cezamız verilirdi. İnkâr edenler nedense yaptıklarının karşılığında cezalandırılacaklarını hesap etmiyorlar. Hâlbuki biz onları ne pahasına olursa olsun cezalandıracağız.
Yeryüzünde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir benzeri daha o zalimlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden (kurtulmak için) elbette onu fidye verirlerdi (feda ederlerdi). (O gün) onlar için, Allah tarafından hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmış (olacak)tır. [*]
Eğer o zâlimler, yeryüzünde olan her şeye ve hatta bununla birlikte bir katı daha fazlasına sahip olsalardı kıyamet günü o kötü azaptan (kurtulmak) için gerçekten bunları fidye olarak verirlerdi. Zîrâ (o gün) onların hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılıverir.
Fakat eğer o zalimler yeryüzündeki her şeye ve (hatta) iki misli fazlasına ⁵¹ sahip olsalardı, onu Kıyamet Günü [başlarına gelecek] korkunç bela için fidye olarak teklif ederlerdi; ⁵² çünkü daha önce hiç hesaba almadıkları şey [o zaman] Allah tarafından karşılarına çıkarılacak: ⁵³
Allah tek anıldığında tiksinenler, yeryüzünün tüm hazinelerine, hatta bunun bir misline daha sahip olsalardı kıyamet gününde o korkunç azaptan kurtulmak için fidye olarak verirlerdi. Çünkü onların hiç hesaba katmadıkları şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılacak. 5/36, 13/18
Ve eğer yeryüzünün tüm serveti, hatta onun bir kat fazlası zulümde ısrar edenlerin olsaydı, Kıyamet Günü çarptırılacakları cezadan kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi; zira (o gün) daha önceden hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından ortaya çıkarılacak[⁴¹⁴⁷]
Eğer yeryüzünde onların hepsi, (hatta) onların bir misli daha, o zalimlerin elinde olsaydı, kıyamet günündeki çetin azaptan kurtulmak için, elbette bunların hepsini feda ederlerdi. Oysa o gün Allah katından onlara, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya konacaktır! (İyilik sandıkları amellerinin de aslında kötülük olduğunu anlayacaklardır)
Eğer yeryüzünde bulunan her şeyin toplamını ve onlarla beraber bir o kadarı da zulmedenlerin olsa, kıyamet günü kötü azaptan kurtulmak için elbette onları verirlerdi. Ve hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkmaya başlamıştır artık.
Eğer zulmetmiş olanlar için yerde olanların cümlesi ve onunla beraber onun bir misli de olacak olsa elbette ki, yevm-i Kıyamette azabın fenalığından dolayı (kurtuluş için) onu mutlaka feda ederlerdi ve onlar için Allah tarafından hiç de hesaba katmamış oldukları şeyler zuhûra gelmiş olacaktır.
O zalim kâfirler, dünyanın bütün malları ve imkânları kendilerinin olsa, hatta onların bir misli daha bulunsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden kurtulmak için, derhal fidye olarak verirlerdi. O gün onların hiç hesaba katmadıkları öyle şeyler Allah tarafından ortaya dökülür ki saymaya gelmez!
Eğer yeryüzünde bulunanların tümü, ve onun bir misli daha zulmedenlerin olsaydı, kıyamet günü o kötü azabdan (kurtulmak için) onu mutlaka fidye verirlerdi. (Çünkü) hiç hesabetmedikleri şeyler, Allah'tan karşılarına çıkmıştır.
47,48. Eğer yerde olan şeylerin cümlesi ve onunla berâber bir misli, zulüm ve küfür idenlerin olsa kıyâmet gününde 'azâbın şiddetinden dolayı onı bedel olarak virirler ve fedâ iderlerdi. Dünyâda iken zan ve hesâblarında olmayan hesâb onlara zâhir ve kazandıkları şeyin fenâlığı tezâhür iderek dünyâda iken istihzâ itdikleri şeyin cezâsı onlara lâhik olur.
(Mezardan) kalkış günü, yeryüzündeki her şey ve bir o kadarı daha yanlışlar içindeki o kimselerin elinde olsa, o azabın sıkıntısından kurtulmak için hepsini verirlerdi. Allah, hiç hesap etmedikleri şeyleri karşılarına çıkaracaktır.
Yeryüzünde bulunan şeylerin hepsi ve bir katı daha o zalimlerin olsaydı, kıyamet günü, azabın en kötüsünden kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. Zira onlar için Allah'tan hiç hesap etmedikleri bir azap ortaya çıkmıştır.
Yeryüzünde ne varsa hepsi, hattâ bir o kadarı daha o zulmedenlerin olsa, kıyamet gününde o kötü azaptan kurtulmak için hepsini feda ederlerdi. Çünkü hiç hesaba katmadıkları şey Allah tarafından karşılarına çıkmıştır.
Eğer yerdekilerin tamamı ve beraberinde bir o kadarı, zulmedenlerin olsa, kıyamet günü azabın kötülüğünden kurtulmak için tümünü mutlaka fidye verirlerdi. Çünkü hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılmıştır.
daħı eger bayıķ mıssa anlaruñ kim žulm eylediler ol kim yir dedür dükeli daħı anuñ gibi bilesinde śatun alalardı anuñ-ile 'aźāb yüzindan ķıyāmet güni daħı žāhir oldı anlara Tañrı’dan ol kim olmadılardı śanurlar.
Eger ẓālimlerüñ olsa yir yüzinde olanlar barçası, bir ancılayın daḫıbilesince olsa, kendülerin ṣatun alurlardı yaman ‘aẕābdan ḳurtulmaġ‐ıçunḳıyāmet güninde. Daḫı ẓāhir ola kendülere Tañrı Ta‘ālādan anlar ṣanama‐duḳları nesneler.
Yer üzündə nə (sərvət) varsa, hamısı, üstəlik bir o qədər də kafirlərin olmuş olsaydı, mütləq onun qiyamət gününün pis əzabından qurtarmaq üçün fidyə verərdilər (lakin onlardan fidyə qəbul olunmaz). Və (o zaman) Allahdan onlara güman etmədikləri (gözləmədikləri əzab) görünəcəkdir.
And though those who do wrong possess all that is in the earth, and therewith as much again, the verily will seek to ransom themselves therewith on the Day of Resurrection from the awful doom; and there will appear unto them, from their Lord, that wherewith they never reckoned.
Even if the wrong-doers had all that there is on earth, and as much more,(4315) (in vain) would they offer it for ransom from the pain of the Penalty on the Day of Judgment: but something will confront them from Allah, which they could never have counted upon!(4316)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |