Elâ li(A)llâhi-ddînu-lḣâlis(u)(c) velleżîne-tteḣażû min dûnihi evliyâe mâ na’buduhum illâ liyukarribûnâ ila(A)llâhi zulfâ inna(A)llâhe yahkumu beynehum fî mâ hum fîhi yaḣtelifûn(e)(k) inna(A)llâhe lâ yehdî men huve kâżibun keffâr(un)
Bilin ki özden kulluk, yalnız Allah'a olur, ondan başka mabutlar kabul edenler, biz derler, onlara, ancak bizi Allah'a yakınlaştırıp manevi bir yakınlık derecesine ulaştırırsınlar diye tapıyoruz; şüphe yok ki Allah, ihtilafa düştükleri şeyler hakkında aralarında hükmeder; şüphe yok ki Allah, yalan söyleyen ve kafirlikte ileri giden hiçbir kimseyi doğru yola sevketmez.
İyi bilin ki, halis (ve hakiki) din yalnız Allah’ındır. (Kur’an’ın hükmüne ve Resulüllah’ın sünnetine aykırı düşünce ve davranışlar bâtıldır. Bu ölçülere uymayanları ve açıkça zulüm ve zillet düzenini savunanları,) Allah’tan başka evliyalar edinerek; "Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tâbi oluyoruz (ve tapıyoruz" diyenlere gelince); şüphesiz ki Allah, onlar arasında ihtilaf ettikleri konularda hükmünü verecektir. Ve Allah (CC hiçbir) yalancı ve inkârcı nankör kimseyi asla hidayete ulaştırmayacaktır.
Dikkat edin, hakiki kulluk yalnızca Allah'a olur. Allah'ın dışında canlı veya cansız başkalarını dost ve koruyucu kabul edenler: “Biz bunlara, sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Şüphesiz Allah, kıyamet günü onlara, arasında gerçeklerden sapıttıkları her konuda, mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, yalan söyleyen ve kendisinden gelen gerçekleri örtbas etmekte ileri giden hiçbir kimseyi, doğru yola iletmez.
Sizi uyarıyorum! Hâlis din, hâlis şeriat yalnız Allah'tan gelen din ve şeriattır, samimi otorite yalnız Allah'a ait, Allah adına kullanılan otoritedir. Allah'ı bırakıp, kulları durumundakilerden kendilerine bir takım velîler koruyucular, otoriteler edinenler:
“- Biz onlara, yalnızca bizi, Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” derler. Allah onların kasıtlı ihtilâfa çıkardıkları, çarpıttıkları, imandan uzaklaştıkları dini konularda, aralarında hükmünü verecektir. Allah yalan söylemeye ve nankörlük etmeye devam eden kimseyi doğru yola sevk etmez.
İyi bil ki halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinenler (derler ki): "Biz bunlara sırf bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verir. Doğrusu Allah yalancı ve çok inkârcı olan kimseyi doğru yola iletmez.
Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) 'Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.' Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.
İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır. Ondan başka, kendilerine bir takım dostlar (mabutlar) edinenler de şöyle diyorlar: “- Biz onlara (putlara) ibadet etmiyoruz, ancak bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye yapıyoruz.” Elbette Allah, onlarla müminler arasında, ihtilâf edib durdukları şeyde (din hususunda) hükmünü verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı olan, kâfir olan kimseyi doğru yola çıkarmaz.
Gerçekten katıksız din ve ibadet Allah’ındır. O’nun dışında mabudlar edinenler ise: “Biz ancak, bizi Allah’a yakınlaştırsın diye, onlara ibadet ediyoruz” (diyorlar.) Şüphesiz Allah, onların ihtilaf ettikleri konularda onları yargılayacaktır. Hiç Şüphesiz Allah, nankör ve yalancı olanları doğru yola iletmez.
Dikkat ediniz, saf din Allah'a aittir. O'ndan başkasını tanrı edinenler; “Bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz” derler. Şüphesiz ki Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Elbette Allah yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.[487]
Biliniz ki, öz din Allahındır, Allahı bırakarak, başka dostlar edindiler; diyorlar ki: «Biz onlara ancak, bizi Allaha daha iyi yaklaştırmak üzere tapınmaktayız, onların ayrıştığın Allah aralarında yargılayacak, Allah hem yalancıyı, hem de kâfir olanı doğru yola getirmez!»
İyi biliniz ki, her türlü şirk ve dünyevi maksattan uzak iman ve itaat yalnız Allah'a mahsustur. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: “Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Allah yalancılığı, nankörlüğü ve inkârcılığı tabiat haline getirenleri asla doğru yola yöneltmez.
Allâh içün dîn pâk ve hâlis olandır. Allâh’dan gayrı ma’bûdlar ittihâz idüb de "Biz bunlara bizi Allâh’a tekarrüb itdirsünler diyu tapıyoruz" diyenlerin ihtilâflarını kıyâmetde Allâh fasl idecekdir. Allâh yalancıları ve kâfirleri hidâyete sevk itmez.
Dikkat edin, halis din Allah'ındır; O'nu bırakıp da putlardan dostlar edinenler: "Onlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz" derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez.
İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.
Bilinmeli ki halis dindarlık yalnız Allah için olanıdır. Allah’tan başka şeyleri kendilerine koruyucu kabul edenler, -ki “sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz” diyorlar- ayrılığa düştükleri konularda Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve inkâra saplanmış kimseyi Allah kesinlikle doğru yola yöneltmez.
Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.
Kesinlikle, din sadece ALLAH'a aittir. O'nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, "Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz." (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.
İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.
İyi bil ki Allahındır ancak halîs din, onun berisinden bir takım veliylere tutunanlar da şöyle demektedirler: biz onlara ıbadet etmiyoruz, ancak bizi Allaha yakın yaklaştırsınlar diye, şübhe yok ki Allah onların aralarında ıhtilâf edip durdukları şeyde hukmünü verecek, her halde yalancı, nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz
İyi bilin ki, hâlis din yalnızca Allah’a aittir. (Kulluk sadece Allah’a yapılır.) Allah’ı ilâh edinmekle birlikte, başka (varlıkları kendilerine) ilâhlar edinenler (putları Allah’a ortak koşanlar), “Biz onlara, sadece bizi Allah’ (ın rızasın) a daha çok yaklaştırsınlar, diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, (mü’minlerle, kâfirlerin) ihtilaf ettikleri şeyler hususunda (mü’minleri cennete, kâfirleri de cehenneme sevk etmekle) aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah, (küfründe ısrar edip, Allah’a çocuk isnat eden) yalancı kâfir kimseyi (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediği müddetçe) doğru yola iletmez.
Dikkat edin! Halis¹ din yalnızca Allah'a aittir. O'nun yanı sıra veliler edinenler: “Onlara, bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.” diyorlar. Allah, hakkında tartıştıkları şey için hükmünü verecektir. Allah, yalancı olan ve gerçeği yalanlayan azılı nankörleri doğru yola iletmez.
Gözünü aç, haalis dîn Allahındır. Onu bırakıb da kendilerine bir takım dostlar edinenler (derler ki:) «Biz, bunlara ancak bizi Allaha daha fazla yaklaşdırsınlar diye tapıyoruz». Şübhe yok ki Allah onlar (la mü'minler) arasında, ihtilâf edegeldikleri şeyler hakkında, hükmünü verecekdir. Muhakkak ki yalancı, hakıykaten kâfir olan o kimseleri Allah doğru yola iletmez.
Dikkat edin! Hâlis (gerçek) din, ancak Allah'ındır. Ondan başkasını (kendisine)dostlar edinenler ise: “(Biz) onlara, sâdece bizi Allah'a (daha fazla) yakınlaştırsınlar diyetapıyoruz” (derler). Şübhesiz ki Allah, ihtilâfa düşmekte oldukları şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve azılı kâfir olan kimseyi hidâyete erdirmez.
(Ey insanlar!) İyi bilin ki; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’nun yanı sıra veliler (koruyucu, kurtarıcı ve yardımcılar) edinmiş olanlar (şöyle derler:) «Biz, onlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet (kulluk) ediyoruz.» Hiç şüphesiz Allah, kendi aralarında, hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden (adil ve doğru) hüküm verecektir. Şüphesiz, Allah yalancı ve inkârcı kimseleri (inkâra şartlanmış olup o hâl üzere devam ettikleri sürece) doğru yola iletmez.
Katkısız (halis) din Allah’ın dini değil midir? Allah’dan başkalarını korumacı (şefaatçı) edinenler “Aslında biz, o kulluk ettiğimiz putlara tapınmıyoruz, yalnızca onlar bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye aracılar ediniyoruz” derler. Elbetteki Allah onların ihtilaf ettikleri konularda aralarında hüküm verecek. Şüphesiz ki Allah, o yalancı ve inkârcıları doğru yola iletmeyecektir.
Bilesin ki öz din, Allah’ın dinidir. Allah’ı bırakıp da başkalarını kendilerine koruyucu edinenler derler: "Biz bunlara ancak bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye tapıyoruz." İşte Allah onların aralarında çekişip durdukları üzerinde yargısını verecektir. Allah yalancı, tanımaz olan bu kimseleri doğru yola iletmez.
Haberiniz olsun ki Allah için olan din, halis olan dindir. Ondan başkasını mâbut edinenler, «— Biz, onlara ancak bizi Allah/a yaklaştırmak emeliyle ibadet ediyoruz» dediler. Allah onların ihtilâf ettikleri şeyi aralarında hükmedip ayıracak. Çünkü Allah yalancı ve nankörlüğe dadanmış kimseyi hidayete erdirmez.
İyi biliniz ki, hâlis din ancak Allah’ındır. O’nun dışında dostlar edinenler, “Biz bunlara sırf bizi Allah’a yaklaştırmaları için kulluk ediyoruz” (derler). Muhakkak ki Allah, onların aralarında ayrılığa düştüğü şeylerde hüküm verecektir. Hiç şüphesiz Allah, yalancı ve nankör kimseyi doğru yola iletmez.
İyi biliniz ki halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinenler (şöyle derler:) “Biz, bunlara bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı kâfir kimseyi hidayete eriştirmez.
Şunu iyi bil ki, gönülden ve kayıtsız şartsız bir itaate lâyık olan, yalnızca Allah’tır! Fakat kendilerine O’nun yanı sıra boyun eğmeye lâyık birtakım dostlar edinen müşrikler, bu çirkin davranışlarını güya mazur göstermek için, “Biz bu putlara, doğaüstü güçlere, tanrısal nitelikler yakıştırdığımız dînî ve siyâsî önderlere ve büyük insanlara, sadece bizi Allah’a yakınlaştırsınlar diye tapıyoruz! Biz âciz kullar doğrudan Allah’a yalvarmak yerine, O’na bizden daha yakın olanlar aracılığıyla kulluk ediyoruz!” derler. Oysa Allah, sırf etrafındaki yakın “dostlarını” memnun etmek için ve onların aracılığıyla ihsanlarda bulunan, aksi takdirde kimseye bir şey vermeyen cimri bir ilâh olmadığı gibi, yönetimi altındaki insanların kalbinden geçenleri bilmeyen, bu yüzden de aracılara muhtaç olanlar gibi âciz de değildir. Hiç kuşkusuz Allah, bu inkârcıların anlaşmazlığa düştükleri bütün tartışmalı konularda, Hesap Günü aralarında hükmünü verecektir! Doğrusu Allah, hem kendisine, hem de diğer insanlara karşı yalan söyleyen ve kendisine bahşedilen bunca nîmetlere karşı nankörlük eden kimseleri,nihâî anlamda başarıya ve kurtuluşa ulaştırmaz, doğru yola iletmez!
Eğer müşrikler, “Allah, kendisine bir ortak edinecek kudrete sahip değil midir ki, buna karşı çıkıyorsunuz?” diye soracak olurlarsa, onlara de ki:
Dikkat edin! Hâlis Din Allah içindir. O’ndan başka veliyyler edinmiş olanlar: -“Bizi ancak Allah’a yakınlaştırmaları için bunlara kulluk ediyoruz” (diyorlar). Allah, ihtilaf edecekleri konuda onların arasında hüküm verir. Allah, o çok nankör yalancı kimseyi hidayete eriştirmez.
Şunu bil ki bozulmamış saf din Allah'ın dinidir. Allah’ı bırakıp başkalarına yüz suyu dökenler: " Biz onlara, bizi Allah'a daha da yaklaştırsın diye dua ediyoruz " diyorlar. Şüphesiz Allah, uzlaşamadıkları konularda aralarında hüküm verecektir. Ama Allah, aratanrıları paravana yapıp gizli işler çeviren yalancılara yol vermeyecektir.
İyi bilin ki; Allah’ın insanlara emrettiği yol gerçeklere dayanan tek yoldur. Diğer yollar insanların yanlışlarıyla doludur. Allah’ı bırakıp kendilerine başkalarını dost edinenler; “Bizim Allah’tan başka dost edindiklerimiz bizleri Allah’a yaklaştırıyor. Onun için onların hükümlerine itaat ediyor, onların yasalarına uyuyoruz.” diyorlar. Hayır! Rabbin insanlara emrettiği İslam dinine (düzenine) ilişkin kimseye hüküm verme hakkı tanımamıştır. Hiçbir bir kimseye insanları Allah’a yaklaştırma görevi vermemiştir. Merak etmesinler! Hesap günü insanların ayrılığa düştükleri konularda hükmü vereceğiz. Bilin ki yalancı, nankör olanları asla doğru yola iletmeyiz.
Dikkat edin! Arı duru din yalnızca Allah’a aittir. O’nun peşi sıra dostlar edinenler “Onlara, bizi yalnızca Allah’a biraz daha yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” (derler). [*] Şüphesiz ki Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola ulaştırmaz.
Şunu iyi bilin ki; tek tertemiz din, yalnızca Allah’a aittir.¹ Onu bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler:² “Biz, bunlara sadece bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar³ diye ibâdet ediyoruz.” diyorlar. Şüphesiz Allah, onların anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Gerçekten Allah, inkâr eden yalancı kimseyi asla hak yola ulaştırmaz.
Halis inancın yalnız Allah’a yönelmesi gerekmez mi? O’ndan başkasını dost ve koruyucu edinenler, “Biz bunlara sırf bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” [derler]. ¹ Şüphesiz Allah, [Kıyamet Günü] onlar arasında ² [hakikatten saptıkları] her konuda mutlaka hüküm verecektir: çünkü Allah, [kendi kendine] yalan söyleyen ³ ve inatla nankörlük yapan hiç kimseyi rahmetiyle doğru yola ulaştırmaz!
İyi bilin ki saf ve katışıksız din Allah’a aittir. O’ndan başka birtakım evliya/otoriteler edinenler: – Biz onlara, başka bir maksatla değil sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Allah, onların aralarında tartıştıkları konularda hükmünü verecektir. Zira Allah, hiç bir yalancı nankör kâfiri yoluna kabul etmez. 2/166-167, 14/21-22, 23/90
Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin en saf ve samimi olanı, sadece Allah’a has kılınanıdır! O’ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” (derler).[⁴¹⁰³] Şu kesin ki, tartıştıkları her hususta Allah onlar arasındaki hükmü verecektir: çünkü yalanı tabiat haline getiren hiçbir nankörü, Allah asla doğru yola yöneltmez.
(Ey insanlar) İyi biliniz ki hâlis din (ibadeti) Allah'a has kılan dindir! (O'ndan başka bir ilah olmadığını kabul eden ve uygulayan dindir) O'nu bırakıp da, kendilerine bir takım dostlar edinenler, "Biz ilahlarımıza sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" dediler. Şüphe yok ki Allah onlarla müminler arasında ayrılığa düştükleri şeyler hakkında hükmünü verecektir. Allah, yalancı ve kâfir olan kimseyi elbette doğru yola iletmez.
Halis din yalnız Allah’a ait değil mi? O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, ’’Biz onlara kulluk etmiyoruz. Onlar sadece bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye kullukta bulunuyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.
İyi biliniz ki, din-i halis Allah'a mahsustur. Ve o kimseler ki, O'nun gayrısını velîler ittihaz ettiler, onlara ibadet etmeyiz. Ancak bizi Allah'a da yakın yaklaştırsınlar için (ibadet ederiz derler). Şüphe yok ki, Allah onların arasında, onların kendisinde ihtilâfta bulunur oldukları şeyler hakkında, hükmedecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı, nankörlüğe düşkün olan kimseyi hidayete erdirmez.
İyi bilin ki halis din, yani bütün gönlüyle candan itaat, yalnız Allah'a yapılır. Allah'tan başka birtakım hâmiler edinerek: “Biz onlara sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. ” diyenlere gelince, elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir. Allah yalancılığı, nankörlük ve kâfirliği huy edinenleri hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz. [16, 36; 21, 25; 18, 110; 34, 40-41]
İyi bil ki, halis din yalnız Allah'ındır. O'ndan başka veliler edinerek: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırmaları için tapıyoruz," diyenler(e gelince): Şüphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir. Allah, yalancı, nankör insanı doğru yola iletmez.
Âgâh olun ki şirk ve riyâdan hâlis din, Allâh Te'âlâ'nın dînidir. O'ndan gayrı ilâh ve velî ittihâz idenler: "Biz bunlara ancak bizi Allâh'a yaklaşdırsunlar diye 'ibâdet ideriz" dirler. Tahkîk Allâh Te'âlâ aralarında ihtilâf iyledikleri şeyi hüküm ve fasl ider. Allâh ni'mete küfrân ider yalancıyı hidâyet buyurmaz.
Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına evliya[*] yerleştirenler şöyle derler: “Bizim bunlara kulluk etmemiz, sırf bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diyedir.” Allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. Allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez.
Bil ki halis din Allah'ındır. Ondan başka veliler edinenler:-Biz bunlara, bizi Allah'a yaklaştırmalarından başka bir sebeple kulluk etmiyoruz derler. Allah, anlaşmazlığa düştükleri konuda aralarında hükmü verecektir. Şu kadar var ki Allah; yalancı, inkarcı kimseye yol göstermez.
Bilin ki halis din, yalnız Allah için olandır. Ondan başka veliler edinenler ise, “Allah katında yakınlığa vesile olsun diye onlara tapıyoruz” derler. Anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında Allah onların arasında hükmünü verecektir. Yalancı ve nankör olanı Allah amacına ulaştırmaz.
Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah'ındır! O'nun yanında birilerini daha veliler edinerek, "Biz onlara, bizi Allah'a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.
ay Tañrı’nuñdur dįn śafį! ya'nį şirkden. daħı anlar kim duttılar andan ayruķ Tañrılar “ŧapmayavuz anlara illā anuñ-içün kim yaķın eyleyeler bizi Tañrı’dın yaña yaķınlıķ”. bayıķ Tañrı hükm eyler aralarında anuñ içinde kim anlar anuñ içinde ŧartışurlar. bayıķ Tañrı yol göstermez aña kim ol yalancıdur kāfir olıcı.
Bilmiş oluñuz ki Tañrınuñdur aru dīn ve ol kişiler ki andan özge ma‘būdidindiler eydüp ki: Biz ṭapmazuz anlara, illā bizi onlar Allāha yaḳın eylemeg‐içün. Tañrı Ta‘ālā ḥükm ider aralarında anlar çekişgen nesnede. TañrıTa‘ālā hidāyet virmez yalancılara ve kāfirlere.
Bil ki, xalis din (sırf ibadət, təmiz itaət) ancaq Allaha məxsusdur. Allahı qoyub (bütləri) özlərinə dost tutanlar: “Biz onlara yalnız bizi Allaha yaxınlaşdırmaq üçün ibadət edirik!” (deyirlər). Şübhəsiz ki, Allah ixtilafda olduqları məsələlər barəsində (qiyamət günü) onların arasında hökm edəcəkdir. Allah yalançı, nankor olan kimsəni doğru yola müvəffəq etməz!
Surely Pure religion is for Allah only. And those who choose protecting friends beside Him (say): We worship them only that they may bring us near unto Allah. Lo! Allah will judge between them concerning that wherein they differ. Lo! Allah guideth not him who is a liar, an ingrate.
Is it not to Allah(4243) that sincere devotion is due? But those who take for protectors other than Allah (say): "We only serve them in order that they may bring us nearer(4244) to Allah." Truly Allah will judge between them in that wherein they differ.(4245) But Allah guides not such as are false and ungrateful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |