Velekad darabnâ linnâsi fî hâżâ-lkur-âni min kulli meśelin le’allehum yeteżekkerûn(e)
Öğüt ve ibret alsınlar diye biz, andolsun ki, bu Kur'an'da her çeşit örnek getirmedeyiz insanlara.
Andolsun Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için (çeşitli problemlerin çözümüne dair) her bir örnekten vermiş (huzur ve kurtuluş çarelerini göstermişiz)dir. (Gerçekleri ve başlarına gelecekleri en uygun misallerle izah etmişizdir. Ki Kur’an’daki misaller, ilerideki sorunların çözümüne örnek teşkil edecektir.)
İşte biz bu Kur'ân'da üzerinde düşünsünler diye, insanların önüne her çeşit örnek getirmekteyiz.
Andolsun biz, belki öğüt alırlar diye bu Kur'an'da insanlara her tür örneği verdik.
Andolsun, biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Gerçekten biz bu Kur'an'da, insanlar için her şeyden misal getirdik; olur ki (onlardan) öğüd alırlar.
Andolsun! Biz bu Kur’anda, insanlar için her nevi örneği sunduk. Ki düşünüp idrak etsinler.
Biz bu Kur'ân'da insanlara, öğüt alsınlar diye her türlü örneği verdik.
27,28. Biz bu Kur'anda ihsanlar için her bir örnekten açıklamışız, olur ki, onlar öğüt alırlar, Arâpça olarak, iğrilik bulunmayan Kur'an indirdik, ola ki sakınalar
Andolsun ki, düşünüp akıllarını başlarına alsınlar diye Biz, bu Kur'an'da insanlar için temsil ve kıssalar yoluyla her türlü dolaylı anlatım tarzını kullanarak deliller sunduk, her türden örnekler verdik.
Bu Kur’ân’da insânlara bir çok meseller îrâd itdik. Tâ ki düşünsünler.
Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.
Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik.
Muhakkak ki biz, düşünüp ders alsınlar diye insanlar için bu Kur’an’da her türlü örneği ortaya koyduk.
Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.
Biz bu Kuran'da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar
Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.
Yemin ederim ki bu Kur'anda insanlar için her türlüsünden temsil getirdik, gerek ki iyi düşünsünler
Kasem olsun ki, öğüt alsınlar diye, biz bu Kur’ân’da, insanlar için her türlü misali verdik.
Ant olsun ki Kur'an'da insanlar için her konudan örnekler verdik. Umulur ki böylece öğüt alırlar.
Andolsun ki biz bu Kur'anda insanlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, her misâlden (örnekler) gösterdik.
And olsun ki, bu Kur'ân'da, insanlar için her çeşit misâlden getirdik; tâ ki ibret alsınlar.(1)
Gerçekten (üzerinde) düşünsünler diye biz, bu Kur’an’da insanlar için (temsil ve kıssalar yoluyla) her türden (dolaylı anlatım tarzını kullanarak) örnekler verdik.
Biz bu Kur’an da her türlü misali, insanlar için anlattık. Belki düşünürler!
Biz bu Kur’an da insanlar için örneklerin her türlüsünü verdik, öğütlensinler diye.
* Halk nasihat kabul etsinler, diye bu Kur/an/da onlara her şeyden misal getirdik.
Andolsun Biz, düşünüp öğüt alırlar diye bu Kur’an’da her türlü misali verdik.
Şüphesiz biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp düşünürler diye insanlar için her türlü örnekten verdik.
Doğrusu Biz bu Kur’an’da, insanlara hakîkati tüm berraklığıyla göstermeye yetecek her türden ibret verici misaller, apaçık ve çarpıcı örnekler verdik ki, bu ayetler üzerinde düşünüp öğüt alsınlar. Diğer bir deyişle:
And olsun her misâlden bu Kur’ân’da İnsanlar için örnek verdik! Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.
Resulüm biz, insanlara bu Kuran’da her türlü örneği verdik. Artık düşünmeleri gerekir.
Düşünüp öğüt alsınlar diye insanlar için her türlü örneği verdik!
Şüphesiz Biz bu Kur’an’da insanlara belki düşünüp (inanırlar) diye her türlü örneği getirdik.
İŞTE Biz, bu Kur’an’da üzerinde düşünsünler diye insanların önüne her türlü örnek olayı ³³ koyduk;
Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye bu Kuran’da insanlar için, her türlü misali verdik. 18/54, 30/58
Andolsun ki insanlar öğüt alsınlar diye biz Kur'an'da her çeşit örnekler verdik
Ve biz öğüt alsınlar diye bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik.
Andolsun ki, nâs için bu Kur'an'da meselin her türlüsünden irâd ettik, gerek ki onlar iyi düşünsünler.
Gerçekten Biz, insanlar düşünüp akıllarını başlarına alsınlar diye bu Kur'ân'da, her türlüsünden temsiller getirdik. [30, 28; 29, 43; 18, 54]
Andolsun biz, bu Kur'an'da insanlara, öğüt almaları için her temsili anlattık.
Onlar belki mütenebbih olurlar içün bu Kur'ân'da nâsa her dürlü meselleri darb itdik.
Biz bu Kur’an’da insanlar için her konuyu örnekledik ki akıllarını başlarına toplasınlar.
Biz bu Kur'an'da, insanlar için, düşünsünler diye her türlü misali verdik.
İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali vermişizdir.
Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
daħı beyān eyledük ādemįlere uşbu ķur’ān içinde [246b] her bir meŝelden ola kim anlar ögütleneler.
Taḥḳīḳ biz urduḳ ādemīlere bu Ḳur’ān içinde her meẟelden, illā kim anlar ögütleneler, didük.
Biz bu Qur’anda insanlar üçün hər çür məsəl çəkdik ki, bəlkə, öyüd-nəsihət qəbul etsinlər!
And verily We have coined for mankind in this Qur’an all kinds of similitudes, that haply they may reflect;
We have put forth for men, in this Qur´an every kind of Parable,(4284) in order that they may receive admonition.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |