25 Mayıs 2025 - 27 Zi'l-ka'de 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zümer Suresi 25. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Keżżebe-lleżîne min kablihim feetâhumu-l’ażâbu min hayśu lâ yeş’urûn(e)

Onlardan öncekiler de yalanladılar da azap, hiç anlamadıkları, ummadıkları yerden gelip çatıverdi onlara.

Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) yalanlamıştı; bunun üzerine azap, onlara hiç şuurunda ve farkında olmadıkları bir yerden gelip-yetişmişti.

Onlardan öncekiler de peygamberleri ve Allah'tan gelen gerçekleri yalanlamışlardı da, azap hiç anlamadıkları ve ummadıkları yerden gelip çatıverdi onlara.

Onlardan öncekiler de, peygamberlerin azapla ilgili uyarılarını yalanladılar. Hatırlarına gelmeyen, farkına varamadıkları bir yerden onlara azap yağdı.

Onlardan öncekiler de yalanladılar. Bu yüzden kendilerine hiç düşünmedikleri yerden azap geldi.

Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azab hiç farkında olmadıkları bir yerden gelip-çattı.

(Ey Rasûlüm, senin) o kavminden evvelkiler de peygamberlerini yalanladılar. Bunun üzerine ummadıkları bir yerden kendilerine azab iniverdi.

Onlardan öncekiler de (mesajları) yalanladılar. Fakat farkına varmadıkları bir yerden azap onlara geldi.

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da, onlara farkına varmadıkları bir yerden azap çattı.

Onlardan öncekiler yalanladılar, bilmedikleri yönden onlara azap geldi

Onlardan öncekiler de (peygamberleri) yalanladılar, bu yüzden farkına varamadıkları bir yerden kendilerine azap geliverdi.

Ânlardan evvelkiler dahî âyâtımızı tekzîb itdiler ve fakat hiç ummadıkları yerden ’azâba dûçâr oldılar.

Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı da farkına varmadıkları yerden onlara bir azap çatmıştı.

Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi.

Onlardan öncekiler de doğruyu yalan saymışlar; bunun üzerine tepelerine, nereden geldiğini anlamadıkları bir azap inmişti.

Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı.

Onlardan öncekiler de yalanladılar ve ceza, onların beklemedikleri bir yerden gelmişti.

Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, hatırlarına gelmez yönden azab geliverdi.

Onlardan evvelkileri tekzib ettiler, ettiler de kendilerine hatırlarına gelmez cihetten azâb geliverdi

Onlardan öncekiler de (peygamberlerinin azapla ilgili uyarılarını) yalanladılar. Fakat farkına varmadıkları bir yerden, (beklemedikleri bir anda) azap onlara geldi.

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da kendilerine hiç beklemedikleri yerden azap geldi.

Onlardan evvelkiler de (peygamberlerini) tekzîb etdiler de hatırlarına gelmeyecek bir cihetden kendilerine azâb gelib çatıverdi.

Onlardan öncekiler (peygamberlerini) yalanladı da hatırlarına gelmeyen bir yerden azab kendilerine geliverdi.

(Ey Resulüm!) Onlardan öncekiler de (hakikati ve mesajlarımızı tebliğ eden elçilerimizi) yalanlamışlardı. Sonra azap (bela) onlara hiç farkında olmadıkları taraftan geliverdi.

Onlardan öncekilerde yalanlamıştı da, habersiz bir anlarında azap onlara gelmişti.

Onlardan öncekiler de gönderilenleri böyle yalan saymışlardı da hiç ummadıkları yerden azap gelip kendilerine çatıvermişti.

Onlardan evvelkiler de peygamberlerini yalancı saydılar da farkında olamadıkları bir yerden kendilerine azap gelip çatmıştı.

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da azap kendilerinin farkına varmadıkları yerden gelmişti.

Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azap onlara hiç farkında olmadıkları bir yerden gelip çattı.

Onlardan önceki ümmetler de aynen günümüz inkârcıları gibi hakîkatiyalanlamışlardı fakat sonunda, hiç ummadıkları bir anda korkunç bir azap çöküvermişti başlarına!

Onlardan öncekiler yalanladı; onlara Azap farkında olmadıkları bir yerden geldi.

Bundan öncekiler, gerçekleri göz ardı ettikleri için, hiç ummadıkları yerden dayanılmaz acılara maruz kaldılar.

Sadece onlar değil, inkârda arkalarından gittikleri ataları da ayetlerimizi yalanlamalarından dolayı cezalandırılır. Şüphesiz onlar cezamızın geleceğini beklemiyorlardı.

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı ve bilemeyecekleri bir yerden onlara azap gelmişti.

Onlardan öncekiler de (Peygamberleri) yalanlayınca onlara farkına varamadıkları bir yerden azap geliverdi.

Onlardan öncekiler [de] hakikati yalanlamışlardı; bunun üzerine başlarına nereden geldiğini anlamadıkları bir bela gelmişti:

Zaten onlardan öncekiler de yalanlamışlardı ama hiç akıllarına gelmeyen, beklemedikleri bir yerden azap onlara gelivermişti. 10/13

Onlardan öncekiler de hakikati yalanlamışlardı; bunun üzerine, nereden geldiğini anlayamadıkları azap onları bulmuştu.

Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanladılar da, ummadıkları bir yönden azaba uğradılar.

Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi.

Onlardan evvelkiler tekzîp ettiler, sonra onlara azap hiç hatırlarına gelmeyen bir cihetten geliverdi.

Kendilerinden önce geçmiş bazı halklar da peygamberleri yalancı saydılar da hak ettikleri azap onlara hiç farkına varmadıkları, hiç ummadıkları bir yerden geliverdi.

Onlardan öncekiler de yalanladılar, bundan dolayı hiç farkına varmadıkları bir yönden onlara azab geldi.

Bu müşriklerden evvelkiler rasûllerini tekzîb iylediklerinden onlara bilmedikleri ve me'mûl itmedikleri zamân ve vakitde 'azâb geldi.

Onlardan öncekiler yalana sarılmışlardı da ummadıkları yerden kendilerine azap gelip çatıvermişti.

Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı da hiç farkında olmadıkları bir yerden azap onlara geliverdi.

Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Sonra azap onlara hiç farkında olmadıkları taraftan geliverdi.

Onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Fakat azap kendilerine, hiç farkında olmadıkları bir yerden geldi.

yalan duttı anlar kim anlardan ilerü-di pes geldi anlara 'aźāb andan kim bilmezler.

Yalanladı nebīleri özlerinden burun geçenler, pes geldi anlara ‘aẕābsizmedükleri yirlerden.

Onlardan (Məkkə müşriklərindən) əvvəlkilər də (peyğəmbərləri) təkzib etmişdilər. Buna görə də heç özləri bilmədikləri yerdən onlara əzab gəlmişdi.

Those before them denied, and so the doom came on them whence they knew not.

Those before them (also) rejected (revelation), and so the Punishment came to them from directions they did not perceive.(4282)

4282 Cf. 16:26 . They will be punished from quarters or in ways they do not perceive. From their Unbelief and Rebellion they think they derive great a... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.